deprem üzerinden devlete nefret söylemleri

bu durumu şu an için özellikle belirtiyorum ki " şu an için " doğru bulmuyorum. arkadaşlar devlet bizim devletimiz millet bizim milletimiz.
öfkeliyim. öfkeliyiz.
ama bunların dile getirilme zamanının şu an olmadığı düşüncesindeyim.

teşekkürler
random riellor sizlerde iktidarın çatısı altında nefretinizle boğulabilirsiniz.
: )
#2419377
yaptıklarım sen veya hiç kimseyi ilgilendirmez hayatım. gidip insanlıktan nasibinizi alın sonra muhatap oluruz ; )

ne zaman dile getirelim paşam, marmara depreminde 3 milyon insan öldükten sonra uygun mudur sizin için?

ölüp dirilen mehdimsi yazarların uydurduğu gibi bir nefret söylemi yok varsa da deprem bölgelerinde yok.

sitem vardır, yardım çağrısı vardır, feryat vardır, ağıt vardır da nefret söylemi yoktur. ben ayrılırken 50 kelime türkçe'yi zor konuşan bir amcamız allah devleti başımızdan eksik etmesin dedi. o sebepten böyle siyasi çıkarlar ya da ilgi için şaklabanlık yapmaya lüzum yok.

edit: ya sen ilgi çekmek için ölüm numarası yapacak karakterde birisin. yine ilgi çekmek için çeşitli şaklabanlıklar yapıyorsun. benim senden öğrenecek bir şeyim yok. başka insanların da olduğunu sanmıyorum. bunları köle kukilerine anlatman herkes için daha iyi olur.

nefret söylemi kurumlara karşı yapılmaz, kurumlara karşı olan şey tepki duymaktır, duygu kişilere karşı olur.

gezi olayları'ndaki, "başlangıçta güzeldi, sonra provoke edildi." tespiti gibidir. sevgili papatya masumluğu. bu hükümeti başımızdan atmak istiyoruz. hep istedik. hep isteyeceğiz. umarım ilk seçimlerde gidecekler. siz masumiyetinizin duygu denizlerinde boğulabilirsiniz.

(bkz: hangi devlet)?

devlet var, devlet var.. ağız alışkanlığı olan devlet var, hükümet şekline bürünmüş devlet var, resmi toplum kurumlarını işaret eden devlet var, bir erkek ismi olarak devlet var, var oğlu var..

hangi devlet? nefret sahibine de zarar ancak öfkemizi nereye kusacağız.

kutsal tipi devlet anlayışına karşı olan bir komünist olarak son yirmi yılı zarfında şu topluma edilen tecavüzü, devlete küfür edilmez, nefret kusulmaz nidaları ile örtbas etmeye çalışanlara ayar oluyorum ben artık.

halk düşmanı halkçılar! uyanın artık güzellik uykunuzdan!

ne devleti? hangi devlet?

aslında şu ana kadar insanlar kendilerini baya iyi tuttular diye düşünüyorum. bu da milletin duyarlılığından kaynaklanıyor.

bu görsel müthiş ya ne zaman bi aklı evvel çıkıp “şu anda” “şu durumda” “şu zamanda” doğru bulmuyorum dese yapıştırıp geçiyorsun görseli. müthiş müthiş.

işini doğru düzgün yapmayan devlete nefret kusmanın vakti ve zamanı yoktur fikrimce.
hele ki bu tarz durumlarda devletin varlığını ve gücünü fark ettirmesi gerekirken tam tersine aslında halkının yanında olmadığına ve önemsemediğine şahit olmak bu nefreti daha da arttırıyor.

(bkz: devlet)
(bkz: iktidar)
şahsen; deprem üzerinden, çemişgezek kanarya severler derneğini suçluyorum.

bir birimizi yemeye mi başladık yine? daha afetin üstünden 1 hafta geçmedi. hepimiz farklı bölgeler de yüksek risk altındayız. deprem ve ilk yardım konusunda bilgilenmek ve önlem almak için bir birimizi teşvik etmemiz gerekirken bu kavga neden? hükümetler geçicidir. elbet her şeyin bir sonu var. bunu zamanı gelince vatandaşlık görevlerinden birisi olan "oy" kullanarak yapalım. şu an tartışmanın hiç bir anlamı yok.

aynı yazıyı başka bir entride de yazmıstım ama buraya da çok uygun olduğu için buraya da yazayım.

pelikan çetesinin yedikleri haltlar ortalığa saçılınca emniyet sübabı olarak kullandıkları tanımlardan biridir.
ama bu cümleyi fukara ahmet emmi söylediğinde artan sinir kat sayınızı daha tahammül edilebilir seviyelere çekecek bir anektod paylaşayım.
türkiyede halkın büyük kısmının yabancı dil ve genel adabı muaşeret kurallarını bilmediği için entellektüel ortamlara girmekten çekindiğini, kültürüne ters ve samimiyetsiz bulduğunu, zorunda kalması durumunda da çok rahatsız hissettiğini ve bunun hep bir travma ve yetersizlik hissi yarattığını cebinize koyun. kendi halkının aydın ve 'kibar' kesiminden de aynı sebepten pek haz etmediğini de.
cb nin ve de onun dünya görüşünü paylaşanların kafasında şöyle bir imge var 'oval masa etrafında toplaşmış türkiyeyle alay eden, batılı, smokinli zengin, kibirli hanslar georgelar'. bunların tam olarak kim olduğu hayal eden kişiye göre değişmekle beraber, tam isimlerini söylemeye çekindiklerinden 'dış mihraklar' ya da 'faiz lobisi' gibi imalı hitaplar kullanıyorlar. bu imgenin bir yerlerde fiziksel olarak da gerçekten var olduğuna inanıyorlar ve içlerinde hep bir gün bu heriflere gününü göstermek arzusu var.
orta çağdan beri toplumların bilinçaltındaki haç ve hilal savaşının iki tarafın da muhafazakar kesiminin üstünde heyula gibi durduğunu da aklınızdan çıkarmayın.
halkın bu zaafını bilen pelikan çetesi bir taraftan sürekli 'devletimizi rezil etmeyelim, bizim kötü durumlarımızı bilmesinler, zayıf görünmeyelim' diyerek bu yarayı kaşıyıp durur.
'aman batıya bizimle alay edecek koz vermeyelim'
bu çok iyi bir manipülasyon yöntemidir.
bunu pekiştirmek için pelikancı medya kanallarından 'bu türkler de çok oluyor dedirttik' 'osmanlı tokadı' 'türkiye karşısında dilleri tutuldu' gibi manşetleri bol bol görürüz. haksız kazançlarını bol gösterişle süsleyip kısa yoldan zenginliklerine zenginlik katarken, şaaşalı parti propagandalarıyla fakir fukaraya devletimiz aslında çok güçlü algısı yaratırlar, sorgulama alanı bırakmayıp bütün düzenlemeleri rüşvet ve yolsuzlukla kendi lehlerine çevirtirler.
fakat pelikancıların rant piyasası çok üzerinde düşünülmemiş temellerle kısa yoldan zengin olmayı hedeflediği için gün olur bir yerde çok büyük patlar. bütün yolsuzluklar kirli çamaşırlar ihmaller ortalığa dökülüp rezalete sebep olur. pelikanın ipliği pazara çıkacakken bu noktada troller devreye girer, gariban halka 'renk vermeyelim batıya rezil olmayalım' çağrısı yapar. büyük bir sosyal medya algı operasyonu başlar.
'kol kırılır, yen içinde kalır'
siz hakkınızı aramak isteyip sesinizi yükseltince, türkiyeyi batıya karşı komik duruma düşürmekle, zayıf göstermekle, hainlikle, artık rezaletin aşikarlık miktarına göre teröristlikle suçlarlar. bu fakir fukara halkın tam yumuşak karınlarından darbe aldıklarını ve sistematik manüplasyona maruz kaldıklarını unutmayın. kimse aptal falan değil, rezaletin onlar da sizin kadar farkındalar. ama o sırada en büyük korkuları batının türkiyeyi hor görmesi, küçük düşürmesi hatta ele geçirmesi. adamlar vatan millet aşkına bunu yaptığını sanıyor yani. siz devlete derinden zarar veren çürük sistemi nasıl böyle savunduklarına şaşırıp akp seçmenine kızarken, o da sizin ülkenizi açık etmeye çalışmanıza anlam veremiyor, ingiliz ajanlarının manipülasyonlarıyla kandırıldığınızı düşünüyor, ya da ispiyonlamanız için para aldığınızı falan. tıpkı gezi parkı olaylarında yaşadığımız gibi. twitterdaki bütün şikayetlerinizin altına sen hain misin yazmalarının sebebi bu. muhalif kanallarımızı türkiyedeki sorunları konuştuğu için cia zannetmeleri, bi amcamın depremde onca trajedinin ve kabusun içinde fox kamerasına yanaşıp 'durumumuz çok iyi, devletimiz yanımızda' demesi bu yüzden. yandaş kanalların güllük gülistanlıkmış gibi haber yapmasını bu yüzden destekliyor. bakan nebatinin depremin ikinci günü 'her şey kontrol altında, tek sorunumuz sosyal medyadaki yalan haberler' demesi bu yüzden. gerçi bu biraz fazla kör göze parmak oldu, yandaş medya haberin içeriğini hemen değiştirmiş.
afet bölgesine yardıma gittiğinde, gaza getirilmiş akpli vekilin, depremzedelerin çaresizliğini dış basınla paylaşır paniği ile ekrem imamoğluna saldırmasının alt metni bu.
rezaleti ihmal değil, kader, mukadderat, fıtrat gibi kelimelerle tanımlamaları bu yüzden. yani biz aslında her şeyi büyük ülkeler gibi çok düzgün yaptık ama allah böyle buyurdu, alnımızın yazısı. batının başına gelseydi mahvolmuştu vs. tabi bilim öyle söylemiyor. gerçekleri saklamaya çalışan pelikanlar alelacele karşı saldırıya geçer. iftira ve karalama kampanyası başlatıp ilgiyi kendilerinden uzaklaştırırlar. sizin için bariz dalavere olan bu durumu büyük kitlelerin o anda anlaması mümkün değil. baktılar kurtaramıyor o zaman da şimdi siyaset zamanı değil diyerek işin aslını dinlemeyi reddederler. televizyonlarda güçlü sağlam türkiye, deviz, kuvvetliyiz, en ultramega proje bizde, en birinciyiz, turbosüperiz dönmeye başlar.
dışardan görünen imajımızın güçlü olması için, içerden çürümeye meydan vermememiz gerektiğini anlamamız, özellikle de her iki taraftan da birbirimizi anlamamız dileğiyle diyerek, deprem üzerinden devlete nefret söylemi adlı romanımı sonlandırırım diyorum.
örnek de vereyim https://www.aksam.com.tr/ya...

kahvede okey oynayanları sevenler derneğine yapacaktık biz söylemleri yanlış oldu pardon.

az önce akrabamla konuştum, kendisi mevcut hükümeti hiç tasvip etmez, dernekler belediyeler yardım gönderdi, her şeyimiz var diyor.

şimdi benim normal zamanda gerçekten hiddetli ve şiddetli olabilen yakınım bu gün çok şükür her şeyimiz var diyebildiyse, buraya yardım gelmedi diyenin de samimiyetini sorgulayamayacağım.

bize yardım gelmedi diyenin önünden mikrofonu uzaklaştıran, konuşma yapacağı zaman felaketten kurtulmuş minicik çocukları omuzlarına bir battaniye vermeden dizen bir devlet söz konusu ise de, bu söylemler de kaçınılmaz olacaktır.

başlığı açan yazarın ağzından : "devlet bizim devletimiz"
devlet öyle düşünüyor mu acaba?
şunu okuyun ve izleyin:
twitter.com/ibrahim___ethem...
bu devlet bizim mi yoksa bir avuç para babasının devleti mi?
bu devlete siz muhabbet duyabiliyorsanız sizde ciddi bir kişilik sorunu var demektir. şu olay soruşturulmayacaktır bile.
hatay'ın bir ilçesinde çöken bir binadan, ikisi arkadaşımız on iki kişinin cenazesi çıkartıldı. binanın altında bir düğün salonu var. tüm kolonlar kesilmiş. belediye ekpleri görmezden gelmişler.
bu mudur yani. devletimize muhabbet gösterelim, yaptıklarını, edimlerini ne olursa olsun hoş görelim. bir tane günah keçisi, veli göçer gibi bulalım. suçu ona iteleyelim. allah devletimize zeval vermesin.
devlet benim için var hacıııı. benim, anamın, babamın, çağamın, bebemin sağlığı ve rafahı ve emniyeti için var. beni öldürenin başına bir şey gelmesin, ağzının tadı bozulmasın diye değil.
böyle düşünen devlete nefret kusarım ben.

bayılıyorum böyle başlıklar açan aktrollerin zeka seviyelerine.
akp nin istediği buydu aslında. başa geldiği günden itibaren gerek devleti gerekse toplumu gerici bir anlayışla dizayn ettiler. ülke içinde tarikat ve cemaatleri desteklediler ki hayat koşullarına isyan etmeyen, şükürcü ve tevekkülcü olsunlar, başımıza gelen her felakete allah'ın taktiridesinler diye. başarılıda oldukları görünüyor gerek sözlükte gerekse çevremizde çok var böyle tipler.
depreme gelince, bağıra bağıra geldi.
depremden 2 ay önce iyi partili başkan uyarmış! "kahramanmaraş'ta 2 büyük deprem bekleniyor..."
buradan
peki ne yapıldı?
hiçbir şey...
hatay devlet hastanesinin depremde bir bölümü çöktü. hasta ve doktorlar vardı çöken bölümde. aslında 2012 yılında depreme dayanıklı değildir raporu verilmişti.

niye önlem alınmadı?
deprem olduktan sonra da gördük ki deprem olur olmaz afet bölgesinde olması gereken tsk nin darbe yapar korkusu ile kışladan çıkartılmaması yüzünden yaşanan olumsuzluklar vardı.
o kadar çok yanlış var ki hangi birinden bahsedelim...
bunlar kader planının içinde olan şeyler? diyerek susalım mı?
şah damarımız yaralı olabilir ama ar damarımız sağlam hala...

öncelikle eleştirilen devlet değil iktidardır. iktidar gelip geçici, devlet bakidir. devletin makam koltuklarında oturanlar devleti temsil eder. yaptıklarını ona göre yapmalı, ağzından çıkanı iki kere tartmalıdır. işini iyi yapamayıp makam işgal edeni, yetkilerini menfaatleri uğrunda kullananları, gördüğü yolsuzlukları halı altına süpürenleri halk eleştirir, en doğal hakkıdır.
bir diğer konu atı alan üsküdar'ı geçtikten sonra eleştirmenin anlamı yok. iş işten geçtikten sonra milletin nabzı soğuyunca herkes unutuyor, yapanın yaptığı yanına kâr kalıyor.
bir siyasi parti şu durumda bile şov yapmayı, oy kovalamayı hedeflerken biz eleştirince mi şimdi sırası değil oluyor. geçiniz.

devleti yöneten ve sorumluluğu olanları eleştirebilme özgürlüğü demokrasilerde kesinlikle gereklidir. bu tip eylemler nefret söylemi olarak nitelenmemeli.

sadece hükümetten değil muhalefetten de tiksinmek gerekiyor.

ülke tarihinin en kötü hükümetine gelmiş geçmiş en kötü muhalefet partisi denk geldi.

çıldırırsın.