derin yokluğuyla cezalandıran sözlük kızı

yokluğunun derinden hissedilmesini arzulayıp arzulamadığını bilemeyeceğimiz, hatta birilerini cezalandırmak için mi sessizliğe büründüğünü veyahut sözlükten çekildiğini de bilemeyeceğimiz bilinmezliklerle dolu sözlük kızı/kızlarıdır...

şu kızlar neden insanda hep böyle yareler açarlar sanki...
giden her sözlük kızı kalbimde yaradır...

diyebileceklerim bu kadar.
bu aşıklık duygusu, bu içime sığmayan sevgi bolluğu korkarım bir gün beni öldürecek.

ah sözlük kızları ah...
ne vardı gidecek?

adına sevgili dediği biriyle beraberdir, bir iki aya ayrılıp gelir

varlığının değerini bilmeyeni yokluğuyla terbiye etmiştir.
prenses olmak için prense ihtiyacı yoktur, çünkü kralın kızıdır.
allah'ın kezbanı seni.

oha mis gibi ergen acısı, özlemişim böyle acıları.

(bkz: derin yokluk)

benim bu başlıktan anladığım tek şey sözlük kızının yokluk çekmesiyle kalan sözlük insanlarını cezalandırması. bak güzelim sana buradan tek mesajım var: fakir olman bizim sorunumuz değil. aslında fakir olman babanın ya da senin de suçun değil. üstadın da dediği gibi kayınpederinin fakir olması senin salaklığından.

2 gündür yokuz ayağa kaldırmışsınız yine ortalığı.. tamam, geldim....

ironik apla ve yancilari keşke bizi böyle cezalandırsa dediğim kadınlardır.

tarihin en büyük dramlarından birini yaşatan kızdır. kimi sevdiysek gitti kime yanladıysak uçtu kime yavşadıysak alnımızın çatına kafa iznini yapıştırdı. ben, yüce şahsım, lahmacun alt tire 34 olarak sözlük hanfendilerinden çektiğimi ortaokuldaki kekolardan çekmedim. artık yüreğim o kadar yorgun ki kimseye karşı güvenim kalmadı.

ben, lahmacun alt tire 34, sözlük hanfendilerine yanlamayı tam olarak şu an bırakıyorum, bıraktım.

helal olsun ona.
ben böyle insanlara çok özeniyorum. çünkü ben susmaksızın konuşarak cezalandırıyorum insanları. hiç yokluğumla cezalandırmayı beceremiyorum. yeterince cezalanmamış olur, kafa dinlerler gibi geliyor.