devlet halk için mi halk devlet için mi var sorunsalı

günümüz türkiye'sinin tartışması gereken bir sorunsal.

bence devlet halk için varken bazılarına göre halk devlet için vardır denilmekte peki ama neden

ben tek kişi doğa da istediğim gibi yaşayabilirim evet yaşarım. devlet ise ben,sen,siz,onlar,bunlar ve şunlar olmasa yaşayabilir mi hayır. hayır devlet ben olmadan yaşayamaz o yüzden devlet halk için vardır diyorum , 'sen sus vatan haini!' diyorlar . e ama ben olmasam benim vergim olmasa senin vergin olmasa devlet nasıl ayakta dursun diyorum , ' şükür bizim allahımız var' diyorlar.

ben bir insanım ve düşüncelerim var bir kitap yazmalıyım . kitabımı yazdım aa devlet vergi kesmiş, olsun!
ben bir insanım ve yeteneklerim var bir müzik yapmalıyım. müziğimi yaptım aa devlet vergi kesmiş, olsun!
ben bir insanım ve özgürce yaşamak istiyorum özgürce gezmek istiyorum . özgürce yaşayamadım ve özgürce gezemedim ama neden vergi den dolayı araba alamamış yine vergi den dolayı bir bilet alamamışım...
ben bir insanım ve özgürce düşüncelerimi beyan etmek istiyorum. yapamadım çünkü dönemin hükümeti ile ters düştüğüm için içerdeyim!

devleti besleyen, büyüten ve geliştiren halktır. halk olmazsa o devlet yok olur, halk olmazsa o devlet yerin dibine girer!

(bkz: devlet halk için vardır)

halk, devletini kendi seçtiği için, devletin halk için olması durumunda olmamız gerekli. ama güzel ülkemin birtakım insanları şükür politikaları sayesinde devleti ulu bir kavim, adeta bir tanrı olarak görüp yücelttiklerinden dolayı olması gereken şeyler olması gerektiği gibi değil.

(bkz: mihail bakunin)
(bkz: tanrı ve devlet)

(bkz: tehlikeli sularda yüzmek)

olması gereken devletin halk için varolmasıdır. anayasalarda yer alan hukuk devleti, sosyal devlet gibi ilkeler ile pozitif, negatif ve aktif hakların düzenlenmesi devletin halk için varolduğunu gösterir. inanmadınız değil mi.. evet, zaten öyle değil. tüm bunlar halkın gözünü boyamak içindir. devlet sadece kendisi için vardır. devlet, bencil ve egoist bir kavramdır. hukuk, dediğimiz bilimi kendi çıkarları için kullanır. halk ise devletin varolması yolunda gereken 3 unsurdan sadece beşer olan kısımdır. yani devletin varolması amacınaa basit bir araçtır..

devlet tabiki halk için var.yani öyle olması lazımdı.

franz oppenheimer; devlet denen aygıtın, göçebe hayduların yerleşik düzendeki toplumları haraca bağlamasıyla oluştuğunu iddia eder.

haraca bağlama işi zamanla sistematik hale geldiğinden, haydutlar sürekli git-gel yapmamak için yerleşik toplumun içerisine haraçların toplanacağı bir otağı kurarlar. bu otağıda haraçların düzenlenmesi işiyle uğraşan haydutlar (memurlar) çalışır. zaman içinde bu otağı, yerleşik halkın arasındaki hukuk problemlerini de çözmeye başlar. en sonunda da devlet dediğimiz ortak duygu oluşur.

tabii ben epey bir özet geçtim. sonuç olarak ortada simbiyotik bir ilişkisi var. devlet halkın hukuk ve güvenliğini sağlar, halk da devlete vergi öder. olması gereken budur. tabii bizim devletimiz hariç. bizimkinin hukuk ve güvenlik dışında yapmadığı iş yok. tiyato falan yapıyor, ne bileyim kafeterya neyin işletiyor. neyse besim tibuk'a bağlamadan bitireyim entryi en iyisi...

bu arada oppenheimer'ın devlet kuramına şu makaleden ulaşabilirsiniz.

devletin ve halkın temeline inersek kimin kim için olduğu daha net anlaşılır diye düşünüyorum. halkın temeli aileye dayanır; devletin temeli ise toplum olmaya. önce aile vardı, aile büyüdükçe ve ilişkiler geliştikçe toplum oluştu. toplumlar geliştikçe de merkezi bir güç etrafında devlet yapıları ortaya çıktı. demek ki ne devlet halk için ne halk devlet için.. her iki kavram da birbirinin bütünleyicisi olarak görülebilir. devlet uygarlık tarihi üzerinde insanın oluşturduğu en önemli toplumsal yapıdır. yapı-fail dikotomisi gereğince şimdi kim kim içindi kim kimi oluşturdu diye tartışmamız normal. diyalektik olarak bakarsak devlet ve halk iki zıt kutbu temsil ediyor görünse de aslında birbirini bütünleyen bir yapıya evrilme sürecindedir. bu sürecin sonunda dünyada tek bir devletin olacağına dair teoriler bile var ama onlar bu başlığın konusu değil sanırım.

onu bilmem ama göksel'in çok güzel memeleri var. pazar pazar hiç ciddi konuşamam, kusura bakmayın.

türkiyede devlet (bkz: otlakçı)

devlet mi halk için halk mı devlet için var sorunsalı şeklinde düzeltilmesi gereken beyin yakan başlık.

avrupa da devlet halk için vardır, halkına hizmet için.

ama bazı ülkelerde halk devletin başındakileri zengin etmek için vardır. ego ve para hırsı olanlar devletin başında olmamalı.

devlet, avcı-toplayıcı yaşam tarzından tarım toplumu yaşam tarzına geçen insanların bu geçişle birlikte ortaya çıkan yeni sorunları çözmek ve yeni ihtiyaçları karşılamak için insanların icat ettiği bir olgudur. tarihsel süreç içerisinde kurumsallaşıp bugünkü halini almıştır. yani temelde zaten insanın yine insan için icat ettiği sosyal bir mekanizmadan bahsediyoruz. politikanın gelişimi ise bundan çok daha sonra, kentlerin, sitelerin ortaya çıkmasıyla mümkün olmuştur. politika kavramını ayrıca ele almak lazım, burada antik yunan'ın da büyük bir önemi var. bizim bildiğimiz anlamda ilk devlet, yani şehir devletlerinden daha büyük kapsamlı ilk devlet ise güneyli göçebe yağmacıların sargon'un liderliğinde sümerlerin kent devletlerini hegemonya altına almaları sonucu ortaya çıkan akkad imparatorluğudur.

tarım toplumuna geçişte, önce köylerin, sonra sitelerin ve kentlerin oluşmasıyla birlikte tabii ki toplumsal sınıflar da ortaya çıkmaya başladı. çiftçiler, zanaatkarlar, askerler ve din adamları arasında zamanla denge askerler ve din adamları lehine bozuldu. neticede iş bölümünde yönetim, sevk ve idare bu sınıfların, yani askerlerin ve din adamlarının payına düşen vazifelerdi. tarım toplumunda bizim devlet olarak adlandırdığımız yapı da dolayısıyla bu sınıfların hakim olduğu bir mekanizma halini aldı. özünde insan ihtiyacından doğan bir olgu, insan üzerinde bir zümrenin, ailenin, kişinin tahakküm kurduğu bir yapı haline geldi.

sanayi devrimi ve fransız ihtilali konuyu bambaşka bir yere getirdi tabii ki. bugünkü modern devletin oluşumunda bu iki tarihi sürecin yeri çok önemlidir. sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan işçi sınıfı, yöneten-yönetilen arasındaki ilişkinin yapısını da değiştirdi ki köleliğin kaldırılması da bununla bağlantılıdır. aksamalar, inişler çıkışlar olsa da günümüz devlet anlayışında yasal zeminde yine insanın ön planda olduğu bir yapıyı görebiliriz.

devlet halk içindir fakat halkta devlet içindir.ikisi birbirini tamamlar.halk olmazsa devlet olmaz,devlet olmazsa halk olmaz.devlet halkın hizmeti için vardır.eğitim,güvenlik,sağlık gibi temel ihtiyaçları giderir.devlet olmazsa halk yada topluluk sağlıktan,eğitimden ve güvenlikten mahrum kalır ve halk denen kavram yok olur.hallk ve devlet birbirini tamamlar ve devlet kutsal değildir,devlet bir kurumdur

devlet halk içindir ama bu reelde ne kadar uygulanıyor tartışılır. bu her devlet için geçerlidir.

devletin halk için olması ne haddimize. tabiki de halk, devlet için vardır. yani en azından türkiye'de öyle denilesi sorunsal. biz marabayız ağam.

halk devlet içindir çok mantıksız bir önerme. devlet sadece kendi vatandaşları için kurulur. aydınlardan oluşan bir topluluk devlete ihtiyaç duymayabilir tıpkı göçebe yaşayan insanlar gibi.

başlangıçta halk devlet içindi. yöneticilerin halka sahip olup, her istediğini yapma zamanlarında da bir devlet vardı neticede. bakınız derebeylik. bakınız sultanlık. bakınız ortaçağ krallıkları. bakınız köy kabileleri. aşiretler. emirlikler. vb. vb.

ne zaman ki kitleler "biz çok kalabalığız aga. bu kim köpek. yürüyün meşalelerle saraya." demeye başlamıştır. artık devlet halk için olmuştur.

heyhat, öne geçtim diye koşmayı bırakan tavşan tarzı kitlelerde, bu halkın yönetimini emaneten sürdüren kişiler yine eski 'halk devlet içindir anlayışına dönmeye' başlarlar.

hisse : her toplumun aralıklarla silkelenmeye ihtiyacı vardır. ne kadar sürünür, ne kadar tozlanırsan o kadar sık silkelenmelisindir. bunu bilen gelişmiş ülkelerin yöneticileri halkını süründürmez ki silkelenmeye ihtiyaç hissetmesin. eyyorlamam bu kadar.

benzer işler (bkz: yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan) ikisi de birbiri içindir. halk olmazsa devlet olmaz, devlet olmazsa halk kalmaz

parayı kim veriyorsa patron odur. halk para vermezse devlet ne yer?