1.
eskiden güzel bir kızı varlıklı bir aile istediğinde kızı gaza getirmek için söylenen sözlerden biriymiş.
aileye yakın bir bayan tarafından yılışa yılışa : hadi iyisin kız başına devlet kuşu kondu. biçiminde ....
aileye yakın bir bayan tarafından yılışa yılışa : hadi iyisin kız başına devlet kuşu kondu. biçiminde ....
devamını gör...
2.
devlete ait olan kuştur :)
devamını gör...
3.
orhan kemal eseri.
devamını gör...
4.
hüzünlü bir öykü..
devamını gör...
5.
devlet" sözcüğü osmanlıcada şans ve talih anlamları da taşır. halk edebiyatındaki "huma kuşu" dur. muhteşem bir kadın ismi olarak da "umay" dır.
aynı zamanda orhan kemal ustanın 1958 de yayınlanan eseridir. bu eser bugün yazılmış olsa övmezdim. lakin kendi yüzyılı için kült bir romandır. edebiyatta bir çok kez esinlenilmiş halleri mevcuttur. hatta sinemamız için bile bir kült haline gelmiştir. çok değişik biçimlerde senaryolaştırılarak sinemaya uyarlanmıştır. en büyük zavallığımız olan yoksulluğa yabancılaşma halimize karşı antikor oluşturur böyle eserler. bu çağda da mutlaka daha ileri ve iyi versyonları yazılmalıdır. sulu sulu işçi romantizminden her alanda gına geldi.
yukarıda dediğim gibi iyi bir romandır. fakat asla ustanın en iyi eseri olan 72. koğuş gibi bir şahaser, başyapıt değildir.
geçen yüzyılda sosyalist düşünürler sınıf atlamanın insanı nasıl yozlaştırıp dejenere ettiği üzerine sayısız kitap yazdı. lakin marks bile esas olarak yoksulluğun insanı nasıl ahlaksız bir canavara dönüştürdüğünden bahsetmedi. yoksulların kötülüğü hep bireysel bozulma olarak ele alındı. oysa hem türk hem dünya edebiyatında bu konuda iyi eserler verilmiştir. fakat yeterli olmamıştır. bunlardan en iyisi kafka'nın böcek romanıdır. defalarca okunmalıdır.
bu yüzyılda ya sosyalizmi inşa edeceğiz ya da elli yıl yetecek bir dünyamız bile kalmadı. bu kurtuluşu ıskalamamanın en önemli şartlarından biri yoksulluğun birey ve toplum üzerindeki tahribatına daha çok dikkat çekebilmektir. orhan kemal de edebiyat yaşamında hep bunu yapmaya uğraşmıştır.
aynı zamanda orhan kemal ustanın 1958 de yayınlanan eseridir. bu eser bugün yazılmış olsa övmezdim. lakin kendi yüzyılı için kült bir romandır. edebiyatta bir çok kez esinlenilmiş halleri mevcuttur. hatta sinemamız için bile bir kült haline gelmiştir. çok değişik biçimlerde senaryolaştırılarak sinemaya uyarlanmıştır. en büyük zavallığımız olan yoksulluğa yabancılaşma halimize karşı antikor oluşturur böyle eserler. bu çağda da mutlaka daha ileri ve iyi versyonları yazılmalıdır. sulu sulu işçi romantizminden her alanda gına geldi.
yukarıda dediğim gibi iyi bir romandır. fakat asla ustanın en iyi eseri olan 72. koğuş gibi bir şahaser, başyapıt değildir.
geçen yüzyılda sosyalist düşünürler sınıf atlamanın insanı nasıl yozlaştırıp dejenere ettiği üzerine sayısız kitap yazdı. lakin marks bile esas olarak yoksulluğun insanı nasıl ahlaksız bir canavara dönüştürdüğünden bahsetmedi. yoksulların kötülüğü hep bireysel bozulma olarak ele alındı. oysa hem türk hem dünya edebiyatında bu konuda iyi eserler verilmiştir. fakat yeterli olmamıştır. bunlardan en iyisi kafka'nın böcek romanıdır. defalarca okunmalıdır.
bu yüzyılda ya sosyalizmi inşa edeceğiz ya da elli yıl yetecek bir dünyamız bile kalmadı. bu kurtuluşu ıskalamamanın en önemli şartlarından biri yoksulluğun birey ve toplum üzerindeki tahribatına daha çok dikkat çekebilmektir. orhan kemal de edebiyat yaşamında hep bunu yapmaya uğraşmıştır.
devamını gör...