1.
orhan kemal'in aynı adlı romanından uyarlanmış olan 1980 yapımı filmdir. yönetmenliğini memduh ün yapmıştır.
filmin başrollerinde kemal sunal, serpil çakmaklı, reha yurdakul ve bülent kayabaş vardır.
filmin başrollerinde kemal sunal, serpil çakmaklı, reha yurdakul ve bülent kayabaş vardır.
devamını gör...
2.
ılkini 1963'te ayhan ışık ikincisini 1978'de kemal sunal başrolle oynayarak çekilmiştir ayhan ışık'ın oynadığı 1963 yapımı film bir dram filmi iken 1978'de kemal sunal'ın oynadığı bir komedi filmidir hangisinin daha iyi olduğunu sorarsanız ayhan ışık'ın oynadığı film daha fazla derinliğe sahip bir filmdir ancak kemal sunal'ın komik havası filmlere kattığı güldürme potansiyeli ile 1978 yapımı filmde güzeldir izlenir ayrıca 1978 yapımı filmdeki saçlarını sarıya boyatmış serpil çakmaklı 21 yaşlarında ve oldukça güzeldir
devamını gör...
3.
bir memduh ün filmidir.
filmin senaryosunu da yönetmen memduh ün, orhan aksoy ve bülent oran birlikte yazmıştır. senaryo büyük romancı orhan kemal'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. filmin başrollerinde büyük komedyen kemal sunal, serpil çakmaklı, bülent kayabaş, bu filmdeki rolüyle ters köşe yapan yadigar ejder, hüseyin kutman, reha yurdakul ve zehra uçar oynamıştır.
aynı mahallede yaşayan üç arkadaş arasında jean paul belmondo'ya muhteşem benzerliği ile öne çıkan bir tanesi çok zengin bir müteahhitin kendine aşık olan kızı sayesinde devlet kuşu ile tanışır. arkadaşları ile birlikte bir iş kurma hayalleri kuran bu yakışıklı genç başına konan bu devlet kuşunun ilk başlarda sandığı kadar hayra alamet olmadığını zaman içinde anlar. bu esnada ise birçok şey ciddi şekilde değişmiştir.
kemal sunal filmleri bir şekilde kendini izletir. bu filmi de her zaman aynı keyifle izlerim. ancak ne orhan kemal'in yazdığı roman ne de bu filmi daha önce çekilmiş versiyonu komedidir. o yüzden bu filme karşı biraz mesafeli olduğumu da söylemeliyim.
filmin senaryosunu da yönetmen memduh ün, orhan aksoy ve bülent oran birlikte yazmıştır. senaryo büyük romancı orhan kemal'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. filmin başrollerinde büyük komedyen kemal sunal, serpil çakmaklı, bülent kayabaş, bu filmdeki rolüyle ters köşe yapan yadigar ejder, hüseyin kutman, reha yurdakul ve zehra uçar oynamıştır.
aynı mahallede yaşayan üç arkadaş arasında jean paul belmondo'ya muhteşem benzerliği ile öne çıkan bir tanesi çok zengin bir müteahhitin kendine aşık olan kızı sayesinde devlet kuşu ile tanışır. arkadaşları ile birlikte bir iş kurma hayalleri kuran bu yakışıklı genç başına konan bu devlet kuşunun ilk başlarda sandığı kadar hayra alamet olmadığını zaman içinde anlar. bu esnada ise birçok şey ciddi şekilde değişmiştir.
kemal sunal filmleri bir şekilde kendini izletir. bu filmi de her zaman aynı keyifle izlerim. ancak ne orhan kemal'in yazdığı roman ne de bu filmi daha önce çekilmiş versiyonu komedidir. o yüzden bu filme karşı biraz mesafeli olduğumu da söylemeliyim.
devamını gör...
4.
"basit insanlar üzerinde otorite kurmak daha kolaydır"
memduh ün tarafından yönetilen 1980 yapımlı türk filmi olup başrolde ise kemal sunal
serpil çakmaklı
reha yurdakul
bülent kayabaş
mehtap ar
yadigar ejder yer alır.
yoksul bir adam olan ve arkadaşlarıyla aylaklık etmeyi seven belmondo mustafa lakaplı gencin başından geçenleri ve sınıf farklılıklarını konu edindiği söylenebilir.
komşu kızı aynur'u seven mustafa'nın hayatı zengin bir müteahhitin mahalleye kızının adını vereceği bir apartman yaptırmak istemesi ile değişir.
mustafa ile zengin kız hülya'nın evlenmesini isterler; o ise başına konan bu devlet kuşunun gerçek sevgiden uzak olduğunu anlayıp sevdiği kadına; aynur'a dönecektir.
aynur onu yoksul hâliyle de sevmiştir, mustafa ise parasız olduğu için ailesine bile yük olarak görünür.
filmin insan değerinin parayla ölçülmesini işlediği de söylenebilir; mustafa'nın babası oğluna "adam yerine konması için çalışması gerektiğini" söylemesi bile filmi özetler niteliktedir.
zenginin fakir üzerindeki otorite kurması filmin değindiği önemli konulardan bir diğeridir.
film hakkında kendi fikrimi belirtmem gerekirse; işlediği konu bakımından kötü bir film olduğu söylenemez ama kemal sunal seviyesinin altında kalan bir film olduğu söylenebilir.
dönemin yaşantısı, yoksulluk, aşk, fakir/ zengin arasındaki kültürel farklılık gibi konuları yakından izlemek iyiydi.
kemal sunal'ın adamın yüzüne karpuzu bastırdığı sahnede baya güldüm.
mustafa karakterinin zengin olan kızı çirkin bulduğu için sevmemesi güzel değildi, çirkin olanı sevmeye değer görmediğini açıkça söylemesi hülya karakteri için kırıcıydı.
aynur ile içtikleri sahne ve kızın babasının mustafa nikaha gelmedi diye sigara içtiği sahne iyiydi.
devamını gör...
5.
kemal sunal, serpil çakmaklı, mehtap ar, bülent kayabaş ve yadigar ejder ile 1980 yapımı komedi/dram türündeki filmin yönetmenliğini ise memduh ün yapmıştır.
zengin bir ailenin şımarık kızının fakir bir mahalleye gelip orada kızların abilerini övmesi sonrası adama kendini kaptırır ve babasından rica edip bir şekilde ona yakın olmak ister. babası adamı şirkete alıp ona iş öğretmeye çalışırken kızda ona sürekli yakın olma peşindedir ve bir gün babası onları yan yana görünce bu işe bir nokta koymak ister. ikisini nişanladıktan sonra düğün hazırlığı yapmaya başlarlar, tabii kahramanımız ise mahallede sevdiği kız ile bir gelecek düşünse de ailesinin durumundan sebep bu işi kabul etmiştir. daha önceleri iki arkadaşı ile parasız bir şekilde de olsa yiyip içip sabahlarlardı ama bu günler artık geride kalmıştır ve sevdiği kız ile olan buluşmalarını da özlemiştir ki, onu görünce hemen yanına gidip evleneceği günün tamamını sevdiği ile geçirir sarhoş bir şekilde kızı eve bıraktıktan sonra da bu evliliğe uygun olmadığını anlar. kızın zengin babasının ettiği laflara dayanamayıp üstünde başında ne varsa adama fırlatıp mahallesine döner. evleneceği kız yataklara düşüncede kızın babası tekrar kahramanımızın ayağına gelir ve onu görmesi karşılığında tomar tomar para verse de parayı istemediğini söyler ve sevdiği kız git deyince gider. gece geç saatlerde geri dönmeyeceklerini düşünerek eve gitmek için kalktıklarında ise kahramanımız meşhur narası ile mahallenin başında belirir. iki arkadaş ve sevdiği kızı da alır bundan sonra düzgün çalışıp adam olmaya çalışacaklarını söylerler ve filmimiz biter. burada keşke söylemek yerine iki üç sahne ile bunu gösterseler dedim çünkü o adamların bile adam olabileceğini göstermeleri çok iyi olurdu.
bu filmlerin bitmesi gereken yerlere çok takılıyorum bazen. şöyle yapacağız denilen filmlerin sonunda kahramanların bir şeyler başardığı sahneleri bize göstermek ne kaybettirir, bilemedim.
zengin bir ailenin şımarık kızının fakir bir mahalleye gelip orada kızların abilerini övmesi sonrası adama kendini kaptırır ve babasından rica edip bir şekilde ona yakın olmak ister. babası adamı şirkete alıp ona iş öğretmeye çalışırken kızda ona sürekli yakın olma peşindedir ve bir gün babası onları yan yana görünce bu işe bir nokta koymak ister. ikisini nişanladıktan sonra düğün hazırlığı yapmaya başlarlar, tabii kahramanımız ise mahallede sevdiği kız ile bir gelecek düşünse de ailesinin durumundan sebep bu işi kabul etmiştir. daha önceleri iki arkadaşı ile parasız bir şekilde de olsa yiyip içip sabahlarlardı ama bu günler artık geride kalmıştır ve sevdiği kız ile olan buluşmalarını da özlemiştir ki, onu görünce hemen yanına gidip evleneceği günün tamamını sevdiği ile geçirir sarhoş bir şekilde kızı eve bıraktıktan sonra da bu evliliğe uygun olmadığını anlar. kızın zengin babasının ettiği laflara dayanamayıp üstünde başında ne varsa adama fırlatıp mahallesine döner. evleneceği kız yataklara düşüncede kızın babası tekrar kahramanımızın ayağına gelir ve onu görmesi karşılığında tomar tomar para verse de parayı istemediğini söyler ve sevdiği kız git deyince gider. gece geç saatlerde geri dönmeyeceklerini düşünerek eve gitmek için kalktıklarında ise kahramanımız meşhur narası ile mahallenin başında belirir. iki arkadaş ve sevdiği kızı da alır bundan sonra düzgün çalışıp adam olmaya çalışacaklarını söylerler ve filmimiz biter. burada keşke söylemek yerine iki üç sahne ile bunu gösterseler dedim çünkü o adamların bile adam olabileceğini göstermeleri çok iyi olurdu.
devamını gör...