didim

aydın iline bağlı bir ilçe,bir tatil beldesi.

kekoland.

kaşgarlı mahmud, didim’i gelinin başına takılan taç olarak nitelendirmektedir.

bir vakit yazları tatil için bulunduğum kasaba. izmir'den gelirken koli koli bira, karton karton sigara hatta kasa kasa domata kadar alıp arabaya doldurarak bir ay boyunca kuruş kazandırmıyordum didim'in yüksek dozda çakal esnafına.

pişman mıyım? bugün olsa gene yaparım azizim. kışın bir ara birkaç günlüğüne yolum düştü. bu defa da her şeyi migros'tan alarak nanik yaptım çakal esnafa. bir şişe su bile almam yerel işletmelerden. ben alırım diyen de gün gelir niye böyle yaptığımı anlar, yaşayarak.

metrekare başına kürt, ingiliz, ve ankaralı insan sayısının bu kadar düştüğü başka yer yoktur.
denizinin sakinliğinin ve günlük 10 bin adım sayısının tamamlansa bile o suyun dizlerini geçmemesi ayrıca dalgasız olması nedeniyle güneş kreminin deniz yüzeyinde durmasıyla bilinen didim ilçesi, tatilin yanı sıra mayıs ayı gibi gittiğinde tam kafa dinleyecek yerler arasındadır.
içerisinde 2 bar bulunan altınkum'a bir insanı ancak sürgüne göndermiş olursun. bar, çay bahçesi vs gibi mekanlarda "garson" denen yaratıkların turiste ne kadar tacizci, kaba bir şekilde davrandığını gördüğünüzde bu ülkede turizm nasıl devam ediyor dersin!
içerisinde bir dostun yoksa gidilmeyecek yerdir, biz de "olm ya dön istanbul'a ya da başka bir yere taşın" desek bile dinlemeyen arkadaş yüzünden zaman zaman geçerken uğruyoruz bu kötü turizm yerine.

bir tane iyi anım yoktur. eskiden harika bir yerdi ama orası da işgal edildi seneler önce. kalitesiz sıradan bir ilçe oldu.

hiç kıpırtısız masmavi karşısında dağlar olan sığ bir deniz.
bir günde bu kadar aklımda kaldı.
insanın tekrar görmek isteyeceği yerlerden.

altınkum plajı en bilindik yerlerinden biridir. sığ bir denizi vardır. ayrıca gezebileceginiz tarihi yerler de -85.000 nüfuslu bir aydın ilçesi icin- oldukça fazladır. he eskisi gibi mi? hayır, eskiden çok çok daha güzeldi ama kötü bir yer de diyemem sanırım.

ikiz, çift.

bırakın denizi, güneşi bir kenara da önce tarihine bakalım diyeceğim amma malesef tarihi çalınmış bir beldedir.

efendim, anne babanın yazlık tercihi didim olunca her yaz hem ziyaret, hem tatil için uzun zamandır gittigim yerdir. bu sene üç beş on kez plan yaptıysamda henüz gidemedim. ancak annem sık sık arıyor ve “ne zaman geleceksin?” diye soruyor. gelde gitme! ancak özel nedenlerden dolayı son yıllarda gitmek istemedim. bu yaz da aileyi iki gün gördükten sonra, göcek istikametine devam edip, tatilimi burada eda etmeyi planlıyorum. *

benim gibi tarih meraklısı biri için öncelik antik kenti gezmektir. didim’e gittigim ilk yıl dedim ki ben şu ören yerlerini gezeyim.

amma velakin...

ana! kent yok. yani bildiğiniz yok. ulen bu kadar çalınır mı ya? ayakta kalan tek yapı apollon tapınağı. antik kent malesef diğer birçok tarihi eserlerimiz gibi yağmalanmış. apollon tapınağını ise büyük cüssesi nedeniyle götürülememiş olabilir. ne acı değil mi? ayrıca tapınağa gelirseniz hemen etrafına bakın evler, cafeler, dükkanlar. sit alanı olması gereken yere, dönemin sit kafalı yöneticileri tarafından imar izni verilmiş. lan oranın altında tarih yatıyor ya.


didyma, ikiz veya ikiz tepeler anlamına geliyor. didim adı antik kente benzerlikten dolayı sonradan verilmiştir. apollon tapınağına ise, kehanetler tapınağı denir. tarihi m.ö. 7 yy. kadar uzanır. nedeni ise, tapınak içerisinde din adamlarının gelecek hakkında kehanette bulunmalarıdır. konu hakkında pek bilgi yok. tapınağın yapımı bitirelememiştir. devasa boyutları ile yapı tamamlanmış olsaydı, sanırım dünya harikaları listesine girerdi. o derece görkemli bir yapı. helenistik dönemin en büyük 3 tapınağından biridir. mitolojiye göre müziğin, sanatın ve güneşin tanrısı apollon için yapılmıştır.


gelelim medusa hanım kızımıza, ilçenin sembolüdür. apollon tapınağı girişinde heykel ve kabartmaları vardır. sanırım hakkında en çok mit üretilen karakterlerden biridir. ben bilinen iki medusayı yazayım, siz karar verin. ilki bu tarz kabartma ve heykeller, o bölgeyi kötülüklerden korumak için yapılmış olmasıdır. ancak buradan bir hikaye çıkmaz. ikincisi daha esrarengizdir. mitoloji candır ya! gözlerine bakanı taşa çeviren, yılan saçlı bir hatundur medusa. bunlar aslında üç kız kardeşler. gorgon kardeşler denir. insan değil, canavar olarak tanımlanır. içlerinden biri ölümlüdür. tabii ki bu bizim didimli medusadır. insanların kahramanı “perseus” tarafından öldürülür. kelle, bedenden ayrılır. rivayet o ya, medusa öldüğünde hamiledir ve çocuğunun babası denizler ve depremler tanrısı “poseidon”dur. gerçi poseidon medusaya zorla sahip olmuş derler ama artık nabalı günahı onun boynuna.

tüm koylarını bilirim ki, az değil 27 koy vardır. gerçi ben o kadarını sayamadım ama var diyolla! denizi sakin ve sıcaktır. konum olarak ise kuşadası, çeşme ve bodrum’a yaklaşık bir saatlik mesafededir. yani sıkıldın mı? kaç git! benim tercihim genelde bodrum oluyordu. nedense bir türlü sevemedim kuşadası ve çeşmeyi.

başlığa yazan bir arkadaş, didim için kekoların yeri demiş. ulen ülkede aristokrasi var da bizim mi haberimiz yok? elin ingilizi gelmiş yerleşmiş. oksijeni bol diye. ayrıca ben avam olduğum ve herhangi bir hanedan soyundan gelmediğim için sorun yok.

bırakın altınkum plajını, yakın koylara gidin. ege bölgesini iyi bilirim. bir çok yerinden denize çivileme dalmışımdır. ancak didim bu anlamıyla fark yaratır. havuz gibidir denizi. yürü ha yürü boyu aşmıyor ve en önemlisi deniz suyu sıcaktır.

gelelim eğlenmeye. eskiden akşam eğlencesi için iyi mekanlar yoktu. ancak son yıllarda birbirinden güzel cafeler açıldı. ben bu yazıyı yazarken bakmadım ama umarım duruyorlardır. eflatun bar, temmuz bar, rehab barı öneririm. müzik dinlenilecek ve eş, dost varsa sevgili ile gidilecek iyi mekanlardır. ben annemi alır giderim, iki rock şarkı dinleriz artık.

olurda yolunuz düşerse bize uğrayın. ev giderken solda, dönerken solda. biz soldayız yani. çaya bekleriz.

ahmet deniz atabay gibi bir saçma tipe belediye başkanı olarak görev veren ilçe. beyzade, ilçe kaymakamına sataşmış. konutunun etrafına konvoyla dizilmiş gece vakti falan. lan o kaymakam aklı başında ve sağduyulu biri olmasa bu seçilmiş eşkiyanın ölüsü çıkardı o konutun önünden.

yandaş medya haber yapmamış bu rezilliği. demek ki adam ne oradan ne bu şuradan. işini yapan bir bürokrat. yoksa yeni şafak haber yapardı; akit haber yapardı...yeniçağ yerine.

buradan

21 yıldır didim'de yaşayan biri olarak bu konuda bir şeyler söyleyebileceğim fikrine kapıldım.

didim gerçekten özünde çok sağlam bir yerdir. muğla ve marmaris dışında pek rakibi olduğunu düşünmüyorum. özellikle izmir sahilleri ve bodrum bu konuda didim'le asla yarışamaz.

çünkü didim neredeyse bir ada gibidir, üç tarafı denizlerle kaplıdır. her yerinden denize girebilirsiniz. misal izmir ve bodrum böyle değildir. ikincisi, didim manzaraları seven insanlar için bulunmaz bir nimettir. her köşesinde ayrı manzaralar yakalarsınız. aracınızı denizin dibine kadar çekip derin düşüncelere dalabilirsiniz. misal antalya'da böyle bir imkan yoktur. varsa da şehirden kilometrelerce uzaklaşmanız gerekir.

mesela hangi tür deniz seviyorsanız didim size bir köşesinde istediğiniz ortamı sunar. dalgalı deniz mi seviyorsunuz? mavişehir'e gidersiniz. çarşaf gibi hareketsiz ve sakin deniz mi seviyorsunuz? yeşilkent martı sitesi'ne gidersiniz. ortam mı istiyorsunuz? altınkum'a gidersiniz. derinlik mi istiyorsunuz? soğuk deniz mi istiyorsunuz? yoksa sıcak bir su mu arıyorsunuz? didim'in her köşesi farklı özelliklere sahip farklı koylara çıkar. kumsal sarı renkte mi olsun istiyorsunuz yoksa beyaz mı? didim'in en kalabalık zamanlarında bile tek bir kişinin bile bilmediği gizli koyları ve cepleri vardır. bunu bilmek için sanırım didimli olmak gerekir.

fakat, kültürel anlamda gerçekten çok kalitesizdir. fazla göç alır ve bu göçlerin çoğunluğunu kalitesiz insanlar oluşturur. boşanan didim'e gelir. milleti dolandıran didim'e gelir. işini batıran didim'e gelir. doğululardan zaten hiç bahsetmek bile istemiyorum maalesef hepsi didim'e gelmiştir ve gerçek anlamda bu şehri inanılmaz vaziyette kalitesizleştirmişlerdir. tabi bunda didim'in bir boka yaramayan beleşçi yerel halkının da suçu vardır.

sonuç olarak, didim çok güzeldir, birde üzerindekiler olmasa..

aynı zamanda ilk filozofların memleketidir. felsefe, didim-efes arasında doğmuştur. manzaraları insanı içmeye ve düşünmeye iter.

yine geldiğim memleketim. manzaralarını görür görmez direkt felsefenin büyüsüne kapılıyorsunuz. o değil de didim varken nasıl bodrum’u, kuşadası’nı beğenebiliyorlar aklım muayenem almıyor gerçekten.

hiç gitmedim. bir takım akrabalarımız varmış baba tarafımdan. babamda işi gereği bir yaz çalışmaya gitmiş oraya hep anlatırdı. güzel ve yazlık bir belde.