dindar nesil yetiştirmek

bir ateist olarak hiç bir itrazım yok. buyrun yetiştirin. hatta elimden gelen bir katkı olacaksa, demokrasi inancım adına sunmak da isterim. ama bunu devlet imkanlarıyla yapmayın. kul hakkı yemek, allah tarafından yeni bir peygamber gönderilerek günah olmaktan çıkartılmadıysa henüz yapmayın.

dindarlık mı bilmiyorum ama allah korkusu olan nesiller yetişmeli. toplumumuzun en büyük sorunu,allah korkusu olmamasıdır.

kimseyi zorla birşeye inandıramazsınız hani dinde zorlama yoktu

küçük yaşta o şöyle bu böyle diyip çocuğun aklına da manasını anlamayacağı *kavramlar sokmaktansa insanlığı öğretin o çocuk kendi fikirlerini ortaya koyabildiği zaman kendini tanıdığı zaman zaten doğrusuna karar verecektir. evet ona fikirler sunabilirsin ama zorla onun aklına sokamazsın , yaşatamazsın ,inanmasını bekleyemezsin

topluma ihanet etmektir.

10-11 yaşlarına kadar çocuğun din konusunun yanından geçilse bile(zorunda kalinirsa mesela çocuk sorular sorarsa) içine girilmeden anlatılmalı ileriki yaşlarında da tüm inanclardan bahsedilmeli ve arastirmaya tesvik edilmeli diye dusunuyorum. ben kaybolmus durumdayım ve keşke beni de bu şekilde yonlendirselerdi diyorum. ne zaman bi din arastirmasina girissem korkuyorum icimi karanlık kapliyo ben de kaciyorum keşke bu inanç korkusunu öğrenmek zorunda kalmis olmasaydim

bakın sayın arkadaşlarım, dindar nesil yetiştirmekle "yanlış" dindar nesil yetiştirmek arasında fark var.
günümüzde bir tane bile tam anlamıyla dindar yoktur. günümüzün dindarlığı sadece çevresine baskı yapanlarla, dini çocuklara yanlış öğretenlerle ve korkuyla öğretenlerle dolu. yoksa dindarlara bir düşmanlığımız yok. cem yılmaz'ında dediği gibi "istersen krem peynire tap bana ne."

dindar yetiştirme kavramında genel olarak bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. bir şeyin ne kadar üstüne gidersen git; kişinin içinde yoksa yoktur zaten. yani diyeceğim o ki, öyle yetiştirdiğini sanarsın, hem sen yorulursun hem karşındaki. ne insanlar gördük annem "oje sürmek günah" diyor diyip, okulda oje süren; eve gitmeden önce silen, "erkeğin eline dokunmak günah" diyor bizimkiler diyip sevgilisiyle, "aman yakalanırız" diye kıyıda köşede mıçmıç takılanlar... hepimize yazık olur dostlar. mutsuz, dengesiz nesil sunacak bir durumdur, sanki çok mutluymuşuz gibi.

neyin kendisi için iyi olduğunu anlayamayacak ve sorgulayamayacak insanlar yetiştirme hedefi güttüğü sürece karşısında olduğum eylemdir.

koko, lüks araçlar ve beraberinde bolca görgüsüz, şatafat düşkünü, sonradan görmeler yetiştirerek tamamlanmış nesildir.

fantastik bir rüyadır. gerek yoktur zaten. önemli olan insanlık.

dindar nesil yetiştirmekten kasıt (bkz: alamut kalesi) askerlerine dönecekse yapılmaması gereken davranıştır. ama yok biz hoşgörü çerçevesinde dinin buyurduğu emirleri yerine getirecek, kul hakkı yemeyecek, iyilik nedir kötülük nedir öğreteceğiz, allah için yaşayan bireyler yaratacağız, dindarlık adı altında sömürü devleti yaratmayacağız, insanların vicdanını sömürmeyeceğiz, gerçek islamiyeti modern topluma olması gerektiği gibi uyarlayacağız derseniz buyurun yetiştirin.

bana kalırsa din bu bağlamda ele alınamaz gerçekten ben dindarım dinimi doğru yaşıyorum diyen insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. dolayısıyla bu boş bir çaba olmaktan öteye de geçemez. bunun yerine mevlana'nın yedi öğüdü ya da zen öğretilerini benimsetmek daha faydalı olur diye düşünüyorum. bu öğretileri gerçekten benimseyenlerin insanları eşit görme, ahlaki açıdan temiz olma, duyguları yönetme konusunda başarılı oldukları kesin. dinleri korku kültürü ile insanlara dayatırsanız doğru davranışlar bekleyemezsiniz.

önceliğin birey ve insan yetiştirmek olması gerekir diyeceğim başlık, kalan herşey sonrasında.

doğru şekilde verilmezse zorlama, kızma, yasaklama vb şekilde bir şeyler yapılmaya çalışıldığında istenileni aksine durumların çıktığına çok kez şahit olmuşumdur. hangi dinde olursa olsun zorlamayla, yasaklamayla elde edilmek istenilenden uzak durumlar ortaya çıkar

öncelikle yetiştiren kişilerin dindar, örnek kişilik olması lazım. siz birinden bir şey istiyorsanız önce kendiniz o şeyi yapmalı ya da yapmamalısınız:

vaktiyle bir çocuğu ailesi çok bal yediği gerekçesiyle bir hocaya götürür. hoca bunlara 40 gün sonra gelin der.

meğerse hocanın da böyle bir bal yeme hastalığı varmış da o çocuğa kendisinin yapmadığı bir şeyi söylemek istememiş. neyse hoca 40 gün içinde bu dertten kurtulmuş.

40 gün sonra çocuk tekrar hocaya gelince hoca:

- oğlum bal yeme,
demiş. çocuk da o günden sonra bal yememiş.

demem o ki bir şeyi istiyorsanız önce kendiniz imanla, şevkle isteyeceksiniz. diğer türlüsü insanlara etki etmez.

şimdi ki nesil dini başka şekilde anladığı için çocuklarını da kendi gibi yetişerecektir bence yetiştirmenin çünkü şimdiki din anlayışı başka yönde.

(bkz: ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz)
sözünü akla getiren.

dindar nesil de yetişsin yeter ki kendi dinini bilsin, okuduğunu anlasın, en temel türkçe ve din bilgisinden mahrum olmasın. çünkü öyle olunca şuradaki #1770527 gibi garabet entriler ortaya çıkıyor. bir allahın dindar kulu da çıkıp "mümin kardeşim, senin burada yazdıkların baştan aşağı yanlış" demiyor, diyemiyor. demedikleri gibi de seri artılıyorlar çünkü işlerine öyle geliyor. biz doğrusunu anlatınca da "atayizler islam'a saldırıyor" oluyor. afedersiniz ama sokarlar öyle dindar nesle.

fethullahvari nesiller yetiştirmektir. büyüyünce darbe yaparlar.

dindar nesil yetiştirme fantazisi milli görüş'e aittir. iyi başlayan fakat islam'ın siyasallaşmasina mani olamadıkları için kontrol edilmesi mümkün olmayan bir silaha dönüşmüştür. olması gereken "nitelikli insan" yetiştirmektir.