avukatların yasada boşluk bulma çabaları gibi, dinde de boşluk bulmaya çalışıyorlar. dindar nesil yetiştirme düsturuyla yola çıkıp, ahlaksızlığı yayıyorlar.

aldatmanın nikah düşürüp düşürmediği ile ilgili kim bir soru sordu ki bu açıklanmak zorunda kaldı? daha da vahimi, kim baldızına göz koyup, bu işi kılıfına uydurmaya çalıştı da bu cevap bir şekilde literatüre girdi?

sapkınlığın geldiği nokta gerçekten içler acısı! bu ülkede çözemediğimiz en büyük sorun, kim kimle sevişebilir, hangi canlılarla ilişkiye girilebilir, hangi eşyalar ile yakınlaşılabilir, yani kısaca, sözde dindar kesimin kimi kertebileceği konusunun bir türlü açığa kavuşturulması. bunu sıralı tam liste olarak verseler çoğu dertten kurtulmuş olacağız aslında. cinselliğin bu kadar tabu gibi karşılanıp da bu kadar üzerine konuşulmasının, sapkınlığı ve ahlaksızlığı bu kadar gün yüzüne çıkarmanın başka bir manası yok çünkü.

kendi adıma üzücü olan ise 6 yıl evli kalıp, bir baldızımın olmaması. bir daha da evlenme planım olmadığı için hayatım boyunca baldızım olmayacak olması! kayınçom vardı ama düzgün bir çocuktu maalesef!
devamını gör...
baldız olduğuna emin miyiz? daldız olmasın? yani atasözü de galatı meşhur olmuş ama bu durumda olabilir mi öyle bi şey?
devamını gör...
eşlerin biri değil erkek aldatırsa nikaha zarar vermez olacak o. vergilerimizin harcandığı en boş şeylerden biri de diyanetin harcamaları. buradan müslümanlara sesleniyorum efe aydal huzur ve irfan serisi sizi daha çok tatmin edecektir. adam ateist ama şimdiden söyleyeyim.
devamını gör...
1919 aralık aylarının sonları,atatürk'ün başkanlığındaki temsil heyeti sivas'dan ankara'ya geçecekti, ankara ise yoksulluk ve sefalet içindeydi, bu nedenle, heyet-i temsiliye’ye yapılacak olan maddi yardımlar çok önemliydi. müftü rifat efendi kollarını sıvadı ve örgütçü yapısı ve çevresi sayesinde ankaralılardan yardım toplamaya başladı.kısa zamanda 6000 lira toplamıştı,bu yardım parası 23 nisan 1920 de açılacak olan tbbm nin ilk bütçesi olacaktı.
bu arada damat ferit paşa, anadolu’da başlayan milli hareketin gelişmesini önleyip yok edilmesi için her yolu deniyordu. mustafa kemal’in üstüne yollamak üzere “hilafet ordusu” kurmaya kalktı ama patronları ingilizler buna izin vermeyince, müslüman saf anadolu halkını, hilafet makamını işin içine sokarak, şeyhülislâm tarafından verilecek fetvalarla kandırmaya çalıştı.

şeyhülislamlar, ''kuva-yı milliye güçleri, padişahın sadık kullarına zulüm ve işkence ediyorlar, halkın mallarını çalıyorlar, insanları öldürüp ülkeyi parçalıyor ve nifaka sürüklüyorlar. bunların katli islâm’a uygundur.''
diyen bir fetva verdiler, bunun üzerine müftü rifat bey, ankara'ya bir telgraf çekerek padişahı ve onun hükümetini tanımadığını belirtti. artık sadık bir kuvayi milliyet'çi idi.
tabi ki istanbul hükümeti boş durmadı. müftü rıfat bey artık bir asiydi ve katli caizdi. mustafa kemal ve ismet inönü ile birlikte idama mahkum edilenler arasındaydı.böylece ilk kez bir padişah bir müftü için idam kararı vermiş oluyordu...

rifat efendi, 1920 yılında yapılan birinci dönem milletvekilliği seçimlerinde muğla milletvekili seçildi. daha sonra 3 mart 1924 de kurulan diyanet işleri başkanlığı'nın ilk başkanı oldu.

rıfat efendi “din adamları güçlerini siyasi odaklardan almamalıdır” sözünün sahibidir.

işte böyle asil bir adamla başlayan diyanet işleri başkanlığı, ne yazık ki,
''midye ve karidesi haram, baldızı helal kılan'' bir başkanlığa dönüşmüştür.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"diyanet'in baldız fetvası" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim