domestic hıyar

aradığı mükemmel işi nihayet bulmuş yazardır.

canım, önümden bir çekilin lütfen...

kankımın arkadaşı benimde arkadaşımdır mottosundan ilerleyerek öncelikle selamun aleyküm. profil fotoğrafının farkındayım evet.
hatırladığım kadarıyla yunanistan'a iltica edecektiniz, çünkü fazla uzağa gitmiş olamazsınız. ama gözünüz arkada kalmasın, kedilere bedava bakarım. yunanistan şuracıkta hemen dönersiniz değil mi!
kankım diye demiyorum kendisi katlanır birşey değildir çünkü dimdik omurgası vardır, ergonomik bir tasarıma sahiptir. djdkf
sen bir de ona sor neler çekti benden.
bunları mesajla da anlatabilirdim ama nick altına renk katmak istedim. ( burada sırıtıyorum)
mahlasına aşina olduğum, yazılarına hak verdiğim, çokça gülümseten ve kankımla planlarını sevdiğim bir yazar.
yazarlığınız daim olsun.
iltica edeceğiniz gece sahil güvenliği arayacağımdan şüpheniz olmasın.
bir dost...

nickaltıma yazdığın şaheser tanım sebebiyle çok doğal olarak doğan cevap hakkımı kullanmayacağımı mı sandın sayın domestic?
elbette benim de diyecek iki çift lafım olacak sana...*

asıl bu bir dramdır öncelikle, sen bana önce fotoğraf at, gel buyur de, sonra tabakları sil süpür alttaki fotoğrafı yolla...*
sonra da dondurma bittiği için (fotoğraf atmadım diye) beni bencil ilan et ve tüm sözlüğe duyur, pes vallahi. senden korkulur.*

ayrıca öyle alelade kuş diye bahsettiğin benim oğlumdur, canımdır, marşımıza eşlik edecek kadar takımına bağlı, fenerbahçe'li cengaver bir delikanlıdır. kime laf attığımıza dikkat edelim lütfen.*

tabii ki ben de iyi niyetlerle bitireceğim bu nickaltını;
elini attığın tüm biberler acının da acısı çıksın,
tuzluklar hep nemli olsun tuz dökeme yediklerine,
bira almaya git ama bir tane bile soğuk bira kalmamış olsun, hatta en sevdiğin bira üretimden kalksın *
uğraşma benimle, uğraşırım seninle... *

günün aydın olsun dertli adam.
şu an şu dakka çayına ortak olmayı seni dinlemeyi o kadar isterdim ki.
işi gücü bırakıp izmir'e koşasım var.
en şifalısından çorba da yaparım merak etme.
ama bize de biraz acı, bizdeki de kalp.*
hadi iyi bak kendine ve o güzel kalbine.

nickaltıma dadanan kıskannççç yazar.

efenim oralara morbid obez niye yazmadınız hatırım kaldı. 4. sezon daisy takma adıyla dr. nowzaradan'ın hastası olduğumu ve ağır yaşamlar'da 50 kilo verip bunu 130 kg olarak geri aldığımı da yazacaksınız diye korkuttunuz beni. bunları ben size sır olarak anlattım arkadaşım. bi de neymiş, ben burç muhabbeti açmışım da burç konuşmuş durmuşum; yalan, iftira. kendisidir burç muhabbetini açan, üstelik burcumdan için tavşan bku gibi burç dedi bi de; ya bu nasıl bi benzetmedir?

ayrıca da dün kendisine mini bir resim sergisi düzenlediğim sırada beni kovaladı, "sus be bi motorun soğusun, çen çen çen sürekli konuşuyorsun. bendeki de göz, insan okuyacak bu yazdıklarını bi dursun parmakların artık! çogzel ama benanee benanee?!!11!" diye çıkışıverdi, gücendim bilesiniz. ben on parmak klavye kullanan yetenekli bir gacıyım, hızlı yazıyorum efenim napim? sizin ehhtiyar gözleriniz bana yetişemiyorsa bu benim suçum mudur?

zaten yetenekli kadınları çekemezler efenim. kıskandı, bariz kıskandı klavye hızımı. pehh.
azarı basıveriyor, "babamın kızı mısın la bana ne?!" diyor hemen. olm babamın eniştesi, kaynımın görümcesi misin sen de, kendimize sözlük ortamında muhabbet edebileceğimiz arkadaşlar edinmeye çalışıyoruz işte, nedir bu artizlik, kime artizliğiniz acaba?! artiz ne arar baza.. pardon kafa sözlükte?

muhabbeti de güzel ha güldürüp duruyor, çok konuşmayın ama alışkanlık yapıyor sonra.
şimdi ben küslük yapıyorum bir miktar, yazmıyorum. dün beni bildiğiniz kovaladı efenim, örseledi, oklavayla uzaktan iteledi ya.
bi de deli meli demiş bana gelmiş nick altımda bak onu da unutmadım. beni sinirlendirmeyin, mütemadiyen cyberpunk mansur ark şarkıları atar ayarınızı bozarım sizin deli diye kime denirmiş öğrenirsiniz.

ama tanıştığıma memnun oldum, kafa dengi biri.
fresh, kıvrak bir zekası olduğu hemen anlaşılıyor, yüksek bir espri anlayışı var, samimi.
saygılar efenim.

yeşillenipte geldim.
gerisini domestic hıyar düşünsün.
bu bahçenin tek hıyarı sen olamazsın kaykıl bakiyim az yana doğru.

söylemesi ayıptır, bugün öğlen yemeğinde cacık vardı.
derin düşüncelere daldığım bir anda gözüm cacığın içindeki dilimlenmiş hıyarlara takıldı.
birden aklıma sen geldin, dedim ki kendi kendime biz bu cacığı seviyoruz yiyoruz falan ama acaba hıyar kendini yoğurdun içinde nasıl hissediyor? hiç empati yapmadık, sormadıkta mahçup hissettim kendimi.
aklıma gelmişken sorayım dedim yoğurt içindeyken mutlu musun yoksa ait olmak istediğin yer çoban salatası mı ? *

genelde bütün olarak servis edilmeyi seven yazar.

alıp kullanmak isteyene her türlü yardımcı olurum, o zaman daha rahat empati yaparsınız.

geceyi sana yazdım. * bu sözlük başka türlü canlanmayacak belli oldu. el atmak gerek.

kendisine bir özür borçluyum.
malum mesajı kapatmış, biz de buradan yazalım dedik.

edit: mahçup hissettiğim yazar.

bazı gerçekleri itiraf etmem durumunda sıkıntıya düşecek yazar.

#1279200 kendisi burada bana cevap vermiş. #1279119 cevap verdiği tanım da bu.

o hıyar bu hıyar mı? bu hıyar o hıyar mı? tartışmaları devam ede dursun. sustum sustum bir yere kadar sayın domestic bana bir açıklama borçlusun sen önce onların cevabını ver???

kendisine attığım mesajları burada yayınlamasının nedeni nedir? neyi kanıtlamaya çalışmıştır? bana senle kaçacağım deyip sonra başka başka yazariçelere koşmasındaki amaç nedir? bana gel ben senin kedili adamın olurum beraber sabahlara kadar içer (çay) akşamlara kadar kedi severiz derken hangi kafadaydı ki bugün gidip başka nickaltlarında fink atıyor? sen bana yunanistan biletlerinin fotosunu atmadın mı heh? git aşını ol, kedilerini mıncır, ananı öp, geceyi yala sonra hemen vereceğim adrese gel demedin mi?

geldim ama kapı duvar. ve kapıda bir not cumaya gittim geliyorum. arkadaşım bugün çarşamba diyorum. 'yoo bana ne ben geçen cumanın kazasına gittim' diyor. yine nerede hangi kedinin koynunda allah bilir? çıldırmamak elde değil elde.

tanımda adı geçen ve bana mesaj atan pek kıymetli hanımefendi türkan'dır. evet evet kulaklarınıza inanamadınız biliyorum. bize kedi diye yutturduğu türkan meğer hıyar beyin hanımcığıymış. kendi de pek mağdur pek hüzünlü pek miyavlı. ay pardon pek dertli. benim domestic'im yapmaz diyenleriniz var duyar gibiyim. yoo bacım yoo yapıyor.

bakın bu adam pardon bu hıyar çok tehlikeli aman dikkat edin. sizi kedi mamasıyla kandırabilir. mesaj kutunuza türlü türlü hoş tatlış müzikler atabilir. halinizi hatırınızı sorup 'aa ne düşünceli bir erkek' demenize sebep olabilir. nickaltınıza gelip edebiyat parçalayıp dikkatinizi çekmeye çalışabilir. hatta size 'canım ya önce sen kapat' diyebilir. bakın inanmayın bu oyunlara. hayal dünyasında yaşayan orta yaşlı (öhö öhö) bir adam kendileri. bakın tikkat tikkat diyorum tikkat tikkat!!!

canım domestic nasıl iyi mi böyle hahahaha? sana hiç dediler mi intikam soğuk hüpletilen bir drinktir diye.

#1260919 sen ki gelip benim nickaltımı çeşitli şekillerde dürtüyorsan sanırım buna benim de hakkım var hıh? bak canım bundan sonra benim nickaltıma desturla gel yoksam var yaaaa hahaha.

canım yazar ya pek severim kendisini. umarım bizi uçmağa göndermezler. aman gönderirlerse bizde el ele tutuşup yunanistan'a gideruk.

türkan'a selam. gözlerinden öperim. bir durum olursa miyav desin ben anlarım. gözüm üzerinde ona göre şiiii.
hahahaha.

bir red kit, bir domestic yazarı. hangi konuda? hız.
hızına yetişemediğim şu noktada, yazmadan tutamayacaktım artık kendimi.

bir bakıyorsun, hee tamam bu bununla gibimsi bir şey diyorsun, 2 gün sonra, isimler değişmiş. hadi tamam, bununla gibimsiymiş demek diyorsun, 3 gün sonra yine isim değişmiş. devreler de yanmıyor herhalde, zeki adam gibimsi.
hızına sağlık kardeş.

yere düşen ilk ukde tanesi.

ya yaşlı adam, kusura bakma aşkınızı bölüyorum ama bu konu önemli. 300 tane ukde bırakmışsın kank. yani daha önce görmedin mi ? çünkü tam görmemiş hareketi bu. ukdenin ne işe yaradığını biliyorsun değil mi ? bir konu hakkında fikir, bilgi, yorum okumak için bırakıyorsun, ilgilisi gelip dolduruyor. bak kokpite bas, orada ukde sekmesi var ona tıkla. bir sayfa açılıyor. orada 122 sayfa ukde birikmiş. bunların 5'i sana ait. 250'den fazla yani. neden ? her yerde ismim yazsın falan ezikliği değildir tabiiiiğğğiiiğğğğ canımmm. tabi ki değil. hepsini öğrenmek istiyorsun biliyoruz. ama bu mümkün değil. bak düz hesap 5000 yazar var. hadi dört işlem yapalım seninle. herkes senin kadar ukde bıraksa 5000x300=1.500.000 girdi yapıyor. sence 1.500.000 girdi fazla değil mi ? fazla. o zaman ne yapıyoruz ? ota boka o tuşu kullanmıyoruz. zaten sizin yaşlı ekip sözlüğün içinden geçiyor. ne yapıyorsunuz dil altı yerine viagra mı alıyorsunuz nedir bilmem. ilgilenmiyorum da. ama bu ukde konusu ortak alan ya hani. ve giderek senin gibi 'her şeyi öğrenmek isteyen' yazarlar tarafından sınırları zorlanıyor ya. yapmayınız. bırakınız biz arada fikir okumak istediğimiz konular oluyor millet doldursun. bunu bari oyuncak etmeyin. birde ukde dolduran yazalar her sözlük için değerli insanlardır. bu insanların işini zorlaştırıp sıkıcı bir hale getirmeyiniz. lütfen. bu bir rica tabi ki istersen içinden geçebilirsin şu an yaptığın gibi. kim ne diyebilir ?

abi işte bir topluluk için kurallar, cezalar falan çok önemli ama daha önemlisi görgü. yani şimdi yönetici gelip bu adam çok fazla ukde bırakıyorsun diyemez. ceza da veremez. ama aslında yapılmaması gereken bir şey. yere çöp atmak gibi. ve sen sürekli olarak çöp atıyorsun kank. yapma. hadi bakalım kaldığınız yerden devam aşk, şiir, dilencilik bla bla..

canı istediği zaman gayet güzel ve bilgilendirici yahut eleştirel tanımlar girebilen ama sıklıkla canı bunu istemediği için ona buna saran, "ne zaman dönüyorsun sözlüğe/dönsene" ısrarlarına sık sık maruz kaldığım eğlenceli "hıyar". biraz da uslu durup dile düşmese güzel olur tabii ama huylu huyundan vazgeçmez. adam rahat duramıyor arkadaş!

yıllaaar öncesinde, puslu bir londra sabahında thames nehri üzerinde, tower bridge'de yürürken birden durup gözlerimin içine bakmış ve
"zürafaların ses telleri yoktur ve filler zıplayamaz" demişti. duygu dolu bir andı. işte o saadetin heyecanı içerisinde kendisine bir söz vermiştim: doğum gününde nick altına bir tanım girecek ve bunu yaparken asla geçmişe bakmayacaktım. işte o gün geldi çattı...

gecikmeli de olsa sözümü tutup sözlüğe dönüşüm itibarıyla ilk tanımımı buraya giriyor ve iyi ki doğdun sevgili deli insan diyorum kendisine. param olsa sana bir keçi yavrusu alırdım hediye niyetine ama videolarıyla idare edeceksin ne yazık ki. ayrıca kedi videosu terörünü karşılıklı olarak sonlandırmayı teklif ediyorum çünkü biliyorsun ki her gördüğün kedi, bir öncekinden daha sevimli
gelecektir sana her zaman. başka bir deyişle; bu işin sonu yok, artık yapmayalım bence.

not: eski, mürebbiye kılıklı meja olarak döndüğüm için seni başlıklarda yalnız bırakırım, demedi deme. fakat özelden demet akalın'ın ayaklarını konuşmaya devam bayım.

küçüktüm, ufacıktım. bir kitap okumuştum adı insan ne ile yaşar idi. ilk okuduğum kitaptır.

yıllarca bu kitabın yazarını aradım, onu bu sözlükte buldum ve kalbime gömdüm, konumuz bu değil farkındayım. fakat aklımda bir soru daha vardı, harbiden insan ne ile yaşar lan ne okudum ben.

gel zaman git zaman bu soruyla birlikte büyüdüm, 195 yaşıma geldim. sözlüğe kaydolduğum ilk gün şiirlerini görmüştüm domestic'in. meğerse yıllardır cevaplayamadığım sorunun cevabıymış kendisi.

insan domestic hıyar ile yaşıyormuş..

çünkü her daim sevilen yazar. hep yaz!

bir yazar.
birbirimizi sevmeyiz ama gitmiş bir yerden araştırmış falan adımı bulmuş. gel bana sor ben sana hepsini anlatırım ya, o kadar önemseme beni adın çıkar valla.

adının müslüm olduğunu düşündüğüm yazar.

bırak sevmediği, çok sevip çok önemsediği kişilerin nickaltına bile 5 kere ( yazı ile beş ) yazmayan yazar.
bir yerde bir terslik olmalı ama anlamadım.

hayır bir de "bini bi kidir inimsimi" demiyorlar mı, bayılıyorum.
erkek erkeğe beş kere yazmaz hocam, sen dikkat et bence de senin adın çıkmasın.

beş demiş miydim?*

5

domestic kral olan yazar ağabey.