#ödüllü filmler
türkçe adı: garip doktor
stanley kubrick'in büyük bir klasiği olan, 1964 çıkışlı, savaş temalı ve satirik, kara komedi filmidir. çılgın general jack d. ripper, sovyetler birliği'ne bir nükleer saldırı emrini verir; bir oda dolusu politikacı, general ve rus diplomat ise bu korkunç felaketi engellemek yani emri veren generali durdurabilmek için canla başla mücadeleye girişirler.
stanley kubrick'in büyük bir klasiği olan, 1964 çıkışlı, savaş temalı ve satirik, kara komedi filmidir. çılgın general jack d. ripper, sovyetler birliği'ne bir nükleer saldırı emrini verir; bir oda dolusu politikacı, general ve rus diplomat ise bu korkunç felaketi engellemek yani emri veren generali durdurabilmek için canla başla mücadeleye girişirler.
yönetmen:
stanley kubrick
oyuncular:
peter sellers
george c. scott
sterling hayden
keenan wynn
slim pickens
tracy reed
stanley kubrick
oyuncular:
peter sellers
george c. scott
sterling hayden
keenan wynn
slim pickens
tracy reed
*bodil ödülleri (1964) - en iyi avrupa filmi
*new york film eleştirmenleri birliği ödülleri (1964) - en iyi yönetmen [stanley kubrick]
*bafta ödülleri (1965) - en iyi britanya filmi
*hugo ödülleri (1965) - en iyi dramatik sunum
*bilim kurgu, fantezi ve korku filmleri akademisi (2012) - en iyi dvd koleksiyonu - "stanley kubrick: the essential collection"ın bir parçası olarak
film toplam 14 ödüle sahiptir.
*new york film eleştirmenleri birliği ödülleri (1964) - en iyi yönetmen [stanley kubrick]
*bafta ödülleri (1965) - en iyi britanya filmi
*hugo ödülleri (1965) - en iyi dramatik sunum
*bilim kurgu, fantezi ve korku filmleri akademisi (2012) - en iyi dvd koleksiyonu - "stanley kubrick: the essential collection"ın bir parçası olarak
film toplam 14 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "hame" tarafından 14.11.2020 01:31 tarihinde açılmıştır.
1.
izlerken bir yere varacağını düşündüğünüz film bittiğinde durup düşündüğünüz savaş paronayası bir stanley kubrick klasiği filmi.
dünyanın bir ipliğe bağlı olduğunu aklıma getiren yorum filmi.
dünyanın bir ipliğe bağlı olduğunu aklıma getiren yorum filmi.
devamını gör...
2.
defalarca kez izlediğim stanley kubrick başyapıtı, savaşın anlamsızlığı ve soğuk savaş paranoyası üzerine enfes bir politik hiciv. çok sayıda take alarak oyuncuları yormasıyla bilinen kubrick bu filmde peter sellers'ı serbest bırakmış * ve peter sellers'ın üç farklı rolde oynayarak , o piç sırıtışı, alman aksanı, "mein führer ı can walk" deyişiyle çılgın attığı filmdir.
devamını gör...
3.
peter sellers'ın tavan yaptığı film.
bildiğim kadarıyla dr. strangelove'ın ayağa kalkıp yürüdüğü "mein führer, i can walk!" kısmı senaryoda yok. sellers'ın filme yaptığı doğaçlama bir katkı.
aslında major kong karakterini peter sellers'ın oynaması gerekiyormuş ancak peter amcam güneyli aksanını beceremediği için slim pickens seçilmiş.
slim pickens bir komedi filminde oynadığından habersiz imiş.
filmin aslında savaş odasında pasta savaşı ile bitmesi düşünülmüş ancak sonra çıkartılmış
bildiğim kadarıyla dr. strangelove'ın ayağa kalkıp yürüdüğü "mein führer, i can walk!" kısmı senaryoda yok. sellers'ın filme yaptığı doğaçlama bir katkı.
aslında major kong karakterini peter sellers'ın oynaması gerekiyormuş ancak peter amcam güneyli aksanını beceremediği için slim pickens seçilmiş.
slim pickens bir komedi filminde oynadığından habersiz imiş.
filmin aslında savaş odasında pasta savaşı ile bitmesi düşünülmüş ancak sonra çıkartılmış
devamını gör...
4.
sinema ve yönetmenlik üzerine ders niteliğinde bir filmdir ve bence stanley kubrick'in en iyilerindendir.
peter george'un "red alert" isimli romanından uyarlanmıştır.
film türkçe'ye dr. garipaşk olarak çevrilmiş, 1964 yapımı siyah beyaz bir politik hicivdir. yönetmenin kara mizah unsurlarıyla harmanladığı filmi bolca ironi içerir ki filmin efsane repliği de bunun en net göstergesidir.
"bayım, burada kavga edemezsiniz! burası savaş odası."
("gentlemen, you can't fight in here! this is the war room")
ayrıca peter sellers'in üç rolde döktürdüğü film olarak da hafızalarımıza kazınmıştır.
peter george'un "red alert" isimli romanından uyarlanmıştır.
film türkçe'ye dr. garipaşk olarak çevrilmiş, 1964 yapımı siyah beyaz bir politik hicivdir. yönetmenin kara mizah unsurlarıyla harmanladığı filmi bolca ironi içerir ki filmin efsane repliği de bunun en net göstergesidir.
"bayım, burada kavga edemezsiniz! burası savaş odası."
("gentlemen, you can't fight in here! this is the war room")
ayrıca peter sellers'in üç rolde döktürdüğü film olarak da hafızalarımıza kazınmıştır.
devamını gör...
5.
tüm insanoğlunun izlemesi gereken filmlerden biridir.
giriş sahnesindeki savaş uçağı ve huşulu müzik filmin gidişatını doğrudan açıklayan sahnedir: ironi ve mizah. bu ikili nasıl yapılırın dersi niteliğindedir..
giriş sahnesindeki savaş uçağı ve huşulu müzik filmin gidişatını doğrudan açıklayan sahnedir: ironi ve mizah. bu ikili nasıl yapılırın dersi niteliğindedir..
devamını gör...
6.
filmi başarılı kılan en önemli özellik bizatihi dr. strangelove karakteridir. filmin en önemli karakterinin orijinal romanda yer almıyor olduğunu düşünürsek, bu karakterin hikâyeye eklenmesi ile kubrick bambaşka bir yola meylederek izleyici için hikayeyi farklı ve keyifli bir boyuta taşımıştır. karakterin temelinde yatan kişinin oppenheimer sendromundan muzdarib edward teller olduğundan söz edilir. zekası büyük ruhu kararmış bu abimizin muazzam şekilde hicvedildiğini görürüz filmde. misal şu istemsiz nazi selamını durup dururken vermesi ve führer führer diye ortalıkta gezinmesi oppenheimer'a yaptığı asılsız suçlamaları hicveder gibidir. sırf adam "ben ölüm oldum, dünyaları paramparça eden...'' sözlerini zikretti diye adamı komünist olarak yaftalayıp anasını ağlatmış bir adamla ancak bu kadar güzel dalga geçilirdi. tabi temel alındığı karakter haricinde de filmi inanılmaz derecede sürükleyici hale getiren özellikleri var doktorun. izlemeyenler için çok fazla ipucu vermemek lazım ama her karakter için seçilen isim ve davranış tarzları cidden çok hoş. misal general için seçilen isme bir bakın ya da tümgeneral için uygun görülen isme. biri seri katil adı almış. diğeri ortalığı darmadağın eden, tozu dumana katan dev gorilin adını almış. yani karakter isimlerinde de çok ince görmüş mevzuyu.
sonuç olarak taşlamanın ve oyunculuğun tavan yaptığı özel filmlerden birisidir. eski filmleri sevmeyen ya da siyah beyaz filmlerden haz etmeyenlerin kesinlikle bu filme bulaşmaması gerekir. o şerhi de koyalım ki, sonra ah almayalım. tabi filmin siyah beyaz çekilmiş olması da enteresan bir durum ama gece gece o kısma girersem kabuğu devirme vaktimi ıskalarım. o mevzuya da hayrına başka bir arkadaş giriversin artık. *
sonuç olarak taşlamanın ve oyunculuğun tavan yaptığı özel filmlerden birisidir. eski filmleri sevmeyen ya da siyah beyaz filmlerden haz etmeyenlerin kesinlikle bu filme bulaşmaması gerekir. o şerhi de koyalım ki, sonra ah almayalım. tabi filmin siyah beyaz çekilmiş olması da enteresan bir durum ama gece gece o kısma girersem kabuğu devirme vaktimi ıskalarım. o mevzuya da hayrına başka bir arkadaş giriversin artık. *
devamını gör...
7.
tam adı "dr. strangelove or: how i learned to stop worrying and love the bomb" olan mükemmel bir kara komedi. kubrick gerçekten yönetmenlik dersi verirken peter sellers oynadığı üç karakterde de döktürmekte. kendisi ingiliz subay, doktor garipaşk* ve amerikan başkanını canlandırmakta ve üçü de birbirinden çok farklı karakterler olmasına rağmen hiçbirinde sırıtmıyor sellers.
üstte de söylendiği gibi filmin en bomba karakteri strangelove. yabancı el sendromundan muzdarip ve kötürüm bir eski nazi bilim adamı. yabancı el dediysek tıbbi olarak öyle sadece, sağ eli yabancı olmaktan ziyade bilinçaltına bağlanmış vaziyette. aslında vücuda yabancı değil, sadece strangelove'ın düşüncelerini engel olunamaz bir biçimde yansıtmakta. filmin -ve sellers'in- en iyi sahnesi ise artık nükleer felaketten kurtuluş olmadığını kabullenip kendilerini kurtarmak için uğraştıkları sahnede strangelove'ın bir kurtuluş önerisi yaptığı sahne. bir nevi öjeniye dayalı, platon'un devlet'ini andıran ve seçilmiş insanların yeraltı sığınaklarında yaşayıp* kadınları damızlık olarak kullanarak çoğalacakları, üst insanı yaratacakları bir sistem öneriyor kendisi müthiş bir zevkle. taa nazi partisindeyken hayalini kurduğu übermensch'e bir şekilde ulaşacağından zevkin doruklarına çıkıyor, histerik bir hale giriyor, yabancı el sendromu artıyor, daha da histerikleşiyor, sendromu daha da yükseliyor. sahnenin diğer yanında ise başkan merkin muffley bulunuyor, oyuncu yine sellers. dehşet içinde dinliyor doktoru, ama mantıklı da geliyor ve başka bir çıkış yolu bulamıyor. yok olmak ve mükemmel insanı yaratmak isteyen bu deli doktoru takip etmek arasında kalıyor ancak seçim çok basit, hayatta kalman gerek. o yüzden ne kadar dehşete düşmüş olsa da bu fikri kendi içinde kabulleniyor. her şey ise yüzünden okunuyor. inanılmaz. insanı hem geren hem de müthiş oyunculuğuyla mest eden bir sahne.
filmin diğer güzel bir yanı ise kıyametin hiç beklemediğimiz bir formda, atom bombasının üzerine binip yeehaw nidalarıyla atom bombası süren bir teksaslı kovboy olarak gelmesi. kara mizah.
an astonishingly good idea
mein führer i can walk!
üstte de söylendiği gibi filmin en bomba karakteri strangelove. yabancı el sendromundan muzdarip ve kötürüm bir eski nazi bilim adamı. yabancı el dediysek tıbbi olarak öyle sadece, sağ eli yabancı olmaktan ziyade bilinçaltına bağlanmış vaziyette. aslında vücuda yabancı değil, sadece strangelove'ın düşüncelerini engel olunamaz bir biçimde yansıtmakta. filmin -ve sellers'in- en iyi sahnesi ise artık nükleer felaketten kurtuluş olmadığını kabullenip kendilerini kurtarmak için uğraştıkları sahnede strangelove'ın bir kurtuluş önerisi yaptığı sahne. bir nevi öjeniye dayalı, platon'un devlet'ini andıran ve seçilmiş insanların yeraltı sığınaklarında yaşayıp* kadınları damızlık olarak kullanarak çoğalacakları, üst insanı yaratacakları bir sistem öneriyor kendisi müthiş bir zevkle. taa nazi partisindeyken hayalini kurduğu übermensch'e bir şekilde ulaşacağından zevkin doruklarına çıkıyor, histerik bir hale giriyor, yabancı el sendromu artıyor, daha da histerikleşiyor, sendromu daha da yükseliyor. sahnenin diğer yanında ise başkan merkin muffley bulunuyor, oyuncu yine sellers. dehşet içinde dinliyor doktoru, ama mantıklı da geliyor ve başka bir çıkış yolu bulamıyor. yok olmak ve mükemmel insanı yaratmak isteyen bu deli doktoru takip etmek arasında kalıyor ancak seçim çok basit, hayatta kalman gerek. o yüzden ne kadar dehşete düşmüş olsa da bu fikri kendi içinde kabulleniyor. her şey ise yüzünden okunuyor. inanılmaz. insanı hem geren hem de müthiş oyunculuğuyla mest eden bir sahne.
filmin diğer güzel bir yanı ise kıyametin hiç beklemediğimiz bir formda, atom bombasının üzerine binip yeehaw nidalarıyla atom bombası süren bir teksaslı kovboy olarak gelmesi. kara mizah.
an astonishingly good idea
mein führer i can walk!
devamını gör...
8.
az önce izledim. filmin sonu "başkan acilen sevismemiz lazım; derhal sığınakları kadınlarla dolduralım" a bağlanmış. enfes.
şüphesiz izlediğim en iyi ilk 10 film arasına girmiştir.
şüphesiz izlediğim en iyi ilk 10 film arasına girmiştir.
devamını gör...
9.
kubrick'in kara mizah türündeki filmi. başrollerinde yetenekli aktör peter sellers oynuyor. hem de üç rolde birden. her biri birbirinden farklı üç karakteri çok iyi canlandırmış. insanı hin hin gülümseten mizahi bir bakış açısı var filmde. özellikle iki generalin telefonda sevgililer gibi trip atarak konuşmalarına epey güldüm. generallerden birinin savaş planı sırasında sekreteri ve metresi olan kadının araması da ayrı bir olaydı. hayatlarımızla alakalı kararları alırken siyasilerin sandığımız kadar ciddi olmadığını bir kez daha yüzümüze vuruyor kubrick film boyunca.
bizler kapalı kapılar ardında ciddi tavırlar, insanı önlemler vs beklerken onların işi gırgıra vurmaları, akıllarına estiği gibi davranmaları tüm insanlık adına bir kez daha üzülmeme neden oldu.
izlediğim kubrick filmleri arasında en iyilerindendi. puanım 9/10. herkese izlemeyi tavsiye ederim :)
bizler kapalı kapılar ardında ciddi tavırlar, insanı önlemler vs beklerken onların işi gırgıra vurmaları, akıllarına estiği gibi davranmaları tüm insanlık adına bir kez daha üzülmeme neden oldu.
izlediğim kubrick filmleri arasında en iyilerindendi. puanım 9/10. herkese izlemeyi tavsiye ederim :)
devamını gör...