dropshipping

dropshipping, neredeyse sıfır sermaye ile, size internet üzerinden satış yapma olanağı sağlayan online ticaret sistemidir. özet geçersek; herhangi bir ürün stoğu yapmadan, sadece (bkz: aracılık) yaparak güzel paralar kazandıran online ticaret opsiyonudur.

amazon, ebay gibi platformlarda icra edilebilen bir meslektir. en büyük avantajı depolama ve dükkan, personel gibi masrafları olmamasıdır.

avantajlı olduğu kadar zordur da çünkü tedarikçi bulmak kolay bir iş değildir. her tedarikçiye güvenilmemelidir.

ülkemizde icra eden sayısı çok azdır.

gorundugu kadar basit ve ucuz olmayan mesgale.
evet, depolama bedelleri, belki isci maasi o bu yok, ama saglam bir pazarlama butcesi gerekiyor. eger hedef kitlenizi cok iyi taniyor, cok dogru bir urunle piyasaya giriyor ve reklamlarinizi 100% isabetle hedef kitlenize ulastirabiliyorsaniz evet cok masrafli olmayacak ve hizli bir sekilde isinizi katlayabileceksiniz. ama malesef is hayatindan hicbirzaman hicbirsey yolunda gitmez.
ben yaparim diyenlerdenseniz, benim tek nacizane tavsiyem 1. dunya ulkelerine satis yapin.
dip not: aslinda turkiye`den 3-5 uretici ile calisilip dunyaya satilabilecek cok fazla urun var, hemde turkiyedeki pazarlama eksikligini goz onunde tutarsak bu urunlerin cogu yurtdisi piyasaya ulasmamis durumda. yani guzel bir acik var.

uzun seneler farklı firmalarda e-ticaret uzmanı olarak görev yaptım. dropshipping olayını çok araştırdım, ilk bakışta mantıklı geliyor. stok tutmanıza gerek, yok depo kiralamıyorsunuz, dükkan yok, eleman yok, elektrik su maaş gibi giderleriniz yok.
ama hangi sektörden gireceğinize çok iyi karar vermelisiniz.

yıllar önce fizibilite çalışması yapıp totişimin yememesi sonucu uzaklaştığım satış stratejisi.

ürünleri depolamadan doğrudan tedarikçiden alıp müşterilere ulaştırmak esasına dayanan bir e-ticaret iş modelidir. geleneksel perakende işletmelerinin aksine, dropshipping işletmeleri ürünleri eline geçirmeden önce tedarikçiden temin eder ve doğrudan müşteriye gönderir.

5 sene önce umut tacirlerinin en sağlam geçim kaynağı idi. güncel piyasası nedir bilmiyorum.

el taşı ile el kuşunu vurma yolu.
genelde tuzaktır.
abone olmanız için 1-2 kazançlı yem atarlar. sonra da kredi kartını kaptırdığınızla kalırsınız.

sadece şunu söyleyim ; adamlar kendileri o iddia ettikleri karları yapmak yerine, neden size 5-10 dolar karşılığı bunun kitabını veya videosunu satmaya çalışıyorlar.
bu işi iyibilen etrafınızdaki gerçekten güvenilir arkadaş dost vs nin yönlendirmesi ile belki olabilir, balıklama atlayana sonu hüsran olur. ortalık üçkaatçı dolu desem yeterli olur sanırım...........

sacma sapan bi tuzak bence. baska da bisi degil. evet.

ilkece küresel ekonominin galebe çaldığı bir dünyada pekala yapılabilecek bir iştir. fikir olarak da outsourcing ile paralel görüyorum. nedir olayı? şimdi bir senaryo üstünden verelim örneğimizi - sonda diyeceğimi başta diyeyim, ben çok savunmuyorum bu b2c (business to customer, işletmeden müşteriye) metodunu. ve bu işi yapmadım, teorik bir perspektiften size anladığım kadarıyla anlatıyor olacağım - yamuluyorsam, bir mesaj uzağınızdayım.

varsayalım ismail, iyi derecede çince biliyorsunuz. hasbelkader alibaba diye bir site keşfetmişsiniz, buradan bir iki üreticiyi bağlamışsınız. adam diyor ki sana saat kayışını 0.50 sente üretirim, 3 haftada da gelir. "iyi" diyorsunuz, kuruyorsunuz şirketinizi, muhtelif pazar yerlerinde de ürün fotolarıyla beraber dükkanınızı açıyorsunuz. saat kayışı başına da 10 doları çakıyorsunuz. müşterinin direkt erişemediği bir kaynaktan kendisinin işini çözen bir şeyi satıyorsunuz. at gibi de kar elde ediliyor. değil mi?

lakin işte, evdeki hesap buyken çarşının karışması gibi bir olay olabiliyor. tedarikçinin iyi niyetli ve dürüst olduğu senaryoyu ele alalım. doğal afetler, savaşlar ve bilimum faktörler birdenbire sizi etkileyebilir hale geliyor. müşteriye "yeaa abi üreticinin fabrikasına meteor düşmüş" demeniz de çok bir şey ifade etmiyor işte o noktada - adam "benim kayışım nerede kardeşim" diyor size. ki tedarikçinin sizi kandırıyor olması, üretim süresini çok optimist bir perdeden vermesi, gümrük yasalarının değişmesi, durduk yere tariflerin falan çakılması gibi faktörler bu alanı çok kırılgan hale getiriyor.

dahası da var, benim görüşüm bu türden tedariklerin, tedarik edilen ülkedeki o alanda yapılan üretimi öldürdüğü yönünde. ha, hasbelkader orada üretilmeyen veya satılmayan bir şey bulmuşsunuzdur o başka. ama genel gözlemim piyasadaki fiyatı kırıp, o alanda yerel üretim yapan yerlerin bir yerden sonra barınamamasını sağladığı yönünde - bu eleştirim biraz da bu edimi outsourcing ile paralel görmemden ötürü. bir de bir yerden sonra "ucuz" üretim yapan yerler de fiyatı arttırıyorlar - zira adamlar tekelleşiyor. ha tabii buna karşı daha da ucuz üretim yapan bir yer bulmak da mümkün.

tekrardan vurgulayayım, bu benim teorik spekülasyonum. derseniz ki "yok ağbi öyle değil, haksızsın aha da kanıtları" hak veririm.