düğün evinde misafirlere , gerek küçük çaplı gerekse büyük çaplı organizasyon düzenleyerek verilen yemektir. keşkek yağlı pide , etli arpalık çorbası ve et yemeği ile olanı favorimdir. pandemi bu sektörü yok etti tabii . nerede o eski düğün yemekleri , kaynayan kazanlar , göt cebine havlu sıkıştırıp yemek dağıtmalar ooof offff.
devamını gör...
nedense bizim düğünlerde en uğraştırıcı olanı seçilen yemektir. bir gün boyunca* sarma sarmışlığım var.
devamını gör...
harika bir olaydır.

düğünleri hiç sevmem şahsen, o gürültülü ortamda bir takım iğrençlikler beni rahatsız eder. linç yemeyeceğimi bilsem kendi düğünüme de katılmayı düşünmüyorum yani. lakin bu yemek işi çok güzeldir.

sıkış pıkış yer sofraları kurulur. envai çeşit çorba, yemekler, pilavlar, salatalar, pideler havada uçuşur. bir yer bulur sıkışırsın. her sofrada bir tane babayiğit vardır muhabbet eden, herkes onu dinler. bu muhabbet daha önce açılmıştır genellikle, ortasına düşersin. "sonra bizim kız demiş ki mobilyaları sitelerden yaptıralım daha ucuza geliyor. bu ne böyle demiş ya. annesi de o parayla öküz alırız kızım dedi. gerçekten memleketin hali harap" biri muhabbeti bir yerden yakalar ve dahil olur: "abi bizim oğlan da evlenecek bi düğün yüz milyar. düğün salonu olmuş otuz milyar masa var kuruyemiş veriyorlar bir de" "valla öyle" "haklısın" diğerleri de kafalarıyla aşağı yukarı onay işareti yaparak destek verirler.

sonra kaşık tabak sesleri, evlenen çiftin kardeşleri ya da çiftlerin yakın arkadaşları, jilet gibi giyinmiş elemanlar bir farenin geçebileceği aralıklardan akrobatik hareketlerle gelip bir insanın durabileceği kadar yer buldukları anda durur, önlerindeki sofraya "bir eksik var mı, çorba koyyum mu" falan derler. biz şehir çocuklarının her sofraya oturduğunda şoka uğradığı, o iki yumurtayla koca bir ekmeği yerken ağızlarını piton gibi açabilen müthiş köylü dayılardan biri "vir gızım. şuna biraz sarma goy hele" der. bu dayılar gerçekten inanılmaz adamlardır. parmakları kavak kesmekten demir gibi olmuştur. sizin bir kahvaltıda yediğiniz ekmeği tabağı sünnetlemek için koparır ve tabağı tertemiz yapıp ağzına atar. acayip adamlardır bu dayılar. eğer istek yoksa bu jilet ablalar ya da abiler boş tabakları alıp, mutfakta iğne atsan yere düşmez ortamdaki kırk beş kadından birine verirler. sahiden o kadar çok kadın neden oradadır, orada ne yapmak nereye varmak istemektedirler bilmiyorum. ancak ne zaman annemi çağırmam gerekse o mutfaktan en az 15 tanr kadının ayakları arasında tabaklara fasulye koyarken görürürüm kendisini. zaman ve uzamın ortadan kalktığı bir yerdir gerçekten o mutfaklar. normalde biri yemek yapacak diğeri bulaşık yıkayacak iki kişi birbiriyle "çekil şurdan ya bi ayakbağı olma" dedikleri kadar bir alana sahiptir buralar. kapasitesi kendiliğinden genişler, nikahın kerametlerinden biridir.

sofrada onay alan dayı gaza gelir ve konuşmaya devam eder. yemeği falan unutur, kendisini onaylayan yüze döner ki bu genellikle ben olurum bir sofrada. çünkü muhalifin yanında muhalif, akp'linin yanında reisçi olan bir insanımdır. o andan itibaren muhabbet evrilir gider. bir şekilde sofraya oturmuş, gelinin annesinin dayısının kızının kuzeni hızlıca yemeğini yiyip kalkmıştır. kim olduğuna dair zerre kadar fikrin yoktur bu adamların. bir şekilde oraya gelmişlerdir. sofradaki tıkış pıkışlık biraz rahatladıktan sonra muhabbet faslı iyice kendini göstermeye başlar. biraz sonra kalkıp o bütün iğrençliğe şahit olacağımız, gürültünün arasında birbirimizi duyamayacağımız için konuşabildiği kadar konuşur bu dayılar.

her yer eşit bir şekilde kurulmuş oturan insanlarla doludur. bir kolektif duruş vardır orada. sınıf ayrımı yoktur. solundaki banka müdürüdür, sağındaki inşaat işçisidir. karşında ibretle dinlediğin dayı köyde bakkallık yapıyordur. hepsi aynı yemeği yiyordur, aynı suyu içiyordur. kimse de "bana biftek getirin sıçmıyım düğününüze" demez. müthiştir gerçekten. düğünlere dair en sevdiğim kısımdır. hem karnın doyar hem de tonla psikolojik gözlemlerde bulunursun. mesela kızın alfa bir yakın akrabası, teyze/dayı/hala akbaba gibi dikilir uzak köşede ve ortamı seyreder. bir şekilde göz göze gelir sizinle ve size gözleriyle "rahat oturun, yakarım" der. o bakışla birlikte ortamın içine sıçılabilecek tüm tartışmalar başlamadan bitmiş olur.

velhasıl güzeldir düğün yemekleri. yemekler güzeldir, o omuz omuza duruş güzeldir. iki insanın özgürce sevişebilmesi için olmazsa olmaz ritüellerden biridir. son dönemde özellikle yaşıtlarımın bazılarının bu yemekleri dışarıda, mekanlarda vermeye başladığını gördüm. garsonlar filan rezalet yani. düğün yemeği denilince akla ilk olarak kalori bombası, bulgurdan yapılan, içinde et namuna hiçbir şey olmamasına rağmen isminde köfte bulunan bir çorba gelir. onsuz düğün olmaz. uğursuzluk getirir.

daha ne olaylar döner burada ama çok uzatmayalım. bu yemeği verin, evlerinizde ya da evinizin bahçesinde verin. garson marson şov yapmayın insana.
devamını gör...
manisa soma adına konuşacak olursam;
-sabahları köylerin çoğunda kahvaltı verilir. kazan kazan yumurta kaynatılır. standart kahvaltı yapılır.#772465 numaralı tanımda bahsedildiği gibi sarma da sarılır. bu kahvaltıda ikram edilebildiği gibi öğlen yemeğinden önce gelen misafirlere evde verilir. bulgur pilavı vs. de yapılır.

-öğlenleri genellikle menü standarttır. çorba(özellikle adıyla meşhur düğün çorbası),etli patates,pilav,höşmerim,helva,cacık standarttır. ancak musakka,kızartma,kuru fasulye gibi yemekler de yapılabilir/yapılır. bunlar çoğunlukla ev önünde verilir.eğer salonda falan yemek verecekseniz genellikle kavurma,pilav,çorba,höşmerim veya helva,ayran menüsü tercih edilir. ancak menüde değişim hakkınız da vardır.

-akşam yemeği pek rastlanan bir şey değildir.bazı düğün sahipleri düğünü uzun olsun,namına yakışır olsun diye veya eski gelenekleri yaşatmak adına ikindi vakti de yemek yaptırabilir. burada da menüler de değişiklik olmaz.ancak ikindi yemekleri son zamanlarda salondaki akşam yemeklerine evrildi. yani ikindi yemeği vermeyenler salonda akşam yemeği veriyor.

-akşamın tatlısı pastadır. pastasız düğüne rastlamak pek mümkün değil açıkçası. kimi yerlerde koca koca dilimler konurken akhisar,kırkağaç gibi yerlerde işaret parmağınız kadar dilimler kek kalıplarında getirilebilir (düğün sektörünün birçok kolunda yer aldığım için biliyorum.)

ancak bunlara ek olarak şöyle bir durum var ki, o da alemcilerdir.bazı aileler ve çevrelerinde alkol tüketimi çok yüksek olduğu zaman aşçılara meze de yaptırılır. bunlar her misafire ikram edilmez. akşam,balo esnasında alem yapacak/içecek kişilere verilir. ancak bu da pek yaygın değildir. zira ben de 5 yıllık kameramanlık hayatımda 1 kez rastladım.

merdumgiriz arkadaşımızın entrisinde görünce aklıma geldi. keşkek denen o lezzeti nasıl unuturum aklım almıyor.keşkek önemli arkadaşlar. ayrıca bizde de salata var. yakınız ya yemekler benziyor falan.
t:düğünlerde dağıtılan yemeğe verilen ad.
devamını gör...
aydin ve muğla için konuşacak olursam dostlar menü klasiktir. keşkek, bol süzme yoğurtlu kizartma, etli nohut, pilav, salata, ve irmik helvası olur. bu bölgelere göre değişkenlik gösterse de genel yemekler bunlardır. ne kadar yağlı olursa olsunlar büyük bir mutlulukla yerim. zaten sabahları yemeģi yer akşam düğün zamanı evde pijamalarimla yatarım.
devamını gör...
özellikle nohut yemeği varsa tadı ayrı bir şahane şekerimsi olan toplu yemek etkinliği
devamını gör...
bir düğünün olmazsa olmazı gelin ve damattan bile önce gelir, o yoksa her şey boşa yapılmış olur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"düğün yemeği" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim