yazar: ilhan selçuk
yayım yılı: 1986
yazarın cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı çeşitli konuların yanında özellikle aydınlar ve düşünce özgürlüğü konulu yazılarından derlenen eserdir.
yayım yılı: 1986
yazarın cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı çeşitli konuların yanında özellikle aydınlar ve düşünce özgürlüğü konulu yazılarından derlenen eserdir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "salvadore" tarafından 25.04.2021 14:15 tarihinde açılmıştır.
1.
gazeteci ilhan selçuk’un gazete yazılarından derlenen kitabı. elbette fikrini savunduğu için suçlanan, zulme uğrayan, hor görülenleri temeline alan yazılar barındırır bu kitap. tabi sanat, sinema, edebiyat, gündelik hayatla ilgili mevzular da az değildir.
selçuk, descartes’in “düşünüyorum öyleyse varım” özdeyişinin birçok yerde “düşünüyorum öyleyse vurun” olarak anlaşıldığını ifade etmiş ve kitaba ismini de burdan yola çıkarak vermiş. burdan tarihin her döneminde özellikle farklı/aykırı düşünmenin tehlikeli kabul edildiği çıkarımı da yapılabilir.*
bir sahaftan 84 yılına ait bir basımını açıkçası ilhan selçuk beyi henüz hiç tanımazken kitabın adı hoşuma gittiği için almıştım.
selçuk’un çok akıcı, nüktedan, edebi bir dili olduğu için okuması oldukça kolay ve keyiflidir. yine o dönemlere ait birçok bilgiyi de bu kitapla öğrenmiş olur insan.
selçuk, descartes’in “düşünüyorum öyleyse varım” özdeyişinin birçok yerde “düşünüyorum öyleyse vurun” olarak anlaşıldığını ifade etmiş ve kitaba ismini de burdan yola çıkarak vermiş. burdan tarihin her döneminde özellikle farklı/aykırı düşünmenin tehlikeli kabul edildiği çıkarımı da yapılabilir.*
bir sahaftan 84 yılına ait bir basımını açıkçası ilhan selçuk beyi henüz hiç tanımazken kitabın adı hoşuma gittiği için almıştım.
selçuk’un çok akıcı, nüktedan, edebi bir dili olduğu için okuması oldukça kolay ve keyiflidir. yine o dönemlere ait birçok bilgiyi de bu kitapla öğrenmiş olur insan.
devamını gör...
2.
bir ilhan selçuk kitabıdır.
dünya sanki bir yanlış anlaşılmalar tarihidir. kimse kimsenin ne demek istediğini tam olarak anlayamıyor. kimisi karşındaki yanlış anlamaya şartlanmış, bir şey söylese de yanlış anlasam diye tetikte beklemekte. kimisi aklı yetmediği için yanlış anlayıp anlatanın zekasından şüphelenecek kadar vahim bir durumda. kimisi ise yanlış anlıyor herkesi çünkü dinlemek o kadar zor ki içinde mantığın kırıntısı bile olan cümleleri.
ilhan selçuk bir dönem sıklıkla köşe yazılarını okuduğum bir yazardı. ama o şimdiki köşe yazarlarından biraz farklı. şimdilerde el üstünde tutulan fason muhalif yılmaz özdil gibi üç kelimelik cümleler kurup, her cümleden sonra dört satır ara verip herkesin bildiği şeyleri sanki sadece kendisi biliyormuş gibi anlatanlardan değil.
ilhan selçuk’un yazdığı her köşe yazısı edebi bir eser niteliğinde. çalakalem yazmamış hiçbir yazıyı. sanki günlük köşe yazıları değil de kapsamlı denemeler gibi ve büyük ustanın mizahi yanına da diyecek yok. okuduğum zaman aldığım keyfi hala da unutmadım. iyi köşe yazısı da iyi edebiyattır.
dünya sanki bir yanlış anlaşılmalar tarihidir. kimse kimsenin ne demek istediğini tam olarak anlayamıyor. kimisi karşındaki yanlış anlamaya şartlanmış, bir şey söylese de yanlış anlasam diye tetikte beklemekte. kimisi aklı yetmediği için yanlış anlayıp anlatanın zekasından şüphelenecek kadar vahim bir durumda. kimisi ise yanlış anlıyor herkesi çünkü dinlemek o kadar zor ki içinde mantığın kırıntısı bile olan cümleleri.
ilhan selçuk bir dönem sıklıkla köşe yazılarını okuduğum bir yazardı. ama o şimdiki köşe yazarlarından biraz farklı. şimdilerde el üstünde tutulan fason muhalif yılmaz özdil gibi üç kelimelik cümleler kurup, her cümleden sonra dört satır ara verip herkesin bildiği şeyleri sanki sadece kendisi biliyormuş gibi anlatanlardan değil.
ilhan selçuk’un yazdığı her köşe yazısı edebi bir eser niteliğinde. çalakalem yazmamış hiçbir yazıyı. sanki günlük köşe yazıları değil de kapsamlı denemeler gibi ve büyük ustanın mizahi yanına da diyecek yok. okuduğum zaman aldığım keyfi hala da unutmadım. iyi köşe yazısı da iyi edebiyattır.
devamını gör...