edebiyat ve sinemanın bitmiş olması

çağımızda gelinen son noktada göze çarpan keskin gerçek. üzerine uzun uzun açıklamalar getirmek isterdim ama zaten her şey bitmiş tükenmiş o yüzden açıklama getirmeye de gerek yok. zaten bilindik şeyler. zira çağımızda herkes her şeyin nedenini nasılını iyi kötü biliyor esasen. haliyle söylenecek yeni şey pek az. merak edip şaşıracak şey bulma oranı günden güne düşmekte. dünya her geçen gün daha da sıkıcı bir yer haline geliyor. evet neşeli sohbetimizi burada sonlandırıyorum.

sonuç: bitmiş.

yilda sadece turkiye'de 30 milyon kisi sinemaya gidiyor. veya 30 milyon kez gidiliyor. dunyada herhalde katbekat fazlasidir.

sinemanin bittigine katilmasam da, edebiyattan kasit geleneksel edebiyatsa, siir, roman gibi evet bitmistir.

tüh..!!

bu iki sanat dalının da "bana göre" bitmesi mümkün değildir. elbette ikisi de tarih boyunca evrim geçirmiş; ancak varlığını bir şekilde sürdürmüştür. dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler, bizim bildiğimiz klasik edebiyatın öldüğü varsayımını ortaya atmamıza sebep olsa bile, bugün yazılan birçok eser geçmişe selam çakar... tıpkı müziğin kökeninin etnik müzik kavramından gelmesi gibi... kısacası, edebiyat, sinema ve müzik sanatının şekil değiştirmesine şaşırmamalıyız; çünkü yine "bana göre" sanat, biraz da aykırı olmayı gerektirir.