edward norton

masum bir piç gibi gülümseyebilen tek oyuncudur.

1969 massachusetts doğumlu abd'li oscar adaylı oyuncu, yönetmen ve film yapımcısı. profesyonel oyunculuk kariyerine 90'lı yıllarda başlamıştır. bir çok kişi tarafından akıl hastası rollerde oynaması ile bilinir. en iyi örnekleri 1996 yılında çıkan primal fear ve kısa süre sonra çıkan kültleşen fight club filmidir. yakın zamanda yine benzer kişilikte bir rolü oynadığı filmde yönetmenlik yapmıştır (bkz: motherless brooklyn). shauna robertson ile evlidir, mensup olduğu siyasi parti demokratlardır.

son yıllarda iyice gözden düşen oyuncu. özellikle kaprisleri, müşkülpesentliği, oynadığı filme senaristten hatta yönetmenden bile daha çok karışması gibi şeyler bunlara neden oldu. primal fear'da kekeme olmayan karakteri kekeme yaptı, fight club'da narrator sigara içmezken o sigara içirdi karaktere mesela. biraz daha iş ahlağı olan bir kişilik olsaydı önü çok açık olabilirdi, kendi kendini mahvetti

hannibal'da will graham karakterinin de içine sıçmış olan oyuncu. tam bir overrated.

dokuz eylül üniversitesi’de araştırma görevlisi olarak hizmet veren hocamdır. (bkz: ilker sever)

başarılı bir aktördür. aklımda kalan en başarılı oyunculuğu, american history x'te evine saldıran zencileri katlettiği andaki rolüdür. polis silahları ona doğrultup arkasını dönüp diz çökmesini istediğinde, arkasına, kardeşine dönüp baktığında elleri havadayken gözlerindeki çıldırmış parıltı, "oyunculuk ne demektir?" dersi verir.

spike lee'nin yönettiği 25. saat filminin başrol oyuncusu... o filmde babası tarafından şu muhteşem ifadeler kullanılır:

her erkek kadın ve çocuk ölmeden önce çölü bir kez görmelidir. kilometrelerce çevrende hiç bir şey olmaz. sadece kum, kayalar, kaktüsler ve de masmavi gökyüzü. tek bir canlı göremezsin. sirenler çalmaz, araba alarmları da. kimse sana korna çalmaz, sokaklara küfreden işeyen insanlar yoktur. çölde sessizlik vardır. çölde huzur vardır, çölde tanrı vardır.

every man, woman, and child alive should see the desert one time before they die. nothin' at all for miles around. nothin' but sand and rocks and cactus and blue sky. not a soul in sight. no sirens. no car alarms. nobody honkin' atcha. no madmen cursin' or pissin' in the streets. you find the silence out there, you find the peace. you can find god.

dövüş kulübü,geçmişin gölgesinde,hulk bla bla bla çoğu filmini izledim. fakat bir türlü oyunculuğunu sevemedim.

robert de niro ve marlon brando ile oynadığı the score efsaneler arasındadır.

felfena oyuncudur.
oynadığı her yapımda canlandırdığı karakterleri adeta yaşar. yetmez gibi karizmatiktir. son zamanlarda yönetmenliğe merak salmıştır. oscar adaylığı vardır, neden oscar alamadığına ise hala şaşarım.
(bkz: american history x)
(bkz: fight club)
(bkz: the score)

en son oynadığı motherless brooklyn filminde son dönemde gördüğüm en iyi oyunculuğu sergilemiş yetenekli aktör abimiz.
gençliğinden beri kambur duruşu düşük omuzları ile her daim enişte görüntüsüne sahip olan yegâne insanlardan.

bu adam gördüğüm en iyi oyuncu ya net. inanılmaz bir cevher. tam bir saf yetenek. bu adamı kim doğurmuşsa tebrik ederim. broadway'den çıkınca böyle olunuyormuş demek ki.

edit: kingdom of heaven'da cüzzamlı baldwin'i oynayan da buymuş ahaha ulan. yıllar sonra öğrendim bunu. herif maskeli, mimik içermeyen bir rolde bile şov yapıyormuş meğersem.

en iyi rolünü ilk filmi olan primal fear filminde sergilemiştir. belki de o filmdeki başarılı psikipat/şizofren rolü fight club'taki rolünü almasına doğrudan etki etmiştir.

hangi role girerse girsin, aklıma fırlama olan bir ortaokul arkadaşımı getirdiği için, sempatik gelen oyuncu. reel hayatında da fırlama bir tip olduğunun enerjisini alabiliyorum.

başarılı bir aktördür. aklımda kalan en başarılı oyunculuğu, american history x'te evine saldıran zencileri katlettiği andaki rolüdür. polis silahları ona doğrultup arkasını dönüp diz çökmesini istediğinde, arkasına, kardeşine dönüp baktığında elleri havadayken gözlerindeki çıldırmış parıltı, "oyunculuk ne demektir?" dersi verir.

berbat bi oyuncu fight club tek filmi ona da rıza babayı koysan oynar..

en sevdiğim erkek aktör, kendisiyle 2 kadeh single malt içip, a h x perde arkasını konuşmak isterdim, sonra fight club.
norton baba adamsın.

oyunculuğu iyi olmayan, ama pek karizmatik aktördür.

american history x i ilk izledigimde ırkçılığın kötü bir şey olduğunu savunuyordum şu an geldiğim nokta vahhabi ve emevilere karşı tam olarak o nokta ne eksik ne fazla.

rusya dan buraya sosyal demokrat olarak gelip sirazeden çıkmak bu olsa gerek.