ekolojik kıyamet

almanya'da yapılan bir araştırma, kanatlı böceklerin son 25 yılda yüzde 75 azaldığını ortaya koymuş. yeryüzündeki hayatın üçte ikisini oluşturan böcek sayısındaki hızlı düşüş ekolojik kıyamet belirtisi olarak isimlendiriliyor.

(bkz: zaten ölecekti öldü tarikatı)
(bkz: boşver be kanka tarikatı)

canlı yaşam tarihinde 5 büyük yok oluş yaşandığı ve sanayi devriminden bugüne (jeolojik olarak göz açıp kapanacak kadar kısa bir süre) kadar yok olan türleri hesaba kattığımızda 6. ve en büyük yok oluşun içinde olduğumuz zaten bilim insanları tarafından kabul edilen bir gerçek. sadece böceklere bakmaya gerek yok yani bunun için. sistematik ve müthiş bir hızla gezegendeki canlı yaşamını yok ediyor homo sapiensler yani bizler kasten ya da dolaylı olarak.

(bkz: çevresel kuznets eğrisi).


edit:
#2864818

dış güçlere bağladık hemen.

çevresel kuznets eğrisi göz kararı bir ölçüdür ve her ne kadar 4000$ gibi bir kademe dile getirilse de insaların refaha ulaştıkça çevrelerindeki su, hava ve canlıların sağlığı hakkında talepkar olması gerçektir.

edit 2:
lazım olur.

çevresel kuznets eğrisi denen şey, zamanında ortaya atılmış ama doğrulanmamış bir şeydir. koskaca adamların çevresel kuznets eğrisinin varlığına inanmaları bu adamlar nasıl bu kadar salak olabilir diye düşündürmüştür beni hep. bu eğrilerin dönemsel ve yerel olarak gözlemlenmesinin sebebi gelişmiş ülkelerin demir çelik, madencilik, petro-kimya gibi ağır üretim sanayilerini az gelişmiş ülkelere kaydımalarından kaynaklanmaktaır. yani çevresel bozulma küresel düzeyde artarak devam etmekte, yalnızca gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkeler kaymaktadır.

dış güç editi: konunun dış güç ile bir alakası yoktur. konu fizik yasaları ile alakalıdır. insanlara sunulan kaynaklar, hizmetler de dahil, doğadan alınarak dönüştürülür ve onlara sunulur. yani, refah seviyesi dediğimiz şey arttıkça çevreye olan müdahalemiz de artar. insanlara bazı ürünler sunmak için madenleri çıkarmak, okyanuslarda hayvanları avlamak, malları bir yerden bir yere taşımak, tarım arazileri açmak, devasa data centerler kurmak vb. şeyler gerekir. refah seviyesi artttığında yalnızca bazı bölgelerde ve geçici olarak çevresel etki düşüyor gibi görünüyorsa bunun sebebi başka yerlerde bu düşüşten çok daha büyük etkilerin ortaya çıkması sebebiyledir. konu aslında o kadar açık ki. bazı aklı evveller ekonominin çevreye etki etmeden büyümeye devam edeceğine inanmak istiyor ve bunun için istatistiklerle (sadece bazı bölgelere, bazı etki biçimlerine ve bu etkilerin dönemlik sonuçlarına odaklanarak) oyun oynuyorlar. sonuçta doğanın başına gelenler ortada. biyoçeşitlilikte yaşanan çöküş, iklimin değişmesi, okyanusların asit seviyesinin artması, vahşi ekosistemlerin yok edilmesi artarak devam ediyor ve son 50 yıldır muazzam bir biçimde ivmelenerek artırıyor. insanların refaha ulaştıkça daha çevreci olmaları, refaha ulaştıkça daha fazla tüketmeleri sebebiyle çevrede etki yapmalarına maalesef engellememektedir. bu etkiler hollanda'da değil de çin'de oluşuyor olsa da.

yok oluş değil doğru bilelim , 2 büyük felaket .

2 büyük felaket dev sürüngenler dönemi (permiyen) ve dinozorların yeryüzünden (geç kretase dönemi') silinmesi.

. 250 bin yıl öncede küçük felaket canlı türlerinin %90'ından fazlasının yok olması . insan türrleride yok oldu ,homospiens ve neandertal ortaya çıktı. (nasıl çıktılar hala muamma varsayımlar var) şu anda 1-2-3 . sanayi devrimlerinin sonucu 4. sanayi devrimi büyük felaket tetiklendi diyor bilim insanları , şu an başlangıcındayız 1-2 ve 3. sanayi devrimleri çevreyi bozamadı yada etkisi azdı ama 4. sanayi devrimi ile ortam değişti.
ne kara sürer bilemeyiz 50 yıl sonrada felaket düzeyinde başlayabilir 50 bin yıl sonrada ama faktör insan eli olduğundan her ana yıkım gelebilir.
bir sonuç dünya suya boğulacak denizanası-hidra gibi canlılar deniz bitkileri bilinen canlı türlerini yok edecek zamanlar su-silikon bazlı canlılar ortaya çıkacak( laboratuvarda deneyi olumlu) ve carbon bazlı canlı türünün yok oluşu.
(uludağ sözlükte bu mahlasımla ayrıntılı yazı var)

diğer felaketlerde ancak ekolojik sistem devrede idi şimdi kapitalizmin çevre yıkımı ,yani artık başta memeli ,diğer canlılara yaşam hakkı kalmayacak.
etki daha da fazla olabilir nükleer başlıklar, santraller, bunların atıkları ve sanayii ve teknolojik atıklar ..
hindistan,abd,çin ,ab,rusya bunun için atmosfer dışında çözüm arıyor .
insanın vakti kalmadı.

şubat ayındayız, farkında mısınız bilmiyorum kış gelmedi, marmara bölgesindeyim, bugün hava sıcaktı. mersinde yalancı bahar geldiğine inanan ağaçlar çiçek açmış, çiftçi; "havaların bu şekilde sıcaklığı devam ederse meyve ağaçları daha çok ekin verecek ve biz daha çok para kazanacağız." diyor, fakat korkuyorlar, bir anda soğuk kışın kendi yüzünü gösterip don olma ihtimalinden bahsediyorlar. dengesiz hava şartları; üç gün sıcak bir gün soğuk şekilde devam ediyor henüz kar bile yağmadı.

bakanlıkların önüne çevre ve şehircilik bakanlığı gibi bir sürü bakanlıklar adlandırılır, ilgili ve sorumlu generaller imza ve statü dışında bir şey yapmazlar. tarım ve orman bakanlığı yan yana kullanılıyor, teknoloji bakanlığı zaten onlara yakışıyor da orman bakanlığın yanına tarım eklenince işte biz bu tür felaket senaryoları başlıklarına tanım yazmak zorunda kalıyoruz. "tarım sorgulanmalı."

an itibariyle kopmakta olan ama farkına varılmayan kıyamet. son 200 yılda doğada yaşanan değişimler , son 500 milyonda yaşanan değişimlerden kat kat daha fecaat.

insanoğlu elde ettiği tüm teknoloji ve bilime rağmen inanılmaz bir nihilizm bataklığında. psikoloji bilimi çıktığından beri psikolojik hastalık yaşayanların sayısının geçmişe oranla yüzbinlerde kat artması bunun bir göstergesi zaten. çok da ironik bir mesele ama tabi oayrı bir mevzu. her iki kişiden biri bildiğin deli ya da delirmek üzere.

50 bin yılda yaşanması gereken sıcaklık yükselmesi 2 derece olması gerekir iken bu her yıl 1 dereceye sabitlendi. tarım alanlarına betonlar yığılırken insan, o betonlar içinde boğduruldu. doğa kalmadı çünkü dünya nüfusunun yüzde doksanı artık şehirlerde yaşıyor. ve bu şehirlerle doğaya her tür şiddeti uygulayan insan kendi kıyametini çoktan hazırladı.