elizabeth dönemi

90'larda çokça duyduğum ama anlamadığım; ''elizabeth takılmak'', ''yine mi elizabeth'' cümlelerinin yıllar sonra öğrendiğim ''ironin kaynağı'' olan kraliçedir.*

evlenmemiş olsa da kimseyle de görüşmemiş değildir. şairdir de kendisi bu arada. duke of anjou'ya yazdığı 'on monsieur' s departure' şiirinde sevse bile nefret ediyor gibi görünmesi gerektiğini, acısını kalbine gömdüğünü belirtir. ayrıca nasıl bir hükümdar olduğunu görmek için armada portresini dikkatlice bir incelemek lazımdır. elinin altında bir dünya küresi durur ki dünyayı yönettiği anlamına gelir bu. tablonun içindeki gemi tablosu da spanish armada yani bozguna uğrattıkları ispanyol donanmasını temsil eder.

halk dilinde ergenlik

babası 8. henry, soyum soylansın, boyum boylansın diye katolik kilisesini reddedip papa'yla papaz olmuş, o kadar uğraşmış ama bu hanımefendi "ben bu pis dünyaya çocuk getirmek istemiyorum" deyince adamın hanedanını bitirmiş bakire kraliçedir.

biz erkekler için 12-22 yaş arası dönem.

o zaman hep okulluyduk.*

yanlış hatırlamıyorsam en katı kuralları olan kraliçelerden biriydi özellikle kadınlar ve sosyal yaşamları konusunda. ama yine de o dönemdeki kadınların ( giyilmesi baya zor olan)kıyafetlerinin zarafeti ve sadeliğine bayılırım.