empati diye bir şey yoktur

empati kelime manası ile dolu bir söz olsa da içi boştur kimse kendinden başkasını düşünmez.

(bkz: tok açın halinden anlamaz)
(bkz: damdan düşenin halinden damdan düşen anlar.)
(bkz: ateş düştüğü yeri yakar.)

çoğunlukla katılmadığım önerme. empati vardır ama herkes buna sahip değildir. bu da diğer her şey gibi geliştirilebilir bir şeydir ve oldukça elzemdir. karşıdaki insanın duygularını tam olarak anlamasan bile anlamaya çalışmak ve ona göre hareket etmek de büyük bir erdemdir. kısaca empati yapın, yaptırın.

nasrettin hoca bir gün ağaca çıkmış elma topluyormuş.
bastığı dal kırılınca hoca aynen yere çakılıvermiş…
kafa, göz kan revan içinde…
hocanın halini gören ahali üşüşmüş başına.
“hocam iyi misin, hocam su ister misin?”
hoca, kalabalık arasından birisinin koşmaya başladığını görmüş.
bağırmış arkasından “nereye gidiyorsun çocuk?”
“doktor çağırmaya gidiyorum hocam.”
“bırak doktoru” demiş nasrettin hoca, “sen bana daha önce ağaçtan düşmüş
birini çağır.”

başlığı görünce aklıma gelen fıkra. ağaçtan düşenin acısını belki tahmin edebilirsin ama düşenin acısını yine düşen anlar.

empati diye bir şey vardır ama yapabilen insan azdır demek istiyorum.
keşke herkes yapabilse, insanlar genelde iyi şeyler mevzu bahis olduğunda şöyle yapardım, şunu alırdım,böyle derdim, buraya giderdim gibi kelimelerin önüne ben olsam kısmını eklerler ama konu eğer birinin derdiyse, hastalığıysa vs yani üzücü olan herhangi bir durumda ahkam kesmek daha kolaylarına gelir.
halbuki "ben olsaydım ne yapardım" sorusunu sorabilsek kendimize tabi ki her ne kadar yaşayan bilse de bir nebze olsa insanlık adına bir adım atılmış olabilir. işte bunun için empati diye bir şey vardır. azcık bir gayretle başarmak zor değildir üstelik..

(bkz: antisosyal kişilik bozukluğu) sahibi bireyler için doğru olan önermedir.

kitap okumayanlar için yoktur, doğru.

empati vardır.belki farkına varılmaz ama her insanda mevcuttur.

hepsinin temel sebebi süper ego.

+abi kendini benim yerime bir koyar mısın?
- koydum abi.
+ nasıl peki ?
- kötü abi.
+bak işte kardeşim allah benim yaşadıklarımı yaşatasın.

ulan sen o adamın yaşadıklarını yaşadın da mı empati yapıyorsun. saçmalıktır.

kısmen katıldığım başlıktır. topluluk içinde eli titreyen birisini görünce direkt empati duyabiliyorum. bende de var aynı illet.

empati demek karşıdakinin yaşadığının aynısını yasamak demek değildir. bu şuna dönüşür birine dersin ki cok mutsuzum karşıdaki ay ben de , cok sinirliyim ay ben de. bir yerden sonra konuşma surekli duygu ya da olay yarıştırma haline döner. damdan düşen gelir misal der ki ay ben de düştüm bu kadar. yaşanan acı özel olduğu icin. empati anlamak değildir her zaman. ama anlamaya çalışmaktır. yaşanan acıyı sadece tahmin edebilirsin. ve o kişiyle bu acıyı paylaşmak icin aynısını yaşamış olmana gerek yoktur. bu sebeple katılmadığım önerme. yani siz dünya dönmüyor deseniz de dünya donuyor donuyor deseniz de (bkz: galileo)

sempati ve empati farklı iki kavram. empati yapmak demek o kişi ile ilgili harekete geçmek demek değil. onun ayakkabılarını giyip yürümek demek.

ben mesela savaştan kaçan insanı empati ile anlarım ama sempati duymam zira bana doğru gelmiyor.

empati farkındalığı yüksek bireylerin güçlü varsayımlarıdır ve vardır ama herkesin becerisi değildir.

karşılığını göremeyene kadar vardır. sonra keriz mertebesine geçilir. ve ruh hali pişman modda istifa eder görevinden.

başka bireylere karşı farkındalığımızın olmadığını, olamayacağını iddia eden başlık.
başlığa en uygun karikatür budur. beni ilgilendirmiyor 'bende yok' demek ki yok diyor.

bazılarının yaptığı budur. seni anlıyorum ah canım vah vah deyip ardından 'allah yardımcın olsun' diyenler. sende ol arkadaşım niye hemen allaha yıkıyorsun tüm işi. empati bu değildir.

bu hiç hiç değildir. bu kendin gibi olana kendinden olana asıl en iyi anlaması gereken senken kulaklarını tıkayıp hatta ve hatta tam aksi gibi davranmaktır.

olaylara kendi açımızdan bakmamaktır empati. farkındalıktır. karşındakinin durumuna göre tavsiyede bulunmak, yönlendirmek ya da tavır sergilemektir. olgunluktur.

illa anamıza bacımıza dil atılmasına gerek yok. milletin anasına bacısına dil atmamaktır. yani bazı arkadaşların dediği gibi aynı şeyi yaşamayan bilmez diye bir şey yoktur. ne yani zor durumda olan birini anlamak için illa benimde aynı zorluklardan mı geçmiş olmam gerekir? ya da karikatürün diliyle başkasının anasına bacısına dil atmıyorsam bu daha önce benim anama bacıma dil atıldığından mıdır? püff bir empati bile kurdurtmadınız insana kafam yandı.*

bu bonustur. empatiyle alakası yok. oynayasım gelmiştir içim kıpır kıpırdır. kaşığı kapan gelsindir. herkeslere bol kaşıklı, kıpır kıpır günler efem.*

tabiki de yoktur. kimse kimseyi tam anlamıyla anlayamaz. veya onun gözünden olaya tam anlamıyla bakılmaz. önemli olan ''try to understand''.

empati vardır fakat aynı durumun içinde olmadığın sürece yalnızca o kişinin ne kadar acı içinde olduğunu "tahmin" edebilirsin, "anlayamazsın"

empati, karşımızdaki kişiyi anlamaktır, anlayıp ona göre davranmak değil. ben seni anlayabilirim, hissettiklerini çözebilirim, seni tanıyorsam bir olaya karşı vereceğin tepkileri kolaylıkla kendimi senin yerine koyarak tahmin edebilirim. karıştırılan konu ise davranışlarıma yön verirken sana göre yön vermeyeceğim.
mesela; sana karşı verdiğim sözü tutmadığımda ne hissettiğini anlayabiliyorum. bunu anlıyor oluşum sana verdiğim sözü muhakkak tutacağım manasına gelmez. sana zam verirken maddi durumunu gayet biliyorum, yaşadığın zorlukları anlıyorum ama bu demek değil ki sana vereceğim zam bu zorluklarının üstesinden gelmeni sağlasın. zaten bu tutumum sana seni anlamadığımı düşündürüyor. aslında anlıyorum ama sana göre yaşamayacağımı sen anlamıyorsun. sen farkında değilsin hayatın senin etrafında dönmediğinin, herkesin seni anlayıp sana göre davranmasının mümkün olmadığının. sana göre davransam bu defa da seni, kendi ahlak anlayışıma göre yargılamış olurum.

kısaca seni anlıyorum, ne hissettiğini biliyorum, neden öyle hissettiğinin de farkındayım. sadece davranışlarımın tüm bunlarla bir ilgisi yok.