1.
aşırı ünlülerle kısa görüşmeler'deki favori sorumdu. benimki hayatımda ilk kez gördüğüm birinin evlilik teklifine olur dedikten bir saniye sonra bana ne ben soyadımı değiştirmem diye feminist nutuk atmam.
devamını gör...
2.
anlık gaza gelip açık etmemeli zaafları.
çok kurt alem. erkekler arası rekabet ortamı her yerde var.
bence anlatmayın ama siz bilirsiniz. ben kim olursa olsun bir gün işime yarar diye not alıyorum...
çok kurt alem. erkekler arası rekabet ortamı her yerde var.
bence anlatmayın ama siz bilirsiniz. ben kim olursa olsun bir gün işime yarar diye not alıyorum...
devamını gör...
3.
#1469218 gerçekten lucifer
devamını gör...
4.
hangi birini anlatayım diye karar veremeyip hiçbirini anlatmıyorum.
devamını gör...
5.
evliliğimizin ilk haftasıydı. tabi ben kokusuyla bile sarhoş olduğum için, çok içmeme gerek kalmamıştı. neyse en son eşime
"sen cin misin? beni çarpacak mısın? çarpmasan olur mu? annem kızar cinle evlememe" demiştim. kahkahalarını hatırlıyorum. 9 yıl oldu dilinden düşemedim. arada gelir. "annene hâlâ söylemedin mi cinle evlendiğini?" der.
"sen cin misin? beni çarpacak mısın? çarpmasan olur mu? annem kızar cinle evlememe" demiştim. kahkahalarını hatırlıyorum. 9 yıl oldu dilinden düşemedim. arada gelir. "annene hâlâ söylemedin mi cinle evlendiğini?" der.
devamını gör...
6.
edis geliyor konsere, ben de nasıl seviyorum ama öyle böyle değil. o dönem ufak ufak flörtleştiğim ama çok da yanaşmadığım bir bey vardı, en önden bilet almış beraber gittik, orada da arkadaşlarıyla tanıştım falan eğleniyoruz güzel güzel. sonra bunların mekanda çalışan arkadaşı bir sürü shot bardağı getirdi masaya, adios diye bir içecekmiş. tadı pek güzel olunca bir içtim, üç, beş derken on yedi tane içmişim. en son edis “çok sıcakmış burası” deyince “soyun o zaman” diye bağırdığım için çıkartmış beni çocuk mekandan. hatırladıkça utanıyorum.
devamını gör...
7.
utanılacak değil de; bu akşam yâd edip, güldüğümüz bir anımdır...
çaldığım son sahneden sonra çok içtim. sabah 04:00 civarı arkadaş ortamı gidelim dedikçe, ben kalıp içme yanlısıydım. zillerim, trampetim, pedallarım falan da var. trampetimi taşıyan arkadaşımın bir anda kolunu ısırdım ve herif kurtulmak için trampetle birkaç kez kafama vurmuştu.
çaldığım son sahneden sonra çok içtim. sabah 04:00 civarı arkadaş ortamı gidelim dedikçe, ben kalıp içme yanlısıydım. zillerim, trampetim, pedallarım falan da var. trampetimi taşıyan arkadaşımın bir anda kolunu ısırdım ve herif kurtulmak için trampetle birkaç kez kafama vurmuştu.
devamını gör...
8.
3 tane sap oturuyoruz birahanede, çiçek satan çocuk geldi çiçek uzatıyor, hani kime alacağız ki çiçeği dedi arkadaşım, çocuk biraz burkulunca insan insana almaz mı? dedim. 3 tane gül aldım. sonra oturduk gey gey bira içtik, masada 3 tane sap ve 3 tane gül.
kim ne diyecek ulan deyip göğsümü geriyorum, kız mız geçiriyor tip tip bakıyor, insan bir çekiniyor yani. kıskanma yelloz seni. sana kimse çiçek vermiyo tabim.
kardeşim kim yapıştırıyor bu yaftaları üstümüze. güller önümüzde rahat rahat içmek için hollanda'ya mı gitseydik? anamız bacımız yok mu belki onlara aldık?
neyse ki kimse kimsenin alt dudağına yapışmadıydı, içimizde yokmuş anacım.
kim ne diyecek ulan deyip göğsümü geriyorum, kız mız geçiriyor tip tip bakıyor, insan bir çekiniyor yani. kıskanma yelloz seni. sana kimse çiçek vermiyo tabim.
kardeşim kim yapıştırıyor bu yaftaları üstümüze. güller önümüzde rahat rahat içmek için hollanda'ya mı gitseydik? anamız bacımız yok mu belki onlara aldık?
neyse ki kimse kimsenin alt dudağına yapışmadıydı, içimizde yokmuş anacım.
devamını gör...
9.
içimizden bir arkadaşın bayılmasına ve annesinin taksiyle gelip kendisini almasına sebep olan bir yılbaşı gecesiydi. yaşımız 15 idi. çocukluk heyecanı ve hevesiyle fazla kaçırmış, kendimizi rezil etmiştik.
devamını gör...
10.
evde sızıp uykudan uyanıp kalorifer peteğini pusuar sanıp bildiğin işemem, sabah eşimin dalgasını geçmesi ve kapanış.
devamını gör...
11.
taksi içinde midem bulanıyor diye tükürüp durmuştum
devamını gör...
12.
en utanılan olduğu için öyle her yerde anlatılamaz. gerçi böyle diyince de sanki anormal, abuk bir vaka yaşanmış gibi oluyor. neyse öyle bir şey yok. durduk yere ben niye yazdım lan bu başlığa? ortada hiçbiiirr sebep yokken kendimi şüpheli şahıs konumuna düşürüp gidiyorum. böyle bir saçmalık olabilir mi? bir de yayınlarım şimdi bu entryi. hay allah... neyse artık.
devamını gör...
13.
öyle bir anım yok.
neden? çünkü hatırlamıyorum.
neden? çünkü hatırlamıyorum.
devamını gör...
14.
unutmaya çalışıyoruz sayın yazar. neden başlığı hortlatarak hatırlatıyorsunuz.
devamını gör...
15.
ortam oluşturup denemek istemiştik ama bende çok olmadı. normalden biraz daha rahat bir ruh hâli ve daha komik bir sohbet olmuştu ama sonlarda tuhaf olmuşum. çünkü uykumu getirmişti. elime yüzümü yaslayıp onları dinlediğimi sanarken elim artık duvara dayanmış ve ben orada 3-5 dk sızmışım. dürtülünce "dinliyorum dinliyorum konuşun siz." demiştim gözlerimi hafif aralarken.
biz o ortamı sonra bir daha kuramadık. çünkü karışık içenlerden birisi en son halıya kusmuştu, diğeri de banyodaki wc'ye girip kapıyı kilitlemiş ama içeride bayılmış gibi. vuruyoruz ses yok, düşüp bir yere kafasını vurursa sıkıntı. anca 10 dk sonra ses verdi. ama o 10 dk'yı nasıl geçirdik anlatamam, ecel terleri döktük. "oradaki kovalardan birini su doldur ve kafanı içine sok." diye yönlendirince biraz ayılıp kapıyı açtı. ki kovayı da tam doldurmuşken kafasını çıkarmakta zorlanıp az daha kendini boğacakmış gerizekalı.
7 kişiydik. 2 tane aşırıya kaçmış, 3 tane orta (ben gibi) diğer 2 tane daha ayıktı. çünkü deneme yaparken ayık gerekiyor bu evde kız kıza olsakta. bendeki durum uyku bastırmasıydı daha çok o yüzden bunlar olurken ayılmıştım ama sonra yine çok bastırdı. aradan 1-1.30 saat geçmiştir. ben odama giderken o kusmuk izini gördüm ve kusanı dövmeye çalıştım "3 yaşındaki çocuk gibi resmen, onlar ortaya bokunu bırakır bu kusmuk bırakmış hem de halıya. bırakın bırakın döveceğim." diye söylenip üstüne atılmaya çalışıyorum. ayık ve orta onu yatırmak için odaya almaya çalışırken denk geldik. ayık onu tutuyor orta olan beni çekmeye ve yatıştırmaya çalışıyor. "halıyı yeni almıştık, baksana bembeyaz ve de yumuşacık. nasıl olur da kusmuk bırakmak cüretinde bulunur?" demiştim ağlamaklı. ayık olan "bir temizlik takıntımız eksikti, ağlayacak gibi duruyor sonra susturamayız, yatır zaten ayakta uyuyor." demişti sert ve sinirli bir şekilde. ben de "seni pis yalancı!, sadece gözümü tam açamıyorum. uyusaydım nasıl ayakta olurdum ve nasıl seni duyardım kiii?" diye konuşurken beni tutanla salıncak gibi gelip gidiyorduk arada. o beni ben onu çekiştiriyordum. sonra beni tutana fısıldamaya çalışıyorum "hadi beni yatıralım, cidden uykum gelmiş. çaktırma ama konuşamıyorum bile." diye kelimeleri kaydırıp bazılarını uzata uzata diyordum. o ayık olanın beni duyduğundan bir haber olarak. ikisi bana gülerken gittik.
ve annemler gelmişti ortam devam ederken ama uyumaya geçmişlerdi. o herkesin bir yere dağılma olayında seslere uyandılar bir ara. annem bize bakmıştı o da kızıp bir şeyler demişti ama onu ben görmedim bile.
sabah güzel bir azar ve kusanlara ceza. doğru düzgün içen değilsin niye bir anda 2-3 şey karıştırıyorsun, bir de abur cuburlar da vardı daha.
komik yerleri vardı ama o stres ve sinir de farkına varamamışız anca ayıldıktan sonra. su doldur dediğim kuzenim "burada bir şey var kafamı ona batırsam olur mu ama dibi biraz dar gibi?" derken klozete batırmak istemişti ilk önce.
kafasını kovaya batırırken "ay çok soğuk çok soğuk, olmuyor dahası." demişti. ve kafasını kaldırma zorluğu ıslanan saçlarından. halıda kusanı bilmiyorum o uzakta kalıyordu. biraz saçını çektiğimi ve bir tane yüzüne yapıştırdığımı hatırlıyorum. ikinciyi de ayık olana vurduğumu ama inişe dek geldiği için kol tarafına vurmuşum. ve "seni tokatlamak istemiyordum çok üzgünüm, çok üzgünüm. istersen vur ödeşelim." demişim. tutana istinaden "al bu gerizekalıyı artık yoksa geçireceğim bir tane." demiş. "hiii çok kırıcısın, keşke cidden yapıştırsaymışım bir tane." demişim. ve o benden kurtulmak ve orta'ya yardımcı olmak için ittirirken benle o birlikte kusmuk yerin yanına düşüyoruz. görünce demişim işte "halıyı yeni almıştık..." vs. düşmek umrumda değildi halıya üzülüyorum. ve o kusan kuzenimi pek sevmiyorum ondan dövesim gelmiş galiba. "içimde sana yapıştırmak isteyen bir yanım varmış kusura bakma." demiştim sabah imayla. o bu yanımın nelerden olduğunu bildiği için üstelemedi. üzüldüğüm yer o tam gitmişken onu dövmeye çalışmam. adillik olmamış yani. o "kusura bakma." bu yüzden. yoksa o yanı kendi oluşturmuş nesine bakmayacak, kendi kusur bir kere.
biz o ortamı sonra bir daha kuramadık. çünkü karışık içenlerden birisi en son halıya kusmuştu, diğeri de banyodaki wc'ye girip kapıyı kilitlemiş ama içeride bayılmış gibi. vuruyoruz ses yok, düşüp bir yere kafasını vurursa sıkıntı. anca 10 dk sonra ses verdi. ama o 10 dk'yı nasıl geçirdik anlatamam, ecel terleri döktük. "oradaki kovalardan birini su doldur ve kafanı içine sok." diye yönlendirince biraz ayılıp kapıyı açtı. ki kovayı da tam doldurmuşken kafasını çıkarmakta zorlanıp az daha kendini boğacakmış gerizekalı.
7 kişiydik. 2 tane aşırıya kaçmış, 3 tane orta (ben gibi) diğer 2 tane daha ayıktı. çünkü deneme yaparken ayık gerekiyor bu evde kız kıza olsakta. bendeki durum uyku bastırmasıydı daha çok o yüzden bunlar olurken ayılmıştım ama sonra yine çok bastırdı. aradan 1-1.30 saat geçmiştir. ben odama giderken o kusmuk izini gördüm ve kusanı dövmeye çalıştım "3 yaşındaki çocuk gibi resmen, onlar ortaya bokunu bırakır bu kusmuk bırakmış hem de halıya. bırakın bırakın döveceğim." diye söylenip üstüne atılmaya çalışıyorum. ayık ve orta onu yatırmak için odaya almaya çalışırken denk geldik. ayık onu tutuyor orta olan beni çekmeye ve yatıştırmaya çalışıyor. "halıyı yeni almıştık, baksana bembeyaz ve de yumuşacık. nasıl olur da kusmuk bırakmak cüretinde bulunur?" demiştim ağlamaklı. ayık olan "bir temizlik takıntımız eksikti, ağlayacak gibi duruyor sonra susturamayız, yatır zaten ayakta uyuyor." demişti sert ve sinirli bir şekilde. ben de "seni pis yalancı!, sadece gözümü tam açamıyorum. uyusaydım nasıl ayakta olurdum ve nasıl seni duyardım kiii?" diye konuşurken beni tutanla salıncak gibi gelip gidiyorduk arada. o beni ben onu çekiştiriyordum. sonra beni tutana fısıldamaya çalışıyorum "hadi beni yatıralım, cidden uykum gelmiş. çaktırma ama konuşamıyorum bile." diye kelimeleri kaydırıp bazılarını uzata uzata diyordum. o ayık olanın beni duyduğundan bir haber olarak. ikisi bana gülerken gittik.
ve annemler gelmişti ortam devam ederken ama uyumaya geçmişlerdi. o herkesin bir yere dağılma olayında seslere uyandılar bir ara. annem bize bakmıştı o da kızıp bir şeyler demişti ama onu ben görmedim bile.
sabah güzel bir azar ve kusanlara ceza. doğru düzgün içen değilsin niye bir anda 2-3 şey karıştırıyorsun, bir de abur cuburlar da vardı daha.
komik yerleri vardı ama o stres ve sinir de farkına varamamışız anca ayıldıktan sonra. su doldur dediğim kuzenim "burada bir şey var kafamı ona batırsam olur mu ama dibi biraz dar gibi?" derken klozete batırmak istemişti ilk önce.
kafasını kovaya batırırken "ay çok soğuk çok soğuk, olmuyor dahası." demişti. ve kafasını kaldırma zorluğu ıslanan saçlarından. halıda kusanı bilmiyorum o uzakta kalıyordu. biraz saçını çektiğimi ve bir tane yüzüne yapıştırdığımı hatırlıyorum. ikinciyi de ayık olana vurduğumu ama inişe dek geldiği için kol tarafına vurmuşum. ve "seni tokatlamak istemiyordum çok üzgünüm, çok üzgünüm. istersen vur ödeşelim." demişim. tutana istinaden "al bu gerizekalıyı artık yoksa geçireceğim bir tane." demiş. "hiii çok kırıcısın, keşke cidden yapıştırsaymışım bir tane." demişim. ve o benden kurtulmak ve orta'ya yardımcı olmak için ittirirken benle o birlikte kusmuk yerin yanına düşüyoruz. görünce demişim işte "halıyı yeni almıştık..." vs. düşmek umrumda değildi halıya üzülüyorum. ve o kusan kuzenimi pek sevmiyorum ondan dövesim gelmiş galiba. "içimde sana yapıştırmak isteyen bir yanım varmış kusura bakma." demiştim sabah imayla. o bu yanımın nelerden olduğunu bildiği için üstelemedi. üzüldüğüm yer o tam gitmişken onu dövmeye çalışmam. adillik olmamış yani. o "kusura bakma." bu yüzden. yoksa o yanı kendi oluşturmuş nesine bakmayacak, kendi kusur bir kere.
devamını gör...
16.
bundan seneler mukaddem... bir yaz vakti, hafta sonu, ben evde içiyorum.
ağabeyim aradı, neredesin ne yapıyorsun filan, ben gelmeyebilirim, gelirsem de geç gelirim" dedi, tamam dedim.
tabii saat pek geç oldu, bu saatler filan, tekrar ağabeyimle konuştuk, ben geleceğim dedi, tamam dedim gel yani, evde karı kız kimse yok, ne önden arıyorsun kardeşim.
ben belli ki biraz daha oturup yatağa gidip yatmışım, derin uyku, çok güzel sızmışım, 7-8 litre biradan az içme ihtimalim yok.
ağabeyimi bırakıyorlar eve. ağabeyim anahtarı sokup açamıyor. deniyor epey. bir türlü sokamıyor. onu hep anlatır. öyledir ama, o an anahtar-delik ayarını yapamazsın. yaramıyorsa içme kardeşim...
ahmet diye bir arkadaşını arıyor, ahmet abiyle halen görüşürler, evlenecek bu yaz o da. tabii bu çok önce. o da geliyor, açıyor demir kapıyı, tahta kapıda anahtar bu sefer girmiyor. zile basıyorlar, beni arıyorlar...
çaresiz. geri dönüyorlar. ağabeyim o gece ahmet abide kalıyor.
ertesi sabah uyandım 9-10 cevapsız arama filan, "abim"
aradım, ne oldu dedim, biraz sövdü, eve geldik kapıyı açamadık bilmem ne...
sonra bir baktım tahta kapı üstünde anahtar var...
neye hizmet niye koymuşum anahtarı dışarıdan?
hatırlamıyorum.
ağabeyim aradı, neredesin ne yapıyorsun filan, ben gelmeyebilirim, gelirsem de geç gelirim" dedi, tamam dedim.
tabii saat pek geç oldu, bu saatler filan, tekrar ağabeyimle konuştuk, ben geleceğim dedi, tamam dedim gel yani, evde karı kız kimse yok, ne önden arıyorsun kardeşim.
ben belli ki biraz daha oturup yatağa gidip yatmışım, derin uyku, çok güzel sızmışım, 7-8 litre biradan az içme ihtimalim yok.
ağabeyimi bırakıyorlar eve. ağabeyim anahtarı sokup açamıyor. deniyor epey. bir türlü sokamıyor. onu hep anlatır. öyledir ama, o an anahtar-delik ayarını yapamazsın. yaramıyorsa içme kardeşim...
ahmet diye bir arkadaşını arıyor, ahmet abiyle halen görüşürler, evlenecek bu yaz o da. tabii bu çok önce. o da geliyor, açıyor demir kapıyı, tahta kapıda anahtar bu sefer girmiyor. zile basıyorlar, beni arıyorlar...
çaresiz. geri dönüyorlar. ağabeyim o gece ahmet abide kalıyor.
ertesi sabah uyandım 9-10 cevapsız arama filan, "abim"
aradım, ne oldu dedim, biraz sövdü, eve geldik kapıyı açamadık bilmem ne...
sonra bir baktım tahta kapı üstünde anahtar var...
neye hizmet niye koymuşum anahtarı dışarıdan?
hatırlamıyorum.
devamını gör...
"en utanılan sarhoşluk anısı" ile benzer başlıklar
sarhoşluk
23