gılgamış destanında adı geçen bir mitolojik kahraman.sümercede kırların insanı anlamına gelir.

yarı tanrı yarı insan kral gılgamış azametinden o kadar emindir ki yaptığı zulümler halkını bezdirir.bu aşamada destana dengeleyeci bir unsur olarak enkidu girer.destanın başında enkidu hayvanların arasında insanlığının farkında olmadan yaşar.derken bir kadın tanır ve insanlığının farkına varır, konuşmaya başlar.gılgamış'a güç olarak denktir ve gılgamış ile dost olurlar.birlikte türlü maceralara katılırlar.bu maceraların birinde tanrıça iştar'i o kadar kızdırırlar ki, tanrıça onlara bir ders vermek ister. enkidu ölür ve gılgamış ölümsüzlüğün yolunu bulmak için çabalar.
devamını gör...
gılgamış denen kart zampara milletin karısına kızına salça olur. artık hiçbir kadın sokağa çıkamaz olmuştur. bunun üzerine tanrılar enkidu'yu yaratır. bunlar güreşirler ama yenişemezler ve bir hollywood klişesi olarak dost olurlar, güçlerini birleştirirler, kimse karşılarına çıkamaz. maceralar devam ederken bu işe sinirlenen iştar denen kahpe tarafından öldürülür bizim bu öküz boynuzlu yiğidimiz. bu adamların maceralarından sonra ortadoğu dinleri çıkar işte.
devamını gör...
enkudu bey gılgamış'ı öldürmek için görevlendiriliyordu diye hatırlıyorum. tabi sonra arkadaş olup kırlarda el ele tutuşup geziyorlar, devlerle filan savaşıyorlar.*

#1796041 yazar kardeşimizin mit ile ilgili konuda "abartı da olabilir" demesi. çok yaşa emi* olay zaten abartıdan ibaret değil mi?
devamını gör...
carl gustav jung'un gölge arketipini çok net okuyabildiğimiz gılgamış destanının enkidu'su.

gılgamış medeniyet sen vahşi doğa, gılgamış bilinç, sen gölge... gılgamışın hem düşmanı hem yoldaşı, gılgamışın hem yansıması hem zıttı... ah enkidu... benim hüzünlü yaban mersinim... sen ki shamhat tarafından ehlileştirilip doğandan kopartılan sen! hepimizin kaderini omuzlarında taşırken yorulmadın mı? sadece altı gecede hayvan kardeşlerinle, doğa anayla ve köklerinle olan bağlarını söktükleri için son nefesinde shamhat’a beddua ederken bu kaybın acısını içiden atabildin mi gerçekten? medeni bir şekilde giyinmeye, yemek yemeye ve içmeye karşılık ödediğin bu diyetin adaletsizliğini ciğerimin en derinlerinde hissediyorum bahtsız dağ çileğim!

ah enkiducuğum biliyoruz ki sen gılgamış'ın karşısına çıkmasan o sadece zalim bir kral olarak tarihin tozlu sayfalarına gömülecekti. ismini anan tek bir insan bile olmayacaktı. çünkü ancak gölgesi ile yüzleşebilenler (ve onu kucaklayanlar) yaratıcılığa haiz olabilirler. gılgamış da seninle karşılaşıp, dövüşüp, seninle yüzleşip, seni eşiti olarak kabul edince sonunda gölgesini - bastırdığı tüm ilkel yönlerini, medeniyet tarafından kabul edilmeyecek, utanılacak tüm köşelerini- kucakladı. bu sayede tam ve bütün bir insan olabildi. gölgemiz, ilkel tarafımız bizi elimizden tutup şiir evine (sanata – yaratacılığın o vahşi dünyasına) sokabilir. sen bu yolda ona rehberlik ettin. bu sayede ölümsüzlüğü - onun aradığı manada olmasa bile- elde edebildi;


bundan böyle uruk'un çevresine duvar örmeye, uygar sanatları yaymaya önem verir. bir gün kendi de ölecektir, ancak bu anıtlar, özellikle de insanlığın refahı için eriştiği başarıları kayda geçirecek olan yazıyı bulması onu ölümsüz kılar.


o ölümsüz olmuş olabilir ama biz eğer biz senin ismini unutursak da kalbimiz kurusun e mi!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim