erkeklerin arabalarına tapma sebepleri

durun durun über duyarlı modlarımız silmeden ben yazayım, başlığı ben açmadım, açan kişi sildi tanımını, şimdi bu resim silinecek
niye mi? ilk tanım tanım olması gerekiyor...

dünyanın parası, niye olacak?

anlaşılamayan birtakım nedenler.

sebep her ne olursa olsun sonuç 2 ihtimalden öteye gitmez:
1- bahsi geçen erkek tanıdığınız değilse komik görünür.
2- tanıdığınız ise itici olur.

sürekli arabasından bahseden ya da onunla aşk yaşayan kişi iticidir.

tanımadığınız ama arabasıyla aşk yaşadığını anladığınız kişilere gelince; bizim sokakta var böyle bir baba oğul. ne zaman görsem arabanın yanındalar. sürekli ellerinde süngerler, kovalar, başka bir şeyler... ovuşturup duruyorlar arabanın sağını solunu. sürekli ama... bir öpüp yalamadıkları kalıyor arabayı. belki onu da yapıyorlar ama ben denk gelmedim. aşırı derecede görmemişlik içeren, budalaca ve gülünç bir görüntü.

bir gece gidip boydan boya arabayı çizsem, sabah ikisi de kalpten gitmezse hiçbir şey bilmiyorum.

her erkekte az da olsa üstünlük içgüdüsü vardır. annelerini, kız kardeşlerini ya da sevgililerini sahiplenmek çevredeki diğer olası tehditlere karşı korumak onlara kendilerini üstün hissettirir. biraz belgesel-vari anlatıyorum ama hepimiz memeliyiz sonuçta.* ailede eğer biraz da olsun pohpohlanıp ilk arabasını almasına izin verilmişse dolayısıyla o arabada ona ait bir üstünlük göstergesidir. onu itibarının bir temsilcisi gibi görür. aslında hepsinin temelinde kendini önemli ve işe yarar hissetme dürtüsü yatar. yanlış anlamayın beyler, bu dürtü bütün insanlarda vardır. ama konu arabalarınız…

yine erkekler hakkinda hep kadinlar konusmus.

erkek olmadan bunu anlayamzsiniz kadınlar.

görmemişlik.

varlık içinde büyüyüp arabasına değer veren erkek görmedim.
nerede ruhu fakir var, arabasının üzerindeki lekeyi bile parmağıyla çıkartır.
öyle değerlidir o araba onun için.

karşı cinsi etkilemek.

at-silah-avrat üçlemesinden gelen "at"ın, günümüzde araba olmasından mütevellit yaşanan hadisedir efenim; tanrım bunu tüm kara muratlı, battal gazili yeşilçam filminde dahi görebilirsiniz, erkekler, atlarına hastalar.

atlarıyla konuşurlar, atlarıyla bakışırlar, atlarını oradan oraya koşturur dururlar, atlarıyla yarışırlar, atlarına iyi bakarlar, atlarına isim takarlar ve çoğu "kızım" diye sever. bence bu konu psikolojik olarak incelenmeli; aynı şeyi motor hastalarında da görüyorum, isim takıyorlar motorlarına.

şimdi efenim, en güçlü at da kendilerinde olsun istiyorlar tabii; böyle diğer atların yanında savrulan yeleleriyle, cüssesiyle filan belli etsin kendini; modern zamanların beyaz atlı prensi, altında atı (arabası)... kızları da böyle tavlayacak işte garibim.

kapıyı hızlı çarparsanız içleri gider.
kapıyı şlak diye açarsanız, yandaki arabaya vuracak çizilecek diye inme geçirir.
döşemeye kül düşüreceksiniz diye aklı çıkanını da gördüm.

her erkeğin gönlünde bir araba yatar sistalarım, kimisi buna geç kavuştuğu için kendini kaybeder, bokunu çıkarır; kimisinin altında kendini bildi bileli vardır çok sallamaz görünür ama döşemeye sigarayı bi basın bakayım noluyor sonra.

hoş, benim arabamda bir erkek sigara basacak olsaydı bir yerlere, onu, en yakın çöp kovasının yanında durup sağ ayağımla tekmeleyerek arabadan atardım. efenim kaç para olmuş bir araba ha? "canın sağ olsun" diyecek birini bulursanız da hemen yelkenleri indirivermeyin, erkek milletine güven olmaz çünkü, jaws hayvanları hepsi.

bilahare "bir köpek balığını nasıl eğitirsiniz" semineri vereceğim buralarda, şimdi gidip "ferrarisini satan bilge"yi kaldığım yerden okumaya dönüyorum. adam ferrarisini sattığını tüm dünyaya ilan etmeden duramamış o derece koymuş, bakın öyle bir araba sevgisi bu; bilgelik milgelik hikaye. neyse.

hiç anlamadığım durum.
ne kavgalar ettim bunun için.
*
eşim yeni bir araba almıştı, bundan 10 sene öncesi olabilir.
oğlum okula geç kaldı
-beni bırakır mısın annecim, dedi
bende babasının arabasının anahtarını aldım
gittik.
dönüşte eşim bana
-nasıl gittin, diye sordu
-komşudan araba aldım, dedim
-gerçekten mi, dedi
-değil tabii, dedim
-arabanın koltuğunun aynasının ayarını değiltirdin mi, dedi
-yok ya, dedim
-öyle bakmadan sürdüm
-ciddi mi, dedi
-tabii ki değil, dedim
adam ikinci şoku yaşadı
-vurdun mu arabayı, dedi
-vurdum, dedim
hadi ya, dedi
-hayır ya, dedim
sabah sabah baya ekşın yaşadı adam.
bende iyi güldüm.
*
gençler*sırf böyle keyifli anlar yaşamak için
bile evlenmelisiniz.
erkekler eğlenceli bir cins,
asla yılmayın,
onların saçmalarından.
onları, öyle hayt huyt kabul edin,
çaktırmadan idare edin.
ne derlerse he deyin,
bildiğinizi okuyun.

erkeklerle alakası olduğunu düşünmüyorum benim arabam olsa bende taparım.

araba fallik objedir derler büyüklerimiz. erk*kler sever böyle şeyleri. gittiği yere d*l bırakıyor olarak da yorumlayabiliriz. nereden baksan primitiflik nereden baksan ahmakça...........