yazar: kanat güner
yayım yılı: 1997
türk yeraltı edebiyatının önemli eserlerinden biridir. güner bu kitabı yazdıktan kısa bir süre sonra vefat etmiştir. bu nedenle kitabı bir "intihar notu" olarak kabul edenler de vardır.
yayım yılı: 1997
türk yeraltı edebiyatının önemli eserlerinden biridir. güner bu kitabı yazdıktan kısa bir süre sonra vefat etmiştir. bu nedenle kitabı bir "intihar notu" olarak kabul edenler de vardır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "kedi olmuş gidiyorsun" tarafından 10.11.2020 21:20 tarihinde açılmıştır.
1.
üniversitedeyken okuyup etkilenmiştim bu kitaptan. bağımlıların korkunç dünyasını bütün dehşetiyle gözler önüne seriyordu. zaten uyuşturucunun her türlüsüne alabildiğine karşı olan biri olarak, bu kitabı okuduktan sonra iyice nefret ettim uyuşturucu denen illetten. ibretlik olarak bütün gençlerin okuması gereken bir kitap bence.
devamını gör...
2.
üniversite yıllarında okuduğum ve uzun süre iç karartıcı etkisinden kurtulamadığım kitap.
ek bilgi olarak : kanat güner'in kitapta çetin olarak bahsettiği eşi metin güner sahaf dükkanı açmış diye duymuştum seneler önce.
ek bilgi olarak : kanat güner'in kitapta çetin olarak bahsettiği eşi metin güner sahaf dükkanı açmış diye duymuştum seneler önce.
devamını gör...
3.
uyuşturucu, özellikle de eroin konulu kitaplara merakımdan 10 sene falan önce ikinci el olarak çok zor bulmuş, kitaplığa eklemiştim.
tanım: her ergenin bulaşmamak için okuması gereken kitap.
tanım: her ergenin bulaşmamak için okuması gereken kitap.
devamını gör...
4.
yazılanların tam aksine gençleri uyuşturuya özendirebilecek pek çok etkeni içinde barındıran kitaptır. okurken sevmiştim orası ayrı ama gençleri uyuşturucuya karşı uyaran bir kitap değil.
devamını gör...
5.
yıllar sonra tekrardan okuyup iç huzursuzluğuma harika bir kılıf oldu.
bir kaşarın, kaşarlığını legalize etmeyi başardığı günce. hemen kendi kaşarlığım yakaladı beni, gözlerimden öptü çaktırmadan. yine-yeniden.
bir kaşarın, kaşarlığını legalize etmeyi başardığı günce. hemen kendi kaşarlığım yakaladı beni, gözlerimden öptü çaktırmadan. yine-yeniden.
devamını gör...
6.
kanat güner'in pek nadir bulunan kitabıdır. kanat güner'in yaşamını ve eroinle olan bağını anlatan kitaptır. kitabın son sayfasına geldiğinizde, göz yaşlarınıza hakim olamayabilirsiniz. kitaptan bir alıntıyı aşağıya bırakıyorum.
"hey millet, ben ölmeye karar verdim, niye biliyor musunuz, çünkü yaşım 27'ye geldi dayandı, benim gibiler daha fazla yaşamamalı. allah korusun, ya ölmeye değil de üremeye karar verseydim! neyse ki aklım hala başımda, sahneye girmem gereken yeri ayarlayamadım ama çıkmam gereken yeri biliyorum. kendinize iyi bakın, kötü alışkanlıklardan uzak durun."
"hey millet, ben ölmeye karar verdim, niye biliyor musunuz, çünkü yaşım 27'ye geldi dayandı, benim gibiler daha fazla yaşamamalı. allah korusun, ya ölmeye değil de üremeye karar verseydim! neyse ki aklım hala başımda, sahneye girmem gereken yeri ayarlayamadım ama çıkmam gereken yeri biliyorum. kendinize iyi bakın, kötü alışkanlıklardan uzak durun."
devamını gör...
7.
liseye başladığım zamanlarda asosyalliğim kitap okumaya vurmuştu. o ara ablamın üniversite kitaplarının arasında bulup okuduğum ve ilk sayfasındaki intihar notunu hiç unutmadığım kanat güner kitabıdır.
'hayal kurmak, çamaşır suyu içmek kadar zor!'
bu arada isteyipte bulamayan yazarlar için burada bulabilirsiniz
'hayal kurmak, çamaşır suyu içmek kadar zor!'
bu arada isteyipte bulamayan yazarlar için burada bulabilirsiniz
devamını gör...
8.
birkaç sene evvel okuduğum iç acıtan kitap. kanat güner gibi zeki, hassas ve duyarlı bir insanın böyle bir sona sürüklenmesi, belki de kendi kendini sürüklemesi çok üzücü.
siz benden özür dilediniz mi? onca kavgada hiç mi haklı olmadım, haklı çıkmadım? kimsenin benden özür dilediğini hatırlamıyorum. (sf.35)
özellikle yukarıda alıntıladığım cümleler öyle kalbimi kırmıştı ki hala unutamam. tüm öfkesini, kırgınlığını, hayalkırıklığını basitçe ve içtenlikle ne güzel yansıtmış.
pek çok insan bağımlılığın aptallıkla, işe yaramazlıkla ya da ne bileyim bilgisizlikle alakalı olduğunu düşünüyor galiba. ben bağımlılığın (ki kendim de madde bağımlısı değilse de alkol bağımlısı idim) kocaman bir boşlukla ve kocaman bir acıyla alakalı olabileceğini düşünüyorum. ve inanılmaz üzülüyorum buna, bu noktaya getirdiğimiz, görmediğimiz, duymadığımız ve kaybettiğimiz insanlara.
siz benden özür dilediniz mi? onca kavgada hiç mi haklı olmadım, haklı çıkmadım? kimsenin benden özür dilediğini hatırlamıyorum. (sf.35)
özellikle yukarıda alıntıladığım cümleler öyle kalbimi kırmıştı ki hala unutamam. tüm öfkesini, kırgınlığını, hayalkırıklığını basitçe ve içtenlikle ne güzel yansıtmış.
pek çok insan bağımlılığın aptallıkla, işe yaramazlıkla ya da ne bileyim bilgisizlikle alakalı olduğunu düşünüyor galiba. ben bağımlılığın (ki kendim de madde bağımlısı değilse de alkol bağımlısı idim) kocaman bir boşlukla ve kocaman bir acıyla alakalı olabileceğini düşünüyorum. ve inanılmaz üzülüyorum buna, bu noktaya getirdiğimiz, görmediğimiz, duymadığımız ve kaybettiğimiz insanlara.
devamını gör...
9.
kitabın girişinde, size hiçbir şey borçlu değilim diye başlıyordu.
insanlardan bıkkınlığını yılgınlığını, onlardan uzak durmak ve münzevi bir hayat sürmek şeklinde, birazda tıbba ve dine aykırı kavramlar kullanarak açıklıyor.
mutsuz bir evlilikte doğan ve mutsuz bir ailede büyüyen bir çocuk; hatta annesi ve babası boşanmak üzere mahkemeye başvurduklarında tanık olarak dinleniyor ve mahkemede boyundan büyük laflar ediyor, belkide sorunlu evliliğin devam etmesinde ki tek etken.
zeki bir insan, zeki ki tıp fakültesini kazanıyor, ancak kitabın 29. sayfasında da açıkladığı üzere hayatında hep bir şeyler eksik; "sevgi", ailesinden sevgi görmemesinden çok muzdarip. sigara, içki, derken esrar ile tanışması; akabinde hayatını da sonlandırdığı eroin ile tanışması. bu süreçte hayatına giren kişilerde hayatına son verme noktasında ki kararını pekiştiriyor; örneğin ressam sevgilisi, onu hayata döndürmek için çırpınıyor, döndermenin mümkün olmadığı noktada, kanat güner'in kendisine zerk ettiği eroin ile altın vuruş yapıyor ve kanat'a bir mektup bırakarak ölüyor. diyor ki mektupta; senin gözlerimin önünde ölüşünü seyretmeye dayanamadım, bu nedenle senden önce ölmeye karar verdim, mimvalinde bir şey söylüyor.
hayatını, kornişte sağa sola giden perde gibi tanımlıyor;
taaa kitabın başında, kendini öldürme kararının en doğru karar olduğunu, mazallah tam tersi bir kararı almasının topluma yapılmış bir kötülük olduğunu söylüyor. ölüm veya kendini öldürme kararını da; "ey millet, sahneye çıkmam gereken zamanı ayarlayamadım, ama çıkmam gereken zamanı biliyorum." gibi bir cümle ile veciz bir şekilde ifade ediyor.
kitap isminden de anlaşılacağı üzere, bir günce, yani günlük. tarih tarih mümkün mertebe sıralı yazılmış. öyle her gün yazılmış diye beklemeyin, kimi zaman bir aylık aralarla yazılmış.
eroin in sonu olduğunu her satırda anlatıyor. ki kitabın tanıtımı için yapılan toplantı da, çay molası verildiği sırada, tuvalette kendisine altın vuruş yapıp kitabına noktayı koyuyor.
eroin ile ilgili bir kitap değil sadece, hayatı sevgisizliği anlatan, direkt kaynağından yazılmış bir başyapıt.
okumanızı şiddetle öneririm.
insanlardan bıkkınlığını yılgınlığını, onlardan uzak durmak ve münzevi bir hayat sürmek şeklinde, birazda tıbba ve dine aykırı kavramlar kullanarak açıklıyor.
mutsuz bir evlilikte doğan ve mutsuz bir ailede büyüyen bir çocuk; hatta annesi ve babası boşanmak üzere mahkemeye başvurduklarında tanık olarak dinleniyor ve mahkemede boyundan büyük laflar ediyor, belkide sorunlu evliliğin devam etmesinde ki tek etken.
zeki bir insan, zeki ki tıp fakültesini kazanıyor, ancak kitabın 29. sayfasında da açıkladığı üzere hayatında hep bir şeyler eksik; "sevgi", ailesinden sevgi görmemesinden çok muzdarip. sigara, içki, derken esrar ile tanışması; akabinde hayatını da sonlandırdığı eroin ile tanışması. bu süreçte hayatına giren kişilerde hayatına son verme noktasında ki kararını pekiştiriyor; örneğin ressam sevgilisi, onu hayata döndürmek için çırpınıyor, döndermenin mümkün olmadığı noktada, kanat güner'in kendisine zerk ettiği eroin ile altın vuruş yapıyor ve kanat'a bir mektup bırakarak ölüyor. diyor ki mektupta; senin gözlerimin önünde ölüşünü seyretmeye dayanamadım, bu nedenle senden önce ölmeye karar verdim, mimvalinde bir şey söylüyor.
hayatını, kornişte sağa sola giden perde gibi tanımlıyor;
taaa kitabın başında, kendini öldürme kararının en doğru karar olduğunu, mazallah tam tersi bir kararı almasının topluma yapılmış bir kötülük olduğunu söylüyor. ölüm veya kendini öldürme kararını da; "ey millet, sahneye çıkmam gereken zamanı ayarlayamadım, ama çıkmam gereken zamanı biliyorum." gibi bir cümle ile veciz bir şekilde ifade ediyor.
kitap isminden de anlaşılacağı üzere, bir günce, yani günlük. tarih tarih mümkün mertebe sıralı yazılmış. öyle her gün yazılmış diye beklemeyin, kimi zaman bir aylık aralarla yazılmış.
eroin in sonu olduğunu her satırda anlatıyor. ki kitabın tanıtımı için yapılan toplantı da, çay molası verildiği sırada, tuvalette kendisine altın vuruş yapıp kitabına noktayı koyuyor.
eroin ile ilgili bir kitap değil sadece, hayatı sevgisizliği anlatan, direkt kaynağından yazılmış bir başyapıt.
okumanızı şiddetle öneririm.
devamını gör...
10.
kimse kusura bakmasın hayatta hiçbir çabası, başarısı, özeni, iyi niyeti olmamasına rağmen kendini prenses yerine koymuş bir kezbanın ego bombasıdır.
vay efendim eroinmanlar hiç yarını takmazmış da, toplum kural bilmezmiş de çok harbilermiş, yaratıcılarmış da...
onca imkanı, hayatı boş boş harcamış gitmişsin neyin artistiği?
vay efendim eroinmanlar hiç yarını takmazmış da, toplum kural bilmezmiş de çok harbilermiş, yaratıcılarmış da...
onca imkanı, hayatı boş boş harcamış gitmişsin neyin artistiği?
devamını gör...
11.
okuduktan sonra kütüphaneme koymaktan imtina ettiğim, can sıkan moral bozan ve sanırım çöpe giden kitap. 22 yıl önce okuyup allah kimsenin başına vermesin dediğim, eroinmanın çıkmazlar içindeki acı hayatını anlatan kitap.
devamını gör...
12.
lisedeyken popüleritesi yüzünden merak edip okuduğum ve neden bu kadar abartıldığını o zamandan bu zamana anlamadığım kanat güner kitabı.
kitap gayet basit bir dille yazılmış, o yüzden okuması fazla zaman almıyor. ama asla akıcı değil. evet kitap bir günce ve dolayısıyla parça parça olabileceğinin bilincindeyim ama keyifli bir akıcılığı yok.
kitabın popüler olmasının nedeni de bir bağımlının yaşadıklarını birinci ağızdan gayet açık açık okuyabiliyor olmamızdan kaynaklı. yoksa başka bir esprisi olduğunu düşünmüyorum. okuyanlar yaşananlardan etkilensin de bu işlere hiç bulaşmasın mottosuyla yaklaşılıyor olsa da bence zaten meyili olup da fırsat kollayanlar için özendirici bile olabilir diye düşünüyorum.
kanat güner ısrarla bu işe bulaşmasının sebebini sevgisizlik olarak nitelendirse de bana anadolu'dan istanbul'a gelip, aşırı özgür kaldığı an özentilikten ortamlara dalmış bir genç kız izlenimi verdi. tabi başkasının hayatı için bu şekilde yorum yapmak doğru değil biliyorum fakat kitapta eroine başlama anını anlatırken kurduğu cümleler bana bunu hissettirmişti. okuyalı çok uzun yıllar geçti, o yüzden tam cümleleri bulabilmek için internette arattım:
madde daha vücuduma girmeden bağımlısı olmuştum sanki. hep ne zaman karşıma çıkacak diye bekliyordum. ı̇lk fırsatta deneyecektim. büyük bir ihtimalle çok sevecek ve dönülmez yola girecektim. teorik olarak eroin hakkında her şeyi biliyordum. cihangir'deki evde karşıma çıkınca hiç tereddüt etmeden dayadım burnumu. bu burun her yere sokulmamalıydı ya. bütün günümü tuvalette kusarak geçirdim, ama kendimi çok iyi hissediyordum.
kitap gayet basit bir dille yazılmış, o yüzden okuması fazla zaman almıyor. ama asla akıcı değil. evet kitap bir günce ve dolayısıyla parça parça olabileceğinin bilincindeyim ama keyifli bir akıcılığı yok.
kitabın popüler olmasının nedeni de bir bağımlının yaşadıklarını birinci ağızdan gayet açık açık okuyabiliyor olmamızdan kaynaklı. yoksa başka bir esprisi olduğunu düşünmüyorum. okuyanlar yaşananlardan etkilensin de bu işlere hiç bulaşmasın mottosuyla yaklaşılıyor olsa da bence zaten meyili olup da fırsat kollayanlar için özendirici bile olabilir diye düşünüyorum.
kanat güner ısrarla bu işe bulaşmasının sebebini sevgisizlik olarak nitelendirse de bana anadolu'dan istanbul'a gelip, aşırı özgür kaldığı an özentilikten ortamlara dalmış bir genç kız izlenimi verdi. tabi başkasının hayatı için bu şekilde yorum yapmak doğru değil biliyorum fakat kitapta eroine başlama anını anlatırken kurduğu cümleler bana bunu hissettirmişti. okuyalı çok uzun yıllar geçti, o yüzden tam cümleleri bulabilmek için internette arattım:
madde daha vücuduma girmeden bağımlısı olmuştum sanki. hep ne zaman karşıma çıkacak diye bekliyordum. ı̇lk fırsatta deneyecektim. büyük bir ihtimalle çok sevecek ve dönülmez yola girecektim. teorik olarak eroin hakkında her şeyi biliyordum. cihangir'deki evde karşıma çıkınca hiç tereddüt etmeden dayadım burnumu. bu burun her yere sokulmamalıydı ya. bütün günümü tuvalette kusarak geçirdim, ama kendimi çok iyi hissediyordum.
devamını gör...
13.
hayatımın değişik dönemlerinde üç alkol bağımlısıyla uğraştığım için bağımlıların kafaları, kafalarının içini çok kişiden iyi bilirim diye düşünüyorum.
benim bağımlıların birisi bir yabancı, yanımızda çalışan bir işçiydi. efendi, yaratıcı, ince ruhlu. ne yaptıysam kurtaramadım. intihar etti. kendisini astı.
diğeri kardeşimdi. iki kez alkol tedavisi gördü. iş yerini yakınıma aldım. o kurtuldu.
diğeri mahalleden çocukluk arkadaşımdı. kardeşimle aynı hastanede yattı. alkol alışkanlığını bırakır gibi oldu. alkol onu bırakmadı. genç yaşta sirozdan gitti.
kanat güner de kurtulamayacak olanlardan. mücadele edecek zihin gücü yok ya da yok olmuş. tek cesur hamlesi altın vuruş olmuş.
ne yazık. ama insanlık durumları bunlar. bir milyon yıldan beri bizimle hepsi. ayağa kalktığımızdan beri.
benim bağımlıların birisi bir yabancı, yanımızda çalışan bir işçiydi. efendi, yaratıcı, ince ruhlu. ne yaptıysam kurtaramadım. intihar etti. kendisini astı.
diğeri kardeşimdi. iki kez alkol tedavisi gördü. iş yerini yakınıma aldım. o kurtuldu.
diğeri mahalleden çocukluk arkadaşımdı. kardeşimle aynı hastanede yattı. alkol alışkanlığını bırakır gibi oldu. alkol onu bırakmadı. genç yaşta sirozdan gitti.
kanat güner de kurtulamayacak olanlardan. mücadele edecek zihin gücü yok ya da yok olmuş. tek cesur hamlesi altın vuruş olmuş.
ne yazık. ama insanlık durumları bunlar. bir milyon yıldan beri bizimle hepsi. ayağa kalktığımızdan beri.
devamını gör...
14.
1999 yazında kardeşimin hastanede yattığı bir dönemde onunla ilgilenmek için ankara dışkapı 'da bir otelde kaldığım huzursuz günlerden birinde, küçük bir sokak tezgahında sadece kapağı ilgimi çektiği için aldığım, birkaç saatte okuyup bitirdiğim kitaptır "eroin güncesi".
yazarın, ilk sayfadan itibaren bilindik sonu anlatması ve siz kitabı okurken anlattığı sebeplerden dolayı hayatta olmadığını bilmek ruhsal olarak çok da diri olmadığım bir dönemde
çok kötü etkilemişti beni. yirmi küsur yıl sonra bir daha okumak istiyorum aslında ama bulamıyorum, kim bilir hangi kolinin içinde bir kenara kaldırdım.
yazarın, ilk sayfadan itibaren bilindik sonu anlatması ve siz kitabı okurken anlattığı sebeplerden dolayı hayatta olmadığını bilmek ruhsal olarak çok da diri olmadığım bir dönemde
çok kötü etkilemişti beni. yirmi küsur yıl sonra bir daha okumak istiyorum aslında ama bulamıyorum, kim bilir hangi kolinin içinde bir kenara kaldırdım.
devamını gör...