orijinal adı: the wasp factory
yazar: iain m. banks
yıl: 1984
frank henüz 16 yaşında bir çocuktur ve köpeği saul tarafından saldırıya uğrar. bu saldırının ardından çevresindeki üç insanı ve düzeneğini kurduğu eşek arılarını öldürür. bütün bunları bir intikam uğruna yaptığını düşünür.
yazar: iain m. banks
yıl: 1984
frank henüz 16 yaşında bir çocuktur ve köpeği saul tarafından saldırıya uğrar. bu saldırının ardından çevresindeki üç insanı ve düzeneğini kurduğu eşek arılarını öldürür. bütün bunları bir intikam uğruna yaptığını düşünür.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "jack the ripper" tarafından 05.12.2020 18:08 tarihinde açılmıştır.
1.
fay weldon’ın “çağdaş ingiliz edebiyatının büyük beyaz umudu” diyerek selamladığı iskoç yazar iain banks’in ilk romanı eşekarısı fabrikası, 1980’li yıllarda ingiltere’de yayımlanan tüm romanlar arasında en çok tartışılan kitaplardan biri oldu. gazete ve dergilerde abartılı yergi ve övgülerle sürdürülen tartışmaların harareti dindikten ve banks yazdığı diğer romanlarla yeteneğini kanıtladıktan sonra kitaba gerçek değeri verilebildi. metin, çocuk ve şiddet temasını işleyişindeki başarısı açısından sineklerin tanrısı ve teneke trampet gibi başyapıtlarla kıyaslanıyor artık.
gotik roman geleneğine uygun olarak, olaylar iskoçya kıyılarında, tecrit edilmiş bir adacıkta ve temelde üç kişi etrafında gelişiyor. 60’lı yıllarda hippi anarşist bir gruba katılmış olan eksantrik baba, tuhaf deneyler yapmaya meraklı, oğluna saçma sapan şeyler öğretmekten zevk alan bir biyokimyacı. “aile”nin son derece duyarlı, kırılgan ve zeki büyük oğlu eric, tıp fakültesinde öğrenciyken karşılaştığı korkunç bir olay yüzünden akli dengesini yitirmiş ve geri döndüğü ada civarındaki bütün köpekleri yakmaya başladığı için kapatıldığı tımarhaneden kaçan, tehlikeli biri. romanın anlatıcısı frank ise, babası doğum kaydını bilerek yaptırmadığı için resmen var olmayan ve bu yüzden de çok yalnız bir hayat süren bir çocuk. tüm yalnız çocuklar gibi frank de fantezilerle dokuduğu mitik bir dünya yaratmıştır kendine. ama şiddet, zulüm ve ölüm üzerine kurulu bir dünyadır onunki. olağanüstü zekice planlar kurarak kendi yaşlarındaki iki kuzenini ve öz kardeşini öldürmüştür. eşekarısı fabrikası gibi karmaşık düzenekler kurarak korkunç eziyetlerle öldürdüğü hayvanların, ölme biçimleriyle kendisine yakın geleceği haber verdiklerine inanır. romanın sonunda yaptığı bir keşif, bu mitik dünyanın tamamen yıkılmasına ve kendisi hakkındaki korkunç gerçeği öğrenmesine yol açacaktır.
banks inanılmaz hayal gücü ve anlatı ustalığıyla gerçeküstücü resimlerden çıkmışa benzeyen müthiş sahneler yaratıyor bu romanda. dehşet ve ölümle dolu, ama ironik ve gerçekten iyi yazılmış bir kitap bu. ahlâki bir mesajı falan yok ama okuru fena halde tedirgin ediyor. masumiyeti tıkıştırdığımız son sığınak olan çocukluğun içerebileceği şiddetle yüzleştiriyor çünkü bizi.
gotik roman geleneğine uygun olarak, olaylar iskoçya kıyılarında, tecrit edilmiş bir adacıkta ve temelde üç kişi etrafında gelişiyor. 60’lı yıllarda hippi anarşist bir gruba katılmış olan eksantrik baba, tuhaf deneyler yapmaya meraklı, oğluna saçma sapan şeyler öğretmekten zevk alan bir biyokimyacı. “aile”nin son derece duyarlı, kırılgan ve zeki büyük oğlu eric, tıp fakültesinde öğrenciyken karşılaştığı korkunç bir olay yüzünden akli dengesini yitirmiş ve geri döndüğü ada civarındaki bütün köpekleri yakmaya başladığı için kapatıldığı tımarhaneden kaçan, tehlikeli biri. romanın anlatıcısı frank ise, babası doğum kaydını bilerek yaptırmadığı için resmen var olmayan ve bu yüzden de çok yalnız bir hayat süren bir çocuk. tüm yalnız çocuklar gibi frank de fantezilerle dokuduğu mitik bir dünya yaratmıştır kendine. ama şiddet, zulüm ve ölüm üzerine kurulu bir dünyadır onunki. olağanüstü zekice planlar kurarak kendi yaşlarındaki iki kuzenini ve öz kardeşini öldürmüştür. eşekarısı fabrikası gibi karmaşık düzenekler kurarak korkunç eziyetlerle öldürdüğü hayvanların, ölme biçimleriyle kendisine yakın geleceği haber verdiklerine inanır. romanın sonunda yaptığı bir keşif, bu mitik dünyanın tamamen yıkılmasına ve kendisi hakkındaki korkunç gerçeği öğrenmesine yol açacaktır.
banks inanılmaz hayal gücü ve anlatı ustalığıyla gerçeküstücü resimlerden çıkmışa benzeyen müthiş sahneler yaratıyor bu romanda. dehşet ve ölümle dolu, ama ironik ve gerçekten iyi yazılmış bir kitap bu. ahlâki bir mesajı falan yok ama okuru fena halde tedirgin ediyor. masumiyeti tıkıştırdığımız son sığınak olan çocukluğun içerebileceği şiddetle yüzleştiriyor çünkü bizi.
devamını gör...