eski camel soft

tütünü bariz en iyi sigaralardan biriydi... sanırım türk tütünü yüzünden. maalesef günümüzde bu adla satılan sigaranın uzaktan yakından camel soft ile alakası yoktur, çöptür. net...

üniversite zamanımın baş tacıydı...

henüz "kutu" "box" denen şeyler çıkmamıştı. öyle güzel, öyle karizmatik bir paketi vardı ki, insan eline alır oynardı, üzerindeki deve resminden zibilyar tane gizli şifre bile türetilmiştir. tadına ve içimine gelince, çok sert bir sigara idi ama o sertliğe rağmen mükemmel bir içimi vardı. box'ı çıktığında her şey bitti. ne tat ne tuz hiç bir şey yoktu artık. ünivde köpek öldüren eşliğinde anılarımda kaldı.

bu sigaranın adını duymak bile güzel zamanlara götürüyor beni. sıkılmaktan korktuğum için ara ara ödül olsun diye çok keyifli zamanlarda içerdim camel softumu. artık ne halde onu bile bilmiyorum hiç bir şeyin tadı yok ki.

bir dönem filtresizini de içtiğim, paketiyle çeşitli şakalar komiklikler de yapılan sigara. şöyle de bir şeydi.

hala ara sıra bir heves acaba eski tadı alır mıyım diye 2 3 paket alır içerim.lakin alamam,box un hafif nemlenmişidir.

adı üstünde eski!
alakası yoktur artik o eski develi sigaradan.

efsaneler efsanesidir. olsaydı iyiydi.

eski winston soft ile beraber tarihin tozlu sayfalarında kalmıştır. şimdi nostalji yapıp, en sonunda ah lise yıllarım diye salya sümük ağlamak istemiyorum.

kamyoncu sigarası.

bildiğin kısa camel işte.

soft adını sonradan aldı çünkü.
camel box sürülünce piyasaya, "soft" denildi ve ötekileştirildi.

en zirve dönemi, 90'ların sonu, 2000'lerin başı gibiydi.
2010'larla birlikte önce tadı, sonra da statüsü değişti.
kısa camel'den camel soft'a geçiş, ilk başlarda pek rahatsız etmemişti aslında ahaliyi.
hatta fiyatlandırmada winston seviyesine inilince, hitap edilen kitle de genişlemiş ve camel bir anda, herkesin içtiği sigara haline gelmişti.

"herkesin içtiği sigara"
sanırım bu özellik, eski camel sevdalılarının hiç hoşuna gitmedi.
en nihayetinde, kendilerine özel bir durumu kalmamıştı camel'in.

iyice tiksindiler bu iklimden...
çoğu da sigarayı bıraktı zaten.

içme şerefine nail olduğunu söyleyenler ortamda ayrı bi statüye ulaşır.. o ulu sözler ağzından çıktıktan sonra masada bi sessizlik yaşanır ve ardından içlerinden birisi malum kişiye yanaşarak usulca o soruyu sorar;



"harbiden dedikleri gibi güzel miydi lan?"



ardından muhabbet, etrafta kaçak sigara satan seyyar satıcılardan birisinde hala bu sigaranın bulunabilindiğine dair süpekülasyonlara gelir.. masadaki herkes haftasonu amcaya gidip sigarayı sormak konusunda anlaşmıştır, ancak sabah ertesi akşamdan kalmanın verdiği baş ağrısı ile bu konuyu unutur giderler..



taa ki birkaç ay sonra birisi yeniden eski camel içtiğini iddia edene kadar.

sigara içmeye başladığımda orta okul öğrencisiydim. lisede ve üniversitede düzenli sigara içtim. 16 yıl aktif olarak günde 2 paket sigara içip 2008 yılında bıraktım. o günden beri sigara içmedim. başlamayı düşünmedim allah da yeniden başlatacak bir keder vermesin.

90-97 arasında lisedeydim. eskiden ilkokulu bitirince anadolu lisesi sınavı olurdu. 1 yıl hazırlık ve 3 sene orta okul 3 sene de lise vardı.

camel'in en güzel zamanlarına şahit oldum. o dönem yabancı sigaralar kaçak geliyordu. bugün bandrollü olarak satılan sigaraların çok azı markette bulunuyordu.

kaliteli sigaranın az olduğu yerde malboro parliament ve kısa camel arasında kısa camel açık ara en ağır sigaraydı.


fransız malı filtresiz gitane adında bir sigara içmeye çalışırdık zira en ağır sigara oydu.

çocukluk işte. ağır sigara içince karizmatik olduğunu sanırdık

olsa da içsek denilen sigaradır.

#27115

yazdık zamanında ne mubarek bişi olduğunu. ancak;

#27120 burada gözüktüğü üzere garibanlıkla yaftalandık. olsun biz bir günde eski camel soft'a tapmadık.

camel soft'un camel soft olduğu yıllarda her sigaranın başka bir güzel özelliği vardı gerçi. şimdi hepsi o saçma sapan paketlerde kodoş, bokum gibi bişeye evrildiler. puşt gibin ibine gibin bişi oldu bütün sigara markaları.

efsanedir.

yılını tam hatırlamıyorum 86 yazıydı sanırım bozdu tadını bu. o zamandır içmem.