1.
2023 fin-alman yapımı, yönetmen aki kaurusmaki imzalı filmdir.
yoksulluk romantizminden nefret etsem de yoksunluk ve yoksulluk konulu anlatıları severim. çünkü sadece bu anlatılarda en görünür olan, yalın insani durumlar oluyor. film; mizahı, dramı, gerçekçiliğiyle hepsinin kıvamında olduğu tertemiz bir hikaye.
bu vesileyle keşfettiğim yönetmenin başka işleri de varmış. ilk fırsatta onlara da bakmak farz oldu.
birbirinden bağımsız, günlük mekanik işlerde çalışan yoksul, yalnız işçi bir kadın ve işçi bir erkek...
kadın - kendi deyimiyle- geçmişin dertlerini, geleceğin kaygılarını düşünmeden günlerini akşam edebilmek için yaşıyor. adamınsa üstüne başına bulaşan her boşluğu, alkolden başka doldurabilecek bir şeyi yok. bu yüzden dağınık, savruk ve unutkan biraz. tesadüf eseri rastlaşmaları, arayış ve mecburiyet arasındaki çizgiyi de bulanıklaştırıyor onlar için. hikayeleri, filmin orijinal müzikleriyle de o kadar gerçek ilerliyor ki insanı da en çok bu kısım etkiliyor.
sosyal adaletsizlik, gelir dağılımındaki uçurum, açlık, yoksulluk, yalnızlık, zorluklar, gürültü, karmaşa, depresyon, bağımlılık, tekinsizlik... kapitalizmin bizim hayatlarımızda bulup da içine ettiği ne varsa sokak hayvanlarına kadar hepsini bu filmde bulabilirsiniz.
insanın insana yalnız cehennem değil çare de olabileceğini anlatan, unutulmuş nezaketleri, bizi öldürecek küresel bir hastalığı merkezine alan güzel bir film.
keyifli mi keyifli müziklerinden birini de bonus olarak bırakalım şuraya:
yoksulluk romantizminden nefret etsem de yoksunluk ve yoksulluk konulu anlatıları severim. çünkü sadece bu anlatılarda en görünür olan, yalın insani durumlar oluyor. film; mizahı, dramı, gerçekçiliğiyle hepsinin kıvamında olduğu tertemiz bir hikaye.
bu vesileyle keşfettiğim yönetmenin başka işleri de varmış. ilk fırsatta onlara da bakmak farz oldu.
birbirinden bağımsız, günlük mekanik işlerde çalışan yoksul, yalnız işçi bir kadın ve işçi bir erkek...
kadın - kendi deyimiyle- geçmişin dertlerini, geleceğin kaygılarını düşünmeden günlerini akşam edebilmek için yaşıyor. adamınsa üstüne başına bulaşan her boşluğu, alkolden başka doldurabilecek bir şeyi yok. bu yüzden dağınık, savruk ve unutkan biraz. tesadüf eseri rastlaşmaları, arayış ve mecburiyet arasındaki çizgiyi de bulanıklaştırıyor onlar için. hikayeleri, filmin orijinal müzikleriyle de o kadar gerçek ilerliyor ki insanı da en çok bu kısım etkiliyor.
sosyal adaletsizlik, gelir dağılımındaki uçurum, açlık, yoksulluk, yalnızlık, zorluklar, gürültü, karmaşa, depresyon, bağımlılık, tekinsizlik... kapitalizmin bizim hayatlarımızda bulup da içine ettiği ne varsa sokak hayvanlarına kadar hepsini bu filmde bulabilirsiniz.
insanın insana yalnız cehennem değil çare de olabileceğini anlatan, unutulmuş nezaketleri, bizi öldürecek küresel bir hastalığı merkezine alan güzel bir film.
keyifli mi keyifli müziklerinden birini de bonus olarak bırakalım şuraya:
devamını gör...