1.
fasya konusu çok güzel ve önemli bir konu kanımca. aynı kişiden eğitim aldığımız için buradan alıntı yapmayı daha uygun buldum. sağlık ve daha fazlası için fasyanın ne olduğunu öğrenmenizi tavsiye ederim.
fasya fiber, tutkalımsı, ıslak proteinlerden oluşan 3 boyutlu örümcek ağına benzer bir yapıdır ve her yerimizi sarar. cilt fasya tabakasına yapışıktır. fasya bu yapısıyla 70 milyon hücremizi bir arada ve doğru yerinde tutmaktadır. yüzeysel fasya, derin fasya ve visseral fasya olarak katmanlarına veya fonksiyon ve anatomik konumuna göre sınıflandırılır. doktorlar neredeyse 15 sene öncesine kadar fasyayı bir nevi aradaki boşlukları dolduran ve tutkal gibi her şeyi bir arada tutan yapı olarak tanıyorlardı ama önemsemiyorlardı. daha önemli gördükleri kas ve iç organlara, kemiklere, damar ve sinirlere ulaşabilmek için çabuk parçalanabilir bir yapısı olduğundan dolayı fasyayı kesip atıyorlardı bedenden. dünyada ilk uluslararası fasya araştırma kongresi 2007 de harvard üniversitesinde, ikincisi 2009 da amsterdam da, üçüncüsü 2012 de vancouver, kanada da yapıldı. bu kongre sayesinde doktorların sağlık ve bedenle ilgili bildikleri dönüşüme uğramaya başladı. fasya için insan vücudunda tepeden topuğa kadar uzanan, derinin altından kemiklere kadar tüm doku katmanlarını birbirinden ayıran, bir arada tutan ve belli oranlarda birbirleri üzerinden kayarak bağımsız hareket etmelerine izin veren, üç boyutlu entegre bir yapıdır denmiş ve fasyanın bu düzensiz gibi görünen 3 boyutlu yapısının aslında kendi içinde ağırlığı taşıma ve yükü dağıtma özelliklerine sahip olduğu görülmüş. kongrenin dördüncüsü de 2015 de washington dc’ de gerçekleşmiştir. eğer fasya bir kaza, bir hastalık, bir iltihap yüzünden, ya da hareketsizlikten dolayı ıslaklığını ve kayganlığını kaybedip yapışmaya, yağlanmaya ve sertleşmeye baslarsa onun içinden gecen damarlarda tıkanmaya başlıyor, dolayısıyla kan dolaşımı rahat akamıyor damarlarımızda. yani fasyanın yapışık olması, sertleşmesi ve kuruması sinirleri sıkıştırıyor, kronik ağrı yaratıyor, kan dolaşımını etkiliyor ve o bölgenin genel sağlığını etkiliyor. peki fasyamızı emici hale getiren nedir? başlıca etkeni düzenle hareket etmek. fasya hareketle uyarılırsa örneğin öne arkaya eğilerek bağ dokularımızı harekete geçirip, baskı altında tutarsak o zaman yeni hücre üretimi destekleniyor ve fasyamız sağlıklı bir hale geliyor. ayrıca ruhsal ve duygusal halimizde direk fasyayı etkiliyor. dr. robert schleip`in konferanslarda söylediği şey fasya dokusu içerisinde, bu önceden hiç önemsemeyip kesip atiğimiz bu dokunun içerisinde görüyoruz ki;
propriyoseptif alıcılar var. (propriyosepsiyon uzaydaki yerimizi algılamamız için bir araç. yani gözlerin kapalıyken parmağını burnunun ucuna yerleştirebilmen, parmağının ve burnunun uzayda nerede olduğunu bedenin propriyoseptif duyusu vasıtasıyla bilmesinden ortaya çıkıyor. propriyoseptif duyular yüzeydeki fasyada bulunuyor. sağlıklı fasyada daha fazla propriyoseptif reseptör bulunuyor.) otonom sinir sistemini (bedensel işlevleri kontrol eden sinir sistemi, örneğin; nefes alma ve kalp atışı) düzenleyen, kaç/savaş halini etkileyen sinir uçları var. ıntroseptif alıcılar, yani iç halimizi hissedebilmemiz. aç mıyım, değil miyim? susadım mı? yediğim yemek nasıl etkiliyor beni? biraz fazla mı ısındım? bu tarz iç durumumuzu algılama hali. sonuç olarak kendimizi nasıl hissettiğimizi bile buradan algılıyor ve ölçüyoruz çünkü fasya her yerimizde. 100 milyon hücre ucu var fasyanın içerisinde. ayak tırnağından başımızın üstüne kadar her yerde.
medium.com/dili-turkce-in-t...
fasya fiber, tutkalımsı, ıslak proteinlerden oluşan 3 boyutlu örümcek ağına benzer bir yapıdır ve her yerimizi sarar. cilt fasya tabakasına yapışıktır. fasya bu yapısıyla 70 milyon hücremizi bir arada ve doğru yerinde tutmaktadır. yüzeysel fasya, derin fasya ve visseral fasya olarak katmanlarına veya fonksiyon ve anatomik konumuna göre sınıflandırılır. doktorlar neredeyse 15 sene öncesine kadar fasyayı bir nevi aradaki boşlukları dolduran ve tutkal gibi her şeyi bir arada tutan yapı olarak tanıyorlardı ama önemsemiyorlardı. daha önemli gördükleri kas ve iç organlara, kemiklere, damar ve sinirlere ulaşabilmek için çabuk parçalanabilir bir yapısı olduğundan dolayı fasyayı kesip atıyorlardı bedenden. dünyada ilk uluslararası fasya araştırma kongresi 2007 de harvard üniversitesinde, ikincisi 2009 da amsterdam da, üçüncüsü 2012 de vancouver, kanada da yapıldı. bu kongre sayesinde doktorların sağlık ve bedenle ilgili bildikleri dönüşüme uğramaya başladı. fasya için insan vücudunda tepeden topuğa kadar uzanan, derinin altından kemiklere kadar tüm doku katmanlarını birbirinden ayıran, bir arada tutan ve belli oranlarda birbirleri üzerinden kayarak bağımsız hareket etmelerine izin veren, üç boyutlu entegre bir yapıdır denmiş ve fasyanın bu düzensiz gibi görünen 3 boyutlu yapısının aslında kendi içinde ağırlığı taşıma ve yükü dağıtma özelliklerine sahip olduğu görülmüş. kongrenin dördüncüsü de 2015 de washington dc’ de gerçekleşmiştir. eğer fasya bir kaza, bir hastalık, bir iltihap yüzünden, ya da hareketsizlikten dolayı ıslaklığını ve kayganlığını kaybedip yapışmaya, yağlanmaya ve sertleşmeye baslarsa onun içinden gecen damarlarda tıkanmaya başlıyor, dolayısıyla kan dolaşımı rahat akamıyor damarlarımızda. yani fasyanın yapışık olması, sertleşmesi ve kuruması sinirleri sıkıştırıyor, kronik ağrı yaratıyor, kan dolaşımını etkiliyor ve o bölgenin genel sağlığını etkiliyor. peki fasyamızı emici hale getiren nedir? başlıca etkeni düzenle hareket etmek. fasya hareketle uyarılırsa örneğin öne arkaya eğilerek bağ dokularımızı harekete geçirip, baskı altında tutarsak o zaman yeni hücre üretimi destekleniyor ve fasyamız sağlıklı bir hale geliyor. ayrıca ruhsal ve duygusal halimizde direk fasyayı etkiliyor. dr. robert schleip`in konferanslarda söylediği şey fasya dokusu içerisinde, bu önceden hiç önemsemeyip kesip atiğimiz bu dokunun içerisinde görüyoruz ki;
propriyoseptif alıcılar var. (propriyosepsiyon uzaydaki yerimizi algılamamız için bir araç. yani gözlerin kapalıyken parmağını burnunun ucuna yerleştirebilmen, parmağının ve burnunun uzayda nerede olduğunu bedenin propriyoseptif duyusu vasıtasıyla bilmesinden ortaya çıkıyor. propriyoseptif duyular yüzeydeki fasyada bulunuyor. sağlıklı fasyada daha fazla propriyoseptif reseptör bulunuyor.) otonom sinir sistemini (bedensel işlevleri kontrol eden sinir sistemi, örneğin; nefes alma ve kalp atışı) düzenleyen, kaç/savaş halini etkileyen sinir uçları var. ıntroseptif alıcılar, yani iç halimizi hissedebilmemiz. aç mıyım, değil miyim? susadım mı? yediğim yemek nasıl etkiliyor beni? biraz fazla mı ısındım? bu tarz iç durumumuzu algılama hali. sonuç olarak kendimizi nasıl hissettiğimizi bile buradan algılıyor ve ölçüyoruz çünkü fasya her yerimizde. 100 milyon hücre ucu var fasyanın içerisinde. ayak tırnağından başımızın üstüne kadar her yerde.
medium.com/dili-turkce-in-t...
devamını gör...