fazla düşünme sorunu olan insanların ortak yanları

erken öleceğini düşünmeleri.

uyku sorunları vardır. beyinleri sürekli analiz halinde olduğu için yatağa girdiğinde konu konuyu açar. alkol alıp rahat uyuduğunu fark ettiğinde bir bataklığa sürüklenmiş olurlar.

kendilerini düşünmeye fırsatları kalmaz bazı bazı. bazen de çevresi sayesinde kendilerinin farkına varırlar.

hastalıklar kaçınılmaz sonlarıdır. (bkz: kurdeşen) (bkz: zona) diye gider.ben de böyleyim iyilesiriz umarım...

(bkz: hayatı fazla ciddiye almak)

düşün düşün aynı şeyler , insanı resmen erezyona sokar , bir kere bir amaç yok , düşünce var ama eylem yok. akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. kadınlar çok yapar , dolar dolar taşar.

elbet bir gün bakırköy'de buluşacağız...

çabuk yaşlanmaları.

kafada kurmaları, sinirli olmaları, takıntılı olmaları,

gece uyayamazlar.

bence çok düşünen bir insan başta kendini sorgular. kim olduğunu çözmekse akıp giden zamanda sürekli değişim içinde olduğumuzu var sayarsak en zor olanı. bu kadar derinlik arasında birde dış dünyayı tanıması lazım tabii. farkında olmanın verdiği ağırlık çöker üstüne . kısacası zordur fazla düşünen , sorgulayan insanın işi.

ömürlük baş ağrısı ve uyku problemi

anksiyete bozukluğudur.

takıntılı olurlar, söylenen her sözün arkasında bir mesaj ararlar bu da onları çabuk yıpratır

unutkanlık.

beynim yaniyor, fazla düsündügü icin fazla enerji harciyor, kilo sorunu yasamiyorum.

sorduğum sorunun cevabını bile dinlemiyorum, dinleyemiyorum. beynimi nasıl kaptabilirim

zamanında fazla sorumluluk yüklenmiş insanlardır. her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek zorunda bırakılmışlardır. hatta başkaları yerine de düşünmeleri gerekmiştir. eee, sonuçta bu bir huya dönüşmüştür. başka nolcaktı ki?

sürekli mutsuz olabilirsiniz.

başlarda güzel olsa bile sonunda insanı yıpratan,yoran, deli eden eylem diyeceğim ama düşünmekten eyleme bile geçmeyen fikirlerin, kendi fikirlerinin bataklığına düşmüş olmalarıdır. farkındalık yaratan bir bataklıktır çoğunlukla, ilk zamanlarda kendini keşfedersin, sığ düşüncelerini aşar zamanla kurtulamayacağın derin sulara açılır olursun, diğer insanların düşünmeye değer gördüğü belki de önemli noktalar olan sığ düşünceleri es geçersin, belki ilerde senin ve hayatın için çok çok önemli olan bir şeyi eş geçmişsindir sığ gördüğün için. daha sonraları geriye dönüp bakarsan eğer büyük ihtimalle hayatının fırsatı dediğin şeyleri de kaçırmış olman muhtemeldir sana küçük gelen suları yok saydığından ötürü ancak ne yapabilirdin ki? senin için önemli olan şeyler çok farklıydı o zamanlarda, düşünülecek zibilyon tane şey vardı. sanki sen mi istiyordun bu kadar düşünmeyi? bağımlılık gibi yapışan o değil miydi yakana? hayatı yaşayamayacak kadar düşünmene sebep olan şey düşünmeyi durduramayışın değil miydi zaten? eh, öyleydi. farkındalık seviyeleri fazla insanlara dönüşür bu "farkındalık "bataklığına sürüklenen çoğu şahsiyet, birçok şey gözüne saçma gelmeye başlayabilir hatta bu saçma olan şeyleri de bir ara düşünüp saçma olduğuna karar vermiştir önceden zaten, hayatını bile kaçırabilir düşünmekten, düşündüğü şey hayatı olsa bile. düşünür, düşünür, düşünür... çoğunlukla oldukça yararlı fikirlere de ulaşabilirler. "şu konuda şunu yapmalıyım." ama işte sadece yapmalıdır yüksek ihtimalle yapmayacaktır. yapamayacaktır. çok iyi tavsiyeler alabilirsiniz bazen de çok uç gelebilir bu tavsiyeler size. oldukça tecrübe edinmiş sayılırlar çünkü kafasında yaşamıştır adam günlük hayatında başına gelmeyecek şeyleri bile ya da başkasının başına gelen bir durumdan da çok iyi şekilde ders alıp tecrübe edinebilirler eğer düşündülerse bu durumu. hayır, genelde başına gelmesi olası şeyler veya gelen şeylerden de çıkmaz bu ders. dedim ya uçtur, uçlarda yaşar o insan. bu yüzden tam ortada duran kendi hayatını yaşayamaz olur, ilgisini bir türlü ona veremez. ilgisini çekecek bir sürü şey vardır, bulabilir. bir zaman sonra yoksa bile zihin kendi oluşturmaya başlar. empati yetenekleri oldukça üst düzeyde gelişir, genelde konuştuğunuzda çok birikimli, kültürlü insanlar gibi gelirler çünkü zamanla birikim sahibi bir insana evrilirler bu düşüncelerin de tabiki bir temeli, geldiği yeri, düşündüğü şeyleri düşünmeye yetecek kapasiteye sahip olma eşiği vardır ama en üstteki arkadaşın da belirttiği gibi kalabalıklar,yalnızlıktır genelde onlar için.
kafasında neler döndüğünü, zihninde kaç dünyanın yaşadığını merak ettiğiniz insanlardır genelde. hani şu sınıftaki tuhaf kız, konuşmaya başladığında dünyada olup olmadığını sorguladığın çocuk, hayran olduğun gerçek bir sanatçı, sosyal medyada bile yazdıkları, çizdiklerini anlamlandırmak için normalden biraz daha efor sarf ettiğin kişiler olabilir bunlar.
hafif bir gizem barındırıyor olabilirler kısaca.
ne gariptir ki umursamazdırlar. evet, öyle çok duyarlı belki onu gram ilgilendirmeyen konular hakkında brütüs'ün savunması gibi savunmaları var zihninde ama dışardan nasıl bir umursamazlık, kendi hayatı rayından çıkmış, şarambole yuvarlanmış umrunda değil sanki ama işte zihnini görmek istiyordun ya içinde umursayan tarafı var yakında deli edecek bu taraf onu.
çoğu garip kişilikler oluyor, öyle olmasalar bile zamanla garip olmaya doğru eğilimleri oluyor farkında olmadan. kendim adına "gerçek" sanatçı ve yaratıcı kişiliklerin çoğunun bu kişilerden çıktığını düşünüyorum. ya da bu gruptan "gerçek" sanatçıların çıkabileceğini. tamam eyleme dökmekte sıkıntı var ama çoğu yapmak zorunda oldukları bu eylemleri önemli görmüyor ve onlar için önemli olan bir kilit nokta oluyor çokta iyi yapıyorlar bu şeyi. sınıftaki tuhaf kız çok iyi şeyler yazıyor, dünyalı gibi olmayan çocuk harika resim çiziyor ve çizimleri başka dünyalardan fırlamış gibi, çok sevdiğin sanatçı mükemmel sözlerle ruhunu ortaya döküyor.
işte hepsinin çıkış noktası tuhaf, zihinlerine sığdıramadıkları, ruhlarına sinmeye başlayıp zamanla dışarı taşmak için zorlayan durdurulamayan düşünceleri oluyor.

ve kesinlikle harika- berbat sonuçları var baş etmesini bilirseniz. önemli olan sizi tam anlamıyla ele geçirmesine izin vermemek ruhunuza sinen şeylerin nereye akması gerektiğini bulabilmek ve önemli görürseniz işte o şey eyleme geçecektir. sonuçta günümüzde çok saygı duyduğumuz yazarlar misal, ele alırsak o kadar düşünceye sahip olmuşlar ki bu kadar iyi yazabilmişler diye düşünüyorum. onlar da her şeyi eyleme döken kişiler olmamış çoğunlukla ama kendileri için bir sebepten önemli buldukları şeyi eyleme pekâlâ dökebilmişler. aynısının bu insanlar için de geçerli olduğunu düşünüyorum.

ek olarak bu konudan muzdarip çoğu kişinin de kurtulmak isteyip ama bir kere elini verip kollarını kaptırdıkları için ve dünyaya bakış açıları değiştiğinden ötürü içten içe memnun olduklarını düşünüyorum.