1.
bir zamanlar türkiye'de en çok savunulanlar listesinde zirvede olan şakirt yuvası.
devamını gör...
2.
bir neslin islamdan soğumasına,müslümanlığı bırakmasına,dinden çıkmasına sebep olan terör örgütüdür.
devamını gör...
3.
en sevdikleri yemek maklube olarak bilinir.
devamını gör...
4.
bu saatten sonra sallanması pek bir şey ifade etmeyen cemaat. ben demiştim demeye de gerek yok. gülen ölmezse eğer, tayyip erdoğan sonrası için tekrar ülkeye döner, yine ''hocaefendi hazretleri zaten söylemişti'' deyip tabiyete devam ederler. jet fadıl bu ülkede kaç kez insan dolandırdı malum. bizim insanımız sever yanılmadığını ispat etmeye çalışmayı. kısacası ben bu oluşumdaki insanların ''ulan adam değilmiş bu patlıcan burun'' diyeceklerini pek zannetmiyorum.
devamını gör...
5.
ak parti iktidarıyla gücüne güç katmıştır. her her il, ilçe de yurt ve evleri vardı bunların. kendi dershanelerine gelen öğrencilerin beyinlerini yıkayıp cemaate kazandırmaya çalışıyorlardı. devletin bütün üst kademelerini ele geçirdiler oda yetmedi her yere kendi adamlarını soktular. şuan bile onlarca fethullahçı ülke sınırları içerisinde cirit atıyor.
devamını gör...
6.
alparslan türkeş, necmettin erbakan, süleyman demirel, tansu çiller, turgut özal, bülent ecevit, muhsin yazıcıoğlu ve recep tayyip erdoğan tarafından desteklenmiş ihanet şebekesi.
herkes akp dönemini örnek gösterse de durum ortadadır.
laiklik ilkesinin terkedilmesi ve siyasi çıkarlar sebebi ile göz yumulmuştur.
emeği geçen herkese güzel! sözlerim var ama malum küfür yasak.
herkes akp dönemini örnek gösterse de durum ortadadır.
laiklik ilkesinin terkedilmesi ve siyasi çıkarlar sebebi ile göz yumulmuştur.
emeği geçen herkese güzel! sözlerim var ama malum küfür yasak.
devamını gör...
7.
layt cemaat olarak bilinirdi.
devamını gör...
8.
dini bir cemaattir.
devamını gör...
9.
cemaat diye anıldığı dönemler, dershane ve okullarına çocuklarını yazdırmak isteyen veliler neredeyse sıraya girecektiler.
o dönem koyun postuna büründüklerini, gizli ve derin bir çalışma içinde olduklarını, ileride kumpas ve darbeye girişeceklerini, tahmin etmeyi de bırakın olasılık verilmezdi. hatta en modern cemaat seçildiği bile olmuştu. kapağındaki masum görünümlü ağlayan çocuk resimli, sevimli bir isme sahip dergilerinin ismi (bkz: sızıntı) bile kripto isim çıktı.
o dönem koyun postuna büründüklerini, gizli ve derin bir çalışma içinde olduklarını, ileride kumpas ve darbeye girişeceklerini, tahmin etmeyi de bırakın olasılık verilmezdi. hatta en modern cemaat seçildiği bile olmuştu. kapağındaki masum görünümlü ağlayan çocuk resimli, sevimli bir isme sahip dergilerinin ismi (bkz: sızıntı) bile kripto isim çıktı.
devamını gör...
10.
bu cemaate sempati duyan kadınların bir araya geldiği 'sohbet' diye adlandırılan, evlerde yapılan bir toplantıya götürdü komşum, sene 2004 sanırım. cemaattekileri de bu vesileyle tanıma fırsatı buldum. bulmaz olaydım.
pahalı çantalar, markalı kıyafetler, ultra lüks araba anahtarları ile gelen 25-45 yaş aralığındaki kadınlar, said-i nursi'den bir kaç sayfa okunurken, hüzünlü bir ifade ile dinlediler. salavat getirdiler, yasin okudular sonra, makamca diğerlerinden yüksek olduğu her halinden belli olan bir kadın çantasından bir defter çıkarıp sırayla sorguya başladı.
geçtiğimiz hafta kaç kez nafile ibadet ettiklerini sordu, cevapları not etti. kaç kez teheccüd namazına kalktın diye sordu, karşısındaki iki dedi mesela, defterden kontrol etti, önceki haftadan az ise uyardı, çok ise takdir etti. tüm katılanlar bu sorulara huşu ile cevap verdiler. kimse de bu soruyu ancak allah sorar, sana ne be kadın demedi. bu benim zihnimde şimşek gibi çaktı. aydınlandım. kim kime bunları sormaya cüret eder ki?
sonra ortaya bir kutu geldi, herkes çantasından bir miktar para çıkarıp kutuya sırayla attı.
cemaatin evlerinde kalan abi ve ablalara alışveriş yapılacak bu parayla diye açıklama yapıldı benim gibi gruba dahil olmayanlara da.
yanında nakit olmayan bir kadının yüzüğünü çıkarıp kutuya atması günün şoku oldu.
o gün, adı geçen cemaatle kesiştiğim ilk gündü ama son olmadı. arada kermesleri için kek, börek, poğaça yapmamı istediler, hayır çarşılarından getirdikleri pespaye şeyleri almaya zorladılar, en trajiği de zaman gazetesine gıyabımda abone yaptılar. (bu abonelik benim için cemaate attığım sağlam bir gol ile sonlandı, onu sonra anlatırım.)
iki üç haftada bir bıkmadan çağırdılar, emrivaki ile evime geldiler ama bir türlü beni yanlarına alamadılar.
sonra benden bıktılar. baktılar ki benden bir b** olmaz, yakamdan düştüler. 2006 itibariyle tamamıyla beni kendi gayya kuyumda yalnız bıraktılar.
çok şükür, 30 bile olmamıştım o yıllarda, nasıl olup da onların ışıltılı hayatlarına girmemeyi başardım bilemiyorum.
garip bir 'network' vardı aralarında. diyelim çeyizlik eşyalar satan bir mağazanız var, cemaate dahil olmanla beraber dükkandaki satışa yetişemez oluyordun. avukatsın, davadan davaya koşuyordun, beyaz eşya bayin var mesela, satacak malın kalmıyordu. çocuklarını cemaat evlerinde kalan öğrencilere ders çalışmaya yolluyordun, ödevlerini yaptırıp gönderiyorlardı. dershanelerini zaten bilirsiniz, anlatmaya gerek yok.
içlerine giren herkes nemalandı, karşılığını da fazla fazla ödedi elbette.
cemaat okulu gezi düzenler, bir kuruş harcamadan gidip gelirsin. yol üstündeki diğer cemaat okulları misafir eder, konaklatır, yedirir, içirir, uğurlar.
cemaat okulu kermes yapar, 10 gün boyunca yapılan ciro akılalmaz miktarlara ulaşır.
daha tepelerde neler yapıldı bilecek durumda değildim ama garip para trafiği ilk günden midemi bulandırdı.
bile isteye dahil olup çok ekmeğini yiyen tanıdıklarım şimdi cemaatin en azılı düşmanları tabii.
pahalı çantalar, markalı kıyafetler, ultra lüks araba anahtarları ile gelen 25-45 yaş aralığındaki kadınlar, said-i nursi'den bir kaç sayfa okunurken, hüzünlü bir ifade ile dinlediler. salavat getirdiler, yasin okudular sonra, makamca diğerlerinden yüksek olduğu her halinden belli olan bir kadın çantasından bir defter çıkarıp sırayla sorguya başladı.
geçtiğimiz hafta kaç kez nafile ibadet ettiklerini sordu, cevapları not etti. kaç kez teheccüd namazına kalktın diye sordu, karşısındaki iki dedi mesela, defterden kontrol etti, önceki haftadan az ise uyardı, çok ise takdir etti. tüm katılanlar bu sorulara huşu ile cevap verdiler. kimse de bu soruyu ancak allah sorar, sana ne be kadın demedi. bu benim zihnimde şimşek gibi çaktı. aydınlandım. kim kime bunları sormaya cüret eder ki?
sonra ortaya bir kutu geldi, herkes çantasından bir miktar para çıkarıp kutuya sırayla attı.
cemaatin evlerinde kalan abi ve ablalara alışveriş yapılacak bu parayla diye açıklama yapıldı benim gibi gruba dahil olmayanlara da.
yanında nakit olmayan bir kadının yüzüğünü çıkarıp kutuya atması günün şoku oldu.
o gün, adı geçen cemaatle kesiştiğim ilk gündü ama son olmadı. arada kermesleri için kek, börek, poğaça yapmamı istediler, hayır çarşılarından getirdikleri pespaye şeyleri almaya zorladılar, en trajiği de zaman gazetesine gıyabımda abone yaptılar. (bu abonelik benim için cemaate attığım sağlam bir gol ile sonlandı, onu sonra anlatırım.)
iki üç haftada bir bıkmadan çağırdılar, emrivaki ile evime geldiler ama bir türlü beni yanlarına alamadılar.
sonra benden bıktılar. baktılar ki benden bir b** olmaz, yakamdan düştüler. 2006 itibariyle tamamıyla beni kendi gayya kuyumda yalnız bıraktılar.
çok şükür, 30 bile olmamıştım o yıllarda, nasıl olup da onların ışıltılı hayatlarına girmemeyi başardım bilemiyorum.
garip bir 'network' vardı aralarında. diyelim çeyizlik eşyalar satan bir mağazanız var, cemaate dahil olmanla beraber dükkandaki satışa yetişemez oluyordun. avukatsın, davadan davaya koşuyordun, beyaz eşya bayin var mesela, satacak malın kalmıyordu. çocuklarını cemaat evlerinde kalan öğrencilere ders çalışmaya yolluyordun, ödevlerini yaptırıp gönderiyorlardı. dershanelerini zaten bilirsiniz, anlatmaya gerek yok.
içlerine giren herkes nemalandı, karşılığını da fazla fazla ödedi elbette.
cemaat okulu gezi düzenler, bir kuruş harcamadan gidip gelirsin. yol üstündeki diğer cemaat okulları misafir eder, konaklatır, yedirir, içirir, uğurlar.
cemaat okulu kermes yapar, 10 gün boyunca yapılan ciro akılalmaz miktarlara ulaşır.
daha tepelerde neler yapıldı bilecek durumda değildim ama garip para trafiği ilk günden midemi bulandırdı.
bile isteye dahil olup çok ekmeğini yiyen tanıdıklarım şimdi cemaatin en azılı düşmanları tabii.
devamını gör...
11.
liderlerinin ölümüyle artık uzatmaları oynamaya başladılar. her ne kadar nurculuk etkisinde bir başlangıca sahip olsa da gülen hareketi baştan itibaren hem lider ve şahıs eksenli bir hareketti. bu manada tarikatmiş gibi görünse de fethullah gülen şeyh de değildi. ancak tasavvuf erkanını ve terminolojisini de hatmetmiş biriydi. şeyhmiş gibi davranmanın, ülke üzerindeki emellerine ket vuracağını bilecek kadar akıllıydı.
şimdi gülen lobisinin geleceği ne olabilir sorusuna gelirsek , örgütün abd'de epey radikal yirmi bin, almanya'da da otuz bin kadar sempatizanı olduğu sanılıyor. türkiye'de de kırılmanın dozu büyük olsa da en az bir milyon sempatizanı uykudadır. bunların bu ülkede bir daha sızma yapma şansları yok. yine de dikkatli olunması lazım. almanya'dakiler de türkiye kadar olmasa bile cemaatin üst kademelerindeki ekibe hayli tepkililer. şartların düzeleceğine dair verilen vaatlerin hiç birisi gerçekleşmedi. cemaat mensupları artık kendi çocuklarını bile din dairesinde tutamaz hale gelmiş vaziyette. bu ülkede kalanların 9 senedir yaşadığı aşağılanma, maddi problemler ve sosyal ölüme terk ediliş ise cabası.
şahsi kanaatim bu yapıda klasik anlamda liderliğin artık olmayacağı, örgütün bir heyet tarafından yönetileceği yönünde. öncelikle ellerindeki kapitali muhafaza etmeye çalışacaklardır. önümüzdeki senelerde çok büyük uluslararası gelişmeler olmazsa gülen örgütünün peyder pey gücünü yitireceğini ve tamamen marjinalize olacağını tahmin ediyorum.
şimdi gülen lobisinin geleceği ne olabilir sorusuna gelirsek , örgütün abd'de epey radikal yirmi bin, almanya'da da otuz bin kadar sempatizanı olduğu sanılıyor. türkiye'de de kırılmanın dozu büyük olsa da en az bir milyon sempatizanı uykudadır. bunların bu ülkede bir daha sızma yapma şansları yok. yine de dikkatli olunması lazım. almanya'dakiler de türkiye kadar olmasa bile cemaatin üst kademelerindeki ekibe hayli tepkililer. şartların düzeleceğine dair verilen vaatlerin hiç birisi gerçekleşmedi. cemaat mensupları artık kendi çocuklarını bile din dairesinde tutamaz hale gelmiş vaziyette. bu ülkede kalanların 9 senedir yaşadığı aşağılanma, maddi problemler ve sosyal ölüme terk ediliş ise cabası.
şahsi kanaatim bu yapıda klasik anlamda liderliğin artık olmayacağı, örgütün bir heyet tarafından yönetileceği yönünde. öncelikle ellerindeki kapitali muhafaza etmeye çalışacaklardır. önümüzdeki senelerde çok büyük uluslararası gelişmeler olmazsa gülen örgütünün peyder pey gücünü yitireceğini ve tamamen marjinalize olacağını tahmin ediyorum.
devamını gör...
"fethullah gülen cemaati" ile benzer başlıklar
fethullah gülen
103