#ödüllü filmler
1994 abd çıkışlı komedi ve drama filminin yönetmen koltuğunda robert zemeckis otururken başrolünde ise tom hanks'i izliyoruz. filmde, başkarakter forrest gump, 1981 senesinde, bir otobüs durağında yanında oturan yabancılara hayat hikayesini anlatmaktadır. gump, düşük iq'lu olduğundan öğrenme güçlüğü çeken ve en büyük arzusu çocukluk aşkına kavuşmak olan biridir. bu serüveninde şaşırtıcı derecede büyük şeyler başaran ve 1950'ler ile 1970'ler arasındaki tarihi önemi olan olaylarda bizzat bulunan kahramanımız acaba sevdiğine de kavuşabilmiş midir? yapım, en iyi film oscar'ı da dahil birçok ödül kazanmıştır.
yönetmen:
robert zemeckis
oyuncular:
tom hanks
robin wright penn
gary sinise
mykelti williamson
sally field
haley joel osment
robert zemeckis
oyuncular:
tom hanks
robin wright penn
gary sinise
mykelti williamson
sally field
haley joel osment
*akademi ödülleri (1995) - en iyi film
*altın küre ödülleri (1995) - en iyi film
*amerikan komedi ödülleri (1995) - bir filmdeki en komik başrol oyuncusu [tom hanks]
*bafta ödülleri (1995) - en iyi özel efektler
*jüpiter ödülü (1995) - en iyi uluslararası aktör [tom hanks]
film toplam 50 ödüle sahiptir.
*altın küre ödülleri (1995) - en iyi film
*amerikan komedi ödülleri (1995) - bir filmdeki en komik başrol oyuncusu [tom hanks]
*bafta ödülleri (1995) - en iyi özel efektler
*jüpiter ödülü (1995) - en iyi uluslararası aktör [tom hanks]
film toplam 50 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "bol giyimli kukla" tarafından 16.11.2020 20:36 tarihinde açılmıştır.
41.
“bir delikanlının hatırladığı şeyler çok gariptir. çünkü, ben doğduğumu hatırlamıyorum. ilk noelimde ne aldığımı da hatırlamıyorum, sonra ilk kez ne zaman pikniğe çıktığımı da bilmiyorum ama dünyadaki en tatlı sesi duyduğum anı çok iyi hem de çok iyi hatırlıyorum”
gibi bir repliğe sahip kült film.
jenny‘nin, forrest gump’ın duygularını her seferinde manipüle edip hayatına bir girip çıkması ve sonunda çocuğu gump’a itelemesi kadınınların kalbînin olmadığını gösterir!
devamını gör...
42.
skyler white düşmanları ve jenny düşmanları aynı kişiler. gelmişler.
filme gelecek olursak kimse silah zoruyla forrest gibi şanslı piçe jennyi sevsin demedi.
jenny hayatını istediği doğrultuda yaşadı. iyi kötü bunun sonucunu da gördü. peki ya forrest ortalama alti bir insandı. ne dünyayı sorguladı ne de değiştirmeye çalıştı. ortam neyse ona uydu. o yüzden başarıları da değersiz. jenny ise özgürlüğün bedelini hayatı ile ödedi.
klasik bir amerikan filmi sevisgen kadın, gözlüklü ve şişman adam ölür.
filme gelecek olursak kimse silah zoruyla forrest gibi şanslı piçe jennyi sevsin demedi.
jenny hayatını istediği doğrultuda yaşadı. iyi kötü bunun sonucunu da gördü. peki ya forrest ortalama alti bir insandı. ne dünyayı sorguladı ne de değiştirmeye çalıştı. ortam neyse ona uydu. o yüzden başarıları da değersiz. jenny ise özgürlüğün bedelini hayatı ile ödedi.
klasik bir amerikan filmi sevisgen kadın, gözlüklü ve şişman adam ölür.
devamını gör...
43.
hayatta kısa molalar vermek istediğiniz anlar olur ya, dünyadan kaybolmak, her şeyden ve herkesten soyutlanmak, arınmak...
tam olarak böyle zamanlarda sığındığım filmlerden biri.
ne zaman kendi kendime bi şeylere küssem, inancımı yitirsem `forrest` geliyor aklıma.
seçimlerinin sonuçları, koştuğu yollar, aştığı engeller, duruşu, azmi, birçok insan gibi bana da ilham veriyor. jenny'yle arasındaki kopması imkansız bağ hele, sonunu bildiğim halde, merakla kendini izletiyor.
masumiyete olan inancım sallansa bile bu film, bana tüm bunları yeniden hatırlatıyor.
kendini rüzgara ve akışa bırakmış saf bir beyaz tüy; hepimizin hayatında olduğuna, görmesek bile bir yerlerde özgürce uçtuğuna inanıyorum.
bir gün çıkıp önümüze düşer belki, kim bilir?
tam olarak böyle zamanlarda sığındığım filmlerden biri.
ne zaman kendi kendime bi şeylere küssem, inancımı yitirsem `forrest` geliyor aklıma.
seçimlerinin sonuçları, koştuğu yollar, aştığı engeller, duruşu, azmi, birçok insan gibi bana da ilham veriyor. jenny'yle arasındaki kopması imkansız bağ hele, sonunu bildiğim halde, merakla kendini izletiyor.
masumiyete olan inancım sallansa bile bu film, bana tüm bunları yeniden hatırlatıyor.
kendini rüzgara ve akışa bırakmış saf bir beyaz tüy; hepimizin hayatında olduğuna, görmesek bile bir yerlerde özgürce uçtuğuna inanıyorum.
bir gün çıkıp önümüze düşer belki, kim bilir?
devamını gör...