yıllardır yazılarımı yazmak için kalem olarak kullandığım beyaz tüydür.

forrest gump’ı izlediğim ilk sefer bu filmin hayatımın filmi olduğunu bilmiyordum. ankara’da kar altında bir buçuk saat yürüdüğüm ve yenimahalle’den başlayıp bir kızılay meydanında biten soğuk bir yolculuk sonunda anladım bunu.

çocukluğumdan beri hep koştum ben. eklem romatizması beni yatağa bağlayıp üç ay boyunca yürümeme müsade etmediğinde define adası’ndan neverland’e kadar her yere gittim geldim ama yürüyemedim. sonra iyileştim, doktorun ölmeme ramak kaldığını söylemesine rağmen iyileştim. sonra koşmaya başladım ve çok koştum hatta o kadar çok koştum ki dört sene boyunca bir atletizm takımında barındırdılar beni. madalya falan verdiler.

evimize çıkan dik yokuşu koşarak çıkardım. her gün bir önceki günden daha çok yaklaşmaya çalışırdım eve. ve her gün yokuşun daha yüksek bir noktasına kadar gelirdim kesilmeden. yokuşun dibindeki kahvede oturanlar bir seferinde en yükseğe çıkabilmem
için beni alkış ve ıslaklarla yüreklendirmişlerdi.

bunları neden anlattığımı bilmiyorum. derdim tüy kalemden bahsetmek. yıllar sonra blog yazmaya başladığım ilk sene o tüy kalemden bahsetmiştim. koştuğum zamanlara göre yıllar sonra olan o dönem bu tanımı yazdığım zamana göre yıllar önce oluyor. garip bir görecelilik.

blog yazdım uzunca süre, sonra bıraktım. öylece bıraktım. insan ırkının muhteşem kayıtsızlığı bende, içimde yuva yapmış halde çünkü. sonra pandemi ile bu sözlüğe geldim. o tüy kalem hep elimde oldu. sözlük marabası olarak çok uzun ve çok az kişinin okuduğu yazılar yazdım ve tüy kalemi hiç bırakmadım elimden.

bugün mutfak balkonunda kent d-range blue içerken dışarıyı izliyordum. hayat zaten çok ağır olduğu için hafif bir sigara içmek istedim. ve tam o anda gökyüzünden yere doğru süzülen kuş tüyünü gördüm. bembeyaz bir tüy. forrest gump’ın ayağının dibine düşen kuş tüyü.

tüyü gözlerimle takip ettim uzun süre. belki balkona düşer diye ama düşmedi. hayatımın üçte ikisini geçirdiğim şehirdeki son günlerimde kuş tüyünün beni böyle de olsa uğurlaması bana hüzünlü bir mutluluk verdi. yine aynı kuş tüyü ile yazmaya devam edeceğim.

çünkü tüyle yazılan hiçbir şey silinmez. hepsi iz bırakır. forrest gump o kuş tüyünü bavuluna koymuştu. ben de içimde taşıyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"forrest gump’ın ayağının dibine düşen kuş tüyü" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim