fullmetal alchemist

en sevdiğim animedir. iki kardeşin yanlış bir simya deneyi sonucunda kaybettiklerini geri almaya çalışmasının hikayesi anlatılır. kimyada girenler ve çıkanlar eşittir prensibi bu dünyada tüm eylemler için geçerlidir.

boş bir anime izlemek istemiyorsanız tavsiye edeceğim, simya ve felsefeye yönelik ince mesajların olduğu dolu dolu bir animedir. ayrıca olayların farklı sıralarla anlatıldığı diğer bir animesi daha vardır. (bkz: fullmetal alchemist: brotherhood) brotherhood)

brotherhood serisinin tamamı manga'ya uyarlı, diğer versiyonunun ise "şöyle olsa nasıl olurdu?" düşüncesi ile yapılmış olan simya içerikli anime.

iki versiyonunu da, action movie'sini de, ova'larını da izlemiş hatta mangasını da okumuş bir insan olarak söylemeliyim ki brotherhood versiyonu muhteşemdir. mangası ile arasında ufak tefek eksiklikleri vardır o kadar.

bu serinin animesi çekilirken mangası halen devam ediyordu. bir noktada anime mangaya yetişince animenin yönetmeni-senaristi falan kendi sonunu yazdı o şekilde seriyi tamamladılar.
yıllar sonra manga artık sonuna yaklaşınca brotherbood'a başladılar ikisi benzer zamanlarda sona erdi.

death note ile birlikte eskilerin en popüler animelerinden biriydi. baya felsefik göndermeleri olsa da bildiğimiz bir shonen serilerden aslında. sadece onu dövdüm daha güçlüyüm mevzusu diğer seriler kadar yoğun değil. bir de kötü karakterler gerçekten iyi yazılmış ben kötüyüm işte modunda dolaşan karakter yok gibi bir şey.

insan dönüşüm çemberinin dövmesini koluma yaptıracak kadar çok sevdiğim. felsefi açıdan olsun hikayesi olsun doyurucu ve harika bir anime.

simyacı iki kardeşin annelerini hayata döndürmeye çabalamasını anlatmaktadır. bunu denemeleriyle başlar anime.

brotherhood ile başlamak yerine bununla başlanılmasını şiddetle tavsiye etmekteyim. mangası da ayrıca güzeldir.

insanlar size bu versiyonu izleyin diye tavsiye verebilir ama, bu versiyon mangadan yani hikayenin aslından kopmuş, mangakanın fikri alınmadan animasyon şirketi tarafından yapılmıştır. oysa manganın orijinal hikayesine bağlı kalarak yapılan brotherhood versiyonu daha güzel olduğu gibi hikayenin orijinalini öğrenmek benim için daha eğlenceliydi. iki seride de konu temel olarak aynı olsa da belli bir noktadan sonra tamamen farklı noktalara ilerlerler, sonları da farklıdır.

iki kardeşin yasak bir arzuyla başlayan macerası, bizi insan olmanın ne demek olduğunu sorgulamaya itiyor. simyanın büyülü dünyasında kaybolurken, resmen kendi iç dünyamızda da bir yolculuğa çıkıyoruz.

edward’ın küçük bedenindeki büyük sorumluluk, alphonse’un zırh içindeki yalnızlığı ve roy mustang’in karmaşık karakteri, hayatın farklı yönlerini gösteriyor. bu anime sadece eğlendirmiyor, aynı zamanda kayıpların acısını, umudun gücünü ve yaşamın değerini öğretiyor.

simya yasasının 'bir şey elde etmek için başka bir şey feda etmek gerekir' ilkesi, hayatın acımasız gerçekliğini gözler önüne seriyor, ama aynı zamanda umut da veriyor. çünkü her kaybın ardından yeni bir başlangıç vardır.