gecekondu

durul bazan (dudu) ve erkan köse (dalyan ) nin sunduğu , değişik bi program. son zamanlarda buna da sardım eskileri yad etmeyi severim... özellikkle 4. bölümde haykoyla olan muhabbetler yarmıştır. ama gülerken de "ha vallah böyle düşünen insanlar da var " demeden edemiyorsunuz.

akbaba köyü 35 numaradan yapılan programdır aynı zamanda

büyükşehirlerin yaşanmışlık dolu, toprağa yakın, bahçeleri meyve ağacı dolu evleri.
seyretmekten, fotoğraflarını çekmekten, onlarla ilgili kurgu hikayeler yazmaktan keyif aldığım yaşam tarzına ev sahipliği yapan kiremit çatılı eskiden kalan evleri.
#608693 tam da bu tanıma uygun tanımım.

(bkz: hayalet)

göçle gelen ailelerin şehir hayatına bir şekilde alışmak için o hengame içinde kurmak zorunda kaldığı yerleşim yeri. durumu bir şekilde toparlamak için göç etmiş olan aile zaten en dipten başlamıştır geçim kaynağı kısıtlıdır . onlar da isterdi apartmanlarında otursun fakat hayat herkese adil davranmıyor.

tüm kardeşlerin yanında soba kenarında uyumak için mücadele vermek tir gecekonduda yaşamak.

bir gece ansızın toprağa konan evler.

hırsızlığın pek yaygın bir türü. hazine arazisini çalan, fakir olduğu için pek romantik bulunur. e zengin aynısını yapınca kınıyoruz ama?

kurallara aykırı olarak inşa edilmiş ev, (bkz: mesken). kırsaldan şehre gelmiş yoksul insanlar ve seçim zamanı diye gecekondulaşmaya göz yuman belediyeler, iki taraf birden şehirlerin çarpık kentleşme sorununa katkıda bulunur.

metropollerin en güzel yaban çiçekleri.

(bkz: ankaragücügecekondutayfa)

büyük şehirlerde, esasında devlete ait olup sahipsiz gibi görünen arsa ve araziler üzerine, dışarıdan göç ile gelenlerin seri şekilde, ismi gibi bir gecede yapıp kondurdukları evlerin ismi. seri biçimde inşa edip yerleşildiğinde çıkarmak ve o evi yıkmak çok büyük mesele oluyordu. bir kere, mahkemelerin sonuçlanması yılları buluyordu. bundan başka, belediyeler de, oy beklentisi ile yıktırmayıp göz yumuyor, hatta yol, su, elektrik hizmeti veriyor, otobüs seferleri koyuyor. oy hesabı uğruna, büyük gecekondu şehirlerinin büyümesine zemin hazırlıyorlardı.

elit ve nezih semtlerde yaşayanların gözüyle bakıldığında da, gecekondu bölgeleri, suç ve suçluların yeşerdiği yerler olarak görülür. belki doğru, belki de yanlış tarafları bulunsa da, o bölgede yetişen gençlerin daha güç koşullarda yetiştiği gerçeğini kabul etmek gerekir. yoksullukları hakkında vurgulama yapılırken, zenginlik statüsü sayılan her şeyin kendilerinden çalınmış bir yaşam olduğu fikrini savunuyorlar.

gecekondu mahallesi dediğimiz yerler, iyice bakılırsa birer anadolu kenti aslında . kendileri gibi düşünen, kendileri gibi yaşayan, kendileriyle aynı koşullara sahip insanlarla yaşıyorlar. ananelerini sürdürmeye çalışan, kent kültürüne uyum sağlamakta zorlanan, iş, aş, yeni yaşam umudu ile gelip yerleşmiş kalabalık bir kitle.

devlete ya da özel kişilere, kısacası başkasına ait araziye kaçak olarak yapılmış konut. devlet arazisine yapılanlara genelde seçim dönemlerinde tapu verilir. bu tapu sayesinde o arazi bir müteahhite 4-5 daire karşılığı satılır.

yıllarca şehirden uzak, elektriksiz(ya da kaçak elektrikle), altyapısız yaşayan insanlar bir anda zengin olur. lüks dairelerde otururlar. bu durum o insanların değil ama devletin ayıbıdır.