orijinal adı: die reise in die vergangenheit
yazar: stefan zweig
yayım yılı: 1970
zweig'ın 1920'lerde yazdığı tahmin edilen bu kısa öykü ölümünden çok sonra yayımlanmıştır. yıllar sonra tekrar bir araya gelen iki sevgilinin duygusal ve fiziksel değişimlerini anlatan eserdir. araya giren yıllar, savaş ve yaşananlardan sonra aşk ilk günkü haliyle kalabilir mi?
yazar: stefan zweig
yayım yılı: 1970
zweig'ın 1920'lerde yazdığı tahmin edilen bu kısa öykü ölümünden çok sonra yayımlanmıştır. yıllar sonra tekrar bir araya gelen iki sevgilinin duygusal ve fiziksel değişimlerini anlatan eserdir. araya giren yıllar, savaş ve yaşananlardan sonra aşk ilk günkü haliyle kalabilir mi?
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "tackleberry" tarafından 17.05.2021 19:10 tarihinde açılmıştır.
1.
özgün adı "die reise in die vergangenheit" olan stefan zweig romanıdır. aralarına mesafe ve yıllar giren iki kişinin zamanın değişen şartlarına rağmen tutkularının aynı kalması üzerine ele alınan bir yapıttır. sanırım konusu aşk hikayesi olduğu için, aşktan ziyade araya mesafeler ve zamanın girdiği bir aşk hikayesinin asla gerçek olamayacağını düşündüğüm için bana pek etkileyici gelmemiştir zira zannedersem yine stefan zweig'in korku, mürebbiye, iki yalnız kitaplarındaki o bilinçaltına inme durumunu kafamda canlandıramadığım için yüzleşmekten korktuğum için olabilir.
devamını gör...
2.
bir kaç gün önce bitirdiğim stefan zweig romanı. çoğu kitabında olduğu gibi aşıkların kaderleri ellerimize kalmış; zihinlerimizde ya evlendirerek birleştireceğiz onları ya da ayrıp anıları da aşkı da öldüreceğiz. 11. sayfada dikkatimi çeken ve manası hoş gelen bir alıntı vardır hatta
" ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı."
aralarına giren mesafede ludwing'in yanlız kalmaktan korkup evlenmesi aşkı o an zaten öldürmüştü. şahsımca bir kadının karşısında bu hallere düştüğün aşkta yanlız kalmazsın. araya ölüm dahi girse kalbinde yaşayan sevgilinle bir ömür yan yanasındır. ludwing ikinci kez aşkı öldürdüğünde zihninden yayından fırlamış ölümcül bir ok gibi şu cümleler geçti hışımla
" ve adam bir ürpertiyle gerçekleşen kavrayışının anlamı, sözcüklerin gerçeği söyleyen anlamını ansızın hissetti : geçmişlerini arayan, artık var olmayan geçmişe boğuk sorular yönelten bu gölgeler onların kendisi değil miydi? gölgeler, canlanmak isteyen ama bunu artık başaramayan gölgeler... ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere dinliyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerine yakalamaya çalışıyorlardı. "
ben zihnimde anılarını ve aşklarını öldürdüm. ludwig bundan rahatsız olmamıştı. o yanlızca kendi karar veren, acıyı yanlızca kendi çeken ve sevgilisinin aşkı yüzünden her zaman onun dediklerine bir şekilde itaat edeceğini bilen bir vebaydı benim için. ve sevgili ise bu aşktan kanadı kırık ayrılan bir güvercin. bu benim onları için kaderim.
" ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı."
" ve adam bir ürpertiyle gerçekleşen kavrayışının anlamı, sözcüklerin gerçeği söyleyen anlamını ansızın hissetti : geçmişlerini arayan, artık var olmayan geçmişe boğuk sorular yönelten bu gölgeler onların kendisi değil miydi? gölgeler, canlanmak isteyen ama bunu artık başaramayan gölgeler... ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere dinliyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerine yakalamaya çalışıyorlardı. "
devamını gör...
3.
zweig'ın yine bir kısa öyküsü. birbirine aşık olmaması gereken iki insanın aşkını ve zorunlu bir ayrılıktan sonra yıllar geçince bir araya geldiklerinde yaşadıkları fiziksel ve psikolojik değişimi anlatmış yazar. gayet de güzel başarmış. iki insan arasında yaşanan o arzuyu ve aşkı çok güzel anlatmış. araya mesafeler girince insanın ne kadar aşık olsa da hayatın getirdiği değişimlerle onun da değişeceği iyi bir tespitle anlatılmış. en güzel kısmı da son kısımdaki o duygu değişimlerini hissettirmesiydi. 50 sayfada okuyucu olarak bizim bile duygularımız değişti sanki. keyifli bir öykü.
devamını gör...
4.
okumaktan keyif aldığım bir zweig meselesi.
yeni bitirmişken birkaç bir şey yazayım:
aşıklar arasına 2. dünya savaşının girmesiyle aralarına giren mesafe ve bunun sonucunda dönüşen sevgi anlatılmış.
aradan geçen zaman da hisler değişmemişti ama " ne kadın aynı kadındı ne adam aynı adam" (s.52)
evet değişmiyor ama aynı da kalmıyor işte.
son sayfa her şeyi anlatmış zaten.
yine alıp çok başka diyarlara götürdü
.
.
*insanlar yaşlanabilir ama değişmezler
*"insan özgürlüğünden kolay kolay vazgeçmez,"
*duygularının şiddetini bastırabilmek için alkol ya da zehir alır gibi kendini çalışarak uyuşturmuştu
*her şey eskisi gibi, sadece biz değiliz, biz değiliz!
yeni bitirmişken birkaç bir şey yazayım:
aşıklar arasına 2. dünya savaşının girmesiyle aralarına giren mesafe ve bunun sonucunda dönüşen sevgi anlatılmış.
aradan geçen zaman da hisler değişmemişti ama " ne kadın aynı kadındı ne adam aynı adam" (s.52)
evet değişmiyor ama aynı da kalmıyor işte.
son sayfa her şeyi anlatmış zaten.
yine alıp çok başka diyarlara götürdü
.
.
*insanlar yaşlanabilir ama değişmezler
*"insan özgürlüğünden kolay kolay vazgeçmez,"
*duygularının şiddetini bastırabilmek için alkol ya da zehir alır gibi kendini çalışarak uyuşturmuştu
*her şey eskisi gibi, sadece biz değiliz, biz değiliz!
devamını gör...
"geçmişe yolculuk" ile benzer başlıklar
geçmişe not
72