sözlüğe yeni katılmış yazar kişisidir. nickaltı açma bahanesi ile kendisine hoş geldin diyor ve keyifli sözlükler diliyoruz.
devamını gör...
kafa bir arkadaş. sevdim bu elemanı.
devamını gör...
#2939237gereksiz bir entry yazmış*
devamını gör...
#2939093 olum ben patolojik bir vaka olduğumu gizledim mi lan? kendim yazdım zaten, üç kere akıl hastanesine yattım diye. disosyetif'im olum ben. deliyim. açık, açık söylediğim bir şey zaten. öyleysem ne olmuş? aykırı olduğunu iddia eden adamın aykırı insan görmemiş olması sorunsalı. ahahahaha.

nick'imle ilgili çıkarımlarına gelince. bir erkek olarak değersiz hissettirildiğim, ezildiğim doğrudur. senin gibi prens olarak büyütülmediğim için özür mü dilemem gerekiyor yani? bu değersizleştirilme ritüeli için sadece askerlik bile yeterliydi. güneydoğu'da yaptım askerliğimi. pusuya düştüğünde, sabaha kadar orada kimsesiz, yanımda bacağına giren merminin atar damarını patlattığı bir arkadaşım, sabaha kadar kanayarak öldü. hiç kimse gelmedi. sonrasında ise bir pakete koyup, helikoptere yükleyip götürdüler. bizi de bir güzel yorgun, argın sorguya çektiler. tafsilatına girmeyeceğim. uzun mesele. sadece bu bile bir insanın katlanamayacağı ölçüde değersiz hissetirilmeye çalışılma hikayesi. bende bunlardan senin 100 ömür boyunca başına gelemeyeceği kadar var. bunlar için özür mü dilemeliyim yani? senin gibi pamuklara sarılıp, sarmalanmadığım için suçlu mu hissetmeliyim? boş versene. umursamaz havası falan basmıyorum. umursamaz olan sizsiniz. ben umursamazlığı taklit ediyorum, o kadar. o konuda haklısın bak. ama benim yerimde olsa beş dakika yaşamayacak insanların da hakkımda düşündüklerini umursamıyorum gerçekten. herkes beni değersiz hissettirmeye çalışsa da ben şu an hayatta olduğuma göre demek ki o kadar da başarılı olamamışlar. öyle değil mi? kendime değer vermeden nasıl yaşayabilirdim? ben hiç kimseden hiçbir yardım ya da teşvik görmediğim bir hayat yaşadım. ben vahşi doğada yetiştim.

derin ve zeki olduğumu iddia etmedim. zekayı gereksiz gördüğümü sürekli olarak belirttim. bunu geç.

ıssız adam tribi bastığıma gelince: bana özelden mesaj atıpta cevap alamayan olduysa çıksın söylesin. ben gayet, konuşkan, muhabbet etmeyi seven biriyim aksine. ıssız olan sizsiniz. ben değilim. ben hiç öyle olmadım. benimle konuşmak isteyen hiç kimseyi hayatım boyunca karşılıksız bırakmadım.

sana gelince: bana özelden küfürler edip, engeli basıyorsun. sonra da engeli açıp, benimle yine konuşuyorsun. bu ne lahana, bu ne perhiz turşusu. ayrıca bana o kadar küfür etmene rağmen, yine de sana cevap vermemezlik etmiyorum. sen normalsin, ben anormalim, öyle mi? öyle olsun. sana göre kötü olan ne varsa bana ver: şeytan olurum, kötü olurum, anormal olurum, şerefsiz olurum, o çocuğu olurum, deli olurum. benim için manasız bunlar. sen beni tanıyabilme yetisi olan bir canlı değilsin. hiç kimse beni tanıyamaz. çünkü ancak benzerler benzerlerini tanır. ben hiçbiriniz değilim ve hiçbiriniz de ben değilsiniz. kalıplara sıkışmış, deli olabilen, akıllı olabilen, suçlu olabilen, zengin, yakışıklı, güzel olabilen ama bir tek kendisi olamayan tuhaf canlılar. siz her şey olursunuz ama bir tek kendiniz olamazsınız. ben hiçbir şey olmayarak kendim olurum.

nasıl? sence iyi yüzleşebildim mi kendimle?
devamını gör...
hayret ya, ilk defa bi kavganın başını kaçırmışım. gerçi şöyle bi okuyunca yazılanları birileri hakkında çıkarımlar yapmış, yazar da kendini açıklamış. bariz bi sataşma seziyorum, sebebini çözemedim ama muhtemelen kısa bacak kıskanmıştır.

you will never walk alone.
devamını gör...
#2939669 ben bununla ne kavga edeceğim yahu? benimle kavga etmeye değecek birisi mi ki? sadece dalga geçiyorum. kendisine yarattığı sahte karakterin kırılganlığını gösterdim ona, o da kudurdu işte. bana bir sürü küfür edip, engelledi, sonra da engeli açıp tekrar mesaj atıyor. ahahahaha. beni aşağılayabilecek hiçbir şeye sahip olmamasına rağmen, aşağılayabileceğini sanıyor. aykırı olduğunu sanan bir sanrısal. ahahahahahaha.
devamını gör...
entrylerinden kendim gibi muhafazakar bir seriatci sandigim, boyle olmadigini hatta dinsiz oldugunu ogrenince hafif husrana ugradigim kimsedir
devamını gör...
tuborg düşmanı!
gel heineken içelim.
devamını gör...
bir gün yuvada salonda bütün çocuklar yerde oturuyorduk öylece. orada koltuk ya da sandalye falan yoktu. iğrenç yeşil bir renkte upuzun bir halıfleks bütün salonu dolduruyordu. biz de onun üstünde otururduk. sertti ve kıçlarımız ağrırdı. orada işte. keçiören'de. salı pazarının kuzeye doğru son bulduğu yerde.

öylece oturuyorduk işte. bir şey yaptığımız yoktu. sonra içeriye birden bire hışımla bir hoca girdi. en baş sağdaki, cama yakın çocuğu kollarının altından tuttuğu gibi kaldırdı ve hop, bir yastık gibi camdan aşağı attı. herkes şok olmuştu ama ben ortamı gözlemliyordum sadece. bu insanların başına bir şey gelmeyeceğini bildiklerinde neler yapabileceğini kavramıştım. onlar her şeyi istedikleri için yaparlar ve sonrasında nedenler hazırlarlar. yapabildikleri her şeyi yaparlar. çünkü yapabiliyorlar. tek sebep bu. başka bir sebebe de ihtiyaç duymazlar. yapabildikleri her şeyi yapabilirler ve geriye sadece saçma nedenler sıralamak kalır.

o sırada gayet soğukkanlı bir şekilde olanları izlediğimi hatırlıyorum. ben henüz ilkokul 2'nin yaz tatilindeydim. yani yaşım 7'di. ve öylece yastık gibi fırlatılan çocuk öldü. aşağıda kanlar içinde yatıyordu. tamamen hareketsiz. belki de onun için en iyisi buydu. çünkü geride kalanların hepsi dehşet içindeydi. ben ise sadece izliyordum. onların dehşetini, olanlara anlam veremeyişini, sonra gelip çocuğun kendisini attığına dair tutanak tutuşlarını, hep beraber imza altına alışlarını, hepsini gördüm. fark ettim. onların kağıtları vardı ve bizim ne gördüğümüz önemsizdi. kimse bize bir şey sormadı. sadece kağıtta yazılanlara ve altında imzası olan kişiler ne diyorsa o. dünyaya kağıtların hükmettiğini o an anladım. kitaplar, anayasalar, kur'an, tevrat, incil ya da tutanaklar, fark etmez. kağıtta ne yazıyorsa o. gerisi önemsiz.

hayatımda kendimi hiç bu kadar hiçe indirgenmiş hissetmemiştim. üstelik kağıtlar tarafından. devletin ne olduğunu da o zaman kavramıştım. kağıttan ibaretti. çünkü burada ne olup bittiğine göre değil, kağıtta yazılanlara göre hareket ediyordu. hepimiz onun için kağıtta yazılanlardan ibarettik. canlı, kanlı birer insan değildik. kağıtta başkalarının kurguladığı karakterlerdik. yazgımın böylesine kağıtlara bağlı olduğunu kabul etmem zor oldu.

çocuk öldü. kağıda bir şeyler karaladılar. sonra da gömdüler. kanı birkaç gün orada öylece yerde kaldı. sık sık gidip inceledim kanını, öylece taşların üstünden aralarına doğru bulabildikleri yol boyunca sızmışlardı de toprağa. onlar da toprağa kavuşmayı arzuluyorlardı. belki ben de öyle arzuluyordum. çünkü çocuk öldü ama ben kaldım. onun aklımdan asla çıkmayan hatırası ile kağıtlara yenik. ölmek mi daha kötü, kağıtlara yenilmek mi? kağıtta ki kurgu karektere göre hakkında karar verilmesi mi? o karaktere göre yaşamak mı? bu yaşamak mı?
devamını gör...
kendisine tebrikslerimi iletiyorum. tam da kendisine yakışan bir nick seçtiği için.
patolojik bir vakayım diye bikaç şey gevelemişsin hocam, hangi ilaçları kullanıyorsun bi paylaşsana benle. ne kafalar bunlar ya, bu saldırganlık ve şiddetli çıkışların sebebi nedir? o kullandığın ilaçlar mı yoksa? tıpta üretimi olmadıklarını düşünüyorum, bir kimya mühendisi olarak, bana söylersen seri üretime geçeriz ne dersin? güzel bi kafaya benziyor çünkü, umursamazlık ve agresiflik kombosu. tam da bir sözlük yazarına yakışacak özellikler. yoksa gerçek hayatında o gösteremediğin tutumu burda mı sergiliyorsun? düşündüm de neden olmasın, nasıl olsa sanal ortam gölgelenmiş kişiliklerin at koşturduğu bir sahne değil midir?
devamını gör...
#2945775 evet. ben b.k.m. bildin. sen de b.k sineği olmalısın. hoşgeldin. seninle yeterince şey paylaşıyorum zaten. karnını doyurup git. çünkü beslenmek için bekleyen daha çok sinek var. götümün etrafında gerek gerçek hayatta olsun, gerek sanalda olsun bunlar gibi çok parazit var. tek bildikleri yalamak. tadıma da bayılıyorlar. b.k olmanın yazgısı da bu. sen bir tanesin, sinek bin tane. anca üstünde uçuşup duruyorlar. üstelik onlara karşı en ufak bir hissin olmamasına rağmen, sürekli ısırıp duruyorlar. sanki bir şey yapabileceklermiş gibi. hiçbir b.k, sinekleri umursamaz.

agresif olduğumu söylemiş bir de. gerçek hayatta nasılmışım? ben herkese ve her durumda aynı şekilde davranan birisi değilim. duruma göre ve kişiye göre değişir. burada herkese açık bir platformda herkese hitap ettiğime göre. demek ki herkese böyle hitap etmek istiyorum. mesele basit. ama ekran gerisinden benden agresiflik algılıyor. sanki buradan parmağım oraya uzanıp pandik falan attım adama. altı üstü sanal dünyadaki sanal, hiç kimseye dokunamayan bir adamım. sanki tecavüz ediyormuşum gibi davranmayın. abartmayın.

gölgelenmiş kişilik diyor bir de, ahahahaha. olum ben disosyetif'im lan, onlardan bende bin tane var. hepsini de kendim gölgeyip, kendim ortaya döküyorum.

kimyagersin, tamam da psikolog değilsin ya. sen git, periyodik cetvel falan ezberle. b.k sineği seni.

neyse. hem besleniyor benimle, hem de b.k atmaya çalışıyor. komik olan şu ki: b.ka b.k atmaya çalışıyor. böyle bir zeka işte.
devamını gör...
henüz sekiz yaşındayken bir gün okulda tarih dersi anlatıyordu öğretmen. herkes dinliyordu. ben de öyle. atatürk'ün bizi kurtardığını söylediği an, kendimi o kadar kötü hissettim ki; çünkü ben her gün sabah, öğle, akşam fark edilmeksizin işkence görüyordum. gece yatakta uyurken kendimi birden birisinin kolları arasında havaya kaldırılıp, sonra da aniden yere çalınırken buluyordum. ıslak banyo zeminine ayağım çıplak halde basmışken, hortumla ıslatılıp dövülüyordum. bunlar önemsiz şeylerdi tabii. çünkü kurtarılmıştım. nasıl ya?

etrafıma bakmaya başladım o sözlerden sonra. şu yanımda oturan eda, hayran hayran dinliyordu, diğer çocuklar da öyle. o an hepsinden tiksindim. atatürk denen adamdan da tiksindim. şu eda'yı kurtarmış olabilirdi, babası cavit çağlar'ın yancısı olan mustafa'yı da kurtarmış olabilirdi. ama ben kurtarılmış hissetmiyordum. beni neden unuttu lan bu adam diye geçiriyordum içimden o an. beni neden? eğer ağlamamaya dair geliştirdiğim inadım olmasa idi, salya sümük ağlayabilirdim oracıkta. ama benim içinde bulunduğum hayat şartlarında ağlamak başının daha çok belaya girmesi demekti. bu numarayı çabuk kapmıştım üstelik.

sonra yürüyerek okuldan yuvaya giderken diğer çocuklarla, derste anlatılanları onlara da çıtlattım. bu çocuklarla beraber her şeye sövüp, sayıyorduk o zamana kadar. ama onların da bu kurtarılıştan etkilendiklerini görünce aklımı kaçıracak gibi oldum. beraber ıslak zeminde hortumlar eşliğinde dans ettirildiğimiz şu emre mesela; nasıl kurtarılmış olduğunu hissedebiliyordu ki? ben bunlarla farklı gezegenlerde mi yaşıyordum yoksa? yoksa bunlar o anlarda orada olmamalarını sağlayan bir düğmeye falan mı sahiptiler? o an hafıza kayıt yapmıyor muydu? olay neydi?

ben, elbette, o zamana kadar yalnız bırakılmıştım. her şeye karşı yapayalnızdım. sığınacak veya kaçacak hiçbir yerim yoktu. ama o gün ruhsal olarakta yapayalnız hissettim. yalnızlığın bu yeni keşfettiğim çeşidi diğerinden daha beterdi üstelik. herkes dayak yemiştir elbette ama beni resmen işkenceye yatırmışlardı: o yüzden bu kurtarılma edebiyatı: o işkencelerden bile daha katlanılmaz geldi bana, daha iğrençti. kopkoyu bir yalnızlığın içine düştüm. çünkü bu salaklarla aynı dünyada yaşamadığımı fark ettim. ve paylaşabilecek hiçbir şeyim olmadığını. yazgımı gördüm. bizzat bana ait olanı. benim bunlarla hiçbir işim olamazdı. hepsi benim dengim olmayan aptallardı sadece. yaşadıklarını algılayabilmekten acizlerdi. o günden sonra insanları sevmeye devam etsem bile saygım kesinlikle bitmişti.

üstelik bu kurtarılma edebiyatı bütün işkencelerin yanında pamuk şekerine döndüğü bir zırvalıkta, çünkü inanmam bekleniyordu. ondan çıkarılan kendine has, zırvalıktan ibaret görevler vardı. ve ne için? sadece işkence devam etsin diye. ben her türlü fiziksel acıya katlanabilirdim, bedenime tecavüz de edilebilirdi elbette. ama ruhuma tecavüze yeltenen bu sapıklar bana hepsinden daha iğrenç göründü. o günden beridir de kusarım hala. bedensel işkencelerle yetinemiyordu bu sapıklar, ruhsal işkencelere geçmişlerdi. ama buna izin verecek değildim. asla. inanmış gibi bile yapmadım. komple yok saydım.

bu benim yazgımdı. ben seçmemiştim. en aptal insan bile böylesine bir yazgıyı seçmezdi. korkunç gelmişti bana o yaşta. başıma o zamana kadar gelenlerin hepsinden daha korkunçtu. bu yazgıdan kaçmak için çabaladım ama kaçamayacağımı hissederek. ama başıma bundan daha beter bir şey gelemeyeceğini de hissediyordum. o günden sonra hiçbir korkum kalmamıştı ya da kaygım. yitirilebilecek her şeyi yitirmiştim. bir daha da iflah olmadım zaten. tanrı bile benim kadar yalnız hissetmemiştir.

o günden sonra dış dünya ile ilgili değer yargılarının hepsinden sıyrıldım. ne para, ne makam, ne güzellik, ne iyilik, ne kötülük. hepsi benim için komiklikten ibaretti. ve hiçbir şeye faydası olmayan yüklerdi. benim için bu hayatta hareket edecek hiçbir şey kalmamıştı. kendi içimden başka. her şey içimde hareket ediyordu artık.
devamını gör...
bu esenyurt taksicisi kılıklı kim ya.
devamını gör...
insanların yazdıklarını genel olarak pek sallamam.

nickaltı girmeye de pek gerek duymam zira banane
ne yazıyorsa yazsın.

lakin ben böyle bi' çar görmedim
durduk yere insanlara sataşıyor, acayip sosyopat yorumlar yapıyor
bu inceli kim aldıysa geri yollasın böyle bi' emsal yok. gerçekten git tedavi ol kardeş.
devamını gör...
#2948273 aha bir sinek daha gelmiş. hoşgeldin sinekcik. başlık başlık vızıltı yaptı bana ama hiç tınlamadım. ama o kadar zoruna gitmiş ki nickaltıma kadar gelmiş, kendisi de itiraf ediyor zaten, ne diyor? nickaltı girme adeti yokmuş ama dayanamamış. kıyamam. başlık başlık vızıltın yetmedi şimdi de nickaltımda mı vız vız uçmaya başladın? bir de "delibavulu" olmasına rağmen deli sevmiyor. bu ne yaman çelişki yahu? git bavulu değiştir kardeş.

gelmiş psikolojik tespit sıçıyor bir de sinekcik. sosyopatmışım falan. bir de sataşıyormuşum insanlara. olum sanal lan burası. sanki milletin ağzını burnunu kırdık arkadaş. öylesine ortaya karışık muhabbet lan işte. ne abarttınız ha. insanların yazdıklarını genel olarak sallamıyorsun ya, hah, bana da aynı tarifeden yaz lan. aynısından istiyorum. sallama işte. hem insanların ne yazdığını sallamayan, sadece kendisi yazıp giden bir narsist olduğunu itiraf ediyor. sonra da bana sosyopat muamelesi falan çekmeye çalışıyor. ben hiç yoktan insanların ne yazdıklarını okuyorum, sallıyorum ve yorum yapıyorum senin aksine. narsist işte. bir tek kendisi var. ve sosyal düzenini bozduk zavallının. o yüzden bir de yollanmamı istiyor. çünkü burada yazmaya hakkı olan sadece kendisi. ve bu narsist kime hak tanıyorsa o. şimdi deli olan bensem ve bu akıllı olansa, bence böyle kalsın. tedaviye gerek yok yani.
devamını gör...
#2948736 ahahahaha. bırak gelsinler ya. çok eğlenceli oyuncaklar var burada. eğer bunlar olmasa kimlerle eğleneceğiz. engel olma lan insanlara. sana ne? ahahahahaha. sen mutlu ol. ben ilgilenmiyorum onunla. ama daha çok eğlence dileyebilirsin bana. o iş görür.
devamını gör...
#2948813 eyvallah dostum. başta da boşuna sinir olmuştun bana. ben sana öylesine takılmıştım halbuki. ve bana küfürler etmene rağmen de bir şey demedim sana. zaten burada bana gıcık olan kim varsa, hepsi boşuna. beni agresif sanıyorlar, halbuki alakam yok. ben gayet sıcakkanlı, sevecen, konuşkan, güler yüzlü bir insanım halbuki. tabii mesajlaşırken güldüğümü algılayamıyorlar. ama önemli değil. ben sadece içinden geldiği gibi davranan bir insanım. hayat boyunca da öyle oldum. lirik doğmuşum, yapacak bir şey yok. ruhum bu.
devamını gör...
benim sozlukte en sevdigim yazar puura ve bu yazar
devamını gör...
bu arkadaş nick seçerken zaten insanların damarına basmak için seçmiş.
gereksiz gereksiz yazmak için organize şekilde kendine alan açmış.
nicki gereksiz olan birine sen gereksizsin desen ne olacak çünkü.
bu sayede kendisi herkese gereksiz diyebiliyorken kimse ona gereksiz diyemiyor, dendiğinde de seslenmiş gibi olunuyor.

gerçek hayatta var ya hani bir isim olarak ''satılmış '' , anadolu' da yaygın.
okulda demiyorlar mı o çocuğa '' len satılmış kaça sattılar len seni, darılma be olm bize ne kızıyorsun o adı sana koyana kız.''
devamını gör...
kafanıza silah dayadıysa göz kırpın sayın yazarlar
ha aksi bir şey varsa da şaşkınlık yaratıcı bir durum
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"gereksiz (yazar)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim