yazar ve şairlerdeki gereksiz melankoli
başlık "kestane balının diyarı zonguldaktan selamlar" tarafından 28.01.2022 21:23 tarihinde açılmıştır.
1.
sanki dünyanın bütün yükünü bunlar çekiyormuş gibi gereksiz hüzünlerde gezinirler.
sonbahar gelir ayrı, ilkbahar gelir ayrı hüzünlenirler.
hitapları bile farklıdır.
adam (bkz: orhan pamuk) yoldaki poğaça satan esnafa selam verirken bile merhaba poğaçacı dedi ya la.
demek ki sanat böyle bir şey.
ben de mevsimlerde hüzünleniyorum ama benimki doğalgaz faturasının yüksek gelmesinden dolayı.
sonbahar gelir ayrı, ilkbahar gelir ayrı hüzünlenirler.
hitapları bile farklıdır.
adam (bkz: orhan pamuk) yoldaki poğaça satan esnafa selam verirken bile merhaba poğaçacı dedi ya la.
demek ki sanat böyle bir şey.
ben de mevsimlerde hüzünleniyorum ama benimki doğalgaz faturasının yüksek gelmesinden dolayı.
devamını gör...
2.
melankoli her zaman kendini okutur. yazarlar ve şairler bunu biliyor sanırım. bir de en iyi eserler, şarkılar, türküler acılardan çıkar. rahat adam ne hissetsin, ne yazsın.
(bkz: acılarımdan besleniyorum)
(bkz: acılarımdan besleniyorum)
devamını gör...
3.
ilham alınması en kolay ve ifade edilmesi en güçlü duygu. hüzün, acı, keder, öfke, nefret... bunlar hep dışarı vurulması gereken aksi halde kişiyi yavaş yavaş zehirleyen duygular. yazar ve şairler de kelimeleri ile atıyor bunları. ama yazım tarzı gereği bu duygulara yer vermeyen edebiyatçılar da mevcut.
devamını gör...
4.
bence bize gereksiz geliyor.
yani bahsedilen melankolik durumu yaşadıysak hoşumuza gidiyor. yaşamadıysak gitmiyor. anlayamıyoruz çünkü.
mesela bir yazar bisikletinin tekerinin patladığını üzülerek anlatır, melankoli şeklinde betimler. ne diyor bu ya deriz ama bisikletimizin tekeri patladıysa onu anlarız.
tam açıklayamadım gibi hissettim. kafa kalmadı.
yan tarafta direniş vardı oradan geliyorum. sanat sepet görünce uyum sağlayamadık. ben gidiyorum moderasyona sövcem.
yani bahsedilen melankolik durumu yaşadıysak hoşumuza gidiyor. yaşamadıysak gitmiyor. anlayamıyoruz çünkü.
mesela bir yazar bisikletinin tekerinin patladığını üzülerek anlatır, melankoli şeklinde betimler. ne diyor bu ya deriz ama bisikletimizin tekeri patladıysa onu anlarız.
tam açıklayamadım gibi hissettim. kafa kalmadı.
yan tarafta direniş vardı oradan geliyorum. sanat sepet görünce uyum sağlayamadık. ben gidiyorum moderasyona sövcem.
devamını gör...
5.
bazı insanlar derdi tasası olmasa bile sever melankolik yaşamayı. bu tip şairler de bu insanlara hitap ediyor sanıyorum.
devamını gör...
6.
"kabahat size şiir söyleyende" diye veryansın edebilirler.
devamını gör...
7.
(bkz: cem yılmaz)'ın sanki bizim yaptığımız şeyleri yapmıyolar cümlesi ile über güzel özetlediği duygu durumu. bakınız
edit: şunu eklemek zorundayım; ben şiiri zerre kadar sevmem. cem yılmaz, yukarıda eklediğim videoda diyor ya şiir hayranlığımın had safhada olduğu bir sanat falan. zerre hayranlıkta duymuyorum. hatta başlıktaki ifadeye sonuna kadar katılıyorum. gereksiz melankoli, gereksiz edebiyat parçalamak gibi bana göre (divan şiirini biraz daha ayrı tutuyorum, lafım özellikle ikinci yenicilere). ama cem yılmaz'ın yukarıdaki videosunda katıldığım iki nokta var. birincisi, sanki bizim yaptığımız şeyleri yapmıyolar.. ikincisi de cem yılmaz'ın da güzel şekilde değindiği, gerçekliğine inandıramama mevzusu. ellerinde erimek, ya da senle erimek lan bi siiiii :d ne kadar doğru bilmiyorum, şiir camiasına çok hakim değilim ama yüm bu güzel, süslü dizeleri yazan şairler bildiğin çapkın olum. (bkz: nazım hikmet). celile hanım, nüzhet, piraye, münevver, galina, vera. ohoohoho. hani marjinal bizdik? cemal süreya'ya bakıyom. üvercinka, tomris uyar, başka kadınlar. ki tomris uyar ile galiba edip cansever'in de bir ilişkisi var.
bunlar benim zerre umrumda değil. isterlerse tren yapsınlar ama şairler bana birazcık amsalak gelmişlerdir hep. modlar kusura bakmasın, amsalak tabirinin daha kibar bir versiyonunu bilmiyorum.
sadece bu modern şairler değil, bireysel konulara yönelmiş tüm şairler (divan, halk edebiyatı şairleri) vesairede de birazcık belli ediyor kendini o amsalaklık. tek farkı; divan ve halk şiirinde çok zengin bir mitolojik, tasavvufi vs bir arka plan var. onlar oradan kurtarıyor da, cumhuriyet dönemi şiirine ben zerre ısınamıyom, sanki bizim yaptığımız şeyleri yapmıyonuz aq diyom ve de gerçekliğine zerre inanamıyom. eyyorlamam bu kadar, tüm şiir severlere saygılar.
edit: şunu eklemek zorundayım; ben şiiri zerre kadar sevmem. cem yılmaz, yukarıda eklediğim videoda diyor ya şiir hayranlığımın had safhada olduğu bir sanat falan. zerre hayranlıkta duymuyorum. hatta başlıktaki ifadeye sonuna kadar katılıyorum. gereksiz melankoli, gereksiz edebiyat parçalamak gibi bana göre (divan şiirini biraz daha ayrı tutuyorum, lafım özellikle ikinci yenicilere). ama cem yılmaz'ın yukarıdaki videosunda katıldığım iki nokta var. birincisi, sanki bizim yaptığımız şeyleri yapmıyolar.. ikincisi de cem yılmaz'ın da güzel şekilde değindiği, gerçekliğine inandıramama mevzusu. ellerinde erimek, ya da senle erimek lan bi siiiii :d ne kadar doğru bilmiyorum, şiir camiasına çok hakim değilim ama yüm bu güzel, süslü dizeleri yazan şairler bildiğin çapkın olum. (bkz: nazım hikmet). celile hanım, nüzhet, piraye, münevver, galina, vera. ohoohoho. hani marjinal bizdik? cemal süreya'ya bakıyom. üvercinka, tomris uyar, başka kadınlar. ki tomris uyar ile galiba edip cansever'in de bir ilişkisi var.
bunlar benim zerre umrumda değil. isterlerse tren yapsınlar ama şairler bana birazcık amsalak gelmişlerdir hep. modlar kusura bakmasın, amsalak tabirinin daha kibar bir versiyonunu bilmiyorum.
sadece bu modern şairler değil, bireysel konulara yönelmiş tüm şairler (divan, halk edebiyatı şairleri) vesairede de birazcık belli ediyor kendini o amsalaklık. tek farkı; divan ve halk şiirinde çok zengin bir mitolojik, tasavvufi vs bir arka plan var. onlar oradan kurtarıyor da, cumhuriyet dönemi şiirine ben zerre ısınamıyom, sanki bizim yaptığımız şeyleri yapmıyonuz aq diyom ve de gerçekliğine zerre inanamıyom. eyyorlamam bu kadar, tüm şiir severlere saygılar.
devamını gör...
8.
okumazsiniz olur biter. aslında her yazarın bunu anlatma biçimi farklıdır. ne de olsa aynı isimle anılan duygular farklı ruhlarda ya da bedenlerde farklı şekillerde tezahür ediyor. bana göre orhan veli oldukça melankolik bir şairdir. ama dili.o kadar basit kullanır ki bunu itici bulmazsiniz. bir de üzerine o siirleri müşfik kenter okursa zaten ruhunuz parcalanir. ya da sait faik. bana göre inanılmaz ironik bir insandır. sabahattin ali dramı dibine vurmuştur. bakın bunlar hep bana göre. hepsini ayrı severim. ama hiçbiri gereksiz değil. sadece belki size göre değil.
60 yaşındaki bir insan annesini kaybettiğinde olaya metanetli bir şekilde yaklasabilirken 17 yaşındaki bir çocuk darma duman oluyor değil mi? ya da tam tersi.
özetle her duyguyu, her şeyi anlamlandırmak ve buna yönelik eleştiri getirmek zorunda değiliz. tercih etmeyebiliriz, hakkımız. komik bulabiliriz. ya da hüzünlü. ama işin özünde kimin ne yaşadığını nasıl yaşadığını bilemeyiz. çok komik bir şey var bunu anlatayım öyle gideyim.
benim bir kuzenim var. ikimiz aynı yastayiz. farklı hayatlarımız var. ben kendi hayatımı mental açıdan zor kabul ederdim. özellikle 21 yaşındayken filan. neyse o yastayken kuzenimle memlekette bir araya geldik. babamlar hadi mezarlığa gidelim dediler. beş dakika önce goygoy yaptığım kuzenimle mezarlığa gittik. aile mezarlığı. yan yana yatanlar; anneannem, dayim, yengem, dedem, hemen bir alt sırada kuzenimin kendisi 10 lu yaslardayken doğup bir kaç yıl içinde ölen kardeşi. dayım ve yengem kuzenimin annesi ve babası. dayım kuzenim ekmek almaya gitmek istemediği için ekmek almaya gittiğinde bayılıp başını kaldırım taşına çarptı diye vefat etti. yengem şeker hastası dayanamadı gitti. 4 kardeş her biri bir yere dağıldı. işte kuzenimde 21 yaşında mezarlarina su dokup dua ediyor.
evet o an dedim ki derdimi sikeyim, sonra kuzene baktım yine de benden daha sağlıklı görünüyor. dedim ki yine, herkesin olaylarla başa çıkma kapasitesi çok farklı. bazen tutar yazar şair olursunuz, bazen de sıradan bir insan. çok bu konulara kafa yormayın açıkçası. hayat sıradan.
60 yaşındaki bir insan annesini kaybettiğinde olaya metanetli bir şekilde yaklasabilirken 17 yaşındaki bir çocuk darma duman oluyor değil mi? ya da tam tersi.
özetle her duyguyu, her şeyi anlamlandırmak ve buna yönelik eleştiri getirmek zorunda değiliz. tercih etmeyebiliriz, hakkımız. komik bulabiliriz. ya da hüzünlü. ama işin özünde kimin ne yaşadığını nasıl yaşadığını bilemeyiz. çok komik bir şey var bunu anlatayım öyle gideyim.
benim bir kuzenim var. ikimiz aynı yastayiz. farklı hayatlarımız var. ben kendi hayatımı mental açıdan zor kabul ederdim. özellikle 21 yaşındayken filan. neyse o yastayken kuzenimle memlekette bir araya geldik. babamlar hadi mezarlığa gidelim dediler. beş dakika önce goygoy yaptığım kuzenimle mezarlığa gittik. aile mezarlığı. yan yana yatanlar; anneannem, dayim, yengem, dedem, hemen bir alt sırada kuzenimin kendisi 10 lu yaslardayken doğup bir kaç yıl içinde ölen kardeşi. dayım ve yengem kuzenimin annesi ve babası. dayım kuzenim ekmek almaya gitmek istemediği için ekmek almaya gittiğinde bayılıp başını kaldırım taşına çarptı diye vefat etti. yengem şeker hastası dayanamadı gitti. 4 kardeş her biri bir yere dağıldı. işte kuzenimde 21 yaşında mezarlarina su dokup dua ediyor.
evet o an dedim ki derdimi sikeyim, sonra kuzene baktım yine de benden daha sağlıklı görünüyor. dedim ki yine, herkesin olaylarla başa çıkma kapasitesi çok farklı. bazen tutar yazar şair olursunuz, bazen de sıradan bir insan. çok bu konulara kafa yormayın açıkçası. hayat sıradan.
devamını gör...
9.
yazar ve şairler yazar veya şair olmak için yani yazmak için melankolik olmazlar. zaten çoğunluğu melankolik olduğu için yazar ya da şairdir. o, kendindekini yazar, okuyan ya da işiten de kendindekini duyar.
devamını gör...
10.
devamını gör...
11.
yazar ve şair olabilmeleri de katkı sağlayan gerekli melankolidir. onları yazar ve şair yapan da budur.
devamını gör...
12.
şairlik mutsuz adam işidir dostlar. gül rengini bülbülün kanından almış, pervane şemin uğruna yana yana can vermiş, napalım gülelim mi şimdi.
devamını gör...
13.
sonuçta onları ilgilendiren bir durum, biz karışmasak mı acep..!
devamını gör...
14.
gereksiz olsaydı bu kadar şahane eserler çıkmazdı. demek ki gerçekleri anlayabilmenin haklı melankolisi varmış üzerlerinde.
devamını gör...
"yazar ve şairlerdeki gereksiz melankoli" ile benzer başlıklar
melankoli
23