#ödüllü filmler
türkçe adı: kapan
2017 yılı korku-gerilim türündeki film, 1 oscar ödülünün yanında farklı organizasyonlarda 151 ödül kazanmıştır. chris, sevgilisinin ailesiyle tanışmak için onların şehir dışındaki evlerine gider. bir süre sonra, sevgilisinin ailesinin tuhaf davranışları olduğunu fark eder.
2017 yılı korku-gerilim türündeki film, 1 oscar ödülünün yanında farklı organizasyonlarda 151 ödül kazanmıştır. chris, sevgilisinin ailesiyle tanışmak için onların şehir dışındaki evlerine gider. bir süre sonra, sevgilisinin ailesinin tuhaf davranışları olduğunu fark eder.
*akademi ödülleri, abd 2018
oscar en iyi özgün senaryo
*bilim kurgu, fantezi ve korku filmleri akademisi, abd 2018
satürn ödülü en iyi korku filmi
*afı ödülleri, abd 2018
afı ödülü yılın filmi
*afrikalı-amerikalı film eleştirmenleri derneği (aafca) 2017
aafca ödülü en iyi fotoğraf
en iyi yönetmen
jordan peele
en iyi erkek oyuncu
daniel kaluuya
en iyi senaryo
*atlanta film eleştirmenleri birliği 2017
afcc ödülü en iyi film
en iyi senaryo
afcc özel ödülü çıkış yapan oyuncu
*austin film eleştirmenleri derneği 2018
en iyi film
en iyi özgün senaryo
jordan peele
en iyi ilk film
oscar en iyi özgün senaryo
*bilim kurgu, fantezi ve korku filmleri akademisi, abd 2018
satürn ödülü en iyi korku filmi
*afı ödülleri, abd 2018
afı ödülü yılın filmi
*afrikalı-amerikalı film eleştirmenleri derneği (aafca) 2017
aafca ödülü en iyi fotoğraf
en iyi yönetmen
jordan peele
en iyi erkek oyuncu
daniel kaluuya
en iyi senaryo
*atlanta film eleştirmenleri birliği 2017
afcc ödülü en iyi film
en iyi senaryo
afcc özel ödülü çıkış yapan oyuncu
*austin film eleştirmenleri derneği 2018
en iyi film
en iyi özgün senaryo
jordan peele
en iyi ilk film
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ickiliydibilmemne" tarafından 23.11.2020 21:25 tarihinde açılmıştır.
1.
oscar kazanan abd yapımı korku-gerilim filmidir. konu ırkçılık. sinemada daha önce işlendi mi? evet. başarılı örnekleri var mı? evet. peki bu film neden oscar kazandı? çünkü konuyu mükemmel işliyor. izlemenizi tavsiye ederim.
devamını gör...
2.
dün izlediğim ve hala etkisinden çıkamadığım korku/ gerilim filmi.
kara mizah içermesine rağmen sizi gerim gerim gerecektir. insan beynini tekrar eden her şey hipnoz eder düşüncesi kafamda çıkmıyor.
ırkçılık aslında içimize işlemiş. umarım devamı gelir dediğim film.
kara mizah içermesine rağmen sizi gerim gerim gerecektir. insan beynini tekrar eden her şey hipnoz eder düşüncesi kafamda çıkmıyor.
ırkçılık aslında içimize işlemiş. umarım devamı gelir dediğim film.
devamını gör...
3.
sunken place* sahnesinde trainspotting'in just a perfect day sahnesine yapılan ufak gönderme ile kalbimi çalmış 2017 yapımı jordan peele filmi. bu filme ırkçılık hakkında bir eleştiri gözüyle bakmak tarantino'nun inglourious basterds filmine faşizm karşıtı bir film demek ile aynı şey bana kalırsa. quentin tarantino inglourious basterds filminde açık açık hitler'i öldürdüm artık daha fazla ikinci dünya savaşı ve yahudi mağduriyeti temalı film çekmeyin dese bile insanlar bu filmi de tarantino'nun eleştirdiği filmler ile aynı kategoride değerlendirme hatasına düşmüştü, get out filminde de benzer bir hataya düşülüyor. evet filmde çok fazla ırkçılık karşıtı düşünce var ve kendini hissettiriyor bu durum ama aynı zamanda sadece bir ırkı küçümseyen tarafa değil aşırı yücelten tarafa -açıkça liberallere de- güzel sallıyor peele. filmin atmosferi, orta düzey oyunculuklar ve kısmen yenilikçi bir senaryo ile kara mizah ile harmanlanmış vasat üstü bir gerilim filmi. tek sorun izleyiciyi salak yerine koyuyor olması. iq seviyesi ortalamanın biraz üstünde olan biri rahatlıkla filmin yarısına gelmeden olay örgüsünü zaten az biraz çözebiliyorken film daha gelişme bölümüne geçmeden bütün detayları gözümüze sokmaya çalışıyor. ortalama bir filmde bu bariz detaylar güzel dursa bile bu tarz gerilim filmlerinde izleyicinin senaryoyu öngörmesi biraz tat kaçırıyor. the 100 dizisinin 6.sezonunu oluşturan - farklı biçimde işleniyor- birinin bedenini ele geçirme durumu da kendi türüne göre yenilikçi bir yaklaşım olmuş denilebilir. film rahat ilk 20 içine girse bile listemde, oldukça etkileyici olacakken son anda vasatın biraz üstü kalmış gibi. yine de izlenmeden ölünmemesi gereken filmler listesine oldukça rahat girer. ayrıca filmi överken soundtrack için ek olarak başlık açmak gerek o kadar iyiydi.
trainspotting- just a perfect day
get out- sunken place
dean armitage: fire. ıt's a reflection of our own mortality. we're born, we breathe, and we die. even the sun will die someday. but, we are divine. we are the gods trapped in cocoons.”
soundtrack list: open.spotify.com/album/0L7V...
trainspotting- just a perfect day
get out- sunken place
dean armitage: fire. ıt's a reflection of our own mortality. we're born, we breathe, and we die. even the sun will die someday. but, we are divine. we are the gods trapped in cocoons.”
soundtrack list: open.spotify.com/album/0L7V...
devamını gör...
4.
bu filmi çok duymuştum ama dün izleyebildim.filmin başından sonuna kadar geçen 'dikkat bu filmde siyahi karaktere ırkçılık yapilacak' gerilimi resmen senaryoyu esir almış.senaryo 'siyahsin ama bu normal,siyahsin ama iyisin' gibi seyirciyi bu noktadan uzaklaştırmayan repliklerle dolu. filmin nasıl oscar aldığını pek anlayamadım.acikcasi oscar filme fazlaymış.
film eleştirmenlerinden yüksek not almış,onu da sanırım teknik açıdan almış ama öyle etkileyici görsellik,müzik ,oyunculuk da yok filmde.cozemedim.
oscar bazen o alanda rakipler çok kötü olduğu için de kazanılabilen bir ödül olduğu için öyle şanslı ana denk gelmiş sanırım diye anlamlandırabildim filmin başarısını ancak.
yine de eleştirmenlerden aldığı yüksek puanını hala anlayamiyorum.
filmde klişe olmayan,öngörülemeyen tek sahne yok.seyirciyi on ıq kabul edip öyle yazmışlar senaryoyu.bu gizem birakmamislar demek değil.her şeyi karakterlere söyletmisler. filmde apacik görünen şeyi bile karakter söylüyor.kabul edilebilir duzeyde değildi.
sevmedim.
ama ne izlesem de hiç yorulmasam diye düşünüyorsanız izlenilebilir film kategorisinde.
son olarak korku değil gerilim filmi.
film eleştirmenlerinden yüksek not almış,onu da sanırım teknik açıdan almış ama öyle etkileyici görsellik,müzik ,oyunculuk da yok filmde.cozemedim.
oscar bazen o alanda rakipler çok kötü olduğu için de kazanılabilen bir ödül olduğu için öyle şanslı ana denk gelmiş sanırım diye anlamlandırabildim filmin başarısını ancak.
yine de eleştirmenlerden aldığı yüksek puanını hala anlayamiyorum.
filmde klişe olmayan,öngörülemeyen tek sahne yok.seyirciyi on ıq kabul edip öyle yazmışlar senaryoyu.bu gizem birakmamislar demek değil.her şeyi karakterlere söyletmisler. filmde apacik görünen şeyi bile karakter söylüyor.kabul edilebilir duzeyde değildi.
sevmedim.
ama ne izlesem de hiç yorulmasam diye düşünüyorsanız izlenilebilir film kategorisinde.
son olarak korku değil gerilim filmi.
devamını gör...
5.
amerikalı komedyen jordan peele’nin ilk yönetmenlik denemesi olan korku/gerilim türündeki filmdir. yönetmenimizin komedyen diyerek sunulmasından sonra gerilim türünde eser vermesi beklentiyi bir nebze aşağı çekiyor olsa da aslında tam tersinde bir etkiye sahip. birbirine zıt bu iki eylem her ne kadar klişeleri ile işlense de izleyiciyi rahatsız etmiyor ve filmden; korkuya, kahkahaya ve korkusuzca yapılan eleştirilere doymuş olarak ayrılıyoruz.
film, peele'nin komedyen kişiliği ile birleşince ortaya saf gerilimden çok daha fazlası olan muazzam bir yapıt çıkıyor. yer yer kahkahalar attıran bu film asıl değinmek istediği nokta olan ırkçılığı ilmek ilmek ve ustaca işliyor. yüzümüze çarpamadan yapılan her hiciv de filmin doyurganlığını bir nebze daha arttırıyor.
oyuncuların yeterli performanslarının yanı sıra filmin başrolü olan ve başrolde görmeye çok alışık olmadığımız daniel kaluuya da ayrıca parantez açmak gerekiyor. kahramanımızın hipnoz sahnesinde yaptığı etkileyici mimiklerini filmi izlememiş olsanız dahi izlerken "aa ben bunu biliyorum." şeklinde tepkiler verebilirsiniz. bence her yönüyle kariyer performansını burada sergileyen oyuncu akademi adaylığından ödülle dönmeyi hak ediyordu. hoş bu sene aldığı en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünden sonra yaptığı konuşmayı düşünürsek iyi ki diyebiliriz ama dünle bu günü pek karıştırmamak gerek.
film, peele'nin komedyen kişiliği ile birleşince ortaya saf gerilimden çok daha fazlası olan muazzam bir yapıt çıkıyor. yer yer kahkahalar attıran bu film asıl değinmek istediği nokta olan ırkçılığı ilmek ilmek ve ustaca işliyor. yüzümüze çarpamadan yapılan her hiciv de filmin doyurganlığını bir nebze daha arttırıyor.
oyuncuların yeterli performanslarının yanı sıra filmin başrolü olan ve başrolde görmeye çok alışık olmadığımız daniel kaluuya da ayrıca parantez açmak gerekiyor. kahramanımızın hipnoz sahnesinde yaptığı etkileyici mimiklerini filmi izlememiş olsanız dahi izlerken "aa ben bunu biliyorum." şeklinde tepkiler verebilirsiniz. bence her yönüyle kariyer performansını burada sergileyen oyuncu akademi adaylığından ödülle dönmeyi hak ediyordu. hoş bu sene aldığı en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünden sonra yaptığı konuşmayı düşünürsek iyi ki diyebiliriz ama dünle bu günü pek karıştırmamak gerek.
devamını gör...
6.
enfes bir filmdi, baştan sona kadar bir dakika sıkmadı. rod karakteri de filmlerde gördüğüm en sempatik karakterlerde başa oynar; chris ile olan telefon konuşmaları komikti baya.
devamını gör...
7.
jordan peele nin sosyopolitik zenci temalı korku filmi. fena degil son donemde cıkan guzel korku filmlerinden. slaughter sahneleri de hoştu güzeldi ve dusununce guzel bi ukte bırakmış bende. ama o kadar da enfes diyemem.
devamını gör...
8.
ırkçılığa dikkat çekmeyi amaçlayan bir gerilim filmi. yazar arkadaşlarım konusundan bahsetmiş o yüzden ben sadece kendi yorumlarımdan bahsedeceğim.
öncelikle şunu söylemeliyim ki, izlediğim zamanlarda film beni inanılmaz etkilememişti. bunun oyunculuklardan kaynaklandığını düşünüyorum. konu ve işlenişi farklıydı bu yönden etkileyiciydi ama oyunculuk yoktu, karakterler çok donuktu. bir de beni inanılmaz rahatsız eden çok karanlık bir temaya sahip olması ve sahnelerde sürekli gerilim fonu olması. olur olmaz her yere gerilim fon müziği koymuşlar ve "ha çıktı ha çıkacak, hadiii bi'şeyler oluyoor" diyerek izlemiştim filmi. sürekli bir gerilim beklentisi verip yeteri kadar o beklentiyi karşılayamadılar diye düşünüyorum. korku-gerilim tarzı seven biri değilim, eleştirdiğim şey gerilim vermemelerinden ziyade her yerde gerilim müziğinin gereksiz kullanılmış olması. beni inanılmaz içine çeken bir film olmadı, dediğim gibi belki de korku-gerilim sevmediğimdendir. -bu arada film korku türünde asla değildi sadece gerilimdi.-
oscar almış bir filmi izlemiş ve beğenmemiş olduğum için kendimi sorguluyorum. ama vasat bir yapım da diyemem, bana göre boş zamanlarda izlemek için ideal.*
öncelikle şunu söylemeliyim ki, izlediğim zamanlarda film beni inanılmaz etkilememişti. bunun oyunculuklardan kaynaklandığını düşünüyorum. konu ve işlenişi farklıydı bu yönden etkileyiciydi ama oyunculuk yoktu, karakterler çok donuktu. bir de beni inanılmaz rahatsız eden çok karanlık bir temaya sahip olması ve sahnelerde sürekli gerilim fonu olması. olur olmaz her yere gerilim fon müziği koymuşlar ve "ha çıktı ha çıkacak, hadiii bi'şeyler oluyoor" diyerek izlemiştim filmi. sürekli bir gerilim beklentisi verip yeteri kadar o beklentiyi karşılayamadılar diye düşünüyorum. korku-gerilim tarzı seven biri değilim, eleştirdiğim şey gerilim vermemelerinden ziyade her yerde gerilim müziğinin gereksiz kullanılmış olması. beni inanılmaz içine çeken bir film olmadı, dediğim gibi belki de korku-gerilim sevmediğimdendir. -bu arada film korku türünde asla değildi sadece gerilimdi.-
oscar almış bir filmi izlemiş ve beğenmemiş olduğum için kendimi sorguluyorum. ama vasat bir yapım da diyemem, bana göre boş zamanlarda izlemek için ideal.*
devamını gör...
9.
an itibari ile filmi izledim, her şey yazılıp çizilmiş...
bize filmle ilgili anlatacak bir şey kalmamış gibi görünüyor.
izleyiniz tavsiye ederim.
benzer senaryolu film arayanlara, benzer gerilimi yaşamak isteyenlere, 2008 yapımı deo ge-im i önerebilirim.(bkz: the devil's game)
o halde film repliği ile bitirelim;
dean: 1936’da berlin olimpiyatları’nda seçme
turunda jesse owens’a yenişmiş. bunlar da…
chris: owens, hitler’in önünde kazanmış.
dean: evet, ne andı ama. yani hitler kusursuz aryan
ırkı saçmalığıyla orada. zenci bir adam geliyor ve tüm
dünyanının önünde yanıldığını kanıtlıyor.
chris: inanılmaz. ama baban için zor bir durummuş.
dean: evet. çok zor atlatmıştı.
bize filmle ilgili anlatacak bir şey kalmamış gibi görünüyor.
izleyiniz tavsiye ederim.
benzer senaryolu film arayanlara, benzer gerilimi yaşamak isteyenlere, 2008 yapımı deo ge-im i önerebilirim.(bkz: the devil's game)
o halde film repliği ile bitirelim;
dean: 1936’da berlin olimpiyatları’nda seçme
turunda jesse owens’a yenişmiş. bunlar da…
chris: owens, hitler’in önünde kazanmış.
dean: evet, ne andı ama. yani hitler kusursuz aryan
ırkı saçmalığıyla orada. zenci bir adam geliyor ve tüm
dünyanının önünde yanıldığını kanıtlıyor.
chris: inanılmaz. ama baban için zor bir durummuş.
dean: evet. çok zor atlatmıştı.
devamını gör...
10.
konuyu hemen çözdürmesine rağmen kendisini izletmeyi başaran bir film. 2 saatim var ve oturup gerilim tarzı bir şeyler izlemek istiyorum diyenleri pek de hüsrana uğratmaz. anne-geyik arasında kurulan bağın kendisine dönüşümü metamorfoz tadı vermedi değil.
devamını gör...
11.
'chris' karakterini eddie murphy'nin oynaması düşünülmüş fakat yaşı sebebiyle oyuncu değişikliğine gidilmiş, iyi ki de gidilmiş. jordan peele'in sonraki filmi (bkz: us) ve gerard bush- christopher renz ikilisinin elinden çıkma 2020 tarihli (bkz: antebellum) ile birlikte "üçleme" olarak değerlendirilebilir. gizem-gerilim türü üzerinden okuyacak olursak izleyiciyi oldukça gerçek bir sorunsalla, faşizm ve neofaşizmle "korkutmayı" amaçlayan nadir son dönem filmleridir. faşizm anlatıları içerisinde gizem-gerilim "sosu" arayanlar için tek sezonluk dizi (bkz: them)'i de önererek uzuyorum.
devamını gör...
12.
başrol oyuncusunu black mirror adlı dizinin bir bölümünde de izlemiştim. filmde de performansı başarılıydı.
filme gelirsem, uzun zaman ve hala etkisinden kurtulabilmiş değilim. rüyalarımızdaki kaçmaya çalışıp da bir türlü başaramamak gibi bir duygu yaşattı bana. filmde ise chris’in çaresizliği ve kapana kısılmış hali, beyin yıkama işlemi, zihninin arka köşelerine hapsedilme duygusu, bedeninde başka baskın bir kişinin dolaşması fikri gerçekten ürkütücüydü. sanırım öcü böcülerden çok bu tarz, imkan dahilinde olan kabuslardan korkuyorum ben filmlerde. teknolojinin geldiği bu noktada, özellikle beyin yıkama işleminin neredeyse 80-100 yıldır yapılıyor oluşu , bu filmdeki işlemin de imkan dahilinde olduğunu gösteriyor.
chris en minnoş duygularıyla , sevdiği kadının ailesiyle tanışmaya gelmesi ve kız arkadaşının chris’in en yakın arkadaşıyla konuşurkenki yüzünde oluşan hissiz ifade beni ürkütmeye yetti. bir de evin hizmetçisinin aslında kim olduğunu öğrendiğimde.
kısacası sürprizlerle dolu bir film. chris’in hapsedildiği o ‘karanlık’tan çıkmaya çalışması beraberinde hareketli sahneleri getiriyor. zaten filmde chris’in korkusunu hissederken, diğerlerinin soğukkanlı halleri yeterli gerilim faktörü.
değişik bir film arıyorsanız izleyin. ayırdığınız zamana değecektir.
filme gelirsem, uzun zaman ve hala etkisinden kurtulabilmiş değilim. rüyalarımızdaki kaçmaya çalışıp da bir türlü başaramamak gibi bir duygu yaşattı bana. filmde ise chris’in çaresizliği ve kapana kısılmış hali, beyin yıkama işlemi, zihninin arka köşelerine hapsedilme duygusu, bedeninde başka baskın bir kişinin dolaşması fikri gerçekten ürkütücüydü. sanırım öcü böcülerden çok bu tarz, imkan dahilinde olan kabuslardan korkuyorum ben filmlerde. teknolojinin geldiği bu noktada, özellikle beyin yıkama işleminin neredeyse 80-100 yıldır yapılıyor oluşu , bu filmdeki işlemin de imkan dahilinde olduğunu gösteriyor.
chris en minnoş duygularıyla , sevdiği kadının ailesiyle tanışmaya gelmesi ve kız arkadaşının chris’in en yakın arkadaşıyla konuşurkenki yüzünde oluşan hissiz ifade beni ürkütmeye yetti. bir de evin hizmetçisinin aslında kim olduğunu öğrendiğimde.
kısacası sürprizlerle dolu bir film. chris’in hapsedildiği o ‘karanlık’tan çıkmaya çalışması beraberinde hareketli sahneleri getiriyor. zaten filmde chris’in korkusunu hissederken, diğerlerinin soğukkanlı halleri yeterli gerilim faktörü.
değişik bir film arıyorsanız izleyin. ayırdığınız zamana değecektir.
devamını gör...
13.
yönetmenin ilk filmi olan bu film özgün dalda en iyi senaryo oskarını almış şaşırdım. nasıl ya .
film özgün mü değil mi izleyince karar verin ama.
yer yer farklı. gerilim türünde bir film.
sadece bir kez izlemelik filmlerden.
ne yazsam sonu ortaya çıkacak o yüzden yazamadım da.
konusu şöyle bir kadın siyahi sevgilisini ailesi ile tanıştırmaya evine götürüyor.
türkçe'ye kapan olarak çevrilmiş bu film.
izlenir .
film özgün mü değil mi izleyince karar verin ama.
yer yer farklı. gerilim türünde bir film.
sadece bir kez izlemelik filmlerden.
ne yazsam sonu ortaya çıkacak o yüzden yazamadım da.
konusu şöyle bir kadın siyahi sevgilisini ailesi ile tanıştırmaya evine götürüyor.
türkçe'ye kapan olarak çevrilmiş bu film.
izlenir .
devamını gör...
14.
bir jordan peele filmidir.
filmin senaryosunu da yönetmen jordan peele yazmıştır. filmin başrollerinde daniel kaluuya, allison williams, catherine keener, bradley whitford, caleb landry jones, marcus henderson, betty gabriel ve lakeith stanfield oynamıştır. film adaylıkların yanı sıra en iyi senaryo oscar'ını da kazanmıştır ve bence hak etmiştir de. film altın kürede de en iyi erkek oyuncu ve en iyi film dalında adaylık elde etmiştir.
film bize tuhaf ve korkunç bir hikaye anlatıyor ama bu hikaye vasat filmlerde olduğu gibi korku gerilim klişelerini kullanmak yerine daha zekice bir kurgu ile tam olarak şaşırtıcı diyemesem de güzel bir finale götürüyor bizi.
kız arkadaşının ailesi ile tanışmak üzere onların yaşadığı yeri ziyaret eden chris bu zengin ve eğitimli ailenin yaşadığı eve geldiği anda bazı tuhaflıklar sezmeye başlar. kız arkadaşı beyaz kendisi afro-amerikalı olduğu için zaten fazlasıyla gergin olan chris bu konuda daha da gerilir bazı küçük detaylara dikkat ettikçe. ona karşı herkes dost canlısıdır ama yine de doğru olmayan bir şeyler vardır. ve film ilerledikçe bu düğüm yavaş yavaş çözülür.
son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri idi.
filmin senaryosunu da yönetmen jordan peele yazmıştır. filmin başrollerinde daniel kaluuya, allison williams, catherine keener, bradley whitford, caleb landry jones, marcus henderson, betty gabriel ve lakeith stanfield oynamıştır. film adaylıkların yanı sıra en iyi senaryo oscar'ını da kazanmıştır ve bence hak etmiştir de. film altın kürede de en iyi erkek oyuncu ve en iyi film dalında adaylık elde etmiştir.
film bize tuhaf ve korkunç bir hikaye anlatıyor ama bu hikaye vasat filmlerde olduğu gibi korku gerilim klişelerini kullanmak yerine daha zekice bir kurgu ile tam olarak şaşırtıcı diyemesem de güzel bir finale götürüyor bizi.
kız arkadaşının ailesi ile tanışmak üzere onların yaşadığı yeri ziyaret eden chris bu zengin ve eğitimli ailenin yaşadığı eve geldiği anda bazı tuhaflıklar sezmeye başlar. kız arkadaşı beyaz kendisi afro-amerikalı olduğu için zaten fazlasıyla gergin olan chris bu konuda daha da gerilir bazı küçük detaylara dikkat ettikçe. ona karşı herkes dost canlısıdır ama yine de doğru olmayan bir şeyler vardır. ve film ilerledikçe bu düğüm yavaş yavaş çözülür.
son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri idi.
devamını gör...
15.
kapan adıyla yayımlanan jordan peele tarafından yazılıp yönetilmiş 2017 yapımlı 1 saat 44 dakikalık amerikan filmi.
başrolde ise m3gan filminde de başrol oynayan allison williams yanı sıra
daniel kaluuya
bradley whitford
caleb landry jones
stephen root
lakeith stanfield
catherine keener gibi oyuncular yer alıyor.
ayrıca biraz bakındım ki ırkçılığı ele aldığı söylenebilen filmin yönetmeni de siyahi.
yönetmen beyazların siyahilere bakışını filmine yansıtmak istemiş; aradaki farklılıkların yol açtığı zorbalıklar galiba filmin ana temasını oluşturuyor.
filmimizin konusuna gelecek olursak; siyahi olan chris üzerinden siyahilerin uğradığı ırkçılık ve zorbalıkları anlattığı söylenebilir.
örneğin bir kazada beyaz polisin sadece siyahi olana kimlik sorması ve sadece onu yargılamaya programlı olması; siyah ise kesin suçlu odur ön yargısı.
5 aydır birlikte olan rose ve chris'in genç kadının ailesiyle tanışmaya gitmelerini ve yaşadıklarını konu ediniyor.
beyaz olan ailenin evde siyahi hizmetçi çalıştırması bile belki amerika'nın siyahilere nasıl baktığını gösterir nitelikte.
çünkü beyaz olana hizmet ettirmek istemiyorlar.
bütün siyahları kendilerine hizmet etmesi gereken ırgat olarak görüyorlar.
onlara göre beyaz değilsen insan değilsin.
kızlarının diğer erkek arkadaşlarına mesafeli ve kırıcı değilken chris sırf siyahi olduğu için onların gözünde kalıcı bir sevgili bile değildir.
kızlarının gönül eğlendirdiği bir geçici heves konumunda olduğu söylenebilir.
chris'in sırf siyahi olduğu için tanışmaya gitmeden önce öz güveninin sıfır olması, siyahi olduğu için bunun infial yaratacağını düşünmesi bile beyazlar ve siyahlar arasındaki uçurumu hissettirir gibiydi.
filmde oyuncuların baskın olarak beyaz olup chris'in siyahi olduğu için beyazlara kendini affettirmek ister gibi olması kırıcıydı.
filmi izlerken tam aksini düşündüm ve eğer herkes siyah biri beyaz olsaydı yine aynı zorbalığa maruz kalır mıydı diye, ancak galiba kalmazdı.
film hakkında kendi fikrimi belirtmem gerekirse; siyahilere uygulanan bu mobbing ve zorbalığı sevmedim, kimse kendi tenini kendi seçemez.
beyazların kendilerini üstün olarak kabul etmesi saçmaydı.
oyunculuklar bence fena değildi.
filmin sonuna doğru chris'e tuzak kurduklarını görünce şok oldum.
filmi sinematografik açıdan da beğendiğimi söyleyebilirim.
müziği de iyiydi.
puanım 7
10 değil çünkü filmde bazı noktaları sevmedim.
baştaki kaza sahnesinde geyik gerçekten öldü mü? çok gerçekçiydi umarım gerçekten ölmemiştir.
chris'in manipüle edildiğini düşünmek de mümkün.
sırf siyahi olduğu için kendisine hep bir şeylerinn yanlış olduğu hissettiriliyor.
başrolde ise m3gan filminde de başrol oynayan allison williams yanı sıra
daniel kaluuya
bradley whitford
caleb landry jones
stephen root
lakeith stanfield
catherine keener gibi oyuncular yer alıyor.
ayrıca biraz bakındım ki ırkçılığı ele aldığı söylenebilen filmin yönetmeni de siyahi.
yönetmen beyazların siyahilere bakışını filmine yansıtmak istemiş; aradaki farklılıkların yol açtığı zorbalıklar galiba filmin ana temasını oluşturuyor.
filmimizin konusuna gelecek olursak; siyahi olan chris üzerinden siyahilerin uğradığı ırkçılık ve zorbalıkları anlattığı söylenebilir.
örneğin bir kazada beyaz polisin sadece siyahi olana kimlik sorması ve sadece onu yargılamaya programlı olması; siyah ise kesin suçlu odur ön yargısı.
5 aydır birlikte olan rose ve chris'in genç kadının ailesiyle tanışmaya gitmelerini ve yaşadıklarını konu ediniyor.
beyaz olan ailenin evde siyahi hizmetçi çalıştırması bile belki amerika'nın siyahilere nasıl baktığını gösterir nitelikte.
çünkü beyaz olana hizmet ettirmek istemiyorlar.
bütün siyahları kendilerine hizmet etmesi gereken ırgat olarak görüyorlar.
onlara göre beyaz değilsen insan değilsin.
kızlarının diğer erkek arkadaşlarına mesafeli ve kırıcı değilken chris sırf siyahi olduğu için onların gözünde kalıcı bir sevgili bile değildir.
kızlarının gönül eğlendirdiği bir geçici heves konumunda olduğu söylenebilir.
chris'in sırf siyahi olduğu için tanışmaya gitmeden önce öz güveninin sıfır olması, siyahi olduğu için bunun infial yaratacağını düşünmesi bile beyazlar ve siyahlar arasındaki uçurumu hissettirir gibiydi.
filmde oyuncuların baskın olarak beyaz olup chris'in siyahi olduğu için beyazlara kendini affettirmek ister gibi olması kırıcıydı.
filmi izlerken tam aksini düşündüm ve eğer herkes siyah biri beyaz olsaydı yine aynı zorbalığa maruz kalır mıydı diye, ancak galiba kalmazdı.
film hakkında kendi fikrimi belirtmem gerekirse; siyahilere uygulanan bu mobbing ve zorbalığı sevmedim, kimse kendi tenini kendi seçemez.
beyazların kendilerini üstün olarak kabul etmesi saçmaydı.
oyunculuklar bence fena değildi.
filmin sonuna doğru chris'e tuzak kurduklarını görünce şok oldum.
filmi sinematografik açıdan da beğendiğimi söyleyebilirim.
müziği de iyiydi.
puanım 7
10 değil çünkü filmde bazı noktaları sevmedim.
baştaki kaza sahnesinde geyik gerçekten öldü mü? çok gerçekçiydi umarım gerçekten ölmemiştir.
chris'in manipüle edildiğini düşünmek de mümkün.
sırf siyahi olduğu için kendisine hep bir şeylerinn yanlış olduğu hissettiriliyor.
devamını gör...