1.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/03/23/jyiqtzdohl3m5rsq-t.jpg)
giacomo taldegardo francesco di sales saverio pietro leopardi ( 29 haziran 1798 - 14 haziran 1837) italyan filozof, şair, denemeci ve filologdu.
daha içkin bedbin için tanım girilmemiş. vah vah!
leopardi en zorunu söylüyor. onun için o en çok kullandığım söz öbeği gibi, o kaçınılmaz olarak: bedbindir! bu dediklerimi de bu yaftalamayı da onaylamazdı. galiba orta paragraflardaki menfiliği de aşan benim. hatta o da değil. bu satırlarından sonra, ''inanan ve bu kadar saçmalığa inanmaya devam edecek olan insan ırkı, hiçbir şey bilmediğini, hiçbir şey olmadığını ve umut edecek bir şeyi olmadığını asla kabul etmez.'' hiçbir şey arz etmiyor/etmiyorum! yazısını üstüme dahi alınamam. onun için okunamazım! mizojinist ve mizantropist yakarış da değil onunkisi...
(misomaniac olan sensin beynim kendinsin! leopardi değil. o insanlığa ağıt yakan içkin bir şairdir!) aşağıdaki metin/tümceler adeta türk erk bozuntusuna karşın söylenmiş gibidir. alıntının kırıtiği; sözde ikili ilişkileri ezeli yılgınlıkla gülünç bulmaktan geçer. leopardi gibi bizarlıktan sıyrılan alaycı bir sırıtıştan yoksunum. sıtkı sıyrılmış bu pigme adamın düşün mirası, nekropolis gezegene hiçbir şey bırakmıyor. yazıda senle konuşuyorum, artık hiç doğmamış gibi ölüp gitmiş kambur adam! seni de sevemem. bitti.
türk kızının ve erkeğinin içi pisliktir. diğer homolog beyinsizlikten ileri gidemeyen türleri andırıyor! nefretin kuşatılmışlığını veya dinginliğin durağanlığı da, asla hak edemez. tıpkı dünya ve yitip gitmesi gereken evren gibi! (dehumanization'da insancıl hiçbir şeye yer yoktur. zerafet, nezaket, kibarlık, sükut verici hiçbir şey gerçekte zerre umurları olamaz. hormonal asalaklıkla bu yazıyı okuyacak; bu manzumenin ne anlama geldiğini anlamaya gayret göstermeye çalışan, bön beyinliliği ile doğmaması gereken beden-leşleşmişlerin uydurukça bu ana kadar taşıdığı her ne varsa, atomize de olmasın, tam tersi annihilate uğraması yeğdir.)
leopardi, ilk çekirdek-hücreye o kargışlanması gereken ilksel organizmayla asla ödeşmez. tüm sorun dünya içindeki kokuşmuş evrimin yücelikle ve en doğalı diye öne sürülen ne varsa onunla mütabık/hemfikir değildir. hepsi birbirinin aynıdır. tümden reddet, doğayı ve aileni reddet, tüm ilişkileri reddet! reddiyeyi bile hak etmeyenlerle konuşulmamalı. anne figürü veya baba figürüne maruz kalmak bile, entropinin kusurluluğuna benzer. (tezahürü olmayan bir iğrenme. soluk alıp verirken bile organlar harabiyete uğradı. lağvolduk ve perde kapandı!)
o onulmaz mülevves doğanın kabul edilemez oyunundan başka bir şey değil:
''sonunda güldüm ve kendi kendime insan ırkının kocalar için ortak bir özelliğe sahip olduğunu söyledim. sakin bir hayat yaşamak isteyen evli bir adam için, dünyanın yarısı onun inançsız olduğunu bilse bile, karısının sadakatine güvenir. benzer şekilde, bir adam herhangi bir ülkede meskenini aldığında, onu dünyanın en iyi ülkelerinden biri olarak kabul etmeye karar verir ve bunu yapar. aynı nedenle, yaşamak için canını üten erkekler, hayatı keyifli ve değerli bir şey olarak kabul etmeyi kabul eder; bu yüzden böyle olduğuna inanırlar ve aksi görüştekilere kızgındırlar. bu nedenle, gerçekte insanlar her zaman inanırlar, gerçeğe değil, onlar için en iyi olan veya görünen şey. inanan ve bu kadar saçmalığa inanmaya devam edecek olan insan ırkı, hiçbir şey bilmediğini, hiçbir şey olmadığını ve umut edecek bir şeyi olmadığını asla kabul etmez. bu üç şeyden herhangi birine öğreten hiçbir filozof başarılı olmaz, takipçisi de olmaz ve halk özellikle ona inanmayı reddederdi. çünkü, üç doktrinin de onları yaşamak isteyen birine tavsiye etmek için çok az şeyi olması dışında, ikisi önce insanın gururunu rencide eder ve hepsi de onları kabul eden cesaret ve zihin gücü gerektirir. şimdi, erkekler korkaktır, cahil ve dar beyinli ve her zaman iyiyi beklerler, çünkü her zaman iyi fikirlerini hayatın gereklerine göre değişmeye hazırdırlar. petrarch'ın dediği gibi, servete teslim olmaya çok istekliler; herhangi bir talihsizlikte kendilerini teselli etmek için çok istekli ve kararlı; kendilerine reddedilenler veya kaybettikleri karşılığında her türlü tazminatı kabul etmek. ve her ne kadar kötü ve barbar olsa da, hayatın herhangi bir koşuluna uyum sağlamak için. istenilen herhangi bir şeyden mahrum kaldıklarında, kendilerini, kavramları dünyadaki en gerçek ve gerçek şeylermiş gibi tatmin ettikleri yanılsamalarla beslerler. bana gelince, avrupa'nın güneyindeki insanların inançsız eşlere hayran kocalara güldüğü gibi, hayata hayran insan ırkına gülmekten kaçınamam. erkeklerin, kendilerini aptallar gibi kandırılmalarına ve kandırılmalarına izin verme konusunda çok az cesaret gösterdiklerini düşünüyorum; sadece en büyük acıları çekmekle yetinmekle kalmaz, aynı zamanda doğa ve kader'in kuklaları olduğu gibi olmaya da isteklidirler. ben burada aklın aldatmacalarından bahsediyorum, hayal gücünden değil. bu duygularım hastalık sonucu mu, bilmiyorum; ama şunu biliyorum ki, iyi ya da kötü, erkeklerin korkaklığını küçümsüyorum, her çocukça teselliyi ve aldatıcı rahatlığı reddediyorum ve her umudun yoksunluğuna katlanacak, yaşam çölüne istikrarlı bir şekilde bakacak, mutsuzluğumuzun hiçbir parçasını saklayacak ve bir felsefenin tüm sonuçlarını kabul edecek kadar cesurum, kederli ama doğru. bu felsefe, başka bir işe yaramazsa, cesur adama, insan kaderinin gizli ve gizemli zalimliğini gizleyen pelerinin altına inmenin gururunu verir.''
giacomo leopardi, trans. charles edwardes, "dialogue between tristano and a friend", essays and dialogues (1882), p. 208
devamını gör...
2.
üzüntüdür doğumu insanın,
ölüm tehlikesi başucunda.
ıstırap ve acıdır duyduğu ilk şey.
doğar doğmaz anası ve babası
avutur onu doğmasından ötürü. (şarkılar, giacomo leopardi, sayfa 96)
onun benzerleri: belki de lucretius, maarri, lichtenberg, dir. ve daha nicesi kaybolmuş isimsizleri ve cisimsizleri- o, ölene değğin birçok düşündaşları olmuştur. şairliği enginsiz bir doğmamışlığa haset duyar. ya da tıpkı onun gibi, hayatiyet arzusuyla alay eden kötümserciklerden olmuştur.
ölüm tehlikesi başucunda.
ıstırap ve acıdır duyduğu ilk şey.
doğar doğmaz anası ve babası
avutur onu doğmasından ötürü. (şarkılar, giacomo leopardi, sayfa 96)
onun benzerleri: belki de lucretius, maarri, lichtenberg, dir. ve daha nicesi kaybolmuş isimsizleri ve cisimsizleri- o, ölene değğin birçok düşündaşları olmuştur. şairliği enginsiz bir doğmamışlığa haset duyar. ya da tıpkı onun gibi, hayatiyet arzusuyla alay eden kötümserciklerden olmuştur.
devamını gör...
3.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/03/23/pxwfau8qm7loh7cd-t.jpg)
'' her şey kötüdür. hepsi bu kadar kötü; var olan her şey kötülüktür; her şey kötü için var; varlık kötülüktür ve kötülüğe emredilir; evrenin sonu kötülüktür; düzen ve devlet, yasalar, evrenin doğal seyri kötülükten başka bir şey değildir, ne de kötülüğe karşı bir şey değildir. varlıktan başka bir şey yok; olmayan bir şey yok; şeyler olmayan şeyler: her şey kötüdür. bütün mevcut; var olan birçok dünyanın kompleksi; evrenin; metafizikte bir köstebek, bir çürüktür. varlığı, doğası, kendine ve genel özüne göre, bir kusur, bir düzensizlik, bir canavarlıktır. fakat bu kusur, çok küçük bir şey, gerçek bir kusur, çünkü var olan tüm dünyalar, ne kadar büyük ve ne kadar büyük olduklarına, kesinlikle sonsuz sayıda veya büyüklükte olmadıkları için, eğer sonsuz ise evrenin ne olabileceğine kıyasla sonsuz küçüklüktedir; ve her şey, gerçek sonsuzluğa kıyasla sonsuz küçüktür, dolayısıyla varolmayan varoluştan bahseder.''
giacomo leopardi - bologna, (17 nisan 1826; 1898, cilt. vıı, s. 104-105)
buruk kötümserin çileli hayatı, ve kambur adamın -tam bir hezeyan hayatını konu alan filimi de buraya iliştirmek gerek: ‘ıl giovane favoloso’
devamını gör...
4.
bir tek sana eğdim bu dik duran başımı
ve bir tek sana açtım
bu ele avuca sığmaz yüreğimi.*
ve bir tek sana açtım
bu ele avuca sığmaz yüreğimi.*
devamını gör...