görüşmesek daha iyi olur cümlesi

son zamanlarda çokça kullandığım kalıp.
"görüşmesek daha iyi olur" cümlesiyle hayatımdan çıkardığım insan sayısı gittikçe artıyor. beni huzursuz hissettiren her türlü şeyi atıyorum ve kendi çöplüğümü daha yaşanılabilir kılıyorum. nasıl bir his biliyor musunuz; hani böyle fındığın bitiş günüdür (karadenizliler bilir o duyguyu) son çuvalı da döker yayarsın harmana. eve çıkıp bir duş alırsın uzun uzadıya. bahçeye çıktığında hava kararmaya başlamış, incir ağacınının dibinde semaver yakmışlar. bir sandalye çekip oturuyorsun. tozdan kirden arınmışsın ve sevdiklerinle çay içiyorsun. öyle işte.

sevdiğiniz/sevmemeniz gereken biri tarafından işitilince hay böyle durumun sülalesini dedirten cümledir.

bunu söyleyecek duruma geldiyseniz bir şey yazmasanız da olur gerçekten, drama yapmanın da bi alemi yok.

genelde kalbi kırılıp bin parçaya bölünmüş kızlarca kurulan buz gibi bir cümle bu. son derece kararlı ve soğukkanlı bir biçimde söylerler bunu, gayet güçlü ve sağduyululardır o sırada.
"bak ikimiz için de" ile başlayan adam bayıltıcı cümleleri vardır bu kızların, didaktik didaktik muhabbetlere girip iki saat kafa ütülerler. uzun uzun düşündüklerini, bu kararlarına saygı duymamız gerektiğini, doğrusunun bu olduğunu falan anlatırlar şefkatli bir öğretmen gibi.
sonra tek bir vurucu cümlemizle birlikte dağılırlar. yıkılıp salya sümük olurlar.
"seni sevmiyor değilim ama bu şekilde de yapamayız, yapamadık. ayrı yollarda yürüsek ikimiz için de daha iyi olacak." ile başlayan telefon konuşması "allah belanı versin, dayanamıyorum artık dayanamıyorum"la sonlanır.

kızlar, ayrılık sonrası güçlü gözükmek zorunda değilsiniz. hassas yerlerinizden ham yaparım sizi. yumuş yumuş duygusalken daha güzelsiniz. en azından daha samimi.

meali; aslında beni ara peşimde koş, hayvan gibi ilgi görmek istiyorum ve buna sana bir pislik gibi davranarak sahip olacağımdır.