#ödüllü filmler
1993 yılı abd yapımı komedi filmi. insanlara kaba davranan ve bencil bir hava durumu sunucusu olan phil,ekibiyle kunduz festivali için punxsutawney adlı kasabaya gelirler. phil, çıkan kar fırtınasından sonraki sabahta uyandığında aynı günü tekrar yaşadığını farkeder ama phil dışında kimse aynı günü yaşadıklarının farkında değillerdir. imdb: 8,1/10.
yönetmeni: harold ramis
oyuncular
bill murray
andie macdowell
chris elliott
stephen tobolowsky
brian doyle-murray
oyuncular
bill murray
andie macdowell
chris elliott
stephen tobolowsky
brian doyle-murray
*bafta ödülleri 1994
bafta film ödülü en iyi senaryo - orijinal
*bilim kurgu akademisi, fantezi ve korku filmleri, abd 1994
satürn ödülü en iyi kadın oyuncu
*ingiliz komedi ödülleri 1993
ingiliz komedi ödülü en iyi komedi filmi
*londra eleştirmenler birliği film ödülleri 1994
alfs ödülü yılın senaristi
*ulusal film koruma kurulu, abd 2006
ulusal film sicili
bafta film ödülü en iyi senaryo - orijinal
*bilim kurgu akademisi, fantezi ve korku filmleri, abd 1994
satürn ödülü en iyi kadın oyuncu
*ingiliz komedi ödülleri 1993
ingiliz komedi ödülü en iyi komedi filmi
*londra eleştirmenler birliği film ödülleri 1994
alfs ödülü yılın senaristi
*ulusal film koruma kurulu, abd 2006
ulusal film sicili
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "aryan" tarafından 03.12.2020 01:20 tarihinde açılmıştır.
1.
''bugün aslında dündü'' türkçe başlığı ile bilinen 1993 yapımı harold ramis'in yönetmenliğini üstlendiği film.
filmin anakarakterini canlandıran bill murray canlandırdığı hava durumu spikerliği rolü ile hafızalarda yer tutacak bir oyunculuk sergilemiştir. içerisinde verilmek istenen mesajı iyi işlenmiş film imdb'de 8.0 puanı ile film severlerin beğenisini topladığını kanıtlamıştır.
filmin anakarakterini canlandıran bill murray canlandırdığı hava durumu spikerliği rolü ile hafızalarda yer tutacak bir oyunculuk sergilemiştir. içerisinde verilmek istenen mesajı iyi işlenmiş film imdb'de 8.0 puanı ile film severlerin beğenisini topladığını kanıtlamıştır.
devamını gör...
2.
lost in translation ve broken flovers ile ilk üçe girer bill murray filmleri arasinda. harika bir feel good moviedir. üstüne kafa yorulucak bir çok alt metinde vardır.
film bitip de normal hayata dönülünce oluşacak burukluk kaçınılmazdır.
film bitip de normal hayata dönülünce oluşacak burukluk kaçınılmazdır.
devamını gör...
3.
türkçeye ''bugün aslında dündü'' olarak çevrilmiş filmdir. romantik komedi filmi olarak nitelese de hayata dair sağlam cümleleri vardır. hikayenin anlatılışı, filmin temposunun kararı çok iyi bir biçimde tutturulmuştur. bill murray ve andie macdowell oyunculuklarının en iyi örneklerini bu filmde sergilemişlerdir.
ilk defa 16 yaşımda izlemiştim. filmden aldığım en önemli ders, çok sevdiğinizde bunu sevdiğinize defalarca anlatmanız da gerekse, zaman ve boyut mekanından bağımsız bir şekilde ispatlamanız da gerekse bunu çok yüksek bir emek ölçüsünde yapın. sizden istenmese de yapın.
ilk defa 16 yaşımda izlemiştim. filmden aldığım en önemli ders, çok sevdiğinizde bunu sevdiğinize defalarca anlatmanız da gerekse, zaman ve boyut mekanından bağımsız bir şekilde ispatlamanız da gerekse bunu çok yüksek bir emek ölçüsünde yapın. sizden istenmese de yapın.
devamını gör...
4.
kötü haber geçmişi hatırlar üzülürsünüz, iyi haber gelecek hakkında umudunuz olur, öyle bir filmdir ki ehe romantik komedi, feel good film ya bu dersiniz ama verdiği mesajlarla sert bir filmdir aslında, hayatı monoton yaşayanlara, sürekli erteleyenlere sağlam bir şamar atar. göründüğünden daha da derin olan bu film bittiğin de derin düşüncelere daldırır, kendinizi sorgulattırır.
devamını gör...
5.
galiba 1993'te ki andie macdowell'a*aşık olduğum film.
filmi keşfetmeme sebep olan şey ise leyla ile mecnun dizisi. en sevdiğim dizilerden biri olan leyla ile mecnunun beşinci sezonunun 8. bölümü olan dünaydın isimli bölüm bu filmden esinlenerek yapılmış. filmi de daha önceden görmüştüm ama izlememişim. o bölümü izlerken böyle bir filmin olduğunu hatırladım.
izlemek için çok geç kaldığımı fark ettim ancak film gerçekten beni etkiledi. filmin sonunda içimde nedensiz bir huzur ve mutluluk vardı. normalde bazı filmlerde bu hissi nadir de olsa yaşarım ama bu biraz daha uzun sürdü.*
filmde benim için verilen mesaj monoton, mutsuz hayatlarımızın aslında iyilik yaparak, yardım ederek, sevdiğimiz insanlarla vakit geçirerek düzelebileceğiydi. çünkü bazılarımızın hayatı filmdeki phil connors'un(bkz: bill murray) tekrarlayan hayatı gibi. her gün aynı sabaha uyanmak, aynı şeyleri yapmak, işten eve gidip gelmek, sevmediğimiz insanlarla birlikte olmak ya da birlikte olduğumuz insanları sevememek...
phil connors'ta ilk başta insanlara çok yukardan bakan, insan ilişkileri hiç iyi olmayan bir sunucu. ancak hayatı geleneksel olarak her yıl 2 şubat'ta gerçekleştirilen ve onunda 4 senedir görevli olarak gönderildiği groundhog day'de değişiyor. bu gün gerçekten abd ve kanada'da eskiden beri her sene kutlamalar, etkinlikler yapılan bir günmüş. bu günde inanışa göre köstebek kışın kaldığı yuvasından dışarı çıkar, hava açık olursa kendi gölgesini görüp tekrar yuvasına kaçarmış. bu durumda altı hafta daha kışın devam edeceğine, eğer hava kapalı olup köstebek gölgesini görmeyip yuvadan ayrılırsa yazın erken geleceğine inanılırmış. işte filmde phil'de bu günün içerisinde kalıyor. ve ilk başta bu gün phil'in en sevmediği günlerden birisi. her gün ne yaşarsa yaşasın bu günun içerisinden kurtulamıyor ve her uyandığında önceki gün yaşadıkları hiç yaşanmamış oluyor. önceki gün ölse bile yeniden uyandığında tekrar aynı güne devam ediyor. ve filmde phil'in defalarca bu gün içerisinde yaşadıkları anlatılıyor. spoiler vermemek için daha başka şeyler anlatmak istemiyorum.
not: bu söylediklerim de spoiler yok gibi* zaten filmin konusunu okursanız bunlardan bahsediliyor.
oyunculuklara denebilecek bir şey yok. zaten phil ve rita filmin en önemli karakterleri. bill murray ve andie macdowel birbirlerine aşırı uymuşlar. ikisi de çok iyiydi. bill murray gerçekten phil karakterini çok iyi oynamış. ilk başlarda insanlara biraz tepeden bakan sonra tekrar eden günlerde arayış içerisinde olan, hayattan bezmiş ve en son olarak da mutluluğu bulan birisi ve farklı duyguları güzel yansıtmış. filmde bulunan diğer karakterler ise öyle çok üst düzey oyunculuk gerektirmeyen karakterlerdi.
yani özetle film güzel arkadaşlar. izlemeden önce buradan okuyup fikir almak isteyen varsa izleyebilir. bende buraya sinefil eleştirmeni gibi oyuncuları falan değerlendiriyorum, zaten imdb puanı da yüksek ve 25 sene önce çıkmış bir film.*
filmi keşfetmeme sebep olan şey ise leyla ile mecnun dizisi. en sevdiğim dizilerden biri olan leyla ile mecnunun beşinci sezonunun 8. bölümü olan dünaydın isimli bölüm bu filmden esinlenerek yapılmış. filmi de daha önceden görmüştüm ama izlememişim. o bölümü izlerken böyle bir filmin olduğunu hatırladım.
izlemek için çok geç kaldığımı fark ettim ancak film gerçekten beni etkiledi. filmin sonunda içimde nedensiz bir huzur ve mutluluk vardı. normalde bazı filmlerde bu hissi nadir de olsa yaşarım ama bu biraz daha uzun sürdü.*
filmde benim için verilen mesaj monoton, mutsuz hayatlarımızın aslında iyilik yaparak, yardım ederek, sevdiğimiz insanlarla vakit geçirerek düzelebileceğiydi. çünkü bazılarımızın hayatı filmdeki phil connors'un(bkz: bill murray) tekrarlayan hayatı gibi. her gün aynı sabaha uyanmak, aynı şeyleri yapmak, işten eve gidip gelmek, sevmediğimiz insanlarla birlikte olmak ya da birlikte olduğumuz insanları sevememek...
phil connors'ta ilk başta insanlara çok yukardan bakan, insan ilişkileri hiç iyi olmayan bir sunucu. ancak hayatı geleneksel olarak her yıl 2 şubat'ta gerçekleştirilen ve onunda 4 senedir görevli olarak gönderildiği groundhog day'de değişiyor. bu gün gerçekten abd ve kanada'da eskiden beri her sene kutlamalar, etkinlikler yapılan bir günmüş. bu günde inanışa göre köstebek kışın kaldığı yuvasından dışarı çıkar, hava açık olursa kendi gölgesini görüp tekrar yuvasına kaçarmış. bu durumda altı hafta daha kışın devam edeceğine, eğer hava kapalı olup köstebek gölgesini görmeyip yuvadan ayrılırsa yazın erken geleceğine inanılırmış. işte filmde phil'de bu günün içerisinde kalıyor. ve ilk başta bu gün phil'in en sevmediği günlerden birisi. her gün ne yaşarsa yaşasın bu günun içerisinden kurtulamıyor ve her uyandığında önceki gün yaşadıkları hiç yaşanmamış oluyor. önceki gün ölse bile yeniden uyandığında tekrar aynı güne devam ediyor. ve filmde phil'in defalarca bu gün içerisinde yaşadıkları anlatılıyor. spoiler vermemek için daha başka şeyler anlatmak istemiyorum.
not: bu söylediklerim de spoiler yok gibi* zaten filmin konusunu okursanız bunlardan bahsediliyor.
oyunculuklara denebilecek bir şey yok. zaten phil ve rita filmin en önemli karakterleri. bill murray ve andie macdowel birbirlerine aşırı uymuşlar. ikisi de çok iyiydi. bill murray gerçekten phil karakterini çok iyi oynamış. ilk başlarda insanlara biraz tepeden bakan sonra tekrar eden günlerde arayış içerisinde olan, hayattan bezmiş ve en son olarak da mutluluğu bulan birisi ve farklı duyguları güzel yansıtmış. filmde bulunan diğer karakterler ise öyle çok üst düzey oyunculuk gerektirmeyen karakterlerdi.
yani özetle film güzel arkadaşlar. izlemeden önce buradan okuyup fikir almak isteyen varsa izleyebilir. bende buraya sinefil eleştirmeni gibi oyuncuları falan değerlendiriyorum, zaten imdb puanı da yüksek ve 25 sene önce çıkmış bir film.*
devamını gör...
6.
bir harold hamis filmidir.
filmin senaryosunu yönetmen harold hamis ve danny rubin, yine danny rubin'in bir öyküsünden uyarlayarak yazmıştır. filmin başrollerinde bill murray, andy macdowell ve chris elliott oynamıştır.
film 2 şubat tarihinde geçer. bir hava durumu sunucusu olan phil amerika halkının kendine bir tarih ve gelenek yaratma çabası ile uydurduğu yerel bir etkinliği sunmak için bir bölgeye gider ancak bir kasırga sonucu orada umduğundan fazla kalır. gece uyur ancak sabah onu yine aynı gün beklemektedir.
film 2 şubat tarihinde geçer. kendini beğenmiş, sadece kendi ile ilgilenen bir hava durumu sunucusu olan phil amerika halkının kendine bir tarih ve gelenek yaratma çabası ile uydurduğu ve hava durumu ile ilgili olan yerel bir etkinliği sunmak için bir bölgeye gider ancak büyük bir kasırga sonucu orada umduğundan fazla kalır ve bu uzun ziyaret onun hayatında bazı değişikliklere neden olur. gece uyur ancak ertesi sabah onu yine aynı garip gün beklemektedir.
film soğuk bir 2 şubat gününde geçer. kendini beğenmiş, sadece kendi ile ilgilenen ve diğer insanlara tepeden bakan kendi çapında ünlü bir hava durumu sunucusu olan phil amerika halkının kendine bir tarih ve gelenek yaratma çabası ile uydurduğu ve hava durumu ile ilgili olan yerel bir etkinliği sunmak için bir bölgeye gider ancak geleceği önceden bilinen ama phil'in pek de umırsamadığı büyük bir kasırga sonucu orada umduğundan fazla kalmak zorunda kalır ve bu uzun ziyaret onun hayatında bazı olumlu değişikliklere neden olur. gece uyur ancak ertesi sabah onu yine aynı garip gün beklemektedir.
filmin senaryosunu yönetmen harold hamis ve danny rubin, yine danny rubin'in bir öyküsünden uyarlayarak yazmıştır. filmin başrollerinde bill murray, andy macdowell ve chris elliott oynamıştır.
film 2 şubat tarihinde geçer. bir hava durumu sunucusu olan phil amerika halkının kendine bir tarih ve gelenek yaratma çabası ile uydurduğu yerel bir etkinliği sunmak için bir bölgeye gider ancak bir kasırga sonucu orada umduğundan fazla kalır. gece uyur ancak sabah onu yine aynı gün beklemektedir.
film 2 şubat tarihinde geçer. kendini beğenmiş, sadece kendi ile ilgilenen bir hava durumu sunucusu olan phil amerika halkının kendine bir tarih ve gelenek yaratma çabası ile uydurduğu ve hava durumu ile ilgili olan yerel bir etkinliği sunmak için bir bölgeye gider ancak büyük bir kasırga sonucu orada umduğundan fazla kalır ve bu uzun ziyaret onun hayatında bazı değişikliklere neden olur. gece uyur ancak ertesi sabah onu yine aynı garip gün beklemektedir.
film soğuk bir 2 şubat gününde geçer. kendini beğenmiş, sadece kendi ile ilgilenen ve diğer insanlara tepeden bakan kendi çapında ünlü bir hava durumu sunucusu olan phil amerika halkının kendine bir tarih ve gelenek yaratma çabası ile uydurduğu ve hava durumu ile ilgili olan yerel bir etkinliği sunmak için bir bölgeye gider ancak geleceği önceden bilinen ama phil'in pek de umırsamadığı büyük bir kasırga sonucu orada umduğundan fazla kalmak zorunda kalır ve bu uzun ziyaret onun hayatında bazı olumlu değişikliklere neden olur. gece uyur ancak ertesi sabah onu yine aynı garip gün beklemektedir.
devamını gör...
7.
en sevdiğim filmlerdendir. hikayesi bana herkesin böyle bir şansı olsa diye düşündürür. sonra bir bakarım, öyle bir şansımız var aslında. ya da yok, bilemedim. dönüşmek için tekrar tekrar yaşadığımız aynı şeyler. güzel film.
devamını gör...
8.
filmin ilk dönüm noktasında söylenen sözler sonunda ulaşacağı yola bir rehber niteliğindedir: yalnızca kendini düşünen zavallıya, hayat bir zenginlik kazandıramaz, o iki kez ölecek, içine kapanacak, toza dönüşecek, gözyaşı dökülmeden, onursuz ve anılmaksızın.
devamını gör...
9.
alternatifleri için
(bkz: time loop temalı film ve diziler)
(bkz: time loop temalı film ve diziler)
devamını gör...
10.
1990'larda gösterime girmiş, türkçe'ye çevrilmiş ismi de "bugün aslında dündü" olan film. hep aynı gün, yani her gün 2 şubat gününe uyanan hava durumu sunucusu adamın fantastik ve komedi içerikli hikayesi.
devamını gör...
11.
iki kez sıkılmadan izlediğim nadir filmlerden. filmin iki anlama sahip olduğunu düşünüyorum. bunlardan birincisi insanın anlam arayışı. phil, bencil, kendini beğenmiş bir adamdır. küçük bir kasabada kendi görece küçük dünyasına sıkışıp kalmıştır. aynı günü defalarca yaşaması kurnaz fikirler getirir aklına. ve bunu kendi yararına çevirmeye başlar. ne yazık ki başarılı olamaz. içinde bulunduğu sıkıntıyı bir türlü atamaz üstünden. hatta o kadar ki sürekli birbirini tekrar eden bu günler canına tak eder ve intiharı dener. hem de defalarca. ancak ölmez. diğer yandan her gün karşılaştığı ve görmezden geldiği ya da küçümsediği insanlar var. ancak phil, kendi bencilliği içinde o kadar boğulmuştur ki çevresini umursamaz bile. intiharlardan da sonuç alamayınca yardımcısı olan rita'yı etkilemeye karar verir. rita hakkında her gün yeni yeni bilgiler edinir. bunu yaparken de kendisi olmaktan vazgeçer. taa ki rita durumu fark edip ona tokat atıncaya kadar. bu tokatla adeta özüne döner phil. ilerleyen süreçte bu rutini anlamlı hale getirmeye çalışır. heykele, piyanoya merak sarar.(finale doğru piyano ve heykel çalışmaları yapar. buradan da uzunca bir zaman sabırla beklediğini anlıyoruz) küçük gördüğü insanlara hayatlarını güzelleştirecek iyilikler yapar -ki başarır da bunu. bu insanların arasında yaşlı bir amca vardır ki phil sadece onu hayata döndüremez. ne kadar zamanı tekrar etse de adamın ölümünü engelleyemez. buradan insanın ancak kendi yaşamını değiştirebileceğini görüyoruz. bu yeni hâlleri, rita'nın da ilgisini çeker. her ne kadar rita'ya karşı ilk görüşte yoğun duygular hissetmiş olsa da kibrinden bunu sağlıklı şekilde dile getiremez. sonraki süreçte duygularını da ifade etmeyi becerir. kısacası insan olmayı ve hatta kendisi olmayı başarmıştır.
rita'ya gelecek olursak, o daha kibar, insancıl, anlayışlı ve şefkatli biridir. yani ideal insan prototipi olarak, phil'in tam hedeflediği yerdedir . ne zaman ki phil'in kendisi düzeyine çıktığını görürse ona kapılarını açar. hatta filmin sonunda phil o küçük gördüğü kasabada bir ömür yaşamayı bile hayal eder. böylelikle anlamsız görünen her bir gün daha da anlam kazanmıştır. hem de sanılanın aksine minik değişimlerle.
şimdi gelelim ikinci film analizimize :)
film yasın beş evresini anlatıyor. inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. phil ikinci kez aynı günü yaşadığında bunu inkar ediyor. diğer günlerde öfkelenip, kendi çıkarına hırsızlık vs yapıyor. pazarlık evresinde kendince küçük çaplı planlar yaparak bu durumu düzeltmeye çalışıyor. bir dahaki gün şunu yapacağım bunu yapacağım diye düşünmeleri hep bu yüzden. ardından depresyona giriyor ve kendini yataktan çıkamaz bir halde buluyor. intihar denemeleri yapıyor. bu evreyi de atlattıktan sonra nihayet kabullenme aşamasına geliyor. ve tabii ardından kabulleniş yaşayarak iyimser bir bakış açısı kazanıyor.
ölümler, ayrılıklar, boşanmalar hepsi aynı sonucu doğurabilir. yani yası. ancak kimse bir yakınından ayrılınca ya da sevdiği biri ölünce değişime uğramaz. değişmek için evvela kişinin istekli olması, minik minik de olsa çabalaması ve olumlu düşünmesi gerekir. işte phil'de bunu anlamış olmalı ki filmin sonunda bizleri o karamsar havadan çıkartıyor. herkese iyi seyirler :)
rita'ya gelecek olursak, o daha kibar, insancıl, anlayışlı ve şefkatli biridir. yani ideal insan prototipi olarak, phil'in tam hedeflediği yerdedir . ne zaman ki phil'in kendisi düzeyine çıktığını görürse ona kapılarını açar. hatta filmin sonunda phil o küçük gördüğü kasabada bir ömür yaşamayı bile hayal eder. böylelikle anlamsız görünen her bir gün daha da anlam kazanmıştır. hem de sanılanın aksine minik değişimlerle.
şimdi gelelim ikinci film analizimize :)
film yasın beş evresini anlatıyor. inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. phil ikinci kez aynı günü yaşadığında bunu inkar ediyor. diğer günlerde öfkelenip, kendi çıkarına hırsızlık vs yapıyor. pazarlık evresinde kendince küçük çaplı planlar yaparak bu durumu düzeltmeye çalışıyor. bir dahaki gün şunu yapacağım bunu yapacağım diye düşünmeleri hep bu yüzden. ardından depresyona giriyor ve kendini yataktan çıkamaz bir halde buluyor. intihar denemeleri yapıyor. bu evreyi de atlattıktan sonra nihayet kabullenme aşamasına geliyor. ve tabii ardından kabulleniş yaşayarak iyimser bir bakış açısı kazanıyor.
ölümler, ayrılıklar, boşanmalar hepsi aynı sonucu doğurabilir. yani yası. ancak kimse bir yakınından ayrılınca ya da sevdiği biri ölünce değişime uğramaz. değişmek için evvela kişinin istekli olması, minik minik de olsa çabalaması ve olumlu düşünmesi gerekir. işte phil'de bunu anlamış olmalı ki filmin sonunda bizleri o karamsar havadan çıkartıyor. herkese iyi seyirler :)
devamını gör...