büyük okyanuslarda rengarenk balıkların, binbir türlü bitkilerin, inci doğuran istiridyelerin, kırmızı mercan adalarının, denizyıldızlarının yanı sıra vahşi köpek balıklarının, zehirli yengeçlerin de bulunması gibi hayatın içinde de sevginin, özlemin yanı sıra ne yalanlar, kötülükler, oyunlar vardır. bunlar hayatın vazgeçilmezleridir.
devamını gör...
denizi geçmekte olan bir gemi hayal edin. geminin kaptanı yüksek sesle emirlerini sıralıyor, tayfa da bunları yerine getiriyor. tayfanın, geminin nereye gittiğini ve neyle karşılaşacaklarını bilmeden bu görevleri yaptığını düşünün. bu örneklemede kaptan bilinci, tayfa ise bilinçaltını simgeliyor yani kaptan, tayfaya şu emirleri verdiğinde "tam gaz ileri, 15 derece kuzey..." vs. tayfa sadece şu şekilde karşılık verir: "emredersiniz, kaptan!" gemi metaforu bilinç ile bilinçaltı arasındaki ilişkiyi iyi bir şekilde gösterir. bunlar iki farklı akıl değil, aynı aklın iki parçası olarak açıklanabilir. o yüzden kendimize ne söylediğimiz ya da kendimizi nasıl tanımladığımız, düşüncenin bilinç düzeyini çıkış noktası olarak ele alır. "isimleri hiç hatırlayamıyorum, evliliğim dağılıp gidiyor, yeteri kadar param olmayacak..." şeklinde bilinçaltına yönelttiğiniz talimatlar ileride karşılaşacağımız problemleri su üstüne çıkarmaktadır. sonuçta bilinçaltımız, talimatların bizim için iyi veya kötü olup olmadığına karar vermez sadece ondan istediklerimizi yerine getirmeye odaklanır. yaşamımızın herhangi bir alanında etkinliğimizi artırmak istiyorsak kendimizle ilgili görüşümüzü değiştirmeliyiz.
devamını gör...
bir toplantıda einsteina şunları sormuşlar:
“delilik nedir?”
“delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemektir.”
“sizce dünya nasıl yönetiliyor?”
“dünyayı ahmaklık, salaklık, korku ve açgözlülük yönetir.”
“dünyada yaşam nasıldır?”
“dünyamızda üst sınıf yaşar, orta sınıf şikâyet eder, alt sınıf şükreder.”
“ya inanç durumu?”
“dünyada üst sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf da tanrı’ya tapar.”
devamını gör...
geçen gün, savaş sonrası sığınmacıları konu alan bir film izledim. ayrılırken sevdiği gence saçından bir tel koparıp verdi genç kız. genç adam çok duygulandı. çünkü uzaklar girecekti araya, aylar, belki yıllar... belki de bir daha kavuşamayacaklardı. bu bir tel saç " beni yüreğinden ayırma! " demekti biraz. biraz da " seni bekleyeceğim! " aralarında sözcüklere dökülmeksizin yapılan bir anlaşmaydı bu. saç teli, bu anlaşmanın bir simgesiydi sadece. kim bilir ne kadar uzun sürecek dayanılmaz acıların en somut göstergesiydi.
devamını gör...
insanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez." ne anlamlı bir söz, değil mi? yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve gün gelir suda boğulur.
devamını gör...
insanda bir korku

ilk insan, soğumuş lav kayalarının üstüne çıkıp çevresine bakınca, kendisine göre değerlendirdiği iki şey gördü: kendisinden aşağıda olanlar, kendisinden yukarda olanlar... kendisinden aşağıda olanlara aldırmadı ama, kendisinden yukarda olanlardan ölesiye korktu. uçsuz bucaksız bir doğanın ortasında ne kadar yalnızdı. gökler gürlüyor, şimşekler çakıyor, yıldırımlar düşüyor, kendisinden pek güçlü hayvanlar saldırıp parçalıyorlardı. kendisinden yukarda olanların en üstünde gök vardı. artık, yüzyıllar boyunca korkacaktı bu gökten, saygı duyacaktı bu göğe. öylesine bir korku, öylesine bir saygıydı ki bu, gelecek kuşakların en akıllıları bile kendilerini bundan kurtaramayacaklardı. milyonlarca yıl yücelik, tanılık, güçlülük ölçüsünü mavi ellerinde tutacaktı, gök. gök, ona bağırıyor, parmağını sallıyor; onu boğmak için sağanaklarını, onu yakmak için yıldırımlarını gönderiyordu. ona yalvarır, tapar, yaltaklanırsa belki kendisini korurdu da. - orhan hançerlioğlu, düşünce tarihi
devamını gör...
şair ümit yaşar oğuzcan'ın oğlu vedat, galata kulesi'nden atlayarak intihar eder. rivayete göre yere düştüğünde çevredekiler elinde bir intihar notu bulur. notta, bu dramı daha acıklı hale getiren şu kelimeler yazmaktadır, "baba, öyle intihar edilmez, böyle edilir." zira babası ümit yaşar oğuzcan, daha önce birkaç kez intihar girişiminde bulunmuştu.

şair bu olayın ardından şu mısraları yazar:

"gencecikti vedat

ışıl ışıldı gözleri

bütün insanlar için sevgiyle doluydu çıktı apansız o dönülmez yolculuğa kendini bir anda bıraktı boşluğa

söndü güneş, karardı yeryüzü bütün zaman durdu

bir adam düştü galata kulesinden bu adam benim oğlumdu."
devamını gör...
siz hiç mezarlığa gittiniz mi ? ne kadar saçma bir soru öyle değil mi. tabiki gittiniz. o zaman sorumu şöyle değiştireyim. siz hiç bir mezar taşının önünde dizlerinizin üstüne çöküp yağan yağmurla birlikte saatlerce ağladınız mı ? ben ağladım. ah bilseniz ne üşürsünüz o an. insanın canı nasıl yanar nasıl yanar bilemezsiniz.ne kadar içiniz yansada bedeniniz soğuktan titrer. içiniz alev alev yanar da dışarıdan üşüyorsunuz sanırlar. düşünürsünüz biraz yatsam şuraya şu iki mezar arasına kıvrılsam ve sessizce yağsa yağmur. ah o toprak beni sessizce içine çekse keşke alsa benide. bir olsa bedenim toprakla ve şu acımı biraz olsun hafifletse şurda yatan binlerce kişi gibi dayasam sırtımı toprağa dersiniz. ama olmaz. ne acınız geçer ne üşümeniz ne de içinizin yangını. ayağa kalkar sirkelenir bir sonraki kahroluşa kadar hoşça kalmaya çalışırsınız.
devamını gör...
insan fiziken bir kez doğar, peki ya ruhen? yaşadığımız ömür boyunca kaç defa hayal kırıklığı yaşadık, kaç defa düştük, kaç defa yeniden ayağa kalktık düşünsenize bir? insanoğlu böyledir çünkü defalarca yıkılsa da yeniden ayağa kalkmak zorundadır. hani büyük alim mevlana diyor ya “öldüm der durursun yine de yaşarsın” tam olarak böyledir hayat. annemizden bir kez doğarız evet ama ölene kadar defalarca kez yeniden doğmak, yeniden ayağa kalkmak zorunda kalırız.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"güne bir paragraf bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim