gurbetçi

memleketinden uzakta hasret çekenlere verilen isimdir. genelde zenginlerdir ülkelerini çok severler ordan konuşurlar. gel kardeşim o zaman deyince de kurulu düzenim vardır derler.

bazen almanya’da doğup büyüseydim nasıl bir bozuk türkçe’ye sahip olurdum diye beni düşündüren sıfat. acun abiye beatbox da yapardım belki.

bazılarının fabrika ayarı özelliklerinde "yok gardaşım gelme çok kötü buralar. türkiye cennet. biz de buraları bırakıp gelmeyi düşünüyoruz ama işte kurulu düzenimiz var." sözleri olan insanlardır.
yeni yükleme gerçekleşse de sıfırlama yaptığınızda buradan başlarlar.

kariyer hedefimdi gurbetçilik

hep aynı cümleleri kuran samimiyetsiz,itici insan grubudur
- burada ezan okunmuyor
- meyveleri tane tane alıyoruz
-kurulu düzenimiz olmasa geliriz

(bkz: almancı)

"beni gürbette arama ben gürbetin kendisiyim" demiş şair.
gürbetçi olmak çok zor. misafir olduğun bu dünya'da başka bir yerde misafir kalarak geçiyorsun zamanını. alışmayı reddediyorsun. çünkü aklın hep geldiğin yerde. özlüyorsun...
dijitalleşmenin bu kadar hakim olduğu bir çağda, gürbet kelimesinin anlaşılmasını beklememek gerek.
lütfen gerek gürbetçilere gerek mültecilere iyi davranın...
1980'li yıllarda batı almanya'da türklerin yaşadığı haksızlıkları anlatan, günter wallraff'ın kalemi aldığı en altakiler kitabını okuyun, o zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız.

memleketinden uzakta yaşayan, başka yerde doyan ama gelip de senin ülkenin geleceğine etki edebilen insanlar. ben avrupa ülkelerinin yerinde olsam avusturya'nın yaptığını yapardım. çifte vatandaşlığ kaldırsalar tamamına yakını türk vatandaşlığından feragat eder. böylece oy da kullanamadıkları için hazreti şahsım oy kaybeder.

(bkz: gurbi)

türkiye'ye gelip dolarları bozduran (tatil yapan) tiplerdir evet.

hollanda ve almanci olani en tehlikelisidir.
birde kismen fransa

ama geneli agir comardir.

13 senedir yurtdisinda yasasamda universite dahil egitimimi turkiyede aldigim icin kendimi icine dahil etmedigim guruhdur.

vatan millet düşmanıdırlar...
dinleri imanları para olduğu gibi hayatları da yalandır.

memlekete gelip açız diyerek göz yaşı dökmek, kendilerini acındırmak en büyük hobileridir. bir dünya malı olan da bunu yapıyor...

(bkz: gurbetçilerin açlıktan karnımıza taş bağlıyoruz beyanı)

şunları bu ülkeye sokmayın kardeşim..
kedi köpek kadar değerleri kalmadı gözümde...

on edit: abd'de yasiyorum. gurbet buralar ve avusturalya filan. avrupa'dakiler kendine gurbetci demesin bir zahmet, iki adim yer.

bu familyanin abd'de yasayani hafif yontuluyor ama avrupa'daki kalas gitmis kalas kaliyor.

dun karim yuzde yuz keten bir gomlek almis kendine. fiyati 17 dolar. turkiye'deki muadilleri, marka olanlarin fiyati 2000 ila 3000 arasinda. yani 100 ila 150 dolar. korkunc rakamlar bunlar. turkiye'de kalsa, su anki maasiyla anca 7-8 gomlek alabilecekti. aklim almiyor bu rakamlari.

ama, dallama avrupali gurbetci hala turkiye ucuz diyor. degil lan degil. amerikan ordusunda asker olup turkiye'de yakin zamanda calismis birkac amerikali askerle konusmuslugum var. enflasyon korkunc diyorlar. dolar kazansan ne fayda o enflasyonist ortamda.

hic akrabasi yok anasini satayim bunlarin sanki turkiye'de. hepsi koksuz, soysuz herhalde.

aralarında yaşamış ve kısmen aralarında büyümüş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki türkiye'nin "t"sinden haberi olmayan insanlardır. bunu söylememde politik seçimlerinin payı yok ama elbette politik seçimlerinde bu hallerinin payı çok.


sanmayın bunlar türk gazetesi falan okuyup öve öve bitiremedikleri ama ne hikmetse 3 nesildir asla dönmedikleri ülkeyi -mesela bir yahudinin israil'i takip ettiği gibi- takip ediyor. 10 tane il sayamaz çoğu. türkiye bayan voleybol takımını gösteririm, "m.na koduğumun zenginleri yüzünden namus gitti" der. o zengin artık arapmış, bizzat oy verdiği ekipmiş, spormuş, sanatmış kafasından girmez. yaşadığı ülkeye düşman önemli bir kısmı. yangın çıksa "iyi olmuş" diyor. futbol maçında alman milli takımını desteklekledi diye vatan satmış muamelesi yaptılar bir elemana gözümün önünde. o da hatasını anladı, bir daha yapmadı öyle.

ha seçim demeyeceğim dedim ama, bunların çoğu kendi ülkelerinde açık göç politikasını ve farklı kimlikleri desteklediği, yarın bunları atmayacağı, medeniyetsizliklerini hoşgöreceği için sosyal demokrat partilere oy verir ama türkiye seçiminde ".bne" der, "alevi" der en sağcı adaya basar. gerçi erdoğan'a laf ettikleri için son yıllarda sdp'den kopan da çok.

çoğunlukla denizli, niğde, çorum gibi orta çağ zihniyetli köylerden avrupa’nın çeşitli yerlerine giden ve o kadar yıla rağmen köylü kalmayı başarabilen yegane insan türü. oksijen israfları.

nefret ettiğim oluşum...

euro 2024 de stadyum full türkçesi bozuk gurbetçilerle dolu. bu adamlar türkiyede yaşayan vatandaşların hiçbir sıkıntısına duyarlı olmadıkları gibi bir de millete ders vermeye kalkarlar. cennet gibi ülkede yaşıyonuz, şükredin. herkeşin altında arabası var. erdoğan'a dua edin. filan derler.

madem biz sizden iyiyiz neden biz avrupa şampiyonasında ülkemize destek olmak için almanya'ya gelip sizinle beraber ülkemizi destekleyebilecek maddi güce sahip değiliz?

anca konuşurlar. bunların devlet sevgisi hikaye. türkiye'de yaşayan vatandaşlarına düşman olanların, refahı bize hak görmeyelerin ülke sevgisi palavradır. biz o sevgiyi tanımıyoruz. oy verip bu memleketin kaderini belirleyen bu tuzu kuruların yüzünü görmeye, bozuk türkçelerini duymaya tahammülüm yok..

çoğunluğu akepeli olan kompleksli çomarlardır. avrupada cenneti yaşarlar, hatta oradaki devletlerden para hortumlarlar, euroları getirip türkiye'de krallar gibi yaşarlar ama türkiye'yi överler. avrupada yaşasalar da ortadoğulu zihniyetinden kurtulamamışlardır. avrupada da aşırı sağ yükseliyor. gurbetçiler götlerini tuta tuta gezecek bundan sonra ohhh.

bunlardan bir tanesine denk gelmiştim. bir tane butikçi tanıdığımız bana dükkanını emanet etmişti. dükkanın önünden geçen herifin leş gibi aksanından, araya hollandaca kelimeler karıştırmasından gurbetçi olduğunu anlamıştım. adam baya baya yanındaki arizona kertenkelesiyle cansız vitrin mankeni üzerindeki fantezilerini anlatıyordu. herif resmen yürüyen cinsellik gibi bir şeydi. cem yılmaz'ın gora filmindeki gibi kapat kapat diyip dükkanın kapısını kapatmıştım.