1.
2.
1469- 1539 yılları arasında yaşamış, tek tanrılı din olan sihizmkurucusudur.
guru nanak, pakistan doğumlu bir hintlidir. sonrasında kurduğu dinin içeriğini de etki edecek olan, müslüman komşuları tarafından büyütüldü. nanak, sandalyeden ayağı yere değer değmez, babası ona sığır çobanlığı görevini verdi. ama nanak zamanının çoğunu meditasyonla geçiriyor; başı boş kalan sığırlar da komşunun bahçelerine giriyorlardı. babası büyük ihtimalle ‘ne yapacağım bu tembel oğlanla’ demiştir. köylüler ise ,sıcak havanın etkisiyle olsa gerek, o meditasyon yaparken mistik olaylar oluyor diye yeminler ediyorlardı. hatta biri ‘bu çocuk ermiş gibi bir şey’ diye yeminler ederek, babasını onun din eğitimi alması konusunda ön ayak oldu. okulda onu ilk keşfeden öğretmeni oldu.
müslüman komşularından bahsetmiştim. onların da etkisiyle tek tanrı kavramı kafasında bu şekilde oturmuş oldu. ailesinin inandığı çok tanrılı dinleri reddetti; ha bir de hindistan’daki kast sistemini de. tanrı her kuluna eşit davranmalıydı; bu durumda kast sistemi de olmamalıydı.
sonrasında evlendi ve ticarete girdi. babası ise ‘madem evlendin elin iş tutsun’ diyerek onu ticarete yöneltmeye çalıştı. ona bir miktar para veren babası, ondan parayı katlamasını beklerken, o yolda gördüğü aç, fakirlere parayı dağıttı. döndüğünde tabi babasından fırçayı yedi. ama o diretti; parayı dağıtarak daha büyük bir kazanç elde etmişti. babası ne yapacağım bu çocukla diye düşünürken, aklına kızı geldi. kızından, ona bir iş bulmasını istedi. kızı ise ona tahıl ambarında iş buldu. bu sefer dikiş tutturmuştu, iş yerinde sevildi ve sayıldı. bu sırada günlük olağan meditasyonlarını yaparken, müslüman mardana ile tanıştı. her sabah buluşup, kara nehirin orada beraber ibadet ediyorlardı. ama bir gün nehre yüzmeye giren nanak kayboldu. herkes öldü diye düşünürken, 3 gün sonra nehirden sağ salim çıktı ve ‘hindu yok, müslüman yok’dedi. artık onun mistik güçleri olduğuna herkes inanıyordu ve onu ‘guru’ilan ettiler.
bu olaydan sonra hayatı değişti; daha çok meditasyon yapmaya başladı. baktı olmuyor; kankası mardana ile şehri terk etti. ikisi bir nevi serseri hayatı sürdürdüler. gel zaman git zaman , artık inançları oturmaya başladı: tek bir tanrı var, müslüman yok, hindu yok, tüm insanlar kardeş.
guru nanak, bu aydınlanmadan sonra ülkesine geri döndü. kartarpur kentinde, oluşturduğu yeni dinin kurucusu olarak ve ona inananlardan oluşan bir topluluk kurdu. kural açıktı: hangi dinden veya statüden olursa olsun, tüm insanlar eşittir.
her şey iyi gidiyordu. babür şah o dönem agresif bir yayılma politikası izliyordu. sonra kafası hindistan’daki lodi hanedanlığı’na taktı. guru nanak ile yolları bu şekilde birleşti. nanak, savaş ve şiddet karşıtı söylemlerinden dolayı tutuklandı. kısa bir süre yattıktan sonra, babür şah kendisini huzuruna çağırdı.
nanak, ona inancıyla ilgili bilgi verdi; babür şah da etkilenmiş olacak ki,ona gördüğü bir rüyayı anlatıp yorumlamasını istedi. rüya kısaca şöyleydi: hindistan zenginlik içinde yüzerken birden yangın çıkıyor ve her şeyi yok ediyordu. nanak da fırsat bu fırsat diyerek rüyayı şöyle yorumladı: siz tüm inançlara saygı gösterirseniz hindistan’da bolluk olacak,eğer bu yoldan saparsa ülke üzerindeki hakimiyetini 7 kuşak içinde kaybedecekti. fazlasıyla ikna edici konuşmuş olacak ki, babür şah onun dediklerini harfiyen uyguladı ve çocuklarına da aynı öğüdü verdi.
guru nanak,1539 yılında , kartarpur/pakistan’da vefat etti.
guru nanak, pakistan doğumlu bir hintlidir. sonrasında kurduğu dinin içeriğini de etki edecek olan, müslüman komşuları tarafından büyütüldü. nanak, sandalyeden ayağı yere değer değmez, babası ona sığır çobanlığı görevini verdi. ama nanak zamanının çoğunu meditasyonla geçiriyor; başı boş kalan sığırlar da komşunun bahçelerine giriyorlardı. babası büyük ihtimalle ‘ne yapacağım bu tembel oğlanla’ demiştir. köylüler ise ,sıcak havanın etkisiyle olsa gerek, o meditasyon yaparken mistik olaylar oluyor diye yeminler ediyorlardı. hatta biri ‘bu çocuk ermiş gibi bir şey’ diye yeminler ederek, babasını onun din eğitimi alması konusunda ön ayak oldu. okulda onu ilk keşfeden öğretmeni oldu.
müslüman komşularından bahsetmiştim. onların da etkisiyle tek tanrı kavramı kafasında bu şekilde oturmuş oldu. ailesinin inandığı çok tanrılı dinleri reddetti; ha bir de hindistan’daki kast sistemini de. tanrı her kuluna eşit davranmalıydı; bu durumda kast sistemi de olmamalıydı.
sonrasında evlendi ve ticarete girdi. babası ise ‘madem evlendin elin iş tutsun’ diyerek onu ticarete yöneltmeye çalıştı. ona bir miktar para veren babası, ondan parayı katlamasını beklerken, o yolda gördüğü aç, fakirlere parayı dağıttı. döndüğünde tabi babasından fırçayı yedi. ama o diretti; parayı dağıtarak daha büyük bir kazanç elde etmişti. babası ne yapacağım bu çocukla diye düşünürken, aklına kızı geldi. kızından, ona bir iş bulmasını istedi. kızı ise ona tahıl ambarında iş buldu. bu sefer dikiş tutturmuştu, iş yerinde sevildi ve sayıldı. bu sırada günlük olağan meditasyonlarını yaparken, müslüman mardana ile tanıştı. her sabah buluşup, kara nehirin orada beraber ibadet ediyorlardı. ama bir gün nehre yüzmeye giren nanak kayboldu. herkes öldü diye düşünürken, 3 gün sonra nehirden sağ salim çıktı ve ‘hindu yok, müslüman yok’dedi. artık onun mistik güçleri olduğuna herkes inanıyordu ve onu ‘guru’ilan ettiler.
bu olaydan sonra hayatı değişti; daha çok meditasyon yapmaya başladı. baktı olmuyor; kankası mardana ile şehri terk etti. ikisi bir nevi serseri hayatı sürdürdüler. gel zaman git zaman , artık inançları oturmaya başladı: tek bir tanrı var, müslüman yok, hindu yok, tüm insanlar kardeş.
guru nanak, bu aydınlanmadan sonra ülkesine geri döndü. kartarpur kentinde, oluşturduğu yeni dinin kurucusu olarak ve ona inananlardan oluşan bir topluluk kurdu. kural açıktı: hangi dinden veya statüden olursa olsun, tüm insanlar eşittir.
her şey iyi gidiyordu. babür şah o dönem agresif bir yayılma politikası izliyordu. sonra kafası hindistan’daki lodi hanedanlığı’na taktı. guru nanak ile yolları bu şekilde birleşti. nanak, savaş ve şiddet karşıtı söylemlerinden dolayı tutuklandı. kısa bir süre yattıktan sonra, babür şah kendisini huzuruna çağırdı.
nanak, ona inancıyla ilgili bilgi verdi; babür şah da etkilenmiş olacak ki,ona gördüğü bir rüyayı anlatıp yorumlamasını istedi. rüya kısaca şöyleydi: hindistan zenginlik içinde yüzerken birden yangın çıkıyor ve her şeyi yok ediyordu. nanak da fırsat bu fırsat diyerek rüyayı şöyle yorumladı: siz tüm inançlara saygı gösterirseniz hindistan’da bolluk olacak,eğer bu yoldan saparsa ülke üzerindeki hakimiyetini 7 kuşak içinde kaybedecekti. fazlasıyla ikna edici konuşmuş olacak ki, babür şah onun dediklerini harfiyen uyguladı ve çocuklarına da aynı öğüdü verdi.
guru nanak,1539 yılında , kartarpur/pakistan’da vefat etti.
devamını gör...