hannibal (dizi)

filmlerin başarısından sonra bu kadar iyi bir yapım beklemiyordum. özellikle oyuncular çok uygun seçilmiş.
mads mikkelsen, anthony hopkins gibi bir efsaneden sonra hannibal efsanesini mükemmel oynamaya devam etmiş. will karakteri ile aralarında müthiş bir çekim vardı.

ilginç katiller ve onların ruh dünyasını araştıran katillerle fazla empati kurabilen bir ajan ile yemek yapmayı seven bir psikoloğu anlatan dizidir. hannibal psikiyatrist de olabilir emin olamadım şimdi, neyse onun da psikolojisi bozuk olduğu için başka bir psikoloğa gidiyor o hanım abla da güzel bir abla şimdi ne diyeceğimi bilemedim. çok iyi diziydi.

anormal durumlarda anormal hareketler normaldir repliği ile aklımda kaldı.

oyuncular ve karakter uyumları,çekim ışıkları , diyaloglar, işin içinden hep iş çıkması, abygale’in şaşırtan dönüşü… kanlı olsa da sadece kan üzerine vahşet üzerine yapılmamış sanki bir nevi kanı cinayeti sanatsallaştırmıştır. hannibal soğukkanlılığıyla ve cinayet işlerkenki sanki çok normal gündelik bir iş yapıyormuşçasına rahatlığı ile tüyleri diken diken etmeye yetiyor. başarılı ve akılda kalıcı bir dizi.

yamyamlık üzerine, kuzuların sessizliği filminden ilham alan bir dizi.

öncelikle anthony hopkins’in yarattığı o karakter üzerine gerçekten iyi bir oyunculuk gerekiyordu ki mads mikkelsen bu rolü fazlasıyla mükemmel oynamış.

2.dünya savaşı sırasında anne ve babasını kaybeden hannibal, kardeşi ile saldırıya uğrar. savaşın getirdiği kıtlık nedeniyle, kardeşi bir takım adamlarca öldürülüp yenir. hannibal’ın kaybedecek bir şeyi yoktur; sadece tek bir amacı vardır: kardeşini yiyen bu adamlardan intikam almak. ileriki yıllarda bunu başaran lecter, ilk insan eti deneyimini de bu kurbanlarında deneyimler.

bu lecter’ın çocukluğu ve gençliği. sonrasında tıp eğitimi alır. dizideki karakteri: soğukkanlı, sosyal ilişkileri kuvvetli, zeki, evinde misafir ağırlamayı seven, sanata ve iyi müzikten anlayan bir doktor. bildiğim kadarıyla, oyuncunun makyajına da özellikle yeşil tonları verilmiş;insan eti tüketenlerin ten renklerinde koyulaşma görüldüğünden( bu sadece varsayım, insan eti yiyen biri görmedim(u: ?)

will graham karakteri ise hugh dancy tarafından canlandırılmış. dizi çoğunlukla ikisi arasında geçiyor. sorun şu: müthiş yetenekli bir katil profil uzmanı olan will, neden hannibal’ı bu kadar geç farketti?

ayrıca x files’tan tanıdığımız gillian anderson, x files’taki rolü gibi yine soğukkanlı ve cool bir karakter çizmiş.

sahneleri gerçekten akla kazınan bir dizi. özellikle mads’i başka rollerde gördüğümde bile ürküyorum. bu onun ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. ayrıca gece ilaçların etkisiyle gördüğüm kabusta, uçan kaçanı öldürdükten sonra beni kovalarken uyandım neyse ki* . kabusun üzerine bu başlığı görmem de gario bir tesadüf oldu tabi.

thomas harris tarafından yazılan 4 kitaplık serinin red dragon kitabından uyarlanan korku gerilim dizisidir.
nbc tarafından yayınlanan bryan fuller tarafından geliştirilen diziye çok ayrı bir hayranlığım bulunmakta.
dizide tansiyon düşmüyor hannibal, will ve jack arasındaki güçler dengesinin sürekli değişmesi izleyeni diken üstünde tutmakta. bu dizide oyunculuğuyla öne çıkan mads mikkelsen ve hugh dancy gerçekten de çok üstün bir performan sergiliyorlar.
işlenen her bir cinayet hem hannibal için hem de biz izliyenler için başlı başına bi sanat eseri gibi yansıtılıyor.
gelelim dizi içindeki gerilim müziklerine ve geçiş sahnelerine. will'in kendini transa geçirir gibi düşünme sürecine girdiğimiz sahneyi kim tasarladıysa cidden eline sağlık daha iyisini hiçbir yerde görmedim. gergin sahnelerderdeki müzik seçimleri ise parça başlar başlamaz geriyor ve başarılı.
dizinin sinamatografisiyle ilgilenen john mathieson çok başarılı bir iş çıkarmış. öyle sahneler var ki ya bu açıdan çekmek nerden aklına geldi dedirtiyor (örneğin hannibal'ın gittiği opera sahnesi)
dizi içinde yamyamlığı da bulundurduğundan mideniz ve psikolojiniz sağlam değilse izlemenizi tavsiye etmem.
this is my desing.

kuzuların sessizliği film'inden tanıdıdığımız yamyam entellektüel sosyal ve bir psikiyatr olan bir seri katil hannibal lecter ve will graham'ın detaylı ve felsefik bir şekilde anlatıldığı dizidir. bu dizi hannibal felsefesini yaratmıştır.

dizi polisiye bir diziden çok daha fazlasıdır katil zaten bellidir ve polisin içindedir.

will graham fbi için olay yeri incelemede çalışmaktadır. ama bunu diğer insanlardan ayıran temel özellik fotografik hafızası ve izdüşümü hayal gücüdür. olayı incelerken kendisini katil yerine koyar ve beyninde olayları anen canlandırır. bir an için katil psikolojisine sokar kendisini.

favori katilimiz hannibal lecter'in dikkatini de will graham'ın katilleri anlayabilme yetisi ilginç beyni çeker. sonunda o sakladığı gerçek hannibalı anlayabilecek birisini bulmuştur. aradığı nihai dost will graham dır.

hanniball lecter aynı zamanda will graham'ın psikoloğudur. her ne kadar kan ve cesetlerle iç içe olsa da cinayet işlemekten çekinen birisidir. hannibal lecter telkinleri ve psikoterapik ilaçlarla will graham'ı yönlendirmeye çalışacaktır.

hannibal'ın çeşitli hastalarını yönlendirip içlerinde ki kan tutkusunu katili ortaya çıkararak kendi deyimiyle yol gösterici olduğunu görebiliriz bu sahneler de oldukça ilgi çekici sizi diziye kitliyor.

will graham kendisine yapılan oyunu fark edip yakalayabilecek mi üzerine ilerliyor ilk sezon.

onun dışında hannibal karakteri'nin biseksüel olduğuna dair bazı işaretler var dizide ama ben delikanlı abimize yediremediğimden belirtmek istemedim.

dizi de emeği geçen yönetmeni ve senaristi tebrik ederim. oyuncular çok iyi seçilmiş dizi seyirciye öyle bir yansıtılmış ve anlatılmış ki izlerken adeta diziyi yaşayarak izliyorsunuz.

dizi sizi bir seri katile hayran bırakıyor aşık ediyor adeta. ve hannibalın yemek sahnelerinde acıkmıyor değilim hani adam bildiğin şef gibi.

diziyi tek bir müzikte anlatacak olsam son sezon da çalan bu müzikle anlatırım herhalde:

love crime -- türkçe alt yazılı

muhteşem bir mini dizi. hannibal filmleri de oldukça başarılıydı. hopkins'i ve mads'i seçmek çok yerinde. ıki oyuncu da hannibal için biçilmiş kaftan. hem psikolojik hem de polisiye olan seri oldukça akıcıydı.

bir adet yamyam psikolog, olay yerine girdiğinde tüm detayları bir bakışıyla kafasında kurgulayıp kendini katilin yerine koyarak "bence böyle oldu kanka" diyen bir adet fbi suçlu profili uzmanı ve matrixten tanıdığımız morpheusun fbi saha ajanlarından olduğu dizi.


-------spoiler---------


dizide yamyam doktorumuz kopya cinayetler işleyerek gönlünce sakatat toplamakta, yiyebileceğinden fazla et stokladığında da yemek partisi vererek bunları eşe dosta ikram etmektedir. tabi taklit ettiği hemen her katili will graham yakaladığından onun katilleri anlamadaki empati yeteneğine de ayrıca hayranlık duymaktadır. will graham ise senin benim saatlerce inceleyeceğimiz olay yerine bir bakış atıp sonrasında "bak buradan vurunca kan oraya sıçramış, sonra şuraya geçip alarm için önceden kaydettiği ses kaydını açmış. yerdeki ufak metal bize katilin demir işçisi olduğunu söylüyor. tabi bu aileyi kendi başına bulamaz haliyle ona yardım eden kurban rolünde biri daha gerekli. kızıdır o da kim olacak başka. arayıp bulalım hemen genç kızı olan demir işçisini" diyebilen ve bu tahmininde de haklı çıkan biridir. olayları algılayış biçimi ona muazzam bir empati yeteneği vermesinin yanı sıra aynı zamanda katilden etkilenip bir süre onunla aynı kafada olmasına sebep olduğundan pek ofisten çıkıp sahaya inen biri değildir. ayrıca beyninde de tümör vardır ki tüm o nevrozların, nöbetlerin sebebi de bu tümördür.

bizim doktorumuz hem onu tedavi edeceğim ayağına incelemekte hem de bu nevrozlarla başa çıkmasını sağlamaya çalışmaktadır. bazen beyninin ne şekilde çalıştığını anlamak için işlediği kopya cinayetlere çok ufak dokunuşlar yaparak aradaki farkı anlayıp anlamayacağını da test etmektedir. anladığını farkettiğinde de hemen bi komplo kurup will i içeri attırmıştır. sonuçta will katil psikolojisinde kalabiliyor ve neden cinayet işlemiş olmasın ki.

tabi bizimkinin tümörü bulunuyor, tedavi ediliyor. deliller her ne kadar will i gösterse de bir sebeple aklanıyor ve çıkıyor. sonrasında katilin hannibal olduğunu anlıyor ama onu açık edecek delili olmadığından nerede açık vereceğini anlamak için onun gibi düşünmeye başlıyor. bu empatisi hannibal in de dikkatinden kaçmıyor ve arkadaş oluyorlar. bu arada hannibal da az anasının gözü değil. bir çok kişiyi kışkırtarak cinayet işletmekte, sonrasında da onların taktiğiyle kendisi de cinayet işlemektedir. kısacası yakalanması bir yana farkedilmesi bile imkansızken bizim will bunu nasıl deşifre edeceğini düşünüyor.

dizinin sezonları filmlerin kronolojik sırasıyla çekilecekti ama kızıl ejder sezonundan sonrasına onay çıkmadığından o sezonda hannibal, will ve kızıl ejder birbirine giriyorlar ve sonunda da hepsi birden ölüyor.


----spoiler-----

hannibal ne zaman birinin bacağını, dalağını kızartıp yese dizide karnım acıkırdı. adam gerçekten ağzının tadını biliyor.

niyet ettim hannibal son sezonu izlemeye..
eddie izzard ne alaka hahaha şu dizide edi oynasın abi edi oynar diyen o deli kim acaba ben onu merak ediyorum..