orijinal adı: sekai no ovari to hahdo-boiruda-vandahrando
yazar: haruki murakami
yayım yılı: 1985
paralel evrende geçen iki öykünün arasında gidip gelen bir romandır. ilk öykümüz dünyanın sonuna çok az bir zaman varken yaşayan bir kahramanın hikayesini anlatırken ikinci öykü kafataslarından eski rüyaları okuyan, gölgesini kaybetmiş birini konu alır.
yazar: haruki murakami
yayım yılı: 1985
paralel evrende geçen iki öykünün arasında gidip gelen bir romandır. ilk öykümüz dünyanın sonuna çok az bir zaman varken yaşayan bir kahramanın hikayesini anlatırken ikinci öykü kafataslarından eski rüyaları okuyan, gölgesini kaybetmiş birini konu alır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "evernevergreen" tarafından 24.12.2020 18:33 tarihinde açılmıştır.
1.
çok sevdiğim ve çok beğendiğim bir haruki murakami kitabı. haruki murakami modern japon edebiyatının en önemli isimleriden, bu kitap da onun ilk çıkan eserlerinden yanlış hatırlamıyorsam. buna rağmen oldukça başarılı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. kendisi eşsiz bir hayal gücüne ve kendine has bir yazım tarzına sahip. bu kitabında her iki özelliğine de şahit oluyorsunuz. kitabın ilk kısımları biraz sıkıyor insanı fakat olaylar açıldıkça ve yazarın yazım tarzına alıştıkça akmaya başlıyor kitap. sonunda olayları öyle bir yere bağlıyor ki şaşıp kalıyorsunuz, hele ki o finali, ah o finali...
spoiler sayılıyor mu bilmiyorum fakat gene de riske atmak istemedim. kitaba beni çeken en önemli detaylardan birisi karakterlerin isimlerinin olmaması. ve ben bu ayrıntıyı çok sonra fark ettim, yazarın o kadar başarılı bir yazım tarzı var ki böyle bir olayı bile çok sonra fark ettirebiliyor. cidden enteresan bir olay.
kitabın finalindeki spoiler sayılmayacak çok sevdiğim bir alıntıyla noktalamak istiyorum entryi.
sesli sesli ağlamak istedim ama ağlayamazdım. gözyaşı akıtmak için fazlasıyla yaşlanmış, deneyimlerden geçmiştim. dünyada gözyaşı dökülemeyecek üzüntüler vardır işte. bunu kimseye anlatamayacağınız gibi, anlatsanız bile kimsenin anlayamayacağı türden şeylerdir. o üzüntü şekli hiç değişmeden, rüzgarsız bir gecede yağan kar gibi sessizce yüreğinizde birikir durur.
spoiler sayılıyor mu bilmiyorum fakat gene de riske atmak istemedim. kitaba beni çeken en önemli detaylardan birisi karakterlerin isimlerinin olmaması. ve ben bu ayrıntıyı çok sonra fark ettim, yazarın o kadar başarılı bir yazım tarzı var ki böyle bir olayı bile çok sonra fark ettirebiliyor. cidden enteresan bir olay.
kitabın finalindeki spoiler sayılmayacak çok sevdiğim bir alıntıyla noktalamak istiyorum entryi.
sesli sesli ağlamak istedim ama ağlayamazdım. gözyaşı akıtmak için fazlasıyla yaşlanmış, deneyimlerden geçmiştim. dünyada gözyaşı dökülemeyecek üzüntüler vardır işte. bunu kimseye anlatamayacağınız gibi, anlatsanız bile kimsenin anlayamayacağı türden şeylerdir. o üzüntü şekli hiç değişmeden, rüzgarsız bir gecede yağan kar gibi sessizce yüreğinizde birikir durur.
devamını gör...