yazarların hayatlarındaki son 6 ayda neler değiştiğini belirttikleri tanımdır.

son 6 ay, son altı ayda çok şey oldu.
ilk 2 ayı hatırlamıyorum bile, son 4 ayda 17 kilo verdim, eskisi gibi yemek yiyemiyorum, günde sadece 1 öğün, çoğunlukla da hiç.
eskiye kıyasla daha fazla sigara içiyorum, alkolik oldum ve kredi kartına birkaç bin lira borçlandım, kendimi tanıyamıyorum.

kafamı dağıtabilirim diye bir bilgisayar satın aldım, pek bir etkisi olmadı gibi, son zamanlarda ise sık sık kendimi bir yerlere boş boş bakarken buluyorum, sözlüğün kafamı dağıtmamda büyük bir payı oluyor.

üzgün ya da melankolik değilim, bir şey hissetmemeye başlayalı çok oldu, sadece soğuk hissediyorum, sanırım soğuk hissettiğim şeyi tam anlamıyla karşılıyor.

sadece post-rock dinliyorum, saatlerce.
ben kendimi uyuşturmaktan yoruldum sözlük, çabalamaktan çok yoruldum, bu yorgunluk tam anlamıyla iki gün önce çöktü.
eskiden gün içinde iyi hissettiğim ve enerjimin yükseldiği oluyordu ancak kararsızdı, artık kararlı bir hâle geldi ve tamamiyle yitirdim.

başlarda belki anlıktır diye düşündüm ancak değilmiş, pes etmek üzereyim.

umarım ölümüm yaşamımdan daha fazla etkili olur diyen genç kardeşim geliyor aklıma, belki bir ölüm bir şeyleri değiştirmez ama iki ölüm değiştirebilir.
devamını gör...
üniversiteye başladım.
23 yaşına girdim.
yeni bir şiirin peşine düştüm.
çok yazdım.
az okudum.
gözlük takmaya başladım.
hem aynı benim.
hemde asla eski ben değilim.
görünürde bir şey değişmese bile zihnimdeki her fikir her saniye değişiyor.
hayata bakışım, aldığım her nefese, üflediğim her mum sayısına göre değişiyor.
devamını gör...
en yakınlarımdan birini kaybettim, yüz yüze eğitime anca kavuştum, daha çok yazmaya başladım ve daha çok umursamamayı öğrendim.
devamını gör...
saçımı kestim, 8 kilo verdim, yıprandım, gezdim, aşık oldum, terkedildim, terkettim, sigarayı bıraktım, tekrar başladım, koleksiyonuma bir ilaç daha ekledim, çok okudum, içime kapandım, sözlüğe geri döndüm, yeni insanlar tanıdım, yeni insanlar sildim, ağlamayı unuttum, hissizleştim, kendimi sevdim...

"yedi çöl çevirdim kum saatinde. yine de gitmedi kaburgamdan ellerinin izi. "
devamını gör...
lise arkadaşlarımla 4 yıl sonra yeniden bi araya geldik, kendi 1+1 evime çıktım, stajlarım başladı, başka fakülteden bi kızla sanki 10yıllık arkadaşımmış gibi birden samimi çok iyi arkadaş olduk
devamını gör...
yurtdışına yerleşmek gibi utopik bir hayalim oldu. kafamın bir ucunda dönüp dolaşıyor şimdilik.

sabrı öğrendim.

iki çok sevdiğim insanı kaybettim.
herşeye bakışım değişti. ölüm artık korkutucu gelmiyor.

korktuğum hastalıklar vardı. şu an herşeye kader kısmet gözüyle bakıyorum.
devamını gör...
bir soru cümlesi.
devamını gör...
1.1.2023, pazar gününe ertelediğim biçok proje için ilk adımı attım. rica ederim alay etmeyin ama bazı retrolarda (bilhassa venüs retrosunda) ben inzivaya çekilirim. 2022 de retroyla başladı. üstelik venüs oğlak'ta geriledi. kırk günlük bir venüs retrosuyla başlayan bir yıl... venüs retrodayken çok sıkıntılı bir gezegendir. retro bi nevi silkelenme. ben de kendi haritamda 2023'ü çok ihtişamlı görüyordum yıllardır. haliyle büyük bütün eylemlerimi 2023'e ertelemiştim. 1 ocak pazar, 2023 tarihine kadar biriktirip sonra sunacaktım işlerimi. çünkü tarihsel olarak da 2023 benim için mühim bir yıl. planım buydu.

sayılar benim için çok önemlidir. çocuksu bir şey bu ama bazı tarihlerde, bazı sayılar yanyanayken falan asla büyük eylemde bulunmam. hiçbir 5 bana uğurlu gelmez örneğin. 5, 15, 25, 35... hiçbir 14'ü sevmem. merkür retrosunda neredeyse sıfır iletişimde kaldığım bir döneme girerim falan. en şiddetli zamanlarında kesinlikle eylemde bulunmam. manyakça biliyorum. 1'i 9'u, 23'ü, 6'yı 11'i, 19'u ve denk düşmeleri severim.

"şeyaparlar eşiği" deniyor ya, küfürsüz sözlük o yüzden kurala uyuyorum ama o eşiğe geldim. üretip biriktirmekten yorulmuştum. yığınla malzeme vardı elimde ve bir tarihi bekliyorlardı. bir hamle yapmam gerekiyordu. tembel biri değilimdir ama mükemmele ulaşmak için senelerimi harcayabilirim. iğneyle kuyu kazmak tam bir mükemmelliyetçinin işidir. yapar biliyorum. üşenmez de. bu huyumdan kurtuldum. "yeteri kadar iyi"yse tamamlanıyor artık zihnimde o iş. mükemmelliyetçilik bir hastalık. gerçekten bir hastalık. bu sizde de varsa rica ederim harekete geçin. her şeyin tamamlanmasını beklemeyin. her şeyin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin. ben bekledim ve çok çalıştım. kötü mü ettim? hayır ama zaman kaybettim. başka başka işleri de o sürede halledebilirdim. tek bir işe odaklanıp bahaneler bularak; "zaten pandemi döneminde başka bir şey yapılamaz bari oturup çalışayım" dedim ama başka şeyler de yapılabilirdi. yapamadım. aylak geçirdiğim günler oldu. daha iyi değerlendirebilirdim. yine de pişman değilim ama dediğim gibi daha iyisi olabilirdi.

o ilk adımı; "iyi ki" atmışım zira ben sürecin bu kadar ağır ilerleyeceğini, sürecin milyon tane prosedürü olduğunu, öngöremeyeceğim biçok masraf, biçok gereklilik ve biçok kısıtlayıcı olduğunu bilmiyordum. insan sayısı arttığında sorunlar da artıyor. bunu biliyordum ama hiç bu kadar yakinen tecrübe etmemiştim. birilerine güvenmek hep zordur ve güven sorunu nadiren yaşardım ama mükemmelliyetçiliğin verdiği kontrol etme isteği beni çok ama çok yordu. hayatımda bu kadar kilo aldığım bir dönemim hiç olmamıştı. her şey bittiğinde on kilo almıştım; "tamam bitti" dediğimde bende de pek bir şey kalmamıştı yani. bir örtük iflas tecrübe ettim. iktisadi olarak sıfırı gördüm. babamdan borç aldım. işi bitirmenin verdiği mutluluk da beni şımartınca direkt sporu bıraktım. sabahın köründe kalkıp spor yapan, yüzen ağırlık kaldıran ve santim santim her yerini ölçen bir narsist için çok radikal bir hamleydi bu. ama asıl beni üzen kendime olan saygımı çok azaltan şey hayatımda; "zorunluluk" olarak gördüğüm sporun bile çıkarlarıma yönelik olduğunu fark etmemdi. sandığım kadar erdemli falan olmadığımı, aşağıladığım biçok hareketi bizzat yapabildiğimi fark ettim ve kalbimde bir riya sezdim. sporu iyi görünmek için kullandığımı fark ettim. sağlık değil de sadece daha iyi görünmek için kendime inşa ettiğim bir sahte kimliğin altını dolduruyordu spor. erkekler beni bu halimle daha çok beğeniyordu. tabii olarak bıraktım. "artık beğenilmeye ihtiyacım yok" dedim ve tak, bıraktım. hata iki... yetti mi? no. bir büyük badireyi atlatmış olmanın şımarıklığıyla sistemli hale getirdiğim ve faydasını çok gördüğüm bazı alışkanlıkları da bıraktım. israf, daha paylaşımcı olmak, daha şefkatli olmak, birilerine muhakkak yardım etmek, dert dinlemek, mutluluğu paylaşmak, yüceltmek gibi bana da çok faydası olan eylemleri azalttım. daha bireysel bir hayata geçiş için hazırlanırken ayıldım. erken ayıldım bu sefer. dinsel olarak da bir rahatlama yaşadım ama o çok özel bir durum kirletmek istemiyorum onu anlatarak. kalbimde kalsın.

yani son altı ay hem zordu hem güzeldi. kendimle ilgili hem müthiş hem de çok sapkın, çok kötücül, çok riyakar tarafları keşfettim.
devamını gör...
10 sezonluk dizi yaşandı hangi birini anlatayım
devamını gör...
hedeflerim ve hayalerim değişti.
devamını gör...
çalışmaya başladım.
devamını gör...
yaşım.
devamını gör...
hayatım bitti
devamını gör...
birazcık daha mutluyum. birazcık daha yaşlandım. bu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"hayatın son altı ayında değişenler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim