hemşireye ceza amaçlı 500 kez ben salağım yazdırtan başhekim

sağlıkta şiddetin konuşulduğu ve farkındalık yaratmaya çalıştığımız şu günlerde güya hekim olan birinin başka bir çalışanına yaptığı zulümdür.
--- alıntı ---

antalya’daki kumluca devlet hastanesi’nde görev yapan başhekim ayşegül alkan'ın, hastaya müdahale etmek için alt kata inen bir hemşireyi yerinde göremeyince, hemşireye a4 kağıdına 500 kere “ben salağım görev yerimi terk ettim” yazdırdığı iddia edildi

--- alıntı ---
kaynak

(bkz: işsizlik korkusunun insana yaptırdıkları)

(bkz: mobbing).

hukuk ve tıp genelde taşra zihniyetinin meslek tercihleridir ve bunların egosuyla başa cıkamazsınız. küçük gölde büyük balık olan bu insanlar kendilerini mutlak surette yeterli ve tam güçlü zannetmekten gerçeklik algılarını kaybederler...

zor günler yaşıyoruz zor.

kendisine saygısı olanın yapmayacağı davranıştır. sen onu hemşireye yazdırmış olabilirsin, ne kadar egonu tatmin ettin? ne kadar hoşuna gitti? bir insanın onuru ne kadar kırabilirse o kadar kırmaya çalışıyorlar. ellerinden geleni yapıyorlar bunun için. uyarırsın, herkesin içinde değil çekersin kenara uyarırsın. insanları rencide ederek yapılacak iş değil bunlar. kendi hatasını örtmeye çalışan insanlar başkalarının ayıbını bağıra bağıra anlatırlar. yazık. mobbing.

ne mobbingtir ne baska bir sey. bu dupeduz adiliktir. umarim yetkili mercilere sikayet edilip hakkinda saglam bir sorusturma acilir. ınsanin onurunu kirmak bu kadar kolay olmamali...o degil de su haber bir daha gosterdi ki, ulkemin okumusu bile cahil.

eğer doğruysa bunu yaptırtan kişinin acil psikiyatri tedavisi görmesi gerekir.çok vahim bir durum.

üniversitelerde sağlıkçılar ve diğerleri, sağlıkta da tıpçılar (doktorlar kısaca) ve diğerleri olarak adlandırılan bir kast vardır. bu daha üniversite sınavına hazırlanırken başlar, hayat boyu da sürer. bu sebeple tüm doktorlar daha tıp fakültesi birinci sınıftan itibaren yüksek bir egoya sahip olur. o kadar kibirli olurlar ki zaman içinde sanki küçük dağları onlar yarattı.

işte bu minik tepecik sahipleri meslek hayatlarında da böyle devam ettiklerinde yukarıdaki gibi azotlu bir ortam oluşturur, her daim everest tepesinde ikamet ettiğini düşünür.

not; ben genelleyerek konuştum, sen hepsinin öyle olmadığını biliyorsun zaten. bi daha bi daha açıklattırma işte, sözümüz bahsi geçen müsvettelere.

doktoru olduğum hastanede bunu bir hemşireye yapacak başhekimin beynini ampute ederdim herhalde. salakça ego savaşlarına katılmadığım için çok mutluyum.

hala varmı kendini bu şekilde tatmin eden.

buradan

psikolojik şiddetin bir örneğidir. o kadar okuyorsun ama insan nasıl olamıyorsun örneğini bize gösteren başhekim.

o da bu emre itaat edip yazmışsa yazdıkları doğru demektir.
t: bir çeşit mobing.

şimdilik "iddia"dan ibaret olan haber.

kamu personeline haraketten hakkında soruşturma açılması gereken başhekim. hukuk devletinde tabii.

bunu yazan hemşire de ne bileyim... görevinle ilgili bir sorun varsa başhekimin tutanağını tutar gerekli görülürse bir soruşturma yersin bunun usulü budur. başhekim tıp fakültesinde yönetimle ilgili herhangi bir ders almadığı için olacağı bu. sadece doktorluğun öğretildiği fakülteden mezun olunca doktorluktan başka her işi yapman gerektiğini görünce sudan çıkmış balığa dönersin ama bunu da yaptırmazsın ya.

başhekimin bu konuda bir travma sahibi olduğunu düşündürtmüştür.

bu ülkede olan hiçbir şey beni şaşırtmadığı için sadece zoruma giden bir durum oldu. çok yazık .

insanı ahlaken eğitmeden zihnen eğitmek topluma bela kazandırmaktır.
(bkz: theodore roosevelt)

şu haberi aklıma getiren başlık.