her zaman en kötü olasılığı düşünmek

(bkz: sen önünü kış tut yaz gelirse bahtına)

hatadır. girişimleri engeller. motivasyonu yok eder. risk eşiği hesaplanıp yaparım bu işi deniyorsa diğer ihtimalleri düşünmeden ve geri dönmeyi de düşünmeden yürüyecek ısrar edeceksin.

kararında akıllı olacak ama hayatını kararacak riskler almak çok tehlikelidir.

yaa kardeşim ben fıtığım vardı benim, dedim kesin kanserim 3. derece, değilmiş fakat olabilirdi de... bu kesin tümor. ur bu ur, eskiler bilir uru.

bu yüzden hiçbir insani ilişkim çok sürmüyor. yalnızlaştırıcı bir şey.

karamsar insan.
her zaman en kötü olasılığı düşünürken beraberinde iyi olasılığı da düşünüyorsa yani aynı anda aynı konu için yapabiliyorsa konular hakkında nötr demektir ve doğru sonuca ulaşması daha mümkündür.

bazen en kötü olasılığı düşünüyorsa da olur bazen sadece başka bir olasılık yoktur işte ama her zamansa biraz yorucu bir hayatı var demektir. çevresini de yorar bu karamsar insanlar.

en kötü olasılığa göre düşünüp ona da çözüm bulmak tabi lazim. hazırlıksız olmaktan iyidir ama paranoya tarzi sadece düşünüp kafayi yiyenler igrenc. normal ol kk

dönem 'yeni türkiye'sindeyseniz tek yapmanız gereken şey budur zaten. ki bu konuda bile "yok artık"lara da hazırlıklı olmanız gerekir. unutmayın ki sloganları 'yaparsa akp yapar.' olanlarca yönetiliyoruz.

en kötüsünü düşün, en iyisini umut et mottomuz bu.

iyi bir tasarımcının düşünce yapısı bu olmalıdır.
ne demişler "en aptal birinin bozamayacağı bir cihazı bile bozabilecek aptallar vardır dünyada."
yani yaptığınız şey o son aptalın bile bozamayacağı bir şey olmalı.
-----
yüksek gerilim test cihazımız kapalı kapı arkasında dururdu. kullanacak olan yerdeki yalıtkan matın üstüne çıkar, ellerine 10binvolt yalıtımı olan eldiveni giyer, test edilecek objeyi masa üzerindeki yalıtkan mata koyar, uçları arkasına basınca dışarı çıkan test kablolarını test objesine bağlar, sonra iki eliyle iki butona birden basarak 3bin volt verirdi nesneye. test cihazına sadece 1 kişi yanaşabilirdi.
hah, işte iki stajyer öğle tatilinde duvardan atlayarak odaya girmiş, kabloları dışarı çekmiş. biri kabloları şakaklarına değdirdikten sonra diğeri butonlara basmış. butonlara basan ürkek davrandığı için arkadaşının kafasına 3bin voltu çok kısa süre vermiş. biz öğleden sonra mesai başlayınca yanıma gelip "abi arkadaşın başı ağrıyor" dedikten sonra öğrendik. çocuğun beyninin olmaması hayatını kurtarmış. sonra nasıl böyle aptallara karşı önlem alırız diye düşündük.

ben yaptıklarımın sonuçlarını düşünerek hareket eden birisi değilim. hiç olmadım. çünkü bu herhangi bir eylemin sonucunu bilebileceğin bir düzlem değil. sebep-sonuç ilişkisi sadece sanrıdan ibaret. yapmak isteyip de yapamadığı şeyleri ya da yaptıktan sonra olanların sorumluluğunu alamayanların kendini avutma yöntemi şudur; neden böyle oldu? şu şu şu sebepten. neden yapamadım? şu şu şu sebepten. ama sadece mesela gücü yetmediğinden, kabiliyeti olmadığından değil. hep dışsal bir bahane. belki de içten içe zaten yapmak istemiyordun. mesela karını aldattın, ya da kocanı. neden? bir tarafların kalktı ve kendine hakim olamadın, o kadar. yok, benimle ilgilenmiyordu falan. geç bunları. özgür olan istedim der, köleler bahanelere, nedenlere sığınır. bu arada akılma bir şarkı geldi, onu atayım lan bari;

aha. bak işte. ich will. bu kadar basit.

en kötü olasılığı düşünmek beynin savunma mekanizmasıdır. oldukça insanidir fakat sadece kötüye odaklanmak yorar ve yaşam kalitesini düşürür.
insan beyninin çalışma mekanizması olasılık dahilindeki her türlü kötü senaryoyu sana sunmak ve olasılık düşük olsa da seni bu duruma hazırlamak üzerine kurulu. yüce rabbimiz ayarını böyle yapmış. ancak sağlıklı olan; iyi olasılıkları da işin içine katıp görmezden gelmemek. odak noktamızı pozitife çevirebilsek aslında daha mutlu bireyler olacağız.

küçükken çok sagopa'ya maruz kaldınız mı?

düşünürüm ama kendimden başka kimseye söyleyip darlamam. iyi tanıyanlar suratımdaki tedirginliği okuyabilirler ama o da nadir olur.
bir korunma biçimi bu, kötü olasılığa ön hazırlık diyelim hatta önlem almak için zaman kazanma.

#3681092
bendir

kendini tükettiği gibi etrafındakileri de tüketir bu tipler.

mantıksız.

şimdi şöyle bir düşünelim. yolun başında ya bu yolun sonu boka çıkarsa diye o yola girmemek ne bileyim…

hani bir söz var kötü şeyler yaşarım korkusu ile iyi şeyleri de yaşamıyorsun gibi bir şey.

yolun neye evrileceği, yolda nelerle karşılaşacağımızı bilemeyiz.

yaptığımdır. bu aralar daha da artı. üzerimde seks eksikliğinden de kaynaklı gerginlik var. her şey bomboş ve kötü geliyor. hayattan hiç bir tat alamıyorum.