hiç gelmeyecek birini beklemek

en azından bekledim diyerek kendini avutacak olan kişi...

çocukluğumda okuduğum karikatürist kemal gökhan gürses'in ağaç yaşken eğilir çizgi öykü dizi*sinden aslında bunların hepsi hikâye'de geçtiğini tahmin ettiğim 'hiç gelmeyecek birini beklemek' temalı bir bölüm anımsıyorum. godot'yu beklerken nasıl bir ruh hâli, nasıl bir boşlukta gayesiz devinim ise o bölüm de öyleydi işte. beklenen bazen ömür törpüsü bir kişidir. o kişi aslında sensindir. gelmez. gelmezsin. günler bir yüzünde pespayelik, bir yüzünde ihtişamla gelir geçer. insan sûretlerinin ayrıtları belirsizleşir. günler aylara ve aylar yıllara devreder umudu. oksitli umutlar çoktan zehirlemiştir benliği.

mutlak anlamda tanımsızlıktır.
ısırmış kuyruğunu bir yılandan farksızdır.
ne 'o' gelecektir ne de sen gideceksindir.
bekleyiş... bekle... bek...
arafta sıkışmışlık bu olsa gerektir.

(bkz: ismail abi)

leyla ile mecnun'daki ismail abi olduğunuzun göstergesidir.

umarım kimse yaşamaz bu duyguyu. şakası yok.

rüyalarına girmese iyi de giriyor işte. bir de biliyorsun rüya olduğunu bir süre sonra, sık sık görüp alışınca yani. geçer denip bir türlü geçmeyen acı.

hiç hayal kırıklığına uğramamak için mantıklı olan.

beklemeyin. gerçekleşmeyecek şeyleri umut etmek sizi delirtebilir.

eğer beklediğiniz kişi vefat ettiyse baş sağlığı dilerim.
ama beklediğiniz kişi yaşıyorsa ve o sizi düşünmeyip sizi onu düşünüyorsanız
yani karşılıksızsa aklınızla alay ederim.
eğer ki sevgili durumu ise;
bana demeyin ki sevda bu diye
çocuk musunuz lan ? sanki elinizden oyuncağınız alınmış gibi ağlıyorsunuz.
emin olun daha güzel bir oyuncak hayatınıza girerse her şeyi unutursunuz.
bu davranışlar kişinin kendini düşündüğünü gösterir zira karşıda ki bir beden öte bir bilinç
ve o kişi sizin ile birlikte olmak zorunda değil. bu durumda ağlayanlar çocuk örneğinden farksızdır.
ve karşısındakini bir nesne olarak görüyordur.
yolunuza bakınız efenim hayat devam ediyor.

üzücüdür.

beklenen gelse hayallerdeki gibi gelmeyecektir ki bırakın gelmesin ben beklemeyi sevdim.içimde öyle güzelsin ki onu kirletmeyeceğim seninle

insanı yaşlandırma etkisine sahip eylemdir.

sen sevdiğinin sesini unutmak ne demek bilir misin?
mecnun ç.

önceden birbirlerini çok seven hayran olduğum çiftler olurdu, kıskanırdım. birinin de beni böyle çok sevmesini hep isterdim ama sank hiç olmayacakmış gibi gelirdi, oldu. bu bence gerçekten çok büyük bir hediye. iki kişinin birbirini aynı anda büyük bir aşkla sevmesi. mükemmel bir his.

kapı çalınır gibi olur bir an,
telefonun titrediğini duyar gibi olursunuz,
beklediğiniz birisi değildir aslında,kim diye düşünseniz sadece bir siluet canlanır aklınızda.
aslında olan şey umut etmektir.
biri gelsin ve alıp çıkarsın beni bu girdabın içinden, bir kaç dakikalığına olsa bile.
kimse gelmez.
kimse aramaz.

bekle dedi gitti ,
ben beklemedim o da gelmedi,
ölüm gibi bi şey oldu
ama kimse ölmedi...*

neden yada niçin beklediğimi bilmiyorum, başkasına da gidilmiyor zaten. sadece sesini duysam yeter bu bile insanı beklemesine sevmesine yetiyor. onu da duymasam aynı gökyüzünü aynı güneşi gördük diye teselli ediyorum kendimi.

canım abim. dün 7 yıl oldu.

ve şu saat geldiğin anda
durabilir sevincinden
zaman çıldırabilir
çünkü benim dünyamda
ölümsüzlük, seni sevmek demektir.
ümit yaşar oğuzcan/bekleyenler için.

eğer aşk temalı bir beklemeyse , ya gelmeyeni beklemek tuhaftır. ya da ''hiç gelmeyecek'' tanımı yanlıştır.
amaaaa iş kalbe geldiğinde ise o beklemek ne güzel beklemektir. beyin her ne kadar küfürler savursa dahi kalp dinlemeyip beklemeye devam edecektir. etmelidir de.

beklemek güzeldir, doğru durakta derler. bakarsın karşındaki durakları şaşırır yanına gelir. olamaz mı? olabilir.