hizmet sektörü çalışanlarından sürekli ilgi beklemek

bir kapitalizm getirisi.

farkında bile olmadan, hizmet aldığımız her yerde ve daima bir ilgi bekliyoruz. bir lokantada garsonun anında gülümseyerek siparişimizi almasını, kasiyerin yerlere kadar eğilerek iyi günler demesini ve daha bir sürü şeyi.

yemeğimiz biraz geç kalsa sinirleniyoruz da ayrıca. bir aksilik çıkmış olabileceği fikri aklımıza gelmiyor bile. bana ne kardeşim, o zaman gelip söyleselerdi hemen diye savunuyoruz kendimizi. oysa söyleselerdi dediğimiz de çalışanın gelip aksilik için ezilerek, binlerce kez özür dileyerek bize yalvarması. bunda bir sorun var, gerçekten.

market çalışanının selamımızı almamasına içerliyoruz, garson bizi görmese sinirden küplere biniyoruz. çıkarken iyi günler dediğimiz kasiyer iyi günler demese, ne kadar hödük diye düşünüyoruz. gülümsemeden sipariş almaya gelen garsona annemize sövmüş gibi bakıyoruz.

burada bir sorun var gerçekten. yalnızca tüm açıklığıyla ortaya koyamıyorum.

bizim toplumumuz ilgi köpeği olduğu için aradaki ufak bir statü farkında karşısındakini yermek için fırsat kolluyor. her meslek saygınlığı hak eder. hizmet sektörü de en zoru zaten sürekli birilerini memnun etmek zorundasın allah yardımcıları olsun.

hizmet sektörü mü anlatıyor escortlukmu anlatıyor anlamadım. düzgün yazın şunu.

öğretmen dersini bitiriverip evine gitmek, doktor ilaç yazıverip gönderivermek derdindedir bu ülkede. bence az bile ilgi bekliyoruz ki bunlar düzelmiyor, diye düşündüren başlıktır.

ilgi beklemiyorum, iyi hizmet bekliyorum, ee sonuçta bi güler yüz görmezsem bahşiş de bırakmak içimden gelmez. o güler yüzü istiyorum abi hoşuma gidiyor nazik olmak ve güler yüz

her sektörden gerekli hizmeti almak istiyoruz ne var bunda?

sürekli ilgi gösterilmek, pış pışlanmak, yüceltilmek falan değil gerektiği kadar medeni ve kibar hizmet bekliyorum. ben hizmetin değerini bilirim ve isterim, yani self servis yerlere gitmem mesela. bir yere gittimde de hak ettiğim hizmeti görmek isterim. tabii ki garson ne istediğimi soracak; hemen değil belki ama 30 dakika da beklemem. elbette sekreter ne için geldiğimi öğrenecek; ben kendi kendime bir saat oturmayacağım. eğer bunlar yapılıyorsa nedenini öğrenmek isterim, daha ne kadar bekleyeceğim sorarım. sormayayım mı?

oturmuşum cafe de sütlü kahve istiyorum, süt yagsız ve köpüklü olmasını rica ediyorum dedim bekledim 3 5dskika neyse bir yudum aldım nescafe 3ü1 arada sütlü köpüklü koymuş hayır tadını da biliyorum iğrençtir.
çağırdım garsonu ben ne istedim dedim "adisyonu açtı nescafe sütlü köpüklü" dedi
bir iki dakika boş baktım ve sonuca ulaşamayacağıma baktım.
evet hizmet sektörü olarak berbat ve işinizi yapmaktan nefret etmekle kalmayıp beceriksizler ordususunuz.
bu sebepten starbucks ta kahve içiyoruz.

ben asla ilgi beklemiyorum. sadece işini hakkıyla yapması yeterli benim için.

ölçülü olanı normaldir, ama bizim ortadoğu toplumunda yaşıyorsanız ve hizmet sektöründe çalışıyorsanız, peygamber sabrına sahip olmanız gerekiyor.
toplumun ne kadar pislik olduğunu iyi görüyorsunuz.
özellikle kekolar emir kipiyle sipariş veriyor ya, öldürürsün ya adamı. sakat bırakırsın yani öyle sıkıntı.
keza almancılar da öyle. bir gün hiç unutmam elimdeki tabağı bir almancının suratına geçirmiştim. tekme tokat dükkandan atmıştım elemanı. çok keyifliydi.

müşteri hizmet sektöründe çalışanı satın aldığını sanıyor. aslında hizmet satın alıyor. bunlar tamamen görgüyle alakalı. bundan dolayı ticari geçmişimde işletmecilik yaparken, ödediği parayı alıp, daha fazlasını eline verip buyurun paranızın üstü tekrar gelmeyin dediğim çok kişi olmuştur.

bu tarz insanlarda saygının zerresinin bulunduğuna inanmıyorum. en fazla 1-2 saat geçirecekleri işletmede çalışana hayatı zehir edenleri var. hayır x, senin etrafında pervane olmak için bu işe girmedi kimse. çalışanlar da sizden aşağıda ya da yukarıda olmayan normal insanlar. sektör hizmet olunca bu kul köle etme merakı nedir?

hayatınızda yaşadığınız, yaşamadığınız ya da eksikliğini duyduğunuz şeyleri kendi halinde çalışan insanlara kötü davranarak, yok yere onların zamanını çalarak tamamlayaamazsınız.

eğer patronunuz, müdürünüz bu tarz durumlarda arkanızda durmuyor, gerektiğinde sizi savunmuyorsa o daha da büyük sorun. gerektiğinde tepki göstermekten bile imtina edilir bu durumda. zaten kötü olan gidişat iyiden iyiye kötüleşir. her şeyden önce çalışanlar da insandır, önce bunda anlaşalım.

kimse kusura bakmasın ama keyif almak için gittiğim bir yerde kimse asık suratla kafama vurur gibi hizmet edemez.

hazır ürünü alıp getirmek %20 gülümsemek, mümkünse havadan sudan sohbet etmek hizmetin %80 'i.

erkeklerden değil de kadın çalışanların bana bir 'ne istersiniz' sözü borçlu olduğuna inanıyorum.

keşke her gittiğim barda full kadın çalışsa.

bazen içeri bi giriyorsun 3 tane yırtık pırtık kotlu amele üniversite öğrencisi bakıyor yüzüne.

kızlar öyle mi.. cam gibiler maşalaaa.

yıllarca hizmet sektöründe bulunmak zorunda kalmış biri olarak insanlardan nefret etmemi sağlayan beklenti. silkerim sizin nazınızı, isteğinizi, tribinizi.
yiyeceğinizi yiyin, içeceğinizi için defolup gidin.

bazı işler sevilmeden yapılmaz; öğretmenlik gibi, hizmet sektöründe çalışmak gibi...

bu yol da öyle ya da böyle seçilmişse güleryüzlü, tahammüllü, anlayışlı olmak zaruri.

hizmet almak için para verdiğim düşünülürse mantıklı bir beklentidir. genel olarak ortalama ya da altı bir mekanda- otelde vs iseniz fiyat performans doğrultusunda bakarsanız. kendisine kul köle olunmasını bekleyen öküzler hariç, herkes verdiği para doğrultusunda hizmet almayı hak eder. eğer gittiğiniz yer, mekanın sahibinden, müşterisine edep adap bilen bir yerse zaten herkes konumunu, durumunu ve nasıl davranması gerektiğini, ne iş yaptığını, iş tanımının içinde bulunan görevleri bilir. bir mekanda, bana ye iç defol git şeklinde davranan biri olursa, şikayet ettiği işi bırakması için elimden ne gelirse yaparım.

sürekli ilgi beklemiyoruz elbette ki kendim de bir bakıma turizm alakalı bir meslekle hayatıma devam eden biri olarak, asgari düzeyde olması gereken bir iş düzeni ve takibi, asgari düzeyde gerekli iyi iletişim kurabilme kabiliyeti olması gerekendir. belirli bir düzeyde bunu beceremiyorsan, zorsunuyorsan bu işe bulaşmayacaksın.

misal, geldiğim teknede diyorlar ki, mutfak lavabosu tıkanmış, söküp bakacağız.
lavabo açıcı döktüm, içinden fokurdayarak çıkanlar kan dondurur.
mutfakta pis olmayacaksın mesela. dağınık olmayacaksın. her işin kendine göre minimum düzeydeki gerekliliklerini karşılamıyorsan, yer işgal etme.

ay yok öf. ilgi alakadan, her şeyin dört dörtlük olmasından sıkılırım. -1 kaprisli müşteriyimdir. ikidir yeni bir meyhane bulduk oraya takılıyoruz. dedik ki , yani sabah akşam görüşeceğiz sizlerle, öyle duruyor. sahipleri de güzel temiz çocuklar. garson beyabilerden tek ricamız oldu.
masadaki her şeyi getirmesen de olur. dışarıda kar da yağsa, buzlu suyumuz ve buzumuz hep olsun. meze koyarsan yeriz, aç mısın dersen düşünürüz, meyve getirirsen sen bilirsin.

başkası daha talepkâr olabilir. bizdeki hava durumu böyle.