yasak aşklardan, 3. sınıf entrikalardan, bol bol ağalardan ve törelerden beslenen vasat ötesi sektör
devamını gör...
bu sene az çok kendini toparlıyor sanki. önce masumlar apartmanı ve kırmızı oda, ardından sadakatsiz geldi. mucize doktor'da aynı şekilde idare ediyor.
devamını gör...
dizinin ilk bölümünde ileride birbirine aşık olacak, ancak ilk bölümlüğüne birbiriyle kavga eden bir kadın bir de erkek oyuncu kullanmak en temel farzlarıdır. bu olmazsa dizi önerileri kabul görmüyor çünkü.
devamını gör...
süper baba, kara melek gibi popüler ve güzel istisnalar da çıkarmıştır. behzat ç., kaygısızlar ve leyla ile mecnun gibi, hedefi reyting birinciliği olmayan fakat kemikleşmiş bir kitleye sahip, nispeten düşük bütçeli güzel örnekleri de mevcuttur.

bunların dışındaki örnekler ise maalesef "kapı dinleme", "telefon dinleme" gibi mistik öğelere sahiptir ve bütün hikaye bunun üzerine kurgulanır. 10 bölüm süren, uzatıldıkça uzatılan sırlar, kapı dinleme ile öğrenilir.
devamını gör...
leş bir sektördür. aynı oyuncular, ilk bölümden sonraki 10 bölümü tahmin edeceğiniz kadar klişe senaryolar, yabancı dizilerin çakma uyarlamaları, araya sokulan bitmek bilmeyen reklamlar derken izlenesi bir yanı yoktur bu sektörden çıkan dizilerin. heleki dizinin son sahnesini verip araya 5dk reklam sokup son sahneyi tekrar verip bitiş jeneriğini giriyorlar ya televizyona kafa atasım geliyor.
devamını gör...
en iyisinin bile kötü olduğu dizi sektörü.
her hafta uzun metraj film süreleriyle yayınlanan dizilerdir. süreyi uzun tutmak için boş boş bakışmalar, gereksiz diyaloglar kullanılır. bu yüzden dizilerin kalitesi aynı oranda düşmektedir.
devamını gör...
yeditepe istanbul, 7 numara gibi güzel örnekleri de mevcuttur ancak güzel örnekleri dahi birçok klişe barındırıyor. açıkçası yapım ne kadar kaliteli olursa olsun duygusal hikayeler izlemek ciddi bir şekilde insanları bayıyor. behzat ç. bile bu aşk muhabbetleri içine girdi, liseliler mi çekiyor bu diziyi anlamıyorum, sokakta bile bu kadar bayık aşk hikayeleri yok artık. tamam çocuğunun cesedi başında sevişen iki kardeş gösterin demiyoruz da, birazcık konsept ve fikir değiştirin, bir sektör bu kadar mı determinist bir çizgide olur anlamıyorum
devamını gör...
çoğu uyarlama, töre, intikam, konak, mafya, kadın dizilerinden ibarettir. şuana kadar özgün, güzel bir diziye rastlamadım.
devamını gör...
- tam bir çıkmazın içindeyim. sanırım bu sefer yenildik cavit, elimden hiçbir şey gelmiyor...
+ boş ver be cevat abi, atı alan üsküdarı geçti zaten, artık bu konuyu kapatalım.
- evet hakl- dur bir saniye ! cavit oğlum sen bir dahisin ?
+ öyle miyim ? öyleyim tabi ıhıhıhı. peki neden cevat abi ?
- koçum benim tüm sırrı çözdün, daha yeni ne dedin sen ?
+ ııı kapatalım bu konuyu dedim.
- hayır oğlum hayır ondan önce ne dedin ?
+ geçti zaten ?
- hayır hayır ! ondan önce
+ üsküdar dedim abi.
- ondan önce ne dedin olum cavit ?
+ at dedim cevat abi.
- evet be oğlum yaşşa be ! at tabi ! nasıl göremedik gözümüzün önündeki şeyi, aferim len cavit !

gibi muhabbetlere gebedir. tabi arada hollywood'da da rastlıyoruz bunlara.
devamını gör...
10.
seyirciye yansıyan ve çok yakınılan kalitesizlik durumunun yanında, 'sektör'ün kendisi ve arka plan olaylar da çirkinlikten ve kalitesizlikten adeta yıkılmaktadır.

bir kaç sene önce 'yerli dizi yersiz uzun' sloganıyla yola çıkan set emekçileri dertlerini anlatmaya çalıştı, lakin mimarazzi ya da sinirli mimarlar oluşumu gibi pek de sonuç vermedi.

dizi setlerinde yapılan işin sanatsal kalitesizliği, estetik yoksulluğu, senaryoların orjinallikten uzak olması gibi tatsızlıkların temelinde ; arz-talep dengesinin yanında bir de gereksiz uzunluk mevzusu var.

normalde 2 saatlik bir sinema filmi en az 6 ay gibi bir sürede çekilir. bağımsız yapımlarda bütçe denkleşmesi, oyuncu iknası, mekan bulunması derken bu süre çok daha fazla uzar.
oysa yönetmenden ve senaristten çok yapımcıların kelamının geçtiği dizi sektöründe fon akışı sıkıntısı olmamasına rağmen kalite sıkıntısı yaşanır. haftada bir 90 dakika ve üstü bir yapım çıkarmak, dile kolay.
bu yüzden dizi içeriğinde 5-6 dk süren bakışma sahneleri -arkada fon müziği- , gereksiz diyaloglar, evden arabaya yürüme sahneleri gibi goygoylar görülmektedir.

set çalışanlarının haliyse ortaya çıkan ürün kalitesinden daha önemli bir vehamette. işin yaratıcılık boyutu perdelendiği için sinema-tv okullarından mezun olan kişiler, teknik hamallıklarla yoğrulmuş işleri yapmak zorunda bırakılıyor. kuleshov'dan eisenstein'den bergman'dan bahseden bir eğitim alıp, yetenek sizsiniz'i var eden ekipte olmak için haftada 6 gününün 20şer saatini veren bünyelerin gerek bedensel gerek zihinsel tükenmişlik sendromları yaşaması doğal değil midir?

bütçe konusu ayrı bir mevzu, diziler kendisini finanse edebilmek ve bir kanalda gösterilebilmek için reklam gelirinden başka bir şey vaad etmiyor. dolayısıyla dizi uzatılarak araya daha fazla reklam girmesi sağlanıyor böylece finansman parkuru tamamlanmış oluyor.

mimarlığı domine eden köylü kurnazı müteahhitlerse, tv sektörünü de domine eden aynı zihniyetteki insanlar.

işin komik yanıysa yönetmeninden senaristinden tutun da ışık ve sanat departmanı asistanlarına kadar herkes, gidip yapımcılarla birlikte eylem yapıyor. patronunu yanına alarak grev yapan tekel işçisi gibi.

sonuç olarak 3 gün sette gecelemek, üşümemek için soyunma kabininde bulduğu avşar kızının atkısını ayaklarına sarmak, set bitince eve kendisini zor atmak hatta giderken aşırı yorgunluk ve uykusuzluktan ötürü yolda kazalar geçirmek, 'bir arkadaş' vasıtasıyla bulunan spontane işlerle hayatını sürdürmek, çalıştığı bir setten parayı 1 yıl sonra zar zor almak , sigortayı bırak yapım tutulmayıp yayından kaldırılırsa işsiz kalacak olmak gibi şeylerin normalleştiği; herkesin cepten yiyip borca battığı; en büyük sevdalılarının idealistlerinin bile eğer alt kademelerden set hayatına başlamışlarsa en fazla 10 yıl içinde pes edip başka bir iş koluna atladığı bir sektör.

kalite mi? bu insanlardan kaliteli iş beklemek; dayak yeme korkusundan herkesin tus'ta cildiye gibi daha az sorun çıkabilecek alanları seçtiği, hevesli genç mimarların 'corbusier, aalto' diye sayıklaya sayıklaya autocad başında uzman teknikerlik yapmakta olduğu, makine mühendislerinin doğalgaz tesisatçılığı ile uğraştığı bir ülkede biraz fazla beklentiye giriyor.

oluru bu kadar ablam yoksa valla seni mi kırıcaz?
devamını gör...
11.
bu memleketimin dizilerine ayıracak vaktim yok. hem bir akşam televizyon karşısına geçip izleyeceğim desem, gerçekten filmin devamını getiremiyorum sıkılıp bırakıyorum. bana kalırsa hem senaryolar çok sığ, belirli klişeler üzerinden gidiyor. bu diziler akla ne hikmetse hem senaryo sıkıntısı var, buna rağmen bu adamlar bu saçmalıkları televizyon izleyicisine 90 dakika yutturmaya çalışıyor. mantıklı bir tv izleyicisi bu işkenceye 90 dk dayanamaz mümkün değil. yeni diziler diyorlar, bir bakıyorsun, yıllardır aynı olay örgüsü, aynı karakterler; zenginler, fakirler, yatlar, katlar, arabalar, entrikalar da entrikalar... bu esas kızlar, oğlanlar türlü kepazeliklerine rağmen yine dizideki hayatlarında gayet şanslıdırlar, dört ayak üstüne düşerler. gerçek hayattan bi haber dizilerimiz. biraz toplumcu gerçekçi çizgide olsalar. sıradan insanların, kendi emeğiyle, alnının teriyle hayat mücadelesi veren o kadar çok insan var ki bu memlekette. bir dışarı çıksınlar bir sürü hikaye çıkar şu memleketten. ama adamlar ısrarla temcit pilavı gibi aynı saçmalıkları izletmeye çalışıyorlar. bir de gözümden kaçmadı şu klasikleşmiş romanları güya diziye uyarlıyorlar. bu ne utanmazlıktır ! ne cüretle insanların severek okuduğu bu hayat hikayelerini saçmalıklarla dolduruyorlar. bu kibir, ne utanmazlıktır, ne cesaretle yazarın vermek istediği özü nasıl yok ederler, yazarın ölmüş bir yazarın anısına emeğine bir hakarettir. başka bir şey değil.
devamını gör...
12.
arkada çalan müzik eşliğinde yaklaşık 1 dakika boyunca bakisma daha sonra müziğin şiddeti arttıkça bakışlar değişiyor 1-2 dakika da buradan gidiyor.
devamını gör...
13.
şimdi yakın dönemden örnek alacak olursak. senaryoda artık darala olması nedeniyle final söylentisi çıkan çukur var karşımızda.

buna benzer olarak gerçek hayat hikayelerinin bir tutması ile birlikte hurra herkes bu tür dizilere daldılar e haliyle de standart kurguda olan diziler tamamen sarsıldı ama hangi dizi etkilenmedi ? sadakatsiz , çünkü hemen hemen herkesin ortak çevresinde bu tür yada benzeri olaylar olması nedeniyle sevdik ama üstüne bir de şikayet ettik şikayette 1. sırada çıktılar üstüne pr yaptılar reytingleri de tavan yaptılar. sektör benim gördüğüm kadarı ile bu. acunn medya kurtaramaz yani dizi sektörünü.
devamını gör...
murat sonerinde dediği gibi ' önlerine ne versek yerler' mantığıyla ilerleyen sektör.
devamını gör...
10 kişi birine aşık.adam çok zengin ama öyle böyle değil kızda güzel ama sakar.değişmez bu kural.
devamını gör...
bitmiş bir sektör.
arka sokaklar ve sefirin kızı hariç hiçbir dizi bana oyunculuklarını hissettiremiyor.
botoksu yaptıran oyuncu oluyor. ne güzel dünya. zaten halkın da görmek istediği oyunculuk falan değil, oradaki mesaj değil, yalnızca ve yalnızca oradakilerin güzelliği, yakışıklılığı, daimi çözülmez aşk üçgeni.
devamını gör...
2 saati aşan diziler fazla çekilmiyor.
devamını gör...
siyasal islamdan fazlaca etkilenmiştir.
asmalı konak, bir dönemin efsanesi, londra'da başlayıp, new york sokaklarında son bulmuştu.
özcan bey yeni dizi yapmış, dubai veya katar'da başlıyor, fragmanda aşırı itici partneri ve kendisi safari yapıyordu.
libya'da hafter'ci güçler tarafından başrol kadının öldürülerek son bulacağı dizidir.
günümüz şartlarına en uygunu ve makul olan budur.
devamını gör...
günümüzde çöp hale gelmiştir, kokuşmuştur, ülkemizdeki her sektör gibi.
köle gibi çalışırsın ama hakkını alamazsın, tamamıyla sömürü üzerine kurulu bir düzendir.
ah nerede o yedi numara, yeditepe istanbul, süper baba, koçum benim, bir istanbul masalı... her şey kalitesizleşti izletmek uğruna. zaten dizi sürelerinden hiç bahsetmiyorum, daha fazla kar yapmak reklam almak adına girilen bu dönüşüm de sektörün sonunu getirmiştir.
devamını gör...
size şimdi tarifini vereyim:1 adet zengin yakışıklı ama kızlara kötü davranan erkek
-1 adet manken gibi güzel sakar fakir ama gururlu rölüne bürünmüş kız
-bir holding ve bu holdingin rakibi başka bi holding
-holdingde çalışan şapşik çalışanlar
-ve tabii asıl kızın salak ve çirkin arkadaşları
bunları yaptıysanız tebrikler artık bi yaz dizisi üretmiş oldunuz...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türkiye dizi sektörü" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim